KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

"Yeni Bir Küresel Dil Geliştirilmeli"

24.09.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült


Columbia Üniversitesi’nde düzenlenen Dünya Liderler Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Gül, küresel politikanın mimarisinin, eski dengelerin, felsefelerin değiştiğini kaydederek, bu süreçte yeni bir politik dil önerdi.

Birleşmiş Milletler 65. Genel Kurulu Genel Görüşmeleri vesilesiyle Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, New York’taki temasları çerçevesinde son olarak Columbia Üniversitesi’ni ziyaret etti.

 

Columbia Üniversitesi’nde düzenlenen Dünya Liderler Forumu’nda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de ifade özgürlüğü konusunda son dönemde inanılmaz bir açılım ve serbestleşme yaşandığını belirterek, “5 yıl önce tabu olan konular bugün yüksek sesle konuşulabiliyor. Ama bu değişimin Türkiye'nin dışında tam olarak algılanıp algılanmadığından emin değilim” dedi.

  

Soru-Cevap | Columbia Üniversitesi

 

 

TÜRKİYE’DE İNTERNET KULLANIMI

Medyada artık tekelleşmenin kalktığını ve kendi gündemleri ve güçleri olan pek çok medya grubu bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de 40'tan fazla ulusal, yüzlerce yerel TV kanalı, yüzlerce yerel ve ulusal radyo kanalı olduğunu, internet kullanımının rekor kırdığını kaydetti. “Türkiye, İngilizce konuşulan ülkelerden sonra Facebook kullanıcısı en yüksek ülke” diyen Cumhurbaşkanı Gül, kendi Twitter sayfasının sürekli takip edildiğini, Twitter'ın kendisi için, okuduğu basın raporlarından çok daha direk bir bilgi kaynağı olduğunu söyledi.

Türkiye'de internet açısından bazı sorunlar olduğunu, sayıları az da olsa bazı küresel sitelere ulaşımın sağlanamadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, “Bunun sansürle ilgisi yok. Bu, bizim vergi kanunlarımızın yetersizliğinden kaynaklanıyor. Hem hükümeti, hem de Meclisi, bu kanunları en kısa zamanda güncellemeleri konusunda teşvik ediyorum. Türkiye bunu yapmakta gecikmeyecektir” diye konuştu.

İNSAN HAKLARI VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

Türkiye'de bugün pek çok Kürtçe yayın yapan özel TV kanalları dışında TRT'nin de Kürtçe yayın yapan kanalı olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'de bugün her konunun sınırlara tabii tutulmadan konuşulabildiğini, sorunların açıkça tartışılabildiğini, sivil toplumun giderek geliştiğini ve ülkede insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerin hakim olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını, Türkiye'nin bunun bedelini ödediğine işaret ederek, Türk toplumunun her kesiminin zor zamanlardan geçtiğini kaydetti.

“TÜRKİYE, DÜNYA ÇAPINDA BİR DEMOKRASİ OLMAK İSTEMEKTEDİR”

Konuşmasında, 12 Eylül'de gerçekleştirilen referanduma da değinen Cumhurbaşkanı Gül, 1980 askeri darbesinin ardından 30 yıl sonra Türkiye'nin önemli anayasal değişiklikler kabul ettiğini, yüzde 58'lik bir çoğunluğun kabul ettiği anayasal değişikliklerin entellektüellerden AB Komisyonuna, hukukçulardan dünya liderlerine kadar pek çok kişi tarafından takdir edildiğinin altını çizerek, “Bu referandumdan sonra siyasi partiler arasında yeni bir anayasa yapılması yönünde büyüyen bir görüş birliği olduğunu görmekten memnunum” dedi. Türkiye'nin yine de bu kapsamda yapması gerekenler olduğunu ve demokrasinin standartlarını yükseltmesi, kapsamını genişlettirmesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, “İşimiz bitmedi. Türkiye, dünya çapında bir demokrasi olmak istemektedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında, Türkiye'nin iç ve dış politika gündeminde insan haklarının korunmasına ve geliştirilmesine büyük önem verdiğine de vurgu yaptı.

ERMENİSTAN AÇILIMI

Ermenistan açılımına da değinen Cumhurbaşkanı Gül, kendisinin Erivan'a iki ülke milli takımları arasında oynanan futbol maçını izlemeye gittiğini, bunun geçmişe değil, geleceğe bakan bir "kilometre taşı" olduğuna dikkat çekerek, bu kapsamda Ermeni Cumhurbaşkanı Sarkisyan ile geldikleri bu noktanın daha da ileriye gitmesi yönündeki umudunu korumak istediğini belirtti. Bugün hem komşu ülkelerde, hem de küresel ölçekte Türkiye'nin nüfuzunun olumlu yönde hissedildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin hareketlerinin dikkatle izlendiğini, bunun açık kanıtının New York'ta geçirdiği bu son hafta olduğunu ifade etti.

TÜRKİYE'NİN BAŞARILI EKONOMİK GÖSTERGELERİ

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin 2009'daki ekonomik kriz dönemi hariç tutulduğunda, son 7 yılda, yıllık ortalama yüzde 7,5 büyüdüğünü, Türkiye'nin, dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olduğunu belirterek, Türkiye'nin başarılı ekonomik göstergeleriyle ilgili detaylı bilgi verdi.

“TÜRKİYE RÖNESANS BENZERİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR”

Türkiye'nin edebiyat, sanat, spor, eğitim ve bilimde de Rönesans gibi bir dönemden geçtiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, New York'ta kitapçılarda en iyi satanlar listesinde Türk yazarlarının kitaplarını, Soho'nun sanat galerisinde Türk sanatçılarının eserlerini görmenin mümkün olduğunu belirterek, “Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk son yıllarda Columbia Üniversitesi’nde ders vermektedir.” dedi.

Türk dış politikasının artık sadece bölgesel konulara odaklanmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin pek çok birliğe aktif üye olduğundan, gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden söz ederek, BM Güvenlik Konseyi'nin sorumlu bir geçici üyesi olarak Türkiye'nin başarılı performansının zaten her şeyi anlattığını söyledi.

“KÜRESEL BAĞLAMDA YENİ BİR DİLİN GELİŞTİRİLMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”

Küresel politikanın mimarisinin, eski dengelerin, felsefelerin değiştiğini, dünyada ''ülkelerin eksen kaymasından'' söz edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, “eksen”in kendisi sürekli değiştiğinden “eksen kayması” teriminin artık polemik olduğunu ifade etti. Doğu-Batı, Güney-Kuzey ya da 1. Dünya, 2. Dünya ve 3. Dünya gibi kategorilerin uygulanabilirliğini kaybettiğini belirterek, ”Türkiye olarak artık küresel bağlamda yeni bir dilin geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Buna 'Yeni Diplomasi Dili' demek istiyorum.” diyen Cumhurbaşkanı Gül, bu yeni dilin güç paylaşımı ve iş birliğine dayanması, evrensel, çok kültürlü, çok boyutlu olması, ilkelere dayanması ve eski sınıflandırmaları kaldırması gerektiğine işaret etti.

Sözlerinin sonunda, Birleşmiş Milletler toplantılarının sonunda Türkiye'nin bu aktif dış politikasının geniş şekilde takdir edildiğini gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin adalet, eşitlik ve özgürlüğe dayanan daha iyi bir dünya için çalışmaya kararlı olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını da cevapladı.

İSRAİL’LE İLİŞKİLER

Cumhurbaşkanı Gül, “Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı ve Türkiye ile İsrail arasındaki askeri bazı manevraların iptal edilmesi'' konusundaki bir soru üzerine, Türkiye-İsrail ilişkilerinin birkaç ay öncesine kadar çok güçlü bir şekilde devam ettiğini, Türkiye'nin, İsrail devletini ve İsrail'in bölgedeki önemini en başından beri tanıyan ilk Müslüman ülke olduğunu, İsrail'le pekçok iş birliği ve anlaşma yaptığını söyledi. Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasında dolaylı görüşmeleri yürüttüğünü de belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu görüşmelerin belli bir olgunlaşma aşamasına geldiğinde Gazze'deki olayların çıktığını ve bunun Türkiye'yi çok etkilediğini belirtti.

Gazze'deki olayların canlı şekilde dünyaya yayınlandığını, Gazze'nin nasıl bombalandığını bütün dünyanın gördüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, '”Bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün değildir.” dedi. Türkiye ve İsrail'in ortak askeri manevralarının iptal edilmesinin de hep bu şartlar içinde değerlendirilmesi gerektiğini kaydederek, bunun ardından da arzu edilmeyen bazı gelişmeler olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bunların bizim tercihimiz olarak ortaya çıkmadığını söyledi.

“GAZZE, İSRAİL'İN DEĞİL, FİLİSTİN TOPRAKLARI İSRAİL'E AİT DEĞİL”

“Böyle bir yardım filosu (Türkiye'deki) ayrılıkçı Kürtler'e doğru gitmeye çalışmış olsaydı Türkiye o zaman ne yapardı.” sorusuna, “Burada doğru olmayan bir konu var, Kürtler bizim kendi vatandaşlarımız, bin yıldır beraberiz. Benim heyetimde kim Türk kim Kürt bilmiyorum. Bakanlar Kurulunda kim Türk, kim Kürt, ancak sorarsanız bilinir, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşlarıyız.” diyerek, demokratik standartların noksanlığı yüzünden farklı şikâyetler olabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, 1980'de askeri iktidar sırasında Kürtçe konuşmanın bile yasaklandığını, o dönemde demokratik standartların noksanlığından Kürt vatandaşlarla ilgili de sorunların yaşandığını belirterek, “Ama İsrailliler ve Filistinliler aynı millet değil, aynı milletin parçaları değil. Gazze, İsrail'in işgal ettiği topraklar. Gazze, İsrail'in değil, Filistin toprakları İsrail'e ait değil'. Oradaki mücadeleyle buradaki mücadele birbirinin aynısı değil.” dedi.

“GAZZE’DEKİ AMBARGO SONA ERMELİ”

Gazze'deki ambargonun sona ermesi gerektiğini sadece Türkiye'nin söylemediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, Gazze'ye son yardım filosundan önce Yunanistan'dan, İngiltere'den de Gazze'ye yardım filolarının gittiğini, ABD Başkanı Obama'nın, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un, BM'nin, Rusya'nın ve AB'nin bu ambargonun kaldırılması çağrısında bulunduğunu hatırlattı.

Terörizmin sadece Kürt vatandaşları arasından çıkmadığını, Türk vatandaşları arasında da terör örgütlerinin çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, dolayısıyla Gazze'deki konuyla bu konunun birbirinden çok farklı olduğunu vurguladı.

İRAN’IN NÜKLEER PROGRAMI

İran'ın nükleer meselesiyle ilgili bir soru üzerine bu konunun kendisine çok yöneltildiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin nükleer silahlara kesinlikle karşı olduğunu ve nükleer silah meselesini kesinlikle hafife almadıklarının altını çizerek, İran konusundaki sorunun çözümünde iki ayrı yol bulunduğunu, bunlardan birinin savaş, diğerinin de diploması olduğunu söyledi.

“AYNI TECRÜBELERİ BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMİYORUZ”

Irak'ta da 1990'da benzer durumun yaşandığını, Irak'taki istikrarsızlığın Türkiye için güvenlik sorunları ve Türk ekonomisine çok büyük sıkıntılar yarattığını hatırlatarak, Irak'a uygulanan ambargonun da netice vermediğini, sonuçta Irak halkının cezalandırıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Aynı tecrübeleri bir daha yaşamak istemiyoruz.” diyerek, Türkiye'nin, sorunun diplomatik olarak çözülmesi için olağanüstü gayret sarf ettiğini kaydetti.

“TÜRKİYE MİLLİ ÇIKARLARINI DÜŞÜNMEK ZORUNDA”

Türkiye'nin, elbette BM'nin İran'a yaptırım kararına uyacağını belirten Cumhurbaşkanı Gül, ancak bunun ötesinde bazı ülkelerin kendilerinin bazı ambargolar uyguladıklarını hatırlatarak, Türkiye'nin, örneğin İran'dan 10 milyar dolar gaz alması durumunda, bunun karşılığında ticaret yapması gerektiğini, yapmazsa bunun Türkiye'de 10 milyar dolarlık, hatta daha da fazla dış ticaret açığına neden olacağını bu yüzden Türkiye'nin milli çıkarlarını düşünmek zorunda olduğunu söyledi.

“TÜRKİYE ÇEVRESİNDE BİR NÜKLEER SİLAHA TOLERANS GÖSTEREN BİR ÜLKE DEĞİLDİR”

“Bütün bunlar bizim nükleer meseleyi hafife almamız anlamına gelmez, çünkü bizim komşumuzda eğer nükleer silah varsa, 'İran da nükleer silah yaptı' demiyorum ama bu bir tartışma, böyle şüpheler de var. Eğer herhangi bir komşumuzda nükleer silah söz konusu olursa onun en büyük tehdidi, uzaktaki başka kıtalara değil komşuya olur. Türkiye komşusunda ve çevresinde bir nükleer silaha tolerans gösteren bir ülke asla değildir.” diyen Cumhurbaşkanı Gül, BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, bütün bölgenin nükleer silahlardan arındırılmasıyla ilgili BM'nin 1991 yılında aldığı karardan ve bunun üstüne gidilmesi gereğinden söz ettiğini, bunun da İsrail'in güvenliği, Arap-İsrail barış meselesi ve bölgenin nükleer silahlardan arındırılması konuları kapsamında bir paket şeklinde ele alınması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırımlara karşı kullandığı oyun, bu meselede diplomasi yolunda mesafe katettirdiğinin de altını çizdi.

AB ÜYELERİNE ELEŞTİRİ

Cumhurbaşkanı Gül, AB üyelik sürecinde karşılaşılan en büyük sorunun ne olduğuyla ilgili bir soru üzerine, AB'ye tam üyelik konusunu Türkiye'nin stratejik bir konu olarak seçtiğini, bu konuda en büyük sıkıntının ise AB'nin vizyon noksanlığından kaynaklandığını ifade etti. Türkiye'nin üzerine düşeni yaptığını da söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, bazı AB ülkelerinin, Türkiye'nin üyelik kriterlerini yerine getirmesini bile engelleyecek bazı politik davranışlara girdiklerine dikkati çekti. “Bunda AB Komisyonunu kastetmiyorum. Komisyon son derece dürüst, sağlam bir duruş içerisinde.” diyen Cumhurbaşkanı Gül, AB üyelerinin bir kısmının ise çok fazla iç politikaya odaklandıklarını, AB'nin 30 ya da 70 sene sonrasını düşünme vizyonunun AB'de noksan olduğunu belirtti.

“AB, TÜRKİYE'YE MÜZAKERE SÜRECİ İÇERİSİNDE PROBLEM ÇIKARTIYOR”

“Bugün dünyada büyük olup da oynamayan bir oyuncu var açıkçası, o da AB.” diyen Cumhurbaşkanı Gül, AB'nin Türkiye'ye müzakere süreci içerisinde problem çıkarttığını ifade etti.

Aday ülkenin bütün AB standartlarını tamamladığında AB'nin bir karar aşamasına geleceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, şöyle dedi: “Ama bizim o karar aşamasına, yani standartlarımızı tam yükseltip o noktaya gelmemizden bir çekince var açıkçası. Bu müzakerelerde çok gereksiz engellerle karşı karşıya kalıyoruz, bizim hızımızı durdurma gayreti var AB'de.”

Cumhurbaşkanı Gül, New York'taki temaslarını tamamlamasının ardından ABD’nin Boston kentine geçti.

 

 

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı