Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa El-Halife’nin davetlisi olarak bulunduğu Bahreyn’de temaslarını sürdürüyor.

Ziyaretinin ikinci gününde, Bahreyn Ulusal Meclisi’nde milletvekillerine hitap eden Cumhurbaşkanı Gül’ü meclise gelişinde, Şûra Konseyi Başkanı Ali bin Salih El Salih ve Temsilciler Meclisi Başkanı Halife bin Ahmet El Dahrani karşıladı.

Bahreyn Ulusal Meclisi’nde ilk kez Bahreyn’den olmayan birisine konuşma hakkı verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bundan dolayı teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Gül, Bahreyn ile Türkiye arasında yeni bir sayfa açıldığını, mevcut olan ilişkileri daha ileriye taşımakta kararlı olduklarını kaydederek, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa El Halife ile faydalı görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Bahreyn’de sürdürülen reform sürecini memnuniyetle izlediğini, Bahreyn’in bu açıdan bölgesinde öncü bir ülke olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında, “Unutmayın, meclis milletin kalbi demektir. Bütün fikirlerin serbestçe tartışıldığı, herkesin düşündüğü ne varsa görüşlerini ortaya koyduğu, vatanın güçlenmesi, halkının daha iyi olması için, fikirlerini paylaştığı bir mekândır. O bakımından bu çatı gerçekten çok önemlidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, AB içerisinde bütün İslam dünyasının kaygılarını, görüşlerini en iyi şekilde temsil edecek, ifade edecek ülke olduğuna da dikkat çekti.

Türkiye – Bahreyn Ticaret Hacmi

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Bahreyn arasındaki ticaret hacminin son 5 yılda 9 kat artarak, 44 milyon dolardan 500 milyon dolara yaklaştığını, 2010 yılı sonuna kadar da bu rakamın 1 milyar doları geçeceğini belirtti. Ticaretin dışında sağlık, tarım, turizm ve enerji gibi sektörlerin de her iki tarafın çıkarına olacak şekilde geliştirileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bu yönde anlaşmalar imzalandığını ve ayrıca iki ülke arasında savunma alanında önemli anlaşmalar yapıldığını belirtti.

“Bahreyn’in Refahı ve Huzuru Bizim İçin Önemlidir”

Bahreyn’in Kıbrıslı Türkler üzerindeki haksız izolasyonların kaldırılmasına yönelik çalışmalarını da takdirle karşıladığını bildiren Cumhurbaşkanı Gül, bu konuda karşılıklı ziyaret ve görüşmelerin önemini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Bahreyn’in bölgesel ve uluslararası konularda ortak görüşleri paylaşmasından duyduğu mutluluğu ifade ederek “Türkiye, Körfez bölgesinin barış, istikrar ve güvenliğine son derece önem vermektedir. Türkiye olarak Körfez bölgesine tarihî bağlarla bağlıyız. Bahreyn’in esenliği, refahı ve huzuru bizim için önemlidir. Bölgedeki tüm ilişkilerin temelinde toprak bütünlüğüne saygı, içişlerine karışmama ve iyi komşuluk ilişkilerinin bulunması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, ABD Başkanı Barack H. Obama’nın Türkiye ziyareti sırasında verdiği mesajların, dünyada bir iyimserlik havası estirdiğini herkesin görmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu çerçevede bütün dünyanın, özellikle de Arap dünyasının, İslam dünyasının da kendi tezlerini, bölünmeden, bir bütünlük içerisinde güçlü bir şekilde seslendirmesinin tam zamanıdır” dedi.

Filistin Meselesi

Filistin meselesinin çözümünün, Filistinlilerin birliğinden ve bütünlüğünden geçtiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Filistin, birlik ve bütünlük içerisinde olduktan sonra çözümün de iki devletli yoldan geçtiğini kaydederek, bunun için de herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin Irak’ın birlik, beraberlik ve toprak bütünlüğünün korunmasına önem verdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Bağdat’a yaptığı ziyareti hatırlatarak, Irak’ın hâlâ sıkıntılar yaşamasından üzüntü duyduğunu, ancak geleceğe daha güvenli bakmasından da mutlu olduğunu belirtti.

“Orta Doğu’nun Kitle İmha Silahlarından Arındırılması Perspektifi Canlı Tutulmalıdır”

Bölgenin istikrar ve güvenliği için atılacak doğru adımların, mevcut sorunların çözümüne önemli katkı sağlayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bu adımlardan birinin tüm Orta Doğu’nun kitle imha silahlarından arındırılması perspektifinin canlı tutulması olduğunu belirterek, “Bu yönde adımlar atmaya çalışmak, bir hayal peşinde koşmak olarak görülmemelidir. Çünkü bunun hukuki meşruiyeti BM’de Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra alınmıştır. Kitle imha silahlarına sahip olmanın hiçbir ülkeye ilave güvenlik sağlayamayacağını, aksine ilave istikrarsızlık getireceğini bilmek zorundayız. Bunu engellemek, bizden sonra gelecek kuşaklara borcumuzdur” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, bölge ülkelerinin kitle imha silahlarının yayılmasının önlemesine ilişkin tüm uluslararası düzenlemelere taraf olmasını içtenlikle istediğini ifade etti.

Türkiye’nin İran’ın nükleer programıyla ilgili meseleye başından beri diplomatik yollardan barışçıl bir çözüm bulunması dışında bir seçeneğin düşünülemeyeceğini vurguladığını aktaran Cumhurbaşkanı Gül, bu konuların diplomasi, siyaset ve diyalogla çözüleceğine inandığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, sınır konuları halledilmeden, istikrar ve huzurun sağlanamadığını, bu tür sorunların diyalogla çözümlenmesi gerektiğini, aksi halde bu konuların birdenbire sıcak hale dönüştüğünü ve sonunda büyük felaketlere yol açtığını belirterek, geçmişten ders alınmasının önemine vurgu yaptı.

Şûra Başkanı’nın Konuşması

Şûra Başkanı El Salih de, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bölgede barış ve istikrara katkı sağlayacak girişimlerini her zaman desteklediklerini, özellikle de Filistin meselesine verdiği desteği takdirle izlediklerini, Türkiye’yi Orta Doğu’da güvenlik, refah ve barışın gerçekleşmesi için olumlu rol oynayacak bir ülke olarak gördüklerini belirtti.

Türk-Bahreyn İş Konseyi

Cumhurbaşkanı Gül, meclisteki hitabının ardından Bahreyn Fuar Merkezi’nde düzenlenen Türk-Bahreyn İş Konseyi toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.

İki ülke arasında gerçekleştirilen ziyaretlerin, siyaset ve güvenliğin yanı sıra ekonomik konuları da kapsadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, ilişkilerin sürekli olabilmesi ve gözle görülür faydalar üretilebilmesi için ekonomik boyutun göz ardı edilemeyeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, her iki devletin de iş adamlarına her türlü desteği vereceğini belirterek, karşılaşılan problemleri ortadan kaldırmanın görevleri olduğunu aktardı. İş adamlarının daha çok ortak iş yapabilmesi için, devlete düşen hukuki alt yapıyı hazırlama faaliyetlerinin de en üst seviyeye geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede gümrük kolaylığı, ulaşım kolaylığı, yatırımların karşılıklı korunması ve desteklenmesi, vergi muafiyeti anlaşmalarının imzalandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olduğunu vurgulayarak, sadece mal satma açısından değil, yatırım açısından da önemli bir ülke konumunda bulunduğuna ve Türkiye’nin büyük bir yatırım cazibesi olduğuna dikkati çekti.

Bahreyn’li İş Adamlarına Yatırım Çağrısı

Türkiye’nin birçok sektörde büyüme gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, Bahreynli iş adamlarını enerji, tarım, sağlık, turizm ve gayrimenkul alanlarında yatırım yapmaya çağırdı.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, büyümesi sürdürdükçe enerjiye ihtiyaç duyacağını, gıda güvenliği açısından büyük imkânlara sahip olduğunu, turizm ve gayrimenkul sektörlerinde büyüme gösterdiğini, sağlık sektöründe de önemli yatırımlar gerçekleştirildiğini ve finans sorunu yaşamadığını söyledi.

Küresel finans krizinin tüm ülkeleri olduğu gibi Türkiye’yi de etkilediğini ancak, Türkiye’nin bunu kolay aşacağını ve büyümesine kaldığı yerden devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, AB’ye üyelik müzakere sürecinin ilerlediğini, Türkiye’ye yapılacak yatırımların, aynı zamanda Avrupa’ya yapılacak yatırım anlamına gelebileceğini de ifade etti.

Türk-Bahreyn İş Konseyi toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Şeyh Halife bin Salman El Halife ve Bahreyn’de bulunan bir grup Türk vatandaşını kaldığı otelde kabul etti.

Tüm Haberler