KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

“Eksen; Demokrasi, Hukuk Ve İnsan Hakları Standartlarıdır”

25.01.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
“Eksen; Demokrasi, Hukuk Ve İnsan Hakları Standartlarıdır”


AKPM’de parlamenterlerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin değer eksenli bir politika yürüttüğünü vurgulayarak İngiltere’nin Commonwealth içinde aktif olması ya da Fransa’nın Afrika ile tarihî ilişkilerini canlandırması gibi, Türkiye’nin de yakın çevresiyle jeopolitik ve jeostratejik konumu gereği ilişkiler geliştirdiğini söyledi.

Bir parlamenterin Türkiye'nin ekseniyle ilgili sorusuna karşılık Cumhurbaşkanı Gül, eksenin, demokratik standartlar, hukuk standartları, insan hakları standartları açısından değerlendirilebileceğini söyledi. “Bu değerlerde gerileme varsa Türkiye'nin dostları, ‘ekseni kayıyor’ diye tereddüt edebilir” diyen Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:

“Demokrasi, insan hakları sorunları çözülüyor ve yükseliyorsa, kadın erkek eşitliğinde yeni adımlar atılıyorsa, şeffaflık konusunda ilerleme oluyorsa o zaman Türkiye'nin ekseniyle ilgili tereddütleri doğru görmem. Türkiye'nin bütün ülkelerle iş birliği içine girme hakkı var. Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu açısından bunu değerlendirmesi de hakkı. İngiltere'ye biz hiç 'Commonwealth içinde aktifsin, Malezya'dan Kamerun'a kadar herkesle iş birliği içindesin' diye tenkit yürütebilir miyiz? Ya da Fransa'nın Afrika'da tarihten gelen ilişkilerini canlandırmasına bir şey denebilir mi? Türkiye'nin de çok yanlı dış politika çerçevesinde tarihten gelen dostluğu olan ülkelerle daha çok iş birliği içinde olmasını herkesin normal karşılaması gerekir.”

TÜRKİYE’DEKİ AZINLIKLAR

Türkiye'deki azınlık dinlerinin ibadethanelerindeki tadilat çalışmaları, düzenli ibadet yapılması ve Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili son gelişmelere ilişkin soru üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, “Biz insanların dini, inancı ve mezheplerine saygı duymak zorundayız” dedi. Din özgürlüğünün temel hak ve özgürlüklerin önemli parçalarından biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye'de herkes hangi dinden olursa olsun, inancı ne olursa olsun inançlarını, inançlarının gereğini rahatlıkla yapabilmelidir. Türkiye'de bakış açımız bu. Herkesin önündeki bu tip engeller kaldırılıyor. Zaman zaman esas büyük çoğunluğun, Müslüman çoğunluğun önündeki engeller de olabilir, din özgürlüğüyle ilgili engeller de olabilir. Bu konularda herkese saygı duymak ve herkesin ibadetini, inançlarını rahat bir şekilde yapmasıdır. Müslüman olur, Müslüman olmaz, başka dinlere mensup olabilir, ne olursa... Ya da hiç dini olmayan insanların da kendi inançları neyse o şekilde özgürce yaşamalarıdır. Bu konularda değişiklikler oluyor. Tamiratlar teknik konu olduğu için bir şey söyleyemeyeceğim, ama Van'da tarihî Ermeni kilisesinin restorasyonu gayet dikkatli bir şekilde devlet eliyle yaptırıldı. Birçok eski cami, kilise restore ediliyor. Bir ayrım yapmadan ihtiyaç varsa restorasyon yapılacaktır” dedi.

TÜRKİYE’DE YAPILANLAR SESSİZ DEVRİM

“Türkiye din özgürlüğünü ve azınlıkların otonomisini daha da güçlendirmek için ne yapacak?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de demokratik standartları, hukuk standartlarını yükseltmek için çok köklü reformlar yapıldığını belirterek, “Bu reformlarla, Türkiye'nin demokratik standartları, hukuk standartları; bunlar devamlı yükseltiliyor. Yapılan şeyleri gerçekten tüm dünyada herkes 'sessiz devrim' olarak niteliyor. Ama şüphesiz ki daha yapacaklarımız vardır. Şunu unutmayın ki, hiçbir ülke mükemmel değil; ne Avrupa Birliği içinde ne doğuda, ne de batıda. O bakımdan biz noksanlıklarımızın farkındayız. Bunları yapmaya devam edeceğiz. Kendimize olan özgüvenimiz de bu açıdan büyük. Dolayısıyla Türkiye'de reform çalışmaları canlı olarak devam edecektir. Söylediğiniz konular da dâhil” dedi.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE HERKES EŞİTTİR”

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Hıristiyan azınlığın ve diğer azınlıkların korunması konusunda atacağı adımlarla ilgili bir soru üzerine de, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temeli olan Lozan Anlaşması'nda azınlık konusunun yer aldığını, azınlıkların bütün hak ve hukuklarının garanti altına alındığını hatırlattı. Azınlıkların, Müslüman Türk vatandaşlarıyla eşit olarak haklarını kullanabildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, “Herkes vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti'nde eşittir ve herkes inancı ne olursa olsun, bunu yaşama ve anlatma hakkına sahiptir” ifadelerini kullandı.

Azınlık mülkiyeti konusunda, kökeni çok eskiye gittiği için bazı anlaşmazlıklar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, bu konuların mahkeme kararlarıyla, olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları doğrultusunda sonuca bağlandığını belirtti ve bu çerçevede bir azınlık vakfının açtığı davada, Türkiye'nin AİHM'nin kararı doğrultusunda mülkiyeti vakfa devrettiğini kaydetti.

KAÇAK GÖÇMEN KONUSU

Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa'ya çoğu Türkiye üzerinden yaşanan kaçak göç olayına karşı Türkiye'nin ne yapacağını soran bir parlamentere karşılık, Avrupa'ya sadece Türkiye üzerinden değil Akdeniz ve başka yollar üzerinden de kaçak göç yaşandığına işaret ederek, Türkiye'nin bu konuda tedbirler aldığını, uluslararası organizasyonlarla iş birliği içinde olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin kaçak göçmen almamak için çaba harcadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, “Biz de bu işten çok sıkıntılıyız. Türkiye yabancılar için bir depo da olamaz tabii. Bazen bunların sayıları çok büyük boyutlara ulaşıyor. Son sosyal güvenlik yasalarımız Türkiye toprakları üzerinde olan herkese bazı imkânlar tanıyor. Suçlamaktan ziyade sıkı bir iş birliğine girmenin daha doğru olduğu kanaatindeyim” diye konuştu.

KCK DAVASI ve KÜRTÇE SAVUNMA

Cumhurbaşkanı Gül, KCK davası ve Kürtçe savunma yapılamamasına ilişkin soruyu da şöyle cevapladı: “Demokratik hak ve hukuk ne kadar genişletilirse, terör ve teröristler o kadar izole edilir. Türkiye bu politikaya güvendiği için, son yıllarda bu konuda cesur işler yapıyor. Eğer şiddet, eğer zorlama, devlet gücünün dışında güç, yargılama gibi faaliyetler içinde olunursa hiçbir demokratik ülke buna müsaade etmez. Bunun olup olmadığına ne siyasetçiler ne devlet adamları karar verebilir; bağımsız mahkemeler karar verebilir. Böyle bir suçlama olduğu için konu mahkemede. Mahkemenin süratli bir şekilde karar vermesini isteriz. İnsanlar gerçekten Türkçe bilmiyorsa, başka dil biliyorsa o dilde savunma yapabilirler. Nitekim mahkemeler bunu kabul ediyor ve yapılıyor.”

“İLİŞKİLER BU NOKTAYA GELDİYSE SORUMLU İSRAİL’DİR”

Cumhurbaşkanı Gül, bir parlamenterin Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerindeki gelişmeler kapsamında Orta Doğu'daki arabuluculuk rolü konusundaki sorusu üzerine, Türkiye'nin arabuluculuğu prestij kazanmak, görünür hale gelmek için değil, bölgesinde istikrarın, huzurun ve iş birliğinin tesisi yönünde aktif olmak için yaptığını vurguladı. Türkiye'nin bulunduğu bölgede geniş coğrafya ile tarihten gelen köklü ilişkilere sahip olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye'nin bölge meselelerine yardımcı olma kapasitesi var. Son problemli durumlara kadar İsrail hükümeti de Filistinliler de Türkiye'den yardım talep etmiştir. Son duruma gelirseniz, o tamamen İsrail'in tercihi olarak ortaya çıkmıştır. Gazze'de süren abluka, Avrupa Konseyi'nin de BM'nin de bütün insan hakları teşkilatlarının yasal görmediği kolektif bir cezalandırma yapamayacağı yönündedir. Birçok insan hakları örgütü Gazze'deki insanlara yardım için seferler düzenlerken, Türklerin önderliğinde 47 ülkeden insanların katıldığı yardım filosu, uluslararası sularda İsrail ordusunun saldırısına uğradı. Bu, eğer ilişkileri bugünkü noktaya getirdiyse, bunun sorumlusu Türkiye değil, İsrail'dir. İsrail, Türkiye'den herhangi bir şekilde kendisine yardım etme, arabuluculuk yapma güvenini kaybettiyse o tamamen İsrail'in bileceği şeydir. Bizim de kendi kendimize ortaya çıkma hevesimiz yoktur. Geçmişte bütün İsrail hükümetleri Türkiye'den hem bölgemiz, hem geniş coğrafyayla ilgili pek çok talepte bulunmuşlardır. Türkiye de bölgede barış ve istikrar için çok gayret göstermiştir” dedi.

SEÇİM BARAJI

Cumhurbaşkanı Gül, bir başka parlamenterin “Yüzde 10'luk seçim barajını Haziran 2011 seçimlerinde değiştirecek misiniz?” sorusuna ise, mevcut Anayasa'ya göre seçimlerden önceki bir yıl içinde seçim kurallarına ilişkin değişiklik yapılamayacağını kaydederek, seçim barajının önümüzdeki genel seçimlerde düşürülmesinin söz konusu olmadığını bildirdi. Anayasa'da defalarca değişiklik yapıldığını ve sistematiğinin bozulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, seçimden sonra en önemli gündem maddesinin yeni anayasa olacağını ve seçim barajı konusunun yeni Anayasa çalışmalarında ele alınabileceğini söyleyerek, genel seçimde bağımsız milletvekili adayları için baraj engeli bulunmadığını da hatırlattı.

“BELGELERİ BİZE VERİN TAKİP EDELİM”

Cumhurbaşkanı Gül, geçen yıl altı gazetenin kapatılması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından mahkûm edildiğini ifade eden bir parlamentere, bunları ilk kez duyduğu cevabını vererek, “Bilmiyorum bilginiz doğru mu? Eğer eminseniz belgeleri bize verin takip edelim” dedi ve arkasında şiddet olmayan her ifadenin Türkiye'de kullanılabileceğini vurguladı.

AB'NİN VİZE UYGULAMASINA ELEŞTİRİ

Cumhurbaşkanı Gül, başka bir soru üzerine Türkiye'nin AB'nin vize uygulamasından şikâyetçi olduğunu, AB'nin vize politikasını gözden geçirmesi ve değiştirmesi gerektiğini ileterek, Gümrük Birliği sayesinde mallarını bir fuara gönderen Türk iş adamının kendisinin AB ülkesine gidemediğine işaret etti.

“1949-2010 AVRUPA KONSEYİ'NDE TÜRKİYE” SERGİSİ

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra “1949-2010 Avrupa Konseyi'nde Türkiye” konulu serginin açılışına katıldı.

Cumhurbaşkanı Gül'ün, 1992 yılında Genel Kurul’da bir konuşma yaparken çekilen fotoğrafının da bulunduğu sergide, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, Turgut Özal, eski Dışişleri Bakanları Fatin Rüştü Zorlu, Fuad Köprülü, Hasan Esad Işık, İhsan Sabri Çağlayangil, Vahit Halefoğlu, Haluk Bayülgen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Konseyi'ndeki siyah beyaz fotoğrafları ile Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne attığı imza ve Avrupa Konseyi'nde görev yapan bazı diplomat ve uluslararası memurların fotoğrafları da yer alıyor.

Sergi açılışının ardından Cumhurbaşkanı Gül, AKP Başkanı Çavuşoğlu tarafından Genel Kurul’a hitap edecek konuklar onuruna verilen öğle yemeğine iştirak etti.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı