KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

“Avrupa’da Bir İslamofobi Tehlikesi Görüyorum”

17.09.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
“Avrupa’da Bir İslamofobi Tehlikesi Görüyorum”



Cumhurbaşkanı Gül, Almanya’nın önemli gazetelerinden Dei Zeit’e, 15 Eylül 2011 tarihinde verdiği mülakatta Türklerin Almanya’ya katkıları, İslamofobi ve İsrail’le son dönemde yaşanan problemler üzerine önemli açıklamalar yaptı.
 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Die Zeit gazetesinin 15 Eylül 2011 tarihli sayısına, Zaman gazetesinden Süleyman Bağ ve Mahmu Cebi ile Die Zeit gazetesinden Özlem Topçu ve Michael Thumann’a bir mülakat verdi. 

“GURBETÇİLER, ALMANYA'NIN, DÜNYANIN EN GÜÇLÜ EKONOMİLERİNDEN BİRİ OLMASI İÇİN ALIN TERLERİNİ DÖKTÜLER”

Cumhurbaşkanı Gül, Türk işçilerinin Almanya'ya yaptığı katkıların Almanya tarafından yeterince takdir edilip edilmediği şeklindeki soruya şu şekilde cevap verdi: “İlk giden nesil Almanya'nın tekrar ayağa kalkmasında yardımcı oldu. Gurbetçiler Almanya'nın, dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olması için alın terlerini döktüler. Ben bu emeğin o yıllarda yeteri kadar takdir edildiğinden eminim. Şimdilerde ise Türklerin bu önemli katkıları unutulmuş gözüküyor ve Türklerin sorunları tartışmaların merkezine çekiliyor. Tabii ki bugün bir takım sorunlar var. Nihayetinde Türkler çok farklı bir kültürden Almanya'ya gittiler. Elbette bunun getirdiği bir kültür şoku yaşandı. Ne Almanya ne de Türkiye bu insanlara yol gösterdi. 

“UYUM HİZMET DEMEKTİR”

Uyum konusunda dilin rolünün sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, “Her şey dile bağlı. Günümüzde Alman vatandaşı olmuş bir Türkün aksansız Almanca konuşması mümkün olmalıdır. Ve bir dil en iyi nasıl öğrenilir? Anaokulunda. Türkler Almanya’da çocuklarını anaokuluna göndermiyorlarsa, bunun nedeni araştırılmalıdır. Uyum insanın yaşadığı ülkenin kurallarına uymasıdır, o ülkeye hizmet etmesi ve faydalı olmasıdır. Bunun gerçekleşmesi için ise motivasyona ihtiyaç vardır.” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini, Almanya’nın vize politikasının birçok kişinin motivasyonunu olumsuz etkilediğini ifade ederek sürdürdü. 

“YAŞADIĞINIZ ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI, SİZİN CUMHURBAŞKANINIZDIR”

Almanya’da yaşayan Türk kökenli Alman vatandaşlarının siyasal aidiyetine ilişkin bir soruya Cumhurbaşkanı Gül şu şekilde cevap verdi: “Almanya’da yaşayan Türk kökenli Alman vatandaşlarının Cumhurbaşkanı Wulff’tur. Ancak Türkiye ile yakın ilişki içinde olan, bu ülkede akrabaları, anne ve babaları yaşayan Türkiye'yi halen anavatanları olarak gören Almanyalı Türkler var. Bunların çoğu duygusal olarak beni Cumhurbaşkanı olarak görüyorlar. Bu insanların geldikleri ülke ile olan sıkı bağlarını koparmalarını talep etmek doğru değildir. Aynı şekilde, Türkiye’de yaşayan Alman vatandaşlarım olduğu gibi, Yahudi, Hristiyan veya Ermeni vatandaşlarım da var. Ben hepsinin Cumhurbaşkanı olarak bayramlarını kendileri ile birlikte kutluyor ve ibadet yerlerini ziyaret ediyorum. Azınlıkta oldukları için dikkat çekmiyor olabilirler. Ama ben onları unutmuyorum.” 

“AVRUPA’DA BİR İSLAMOFOBİ TEHLİKESİ GÖRÜYORUM”

Avrupa’da İslamofobi tehlikesi görüp görmediği yönündeki soruya cevap verirken Cumhurbaşkanı Gül, “Evet, görüyorum. Sorulması gereken şudur: Modern devlet nedir? Benim için modern devlet çok kültürlü bir devlettir. Demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine dayalı modern devlet, teorisi ve uygulaması ile Avrupa'nın dünyaya armağanıdır. İşte bu Avrupa'dan İslam karşıtlığının yükselmesini büyük bir tezat olarak görüyorum. İslam düşmanlığı, antisemitizm ve yabancı düşmanlığı tehlikeli gelişmelerdir ve bunlar bir kere ortaya çıktıklarında tedavisi çok zor olan hastalıklardır.” şeklinde konuştu. 

“ARAP BAHARI’NDA BELİRLEYİCİ OLAN ARAP GENÇLERİDİR”

Arap Baharı'nda belirleyici rolün din değil, Arap gençleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, “Bugün iletişim imkânlarının herkese açık olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Arap gençleri onursuz bir hayat yaşadıklarını, neyin doğru neyin yanlış olduğunu gördüler. Bunun neticesinde rejimler itibar kaybına uğradı. Arap dünyasında yaşanan devrimlerin temelini iletişim teknolojisi oluşturuyor. Batı geliştirdiği iletişim teknolojisi ile devrimlere en önemli katkıyı yaptı.” dedi. 

“OTORİTER VE KAPALI REJİMLER BU ŞEKİLDE DEVAM EDEMEZ”

Suriye ile ilgili görüşleri sorulan Cumhurbaşkanı Gül, “Biz komşuyuz ve halklarımız arasındaki sıkı ilişkiler kurduk. Aynı zamanda Suriye hükümeti ile de sıkı ilişkiler içindeydik. İvedilikle reformlar yapmaları için ısrar ettik. Bunu, Sayın Esed’le görüşmelerimde, Arap İlkbaharından önce, sıklıkla dile getirdim. Ancak hükümet hiçbir şey yapmadı ve durum kötüleşti. Otoriter ve kapalı rejimler bu şekilde devam edemezler.” şeklinde konuştu. 

Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini, Türkiye’nin Arap ülkelerine katkı yapabileceğini vurgulayarak sürdürdü. Ayrıca, Arapların, Müslüman halka sahip bir ülkede demokrasi, çok partili sistem ve kadın-erkek eşitliğinin olabileceğini gördüklerini ve kendi ülkelerinde neden böyle olmadığını sorguladıklarını ifade etti. 

“ÖZÜR, İSRAİL’DEN KESİN TALEBİMİZDİR”

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin mevcut duruma gelmiş olmasının sorumlusunun Türkiye'den çok İsrail olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül “İsrail geçtiğimiz yıl uluslararası sularda, içinde 37 farklı ülkeden insanın bulunduğu bir yardım gemisine saldırdı. Bu saldırıdan sonra İsrail'in özür dilemesi beklenirdi. Uluslararası hukuku çiğneyen İsrail özür dilemedi ve sanki haklı taraf kendisiymiş gibi davrandı. Özür, bizim kesin talebimizdir. Ayrıca Gazze'ye uygulanan ambargo da uluslararası hukuka aykırıdır.” diye konuştu. 

“ALMANYA TÜRKLERDEN KORKMAMALI”

Avrupa ve İslam dünyası arasındaki ilişkilerin sakinleşmesi için Türkler ve Almanların neler yapabileceğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül şunları söyledi: “Almanya’daki Türk kökenli siyasetçiler, sanatçılar ve sporcular iyi bir entegrasyon örneği teşkil edebilirler. Alman milli futbol takımında Türk kökenli genç yetenekler mevcut. Herkes onların başarılarıyla gurur duyuyor. Genç beyinler uzun bir süreden bu yana ABD’ye göç ediyorlar. Büyük ülkelerin kapıları her zaman insanlara açık oluyor. Bundan korkmamak lazım, Almanya da bundan korkmamalı.”

 

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı