KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

"Düşünce ve Araştırma Kuruluşları Gelişmiş Ülkeleri Güçlü Yapan Unsurlardan Birisidir"

04.11.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült


Yeni Dönemde Türk Dış Politikası

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Binası'nın açılışını gerçekleştirerek, "Yeni Dönemde Türk Dış Politikası" başlıklı ilk dersi veren Cumhurbaşkanı Gül, Cumhurbaşkanlığı ve daha önceki görevlerinde düşünce ve araştırma kuruluşlarını hep desteklediğini söyledi. 2004 yılından bu yana siyaset, ekonomi, hukuk, sosyal bilimler ve güvenlik gibi alanlarda başarıyla faaliyet gösteren, bağımsız bir düşünce kuruluşu olarak kamuoyunun doğru ve yeterli bilgi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir vazife üstlenen USAK'ın çalışmalarını yakından takip ettiğini ve takdir ettiğini söyledi.

 

             

 

Yeni Dönemde Türk Dış Politikası

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Binası'nın açılışını gerçekleştirerek, "Yeni Dönemde Türk Dış Politikası" başlıklı ilk dersi veren Cumhurbaşkanı Gül, Cumhurbaşkanlığı ve daha önceki görevlerinde düşünce ve araştırma kuruluşlarını hep desteklediğini söyledi. 2004 yılından bu yana siyaset, ekonomi, hukuk, sosyal bilimler ve güvenlik gibi alanlarda başarıyla faaliyet gösteren, bağımsız bir düşünce kuruluşu olarak kamuoyunun doğru ve yeterli bilgi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir vazife üstlenen USAK'ın çalışmalarını yakından takip ettiğini ve takdir ettiğini söyledi.

"Bilgi Artık Resmî Makamların Tekelinde Değil"

1983 yılında İslam Kalkınma Bankasında ekonomist olarak çalışmaya başladığında henüz "e-posta" devrine geçilmediğini, 1991 yılında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyeliği yapmaya başladığında, Avrupa Konseyi'nin bir internet sitesi bulunmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, bugün artık muazzam bir bilgi ve haber trafiğinin söz konusu olduğunu, belirterek bunun için ciddi bir adaptasyon sürecinin gerektiğini söyledi. Yaşanan bu büyük değişim ile bilginin artık resmî makamların tekelinde olmaktan çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, sivil kanalların her geçen gün daha fazla önem kazandığını belirtti.

"Kamu Diplomasisi Giderek Önem Kazanıyor"

Bu çerçevede dış politika açısından da kamu diplomasisi kavramının giderek ön plana çıktığını, artık yalnızca doğru olanı yapmanın yetmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, uygulanan politikaların gerekçelerinin de en iyi şekilde izah edilmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasında düşünce ve araştırma kuruluşlarının sahip olduğu işlevin altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, resmî kurumlarla birlikte devlet politikalarının uluslararası topluma ve kamuoyuna en iyi şekilde izah edilmesi açısından bu tür kuruluşların çok önemli bir işleve sahip olduğunu kaydederek gelişmiş ülkeleri güçlü yapan unsurlardan birisinin de bu araştırma merkezleri olduğunu söyledi.

"Türkiye'nin Artan İktisadi Gücü, Uluslararası Sahnede Belirleyici Olmasına İmkân Tanıyor"

Türkiye'nin ortak çabalarla küresel düzeyde bir cazibe merkezi haline dönüştüğünü, 2008 sonu itibariyle satın alma gücü paritesine göre gayri safî milli hasılanın 1 trilyon ABD dolarına ulaştığını bildiren Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin artan iktisadi gücünün, milletler arası münasebetlere daha fazla kaynak ayırmasına, uluslararası sahnede belirleyici olmasına ve yön verici bir rol oynamasına imkân tanıdığını kaydetti.

"Önemli Olan Türkiye'nin Değerlerinin Hangi İstikamete Gittiğidir"

Türkiye'nin dış politikasının gerektirdiği esneklikle milli menfaatleri arasında hassas bir denge gözetmenin elzem olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, tüm tarafların menfaatlerinin buluşacağı ortak paydayı gözeten çözüm yollarının üretilmesi için bölgesel ve uluslararası diyalog ikliminin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin, tarihin belki de en zorlu sınamalarından geçmiş köklü ve deneyimli diplomasi geleneği sayesinde bu tarz çözüm yollarını rahatlıkla kullanacak potansiyele, etki ve güce sahip olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada bir kez daha altını çizmek istediğim şey şu: Bazılarının, özellikle son dönemlerde ‘Türkiye nereye gidiyor?, ‘Türkiye doğuya mı gidiyor?, ‘Türkiye hangi istikametlere gidiyor?, sanki Türkiye şaşırmış, denizin ortasında dalgalara göre sürüklenen bir ülke gibi algılamalarıdır. Hiç böyle değildir. Gayet açık söyleyeyim. Türkiye'nin ne yaptığı bellidir. Türkiye, tabii ki hem doğuya hem batıya hem kuzeye hem güneye, her tarafa gitmektedir. Önemli olan nokta şudur: Türkiye'nin değerleri hangi istikamette gelişmektedir. Demokratik değerler, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, şeffaflık, hesap verebilirlik, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili konular, serbest piyasa ekonomisinin işlerliği; bütün bu konularda Türkiye'nin gittiği istikamete bakılırsa o zaman Türkiye'nin hangi yöne gittiği çok daha iyi tespit edilir."

"Türkiye Bölgesinde Barışı Sağlamak İçin Çalışıyor"

"Muhakkak ki noksanlar vardır, muhakkak ki yapılacak şeyler çok fazladır. Bu trenin hızı, sürati, yüksekliği tartışılabilir. Bu ayrı bir konudur. Ama istikametini tartışmak da tamamen bilgisizlikten kaynaklanmaktadır" sözleriyle konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin bölgesinde yapmak istediği şeyin barışı sağlamak olduğunu vurguladı ve istikrarın sağlanmadığı, güvenlik meselelerinin halledilmediği bir ülkede kesinlikle ekonomik kalkınma, iş birliği ve refah olmayacağını ve o ülkenin insanlarının da mutlu olamayacağını söyledi.

“Bölgesel İstikrarın Olmadığı Yerde Ekonomik Kalkınma Olmaz”

Türkiye’nin komşularıyla, bölgeyle olan ilişkilerinde birinci derecede hedeflediği şeyin güvenlik sorunlarını çözmek, istikrarı getirmek ve bunun üzerinde barışı geniş bir alanda tesis edip ekonomik iş birliğini gerçekleştirmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Refahın yolu budur. Bölgedeki insanların mutlu olmasının yolu da budur. Dünyanın hangi bölgesine bakarsanız bakın, bölgesel istikrarın temin edilemediği bir yerde ekonomik kalkınma olmamıştır. Mecburen kaynaklarınızı güvenlik konularına harcayacaksınız” şeklinde konuştu.

Bölgede tarihî birikimi, konumu, gelişmişliği dikkate alındığında, bu sorumluluğun Türkiye’de olduğunu düşündüklerini, bunun için Türkiye’nin gayet inançlı bir şekilde bu politikalarına devam edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin inisiyatifler aldığını, Kafkaslarda bunu yaptığını belirtti.

Orta Doğu’daki Ülkelerin Nükleer Silahlardan Arındırılması

Cumhurbaşkanı Gül konuşmasına şöyle devam etti: “Orta Doğu’nun ve tamamen bölgemizin nükleer silahlardan arınması Türkiye’nin önemli hedeflerindendir. Bunun da çalışılırsa mümkün olduğuna inanıyorum. 1980’lerde Birinci Körfez Savaşı’nda BM Güvenlik Konseyi’ne de bu konu gelmişti. Bununla ilgili aslında ilk hukuki adımlar atılmıştır. Orta Doğu’daki bütün ülkelerin tamamen nükleer silahlardan arındırılması meselesi. Kararlı bir şekilde bu konuların üzerine gitmek gerektiği kanaatindeyim. Şüphesiz ki BM’nin 5 daimî üyesinin kararlı tavırları ile başta ABD olmak üzere, bu konularda önemli yeni gelişmelerin mümkün olacağına inanmaktayım.”

“Türkiye Rayından Çıkmayacaktır”

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin AB ile ilişkilerine de yer verdiği konuşmasında, bunun nasıl bir devlet projesi olduğunu söylemeye gerek olmadığını ifade ederek, “Bu konuda, zaman zaman hoş olmayan söylemleri, direkt veya dolaylı şekilde duyuyoruz. Aslında bunları ciddiye almıyoruz. Bunlar Türkiye’yi rayından çıkarmak için söylenen şeylerdir” diye konuştu.

“Türkiye rayından çıkmayacaktır. Bunu kesinlikle söylemek isterim. Türkiye, müzakerelere başlamıştır. Türkiye, kriterleri yerine getirdiğinde tabii ki tam üyelik de gerçekleşecektir. Ayrıcalıklı üyelik, sınırlı üyelik gibi şeyler zaten AB kavramı içerisinde değildir” şeklinde konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Gül, bu sabah bir araya geldiği Almanya Federal Cumhuriyeti eski Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher’in “Türkiye şu anda çok ileri derecede ayrıcalıklı bir ortak” dediğini aktardı.

“Biz Avrupa’nın Bir Şey Yapmasını Değil, Bizi Seyretmesini İstiyoruz”

Türkiye’nin müzakere süreci içinde kendi üzerine düşenleri yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Biz bunları yaparken AB de seyredecektir. Bir şey yapmayacaktır. Bazıları, bana ‘Avrupa çok yoruldu. Onun için biraz durmak gerekli’ diyorlar. Biz Avrupa’nın bir şey yapmasını istemiyoruz ki, Avrupa’nın sadece bizi seyretmesini istiyoruz. Yapacak olan biziz, reformları yapacak olan Türkiye. Avrupa yapmayacak, Avrupa sadece seyredecek, bize ‘tamam bizim standartlarımıza eriştiniz’ veya ‘erişmediniz’ deme zahmetinde bulunacaktır. Ahde vefa duygusunun altını çizmek gereklidir. Eğer ülkeler, liderler attıkları imzaların şaka olduğunu, onların çok da bağlayıcı olmadığını düşünür veya bu intibaı verirlerse, o zaman çok büyük güven bunalımları ortaya çıkar ve çok tehlikeli bir durum ortaya çıkar. İnanıyorum ki bunlar geçici şeylerdir. O açıdan, Türkiye kararlılıkla yoluna devam edecektir.”

“Türkiye’nin Bulunduğu Bölgede Çok Önemli Sorumlulukları Var”

Konuşmasında Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri de değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, iki ülkenin pek çok konuyla ortak olarak ilgilendiğini, Türkiye’nin ABD gibi bir süper güç olmadığını belirtti.

Türkiye’nin bulunduğu bölgede çok önemli sorumluluklarının olduğunu, bu konuları ABD ile karşılıklı saygı, anlayış ve iş birliği içinde sürdürmekten mutluluk duyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, ABD Başkanı Obama’nın Türkiye ziyaretinin çok faydalı olduğunu ifade etti.

“Afgan Halkı Kazanılmadan Bu Problem Çözülmez”

Afganistan’da yaşananlarla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin bu konudaki sorumluluğunun farkında olduğunu, iki kez de ISAF’ın komutanlığını tek başına üstlendiğini kaydetti. NATO’nun Afganistan’daki operasyonu çerçevesinde Kabil Bölge Komutanlığı’nın Türkiye tarafından devralındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Afganistan sadece askerî yollarla, metotlarla çözülecek bir mesele değildir. Afgan halkını kazanmadan, Afgan halkının gönlüne girmeden bu problem çözülmez” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül konuşmasına şöyle devam etti: “Mesela Afgan halkının gönlünü kazanmak dediğimde, Türkiye’nin yaptığını hiç kimse yapmamıştır. Yapılanları hiç şüphesiz ki takdir ediyoruz, nispet olarak söylüyorum. Kabil’in bütün sokakları çamur içerisindedir. ‘Gelin burayı bir asfalt yapalım, bu halkı kazanalım’ diye çok ısrar etmişimdir ama bir fon kurulamamıştır. Şimdi TİKA vasıtasıyla Türkiye asfaltlamaya başlamıştır. İşte gönül ve kalp böyle kazanılır.”

Bir zamanlar kızların sokağa çıkmasının yasak olduğu ülkede şimdi Türk özel müteşebbislerince kız kolejleri açıldığını ve bunun da sevindirici bir gelişme olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, Afganistan’ın sorunlarının çözümünde Pakistan ile de iş birliği içinde bulunduğunu kaydetti.

“Kafkaslarda İstikrar Çok Önemli”

Kafkaslardaki duruma da değinen Cumhurbaşkanı Gül, Kafkaslarda istikrarın çok önemli olduğunu belirterek, “Düşünün, eğer Gürcistan savaşı sırasında Türk Boğazları’nda Montrö Sözleşmesi tam uygulanmasaydı, çok büyük gemiler Karadeniz’e girmiş olsaydı ve oralarda karşı karşıya gelselerdi, uçakların havadaki o ‘it dalaşı’ dediğimiz şeyleri o büyük, hantal savaş gemileri yapsaydı neler çıkabilirdi. Onun için Türkiye bu ilkeli politikasına devam etmektedir” dedi.

İşgal altındaki topraklar Azerbaycan’a aittir

Ermenistan ile başlatılan sürecin olumlu bir şekilde neticelenmesi dileğinde de bulunan Cumhurbaşkanı Gül, “Karabağ konusunda tabii ki çeşitli tartışmalar var. Ama Azerbaycan’ın işgal altında olan topraklarının Azerbaycan’a ait olduğu konusunda hiçbir şüphe yoktur. Bu konuda Ermenistan’ın da herhangi bir iddiası zaten söz konusu değildir. O bakımdan, çalışmaların özellikle bu işgal altındaki toprakların bir an önce boşaltılması yönünde yoğunlaşması inanıyorum ki oradaki birçok sorunu da daha kolay bir şekilde çözecektir” diye konuştu.

Minsk Grubu’nun çalışmalarının son 1 yıl içinde geliştiğine de işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bundan hem Azerbaycan’ın, hem de Ermenistan’ın mutlu olduğu kanaatini taşıdığını söyledi.

Türkiye - Afrika İlişkileri

Türkiye’nin Afrika’da yeni büyükelçilikler açtığını, bu kıtaya büyük önem verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Afrika’ya karşı herkesin çok sorumluluğu olduğunu, Türkiye’nin bu sorumluluk çerçevesinde iyi ilişkilerini sürdürdüğünü kaydetti.

 

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı