KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

"İslam Dünyası Vizyon Sahibi, Cesur ve Öz Güvenli Olmalı"

08.11.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült


Oxford Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi'nde konferans veren Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyasının en büyük erdemlerden biri olan öz eleştiriye yönelmesi gerektiğini belirtti.
   

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Londra’da Oxford Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi'nde ''İslam Dünyası, Demokrasi ve Kalkınma'' konulu bir konferans verdi.  
 


Cumhurbaşkanı Gül yaptığı konuşmada, Oxford Üniversitesi’nde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, İslam Araştırmaları Merkezi'nin gösterdiği gelişimi yakından izlediğini söyledi.   

DEMOKRASİ VE KALKINMA KAVRAMLARI  

Konuşmasında, Avrupa'daki İslam izleri ve Rönesans dönemine değinen Cumhurbaşkanı Gül, İslam ile demokrasi ve kalkınma konuları arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelerde bulundu. Birçok ebedi İslami değerin günümüzde de geçerli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, insanlığa barış, gelişim, adalet, cömertlik ve empati öğütleyen bu değerlerin daha iyi bir dünyanın yolunu aydınlattığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, bilgelik, adalet, eşitlik, dayanışma, dostluk ve saygı gibi değerlerin İslam kültürünü oluşturduğunu ve İslam'ı evrensel bir medeniyet haline getirdiğini, demokrasi ve kalkınma kavramlarının ise İslam dünyasına yabancı olduğunu söyledi.   

SÖMÜRGECİLİĞİN İSLAM ÜLKELERİ ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİSİ  

Sömürgecilik dönemine kadar İslam dünyasının günlük hayatta demokrasi ve kalkınma kavramlarıyla bir sorun yaşamadığının öne sürülebileceğini aktaran Cumhurbaşkanı Gül, İslam devletlerinin geri kaldığı ve sömürgeciliğin yaşandığı dönemde demokrasi kavramının Müslümanların gözünde “işgalcilerin aracı” olarak görüldüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, sömürgeciliğin İslam ülkelerinde politika, felsefe ve entelektüel verimliliği yok ettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, bu durumun sadece yönetenleri ve demokratik işleyişi ilgilendirmediğin, demokratik anlayışın da kaybolduğunu ifade etti. 

Sömürgeci etkisi altındaki geçmişlerinin İslam ülkelerini kendi kaderini yazma yetisinden mahrum bıraktığını da dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, batı tarafından İslam ülkelerine sunulan tek seçeneğin “demokrasi ve kalkınma reçetelerinin hazır tüketimi” olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, bu durumun da demokrasi ve kalkınma kavramlarına yabancılığı derinleştirdiğini ve kökleştirdiğini ifade etti. 

“İSLAM DÜNYASINDAKİ YABANCILIĞIN AŞILMASI GEREKLİ”

Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyasındaki yabancılığın aşılması gerektiğini vurgulayarak, İslam dünyasının bugünkü koşulların sömürgecilik ve aydınlanma çağından farklı olduğuna inandırılması gerektiğini belirtti. İslam dünyasında demokrasi ve insani gelişimin yerleşebileceğine dair politik ve ekonomik şartlar oluşturulmasının zorunluluğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bu ülkelerde İslam kültürünün demokrasi ve kalkınmayla ilişkili özelliklerinin sistematik olarak öğretilmesi gerektiğini söyledi. 

İSLAM DÜNYASININ YAPISAL SORUNLARI

Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyasının bazı yapısal sorunlarına da değinerek, İslam ülkelerindeki ekonomik ve sosyal gelişmenin potansiyellerinin çok altında olduğunu, doğal kaynakların çoğuna sahip olan bu ülkelerin hak ettikleri payları almadıklarını, dünya nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan İslam nüfusuna dünya ekonomisinin yüzde 7'sinin geri döndüğünü, açlık ve fakirliğin en fazla İslam ülkelerinde görüldüğünü, çatışma, şiddet ve doğal afet gibi etkenlerin de bu olumsuzlukları derinleştirdiğini söyledi. İslam ülkelerinin eğitim ve sağlık gibi konularda da diğer ülkelerin gerisinde kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, okur-yazar oranının dünya ortalamasının altında olduğunu kaydetti. 

“İSLAM DÜNYASI ÖZ ELEŞTİRİYE YÖNELMELİ”

Cumhurbaşkanı Gül, sürdürülebilir kalkınmanın ancak tutarlı, şeffaf ve sorumlu ülkelerle mümkün olabileceğine işaret ederek, politik ve sosyal katılımcılığa önem veren bir yönetimin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti. Konuşmasında, başkalarını suçlamanın kolay, ancak boş bir yol olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyasının en büyük erdemlerden biri olan öz eleştiriye yönelmesi gerektiğini söyledi. İslam dünyasının vizyon sahibi, cesur ve öz güvenli olmasını isteyen Cumhurbaşkanı Gül,  “Yeni fikirler, geniş ufuklar manevi zenginliğimizi ve bu çağda yaşamamıza değecek sinerji yaratmamızı tamamlamalı. Bunun için başlangıç noktası da barışçıl ve hoşgörülü mirasımızı daha özgür, demokratik ve gelişmiş dünyaya açılmamızı sağlayacak etkin mekanizmalara uyarlamak olmalı. Demokrasi, insan hakları, iyi yönetim ve sorumluluk artık ne bir lükstür ne de bir seçenektir. Hiçbir toplum bu dönüşüme karşı duramaz” dedi. 

EKONOMİK REFAH VE SİYASİ İSTİKRAR

Anlaşmazlık, kışkırtıcılık ve savaşın insan ve kaynak kaybından başka işe yaramadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, ekonomik ve sosyal yollarla desteklenmeyen güvenlik önlemlerinin sonuç vermediğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Gül, ekonomik refah ve siyasi istikrarın birbirine paralel gittiğinin gözden kaçırılmaması ve bu nedenle her zaman yüksek standartların hedeflenmesi gerektiğini söyledi. 

Sözlerinin İslam dünyasında şimdiye dek bir şey yapılmadığı şeklinde algılanmaması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bazı ülkelerde ümit verici işaretler görüldüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, İslam ülkelerinin başta ekonomik olarak ciddi anlamda gelişme gösterdiğini, bunun demokratik gelişmeyi de olumlu yönde etkileyeceğini kaydetti. 

“TÜRKİYE'NİN GERÇEKLEŞTİRDİKLERİNİ İSLAM DÜNYASI DA HAYATA GEÇİREBİLİR”

Türkiye'nin son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, bunun İslam ülkeleri için ilham kaynağı olduğunu dile getirerek, gelişim yönündeki çalışmaların süreceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin uluslararası organizasyonlardaki rolüne dikkat çekerek, Türkiye'nin gerçekleştirdiklerini İslam dünyasının da hayata geçirebileceğini kaydetti. 

Öz eleştiri konusunda Batı ülkelerine de görev düştüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle tamamladı: “Demokratik gelişim teknesi ilerleyecekse her iki taraftaki küreklerin uyum içinde çekilmesiyle bu olacak. Batı, daha iyi anlamak için daha fazla gayret etmeli. Farklı dinlere saygılı ve hassas olmak batı demokrasi düşüncesinin özünde var. Meselelere 'biz' ve 'diğerleri' diye bakmak büyük yanlışlıktır. Küresel sistemin ekonomi politikası Müslüman ülkeler için hiç de adil değil. Uluslararası arenadaki adaletsizlik, ayrıcalıklar, uluslararası kuruluşların etkisizliği Müslüman ülkelerdeki demokrasi sorununun nedenlerinden. Irak ve Filistin bunun son örnekleri olarak gösterilebilir. Bu sorunları aşmanın ilk yolu ve zemini diyalogdur. Sorunları konuşmaktan çekinmemeliyiz ve ortak bir zemin bulmalıyız.'' 

ESKİ İNGİLTERE DIŞİŞLERİ BAKANI STRAW’DAN TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNE DESTEK

Eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Avrupa'nın en batısından Uzak Doğuya kadar bir etki alanı olduğunu ifade etti ve Türkiye'nin AB üyeliğini bir kez daha destekleyerek, güçlü Türkiye'nin AB'ye çok şey kazandıracağını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının ardından Oxford Üniversitesi'nde öğrenim gören bazı Türk öğrencilerle sohbet ederek, onlarla fotoğrafı çektirdi.

 

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı