France 24

10.12.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült



France 24:
France 24’te yayımlanan Entretien adlı programa hoş geldiniz. Dünya Siyaset Konferansı nedeniyle Viyana’dayız. Konuğumuz Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül. Sayın Cumhurbaşkanı merhabalar. Programımıza hoş geldiniz.  

Sayın Cumhurbaşkanı: Teşekkür ederim.

France 24: Suriye’deki durumla başlamak istiyorum. Birkaç gün önce Devlet Başkanı Beşar El Esad televizyon kanalına bir röportaj verdi ve şöyle dedi: “Biz halkımızı öldürmüyoruz. Bir deli tarafından yönetilmediği sürece, dünyada hiçbir hükûmet halkını öldürmez. Sizin buna tepkiniz nedir?

Sayın Cumhurbaşkanı: Öncelikle şunu söylememe izin verin. Suriye bizim komşumuz ve orada cereyan eden olaylar bizi üzüyor. Bütün Suriye vatandaşları dostlarımızdır. Sükûnet, istikrar içinde bir ülke istiyoruz. Bunları komşu bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum. Bunun karışıklığa mahal bırakmasını istemiyorum. Suriye ile ilgili bizim herhangi bir gizli ajandamız yok. Suriye halkının mutlu, ekonomisinin zengin ve ülkenin özgür olmasını istiyoruz yalnızca. Şimdi söyleyeceklerimi bu çerçevede ifade edeceğim. Olayları yakından takip ediyorum. Maalesef her gün çok sayıda insan hayatını kaybediyor. İnsanların Suriye’de şu anda sokakta olmasının nedeni bu. Eşit bir şekilde özgürlük istediklerini söylüyorlar. Başka ülkelerde neler olduğuna bakıyorlar. İnsanların demokrasinin nimetlerinden faydalandığını görüyorlar. Aynı şeyi talep etmek için sokaklara döküldüler. Tunus’ta, Mısır’da olanları gördükten sonra, bu halkları örnek aldılar. Tanklar, askerler, baskı ve çok sayıda ölü ile karşılık buldular. Olaylar kontrol edilemez duruma geldi. Maalesef bütün bunları Suriye ordusu yaptı. Bu açıdan bakıldığında bunu yapmadık demesi imkânsız.

France 24: Beşar Esad şu anda yapılanlardan sorumlu mu? Ölenlerin çoğunun muhalifler değil hükûmet yanlısı kişiler olduğunu söylüyor.

Sayın Cumhurbaşkanı: Şimdi söylediğim çok açık. Halkın çok meşru talepleri var. Esad, bu meşru talepleri dinlemeliydi. Bunu yapmadı. Bu talepleri analiz etmeli ve bunlara cevap verilmeliydi. Tek parti üzerine kurulu rejimimi korumak istiyorum denildi. Tanklarla ve askerle baskı başladı. Ve bugün bu duruma gelindi. Çok üzücü bir durum var.

France 24: Beşar Esad bir katil mi?

Sayın Cumhurbaşkanı: Beni bu sonuca mecbur etmeyin, benim söylediklerim gayet açık. Suriye ordusu ve güçleri olayların içinde ve insanları öldürüyor.

France 24: Esad iktidarı hemen bırakmalı mı?

Sayın Cumhurbaşkanı: Bu şekilde devam etmesi mümkün değil. En azından ben böyle olduğuna inanıyorum. Bu bir kişi meselesi değil. Suriye’de tartışmalı bir yapı, bir ideoloji var: Baas rejimi. Partisinden gücünü alan bir rejim ve Esad bunun Devlet Başkanı. Bunun böyle gitmeyeceğini görmelidir. Suriye’yi, Suriye halkını seven kişi bunu görmelidir, bunu görür. Bu yüce halkın istediği demokrasidir. Özgürlük talebi. Bu talepleri görmek ve bunlara cevap vermek gerekir. Yapılması gerekenler, yapılmalı. Bu çok basit, açık ve net: siyasi suçluların serbest kalacağı, uluslararası gözetim altında özgür seçimlerin gerçekleşeceği, yeni bir anayasanın yapılacağı çok partili bir rejime geçmek. Zamana yaymadan en ivedi şekilde bunu yapmalı. Önemli olduğunu düşündüğüm şey bu. Kanı durdurmak.

France 24: Çok sayıda kişi, Suriye’de Esad’ın bu söylediklerinizi yapamayacağını söylüyor.

Sayın Cumhurbaşkanı: Tabii ki şu anda çok büyük iç karışıklar var. Çoğunluğun, ülkenin neye ihtiyacı olduğunu bildiğini düşünüyorum. Ancak bazen yapılmasında geç kalınmış küçük şeyler vardır. Bilirsiniz bu bir deyim. Şu an olan da bu. Bunu en baştan görebilmek gerekirdi. Ve yapılacak her şeyi yapmak gerekirdi. Bir defada yapılacak şey ise, halkın meşru talepleri, çok partililik, geniş bir demokratik sistem. Bunlara süratle geçilmeli. Bütün siyasi suçluların serbest bırakılması gerekir. Bunu yapmadığınızda, üzerinden zaman geçtiğinde, geç kalındığında daha şiddetli hâle geliyor. Suriye’de tek kişinin dahi ölmesini istemiyoruz. İster hükûmet yanlısı olsun ister muhalif, fark etmez.

France 24: Size Türkiye’nin rolü hakkında bir soru sormak isterim. Türkiye çok sayıda Özgür Suriye Ordusu mensubunu sınırdaki mülteci kamplarında barındırıyor. İstanbul’da sivil muhalefete ait bir büro da var. Türkiye, Suriye’ye giren ve hükûmete karşı askeri imkânlar kullanan gruplara yardım ediyor mu?

Sayın Cumhurbaşkanı: Durum böyle değil. Türkiye demokratik bir platform sunuyor. Yani özgürlük ve demokrasi için mücadele edenlere, baskıdan kaçanlara, ülkelerinden kaçanlara evimizin kapılarını açıyoruz. Onlara koruma sağlıyoruz. Burada sivil halk söz konusu. Bir ara 20 bin kişiydiler. Şimdi yaklaşık 10 bin kişiler. Askerler söz konusu değil, bunu bilmenizi isterim. 

France 24: Eski askerler var. Bunlar Suriye hedeflerine karşı silahlı operasyonlar yürüttüklerini söylüyor.

Sayın Cumhurbaşkanı: Tam olarak böyle değil. Onların arasında tabii ki bu katliamlara hayır diyen, bu yaptığınız yanlış diyen ordu mensupları da vardı. Bu askerler kaçtı ve bize sığınmaya geldi. Yoksa öldürülürlerdi. Bu nedenle kaçıyorlar. Türkiye’de silahlı herhangi bir eylem olması mümkün değil. Biz bunu yasaklıyoruz. Herkesin de bunu bilmesini isterim. Paris’te veya Londra’da da olabileceği gibi Türkiye’de de insanlar ülkelerinin geleceğini konuşmak için bir araya gelebilirler. Siyasi olarak organize olabilirler. Türkiye tam olarak aynı platformu sunuyor. Tabii ki Suriye’ye komşu olduğumuzdan, insanlar öldürülmekten korktukları için bize sığınıyorlar. Biz de onlara her türlü kolaylığı sağlıyoruz.

France 24: Bu grup Suriye’ye dönüp Türkiye’ye geri geldiğinde ve biz orada rejim yanlısı bazı askerleri öldürdük dediklerinde, bunu kabul ediyor musunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı: Hayır. Hayır. Türkiye’de hiçbir askeri eleman yoktur. Bu söz konusu olamaz.

France 24: Türkiye’ye karşı meydana gelen bazı olaylardan söz etmek istiyorum. Şam’daki Türkiye Büyükelçiliğine ve Türk hacılarına saldırı düzenlendi. Suriye’nin bunun arkasında olduğunu düşünüyor musunuz? Türklerin muhalefete sağladığı desteğe karşılık olarak, rejimin intikam aldığını düşünüyor musunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı: Gerçekte Suriye’de hiçbir şey tesadüf eseri değildir. Çünkü özgür bir ülke söz konusu değil. Bunlar ülke kontrolü olmayan özgür bir ülkede meydana gelebilirdi. Suriye’de her şey, her hareket, her toplumsal olay organize edilir. Dolayısıyla bunlar ülkenin görünen ve görünmeyen öğelerince düzenlendi.

France 24: İran konusuna gelmek istiyorum. İran’ın nükleer programı ve İsraillilerin müdahale tehditleriyle ilgili gerilim yaşanıyor. Olaylar nereye gidiyor?

Sayın Cumhurbaşkanı: İsrail’in, İran’a herhangi bir saldırısı delilik olur. Gelinecek son nokta olur. İran şaka değil. Bundan söz ederken her türlü nükleer silaha karşı olan bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum. Hele bölgemizde nükleer silahı hiç istemeyiz. İran’ın nükleer silahı var mı yok mu, bu konuda bir şey söyleyemem. Bunu söylemek, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun yetkisine giriyor. Bu bir ihtimal dahi olsa, komşumuzda nükleer bir silahın bulunmasını istemeyiz. Ancak İran’ı hedef alacak bir saldırı, benzin deposunda ateşle oynamaya benzer. Bu çok tehlikeli olur.

France 24: Son konumuz. Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği'nin çok büyük sorunları var. Türkiye üyelik talep etmeye devam ediyor mu? Yoksa Fransızlar, Almanlar bizi istemiyorlar diye düşünüp üye olmamayı ve sonsuza dek görüşmeyi mi düşünüyor?

Sayın Cumhurbaşkanı: Bunu anlayamıyorum. Üç sene önce hiç kimse imzalar atılırken size şaka yapacağız demedi. Türkiye üyelik müzakerelerine başladığında tam üyelik söz konusuydu. İmza atanların bir bölümü, hâlâ iktidardalar. Bugün hiç kimsenin attığı imzayı inkâr etmek istediğini düşünmüyorum. Bu uygun olmaz. Türkiye’den istenilen tek şey şu: Türkiye’nin kriterlere uygun olması. Zaten kriterleri yerine getirmeden üyelik istemiyoruz. Müzakere dönemimizin başarıyla devam etmesi gerekir. Türkiye pastadan bir dilim almayacak, Türkiye’nin üyeliği, pastanın iki kat daha değerli olmasını sağlayacaktır. Pasta her halükarda daha kıymetli olacak. Türkiye bu yeni pasta üzerinden pay alacak. Türkiye büyüyen bir ekonomi. Dünya ekonomi merkezi, git gide Asya’ya yöneliyor. Üyeliğin herkesin yararına olacağını düşünüyorum. Herkes sonunda bunu görecek. Kriterleri yerine getirmeden üye olmak istediğimizi söylemiyoruz. Buna karşı Avrupa ülkelerinden imzalarına riayet etmelerini istiyoruz.

France 24: Sayın Cumhurbaşkanı programımıza katıldığınız için teşekkürler.

Yazdır Paylaş Yukarı