Kurier (Avusturya)

29.04.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Kurier (Avusturya)



 "GÜL: TÜRKLERİN İKİ ANADİLİ VAR"

Pazartesi Günü Avusturya'ya Gelecek Olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gerçekleştireceği Ziyaretin Öncesinde Kurier Gazetesine Mülakat Verdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için AB ile imtiyazlı ortaklık bir seçenek değil. Yaptığı çağrıyla Avusturya'da yaşayan 263 bin Türk kökenli göçmene seslenen Gül, "Almanca öğrenin, ama Türkçe'yi de öğrenin. Sizin iki tane anadiliniz var" dedi.

KURIER: Sayın Cumhurbaşkanı, Avusturya'yı iyi tanıyorsunuz ve Göttweig'deki Benediktiner Vakfı'nda gerçekleşen Avrupa Forumu'nda misafir konuşmacıydınız. Avusturya ise Türkiye'nin üyeliğini reddediyor.

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bizi derin tarihî ilişkiler birbirimize bağlıyor. İki ülke de emperyal güçtü. Birinci Dünya Savaşı'nda Galiçya cephesinde beraber savaştık. Ben Avusturya ile olan ekonomik, siyasal ve kültürel ilişkilerimizin genişlemesini istiyorum.

KURIER: Türkiye aleyhindeki havaya karşı neler yapmak istiyorsunuz?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: AB üyeliği konusunda farklı görüşler var. Biz buna çok üzülüyoruz. Avusturyalıları katılım süreci hakkında daha iyi bilgilendirmeliyiz. Türkiye sürekli AB standartlarını ve normlarını devralıyor. Müzakerelerin sonunda Türkiye'nin katılıp katılmayacağını konuşacağız. Müzakerelere oybirliğiyle karar verildi. Türkiye'nin AB'ye getirisi ölçülüp tartıldı. Bizim ekonomik ve güvenlik açısından çok fazla katkımız ve doğal kaynaklara bağlantımız var.

KURIER: Avusturya, Almanya ve Fransa imtiyazlı ortaklık taraftarı. Bu Sizin için bir alternatif midir?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Hayır, bu bizim için bir seçenek değil. Bizim AB ile zaten bir imtiyazlı ortaklığımız var. AB ile Gümrük Birliğine dahiliz. Bizim hedefimiz tam üyelik. Müzakerelerin engellenmemesini diliyoruz. Görüşmelerin sonunda Avusturya halkı da Türkiye'nin üyeliğinin bir yük değil, fırsat olduğunu görecek. Avusturyalıları buna hazırlamak ve bu konuyla ilgili bilgilendirmek bizim ortak görevimizdir.

KURIER: Katılım müzakereleri, çok sayıda başlık bloke edildiğinden fiilen sonlanmış durumda. Din yahut kültür bu hususta bir engel teşkil ediyor mu?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Önümüze konan engeller yalnızca haksız değil, aynı zamanda adaletsiz de. Türklerin büyük bir kısmının Müslüman olduğu bir sır değildir. Eğer olaya dini perspektiften bakarsanız, o zaman AB bir Hıristiyan kulübüdür. Biz bir Avrupalı değerler topluluğundan bahsediyoruz. Kriterler demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ilkesi, ortak standartlar ve serbest piyasa ekonomisinden oluşuyor. Önemli olan Türkiye'nin bu kriterleri yerine getirmesidir. Geçerli olan budur. Farklı bir dine mensup olan insanları dışlamamak yahut izole etmemek gerekiyor.

KURIER: Büyükelçiniz Avusturya'nın entegrasyon politikasını sert bir dille eleştirmişti. Avusturyalılar o kadar hoşgörüsüz mü?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bu konuya her iki tarafın da önyargısız bakması gerek. Avusturya'da Türkiye vatandaşları (2010 verilerine göre 112.150 kişi) ve Türk kökenli Avusturya vatandaşları yaşıyor. Entegrasyon ortak bir görev ve çalışmadır. 71 bini aşkın Türk, Avusturya vatandaşlığını almış. Siyaset, kültür ve sporda çok başarılı entegrasyon örnekleri mevcut: Türk gençleri, (Ekrem Dağ, Ümit Korkmaz, Yasin Pehlivan) Avusturya Milli Futbol Takımında forma giyiyor. Bu insanlara daha fazla şans tanımalı, onları daha fazla teşvik etmeliyiz ki ileride Avusturya'ya ve geleceğe daha bir güvenle bakabilsinler.

KURIER: Avusturya somut olarak ne yapmalı?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türklerin entegrasyonu için şartlar iyileştirilmeli ve kolaylaştırılmalı. Kreşte, okulda ve üniversitede fırsatlar genişletilmeli. Her iki dilin, Almanca ve Türkçe'nin öğrenilmesi gereklidir. Burada önemli nokta, halen kapalı olan yolların ve fırsatların açılmasıdır. Türk kökenli Avusturyalıların iyi uyum sağlayabilmeleri için daha fazla bilgiye ihtiyaçları var. Özellikle İslam'ın bir din olarak anayasada tanınmış olduğu Avusturya'da bunların daha seri işlemesi lazım. Avusturya bir imparatorluğun mirasçısıdır ve çok kültürlü yapıya sahip bir ülkedir. Bu durumun diğer insanlara ve dinlere karşı daha fazla müsamahanın yolunu açması beklenir.

KURIER: Entegrasyonun anahtarı Almanca ve Türkçe mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Kesinlikle. Entegrasyon için her iki dile de hakim olunmalıdır. Bu benim Türklere çağrımdır. Onlar için iki ana dil var. Bu iki dille kendileri adına, aileleri ve Avusturya adına daha büyük başarılar yakalayabilirler.

KURIER: Türkiye Arap devrimine hazırlıksız mı yakalandı? Ülkenizin bu yeni demokrasi hareketleriyle teması var mı?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Eğer mesele demokrasiyse, insan haklarıysa, halkların meşru beklentileri, temel haklar ve özgürlüklerse, biz bunu destekliyoruz. Bu bizim temel prensibimizdir. Bizim arzumuz, devrimlerin ve gelişmelerin kan dökülmeden, ülkeler bölünmeden ve dışarıdan bir müdahale olmadan gerçekleşmesidir.

KURIER: Suriye ile uzun bir sınırınız var. Rejimin uygulandığı şiddetin son bulması adına, yaptırımlardan yana mısınız?  

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Suriye'de yaşananlar bizi yakından ilgilendiriyor. Bu aynı zamanda bir güvenlik sorunudur. Suriye'yle ilişkilerimizin karakterini, yönetimle diyalog içinde olmamız ve buna uygun büyük reformlar için devreye girmemiz belirliyor. Bu gelişmeler ve reformlar engellenemez. Bu arada bir iç savaşın çıkmamasını ve reformların başarıyla hayata geçirilmesini umuyoruz.

Yazdır Paylaş Yukarı