IRNA

12.02.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
IRNA

 

Gül: İran ve Türkiye, her alanda ilişkilerini geliştirmeye çalışıyorlar

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, IRNA’ya verdiği mülakatta, İran ve Türkiye’nin bölgenin iki büyük ve güçlü ülkesi olduğuna işaret ederek, iki ülkenin her alanda ilişkilerini geliştirme çabasında olduğunu belirtti.

     Sıcak bir atmosferde gerçekleşen mülakatta Gül, Tahran ve Ankara arasında ilişkilerin geliştiği bu dönemde İran ziyaretinin önemi ile ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: “İki komşu ülke olarak İran ve Türkiye ilişkileri son yıllarda gözle görülür biçimde arttı. Ancak iki ülke ilişkileri şu anda komşuluk ilişkilerinin ötesinde bulunuyor ve bu da çok önem taşıyor.”

     İki ülke ilişkilerinin uzun bir geçmişe sahip olduğuna değinen Gül, “iki ülkenin ortak sınırı 1639 yılından bu yana değişmedi ve bu da dünyada kendisine has bir örnek teşkil ediyor. İran ve Türkiye, karşılıklı saygıyla birbirine bakan iki ülkedir” dedi.

     Şu ana kadar üstlendiği farklı yetkilerle defalarca İran’ı ziyaret ettiğine işaret eden Gül, “İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmedinejad şu ana kadar farklı münasebetlerle Türkiye’yi ziyaret etti ve İstanbul’a da bir çalışma ziyaretinde bulundu. İran’a resmi ziyaretim de buna bir karşılık olacak.” diye konuştu.

     Şu ana kadar İran ziyaretinde sadece Tahran’ı gezdiğini kaydeden Türkiye Cumhurbaşkanı, “Bu ziyaret programında Tahran dışında Isfahan ve Tebriz ziyareti de yer alıyor. Isfahan’dan övgüyle söz edildiğini çok duydum. Isfahan büyük kültür merkezi ve açık hava müzesidir. Isfahan ve Tebriz ziyaretinin bu resmi ziyarete farklı bir boyut kazandıracağından eminim.” dedi.

     Bu ziyaret sırasında İran ile hangi anlaşmaların imzalanacağına ve iki ülke arasında ekonominin hangi düzeyde olacağına yönelik bir başka soruya Cumhurbaşkanı Gül, “Siyasi, ekonomi ve kültürel meseleler gibi farklı konular, taraflar arasında gündeme getirilecek. Türk işadamları ve yatırımcılarının da bana eşlik edeceği bu ziyarette, iki ülke arasında karma ekonomi komisyonu kurulması da öngörülüyor. İran ve Türkiye, bölgenin iki büyük ve güçlü ülkesidir ve tarih boyunca da bu böyledir. Bölgenin önemli meseleleri de bu ziyarette gündeme gelecek.” yanıtını verdi.

     Türkiye’nin İran’ın nükleer meselesi konusundaki görüşü ve Batı ülkelerinin baskı ve müzakere senaryolarına dayalı tutumu ile ilgili bir soruya karşılık Gül şu yanıtı verdi: “Ankara, İran’ın nükleer meselesinin müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesini istiyor. İran, NPT ve UAEK üyesidir. Bu nedenle İran’ın nükleer meselesi diyalogla çözülmeli. Türkiye bu konuda kolaylaştırıcı faaliyetlerini sürdürecek.”

     İki ülke arasındaki derin tarihi ve kültürel bağlara da vurgu yapan Cumhurbaşkanı Gül, “Belki bazıları iki ülke arasındaki derin kültürel bağların farkında değil, ancak iki ülke arasındaki kültürel bağlar çok derindir. Bunun bir örneği de Türkçeye giren Farsça kelimelerdir. Farsçada da birçok Türkçe kelime var ve Azerice İran’da ikinci yaygın dildir. İran ziyaretinin farklı boyutları dışında kültürel boyutu da var. Isfahan kentinin İranlılar için ne kadar önemli olduğunu biliyorum ve bu nedenle Isfahan’ı ziyaret etmek istiyorum. Isfahan, büyük âlimlerin merkezidir ve bu görüşme bu kenti tanımak için bir fırsat olacak” dedi.

     İstanbul’un da tarihi bir kent olduğunu ve 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olarak lanse edildiğini belirten Gül, “Geçen yıl iki ülke arasında çok önemli kültürel bir faaliyet gerçekleştirildi. O da İran’ın 10 bin yıllık uygarlığı ile İran ve Türkiye’nin iki bin yıllık ortak kültür mirası fuarının Topkapı Müzesi'nde açılmasıydı” dedi.

     İstanbul’da kaçırılan eski Savunma Bakanlığı yetkilisi Ali Rıza Asgeri konusundaki bir soruya karşılık Gül, “Asgeri ile ilgili yeni bir haber yok, ancak İran ziyaretine kadar bir bilgi alırsak sizi bilgilendireceğiz.” yanıtını verdi.

     Cumhurbaşkanı Gül, Arap ülkelerinde ve özellikle Tunus ve Mısır’daki gelişmelerle ilgili olarak ise şöyle konuştu: “Bu tür olayları gerçekçi olarak değerlendirmek gerek. Çünkü günümüz dünyası şeffaftır. Yasalar ne olursa olsun günümüzde teknoloji sayesinde iletişim şeffaf şekilde yayılıyor ve liderler istese de isteme de ülkelerinin gerçekleri ortaya çıkıyor. 2002 yılında Dışişleri Bakanlığı görevim sırasında Tahran’daki İKÖ toplantısında bir konuşma yaptım ve bütün ülkelere hitaben; her ülkenin kendini içerde temizlemesi gerektiğini, sosyal ve kişisel haklarla özgürlükleri dikkate alması gerektiğini söyledim.”

     Devletlerin yasal standartlarını yükseltmeleri gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, “Ülkeler, ekonomik meselelerde şeffaf olmalı ve ülke liderleri de hesap vermeli. Buna uyulduğu takdirde adaletsizlik ve ayrımcılık giderilmiş olacaktır. Halkın talepleri de budur” dedi.

     Türkiye’de Haziran ayında yapılacak genel seçimlerle ilgili olarak Gül, İRNA muhabirine şunları söyledi: “Türkiye dört yılda bir genel seçime gidiyor ve bu seçimlere her parti katılabilir. Seçimler, özgür bir ortamda yapılıyor ve Yüksek Seçim Kurulu da seçimlerin yapılmasını gözetiyor.”

     Türkiye'de yüzde 10'luk seçim barajı olduğuna vurgu yapan Gül, “Tabii kişiler de bireysel olarak seçimlere katılabilir, onlar için bir baraj söz konusu değil. Ancak önemli olan, halkın seçimlerde özgür olması ve kime oy vereceğine kendisinin karar vermesidir. Halkın kararına saygı duyarız.” dedi.

     Siyonist rejim ile Ankara ilişkilerinin gerilmesine ve bu rejimin Mavi Marmara gemisine yönelik saldırısı ve Türk vatandaşlarının ölmesiyle ilgili olarak Türkiye Cumhurbaşkanı şunları söyledi: “Bu saldırı uluslararası sularda gerçekleşti. İsrail, uluslararası hukuka karşı bir girişimde bulundu ve bu nedenle sert tepki gösterdik. Bu konuyu BM’ye ilettik ve Güvenlik Konseyi de bu olayı değerlendirmek için toplandı. Cenevre’de bu konuyu gündeme getirdik. BM İnsan Hakları Komisyonu da bu konuda gerekli bilgileri topladı ve raporunda, bu girişimin uluslararası hukuka aykırı olduğunu açıkça ifade etti. ”

     Bu konuda İran halkı ve hükümetine teşekkür eden Gül, “Ne yazık ki Türkiye haklı olmasına rağmen bazı ülkeler taraflı davrandı. Ancak BM’deki birçok ülke, Türkiye’nin haklı olduğunu ispatladı. Türkiye’nin beklentileri açıktır. İsrail ilk olarak hatasını kabul etmeli ve özür dilemeli, bu konuda tazminat ödemeli. Manevi meselelerde para belirleyici olmazsa da yasaya göre tazminat ödenmesi şarttır ve bunlar yerine getirilmediği sürece Türkiye’nin tutumu değişmeyecek.” dedi.

     Mülakatın sonunda, bunun İran’a yaptığı ilk resmi ziyaret olacağına ve bu yüzden ziyarete çok önem verdiğine işaret eden Gül, daha önce de İran’a çalışma ziyaretlerinde bulunduğunu, İran ve Türkiye’nin ortak tarih, din ve inançlara sahip olduğunu ve şimdi de ilişkilerin güçlü şekilde devam ettiğini belirtti.

     Gül, IRNA aracılığıyla Türk halkının selamlarını İran milletine ilettiğini belirtti. Gül, “Sayın Ahmedinejad ve diğer İranlı üst düzey yetkililer ile görüşmemde bu ziyaretlerin sürmesinin her iki ülkenin ve bölgenin yararına olacağını söyledim.” dedi.

Yazdır Paylaş Yukarı