Le Figaro

27.01.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Le Figaro

 


LE FİGARO: TÜRK CUMHURBAŞKANI LE FİGARO’YA KONUŞTU: ‘’DÜNYA AB İLE BİTMİYOR’’

            Türkiye Cumhurbaşkanı, Le Figaro gazetesine verdiği mülakatta ülkesinin AB üyelik müzakerelerinin çıkmaza girdiğini kabul ediyor. Abdullah Gül, Nicolas Sarkozy’nin yakında Ankara’ya yapacağı ziyaretin aklındaki Türkiye imajını değişmesini sağlamasını ümit ediyor. Cumhurbaşkanı, ikili ilişkilerin geliştiğinin altını çizerken ‘’AB konusundaki anlaşmazlığımız olmasa, Fransa ile ekonomik ilişkilerimiz bambaşka bir boyut kazanmış olacaktı’’ diyor. 

              LE FİGARO; Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri çıkmazda. Üyeliğe hala inanıyor musunuz?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Adaylığımız stratejik bir tercihtir ve Avrupa Birliği beş yıl önce oybirliğiyle bu adaylık için bir taahhüde girdi. Taahhütlerin yerine getirilmesi Avrupa Birliği’nin temel ilkelerindendir. Önümüze engeller konulduğu çok açık. Ancak dünya Avrupa Birliği’yle bitmiyor’’. AB’ye yönelik yapmış olduğumuz stratejik tercih, tüm dünyada kurduğumuz ilişkileri pekiştirmemize engel değil.

         LE FİGARO; Avrupa kamuoyları Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakmıyor. Fikirlerini nasıl değiştirmeyi umuyorsunuz?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Kamuoyunun görüşü konusunda sizinle tam anlamıyla hemfikir değilim. Zaten hemen yarın üye olmamız söz konusu değil. Müzakereler başarıyla sonuçlanırsa Fransa gibi ülkeler referanduma gidecek. Eğer halklar hayır derse, kararlarına saygı duyarız. Ancak dürüst olmak gerekiyor. Bu, konuların nasıl yansıtıldığına bağlı. Kamuoylarına Türkiye’nin Avrupa pastasının bir bölümünü alacağını söylerseniz, elbette ki hayır diyeceklerdir. Ancak Türkiye’nin bu pastanın büyümesini sağlayacağını söylerseniz, iş değişir. Türkiye çok büyük bir potansiyele sahip. Avrupa’nın altıncı ekonomisi. Avrupa’nın enerji kavşağında bulunan ve güvenliğine katkıda bulunan bir ülke. Bunlara rağmen kamuoyu Türkiye’nin Avrupa pastasına katkısı olmadığını düşünürse bu karara uyarız. Sonuçta belki de Norveç’te olduğu gibi Türk halkı Avrupa Birliği’ne katılmak istemeyecektir. Ancak bütün bunlar henüz gündemde değil. Şimdilik müzakere aşamasındayız ve stratejik hatalar bu çerçevede yapılıyor.

         LE FİGARO; Türkiye’deki kamuoyu anketleri şimdiden AB konusunda olumsuz…

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türklerin çoğunluğu üyeliği destekliyor. Türkiye’de hakaret olarak algılanan bazı tutumlar karşısında destek oranı düşebilir.

         LE FİGARO; Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 25 Şubat’ta Ankara’ya gidiyor. Bu ziyaretin Türkiye konusundaki görüşünün değişmesini sağlayabileceğini düşünüyor musunuz?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Öncelikle bu resmi bir ziyaret değil. Cumhurbaşkanı G20 çerçevesinde yapılacak bir çalışma toplantısı için geliyor. Gerçekle bağdaşmayan bir Türkiye imajına sahip olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin yaşadığı dönüşümün farkına varması için gelmesi iyi olur. Cumhurbaşkanı Sarkozy ile farklı düşüncelere sahip olduğumuz konuları açıkça ve saygı ilkesiyle konuşuyoruz. Önemli olan iki halk arasındaki dostluk ilişkilerdir.

         LE FİGARO; Fransa’nın ekonomik çıkarları, örneğin nükleer alanında bir kontrat söz konusu olduğunda AB konusundaki görüş ayrılığı nedeniyle zarar görebilir mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bu söz konusu değil. Nitekim ekonomik ilişkilerimiz her gün gelişiyor. Ancak şunu söylemeliyim ki, AB konusundaki anlaşmazlığımız olmasa Fransa ile ekonomik ilişkilerimiz bambaşka bir boyut kazanmış olurdu.

         LE FİGARO; Türkiye oldukça aktif bir ülke ancak G20’de çok fazla duyulmuyor. Hangi dosyalara öncelik veriyorsunuz?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türkiye dünyanın en büyük 15. ekonomisi olup, küresel krize karşı çok iyi direnmiştir. Yüzde 11 ile OECD ülkeleri arasındaki en yüksek büyüme oranına sahiptir. Maastricht kriterleri konusunda AB’nin birçok üyesinden daha iyiyiz. Risk primlerimiz on üç ülkenin altında. Mali açıdan G20 çerçevesinde belirlenen reformları gerçekleştirdik ve bu durum bankacılık sistemimizin dayanmasını sağladı. Bu yaz BM ile işbirliğinde en az gelişmiş ülkeler zirvesi düzenleyeceğiz.

         LE FİGARO; Türkiye’nin diplomatik çabaları artıyor ancak ne Ermenistan, ne Lübnan, ne İran ne de Ortadoğu’da bir sonuca varamıyor. Komşularla ‘’sıfır sorun’’ politikası tükendi mi?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Elbette hiç de kolay değil… Ancak bu yapıcı yaklaşım gerekli. Türkiye bölgede istikrar sağlamak istiyor. Karşılığında hiçbir beklentimiz yok. Gizli emellerimiz yok. Coğrafi konumuz, büyümeyi desteklemek ve çevremizde refah sağlamak için istikrar arayışına itiyor.

         LE FİGARO; İstanbul’da yapılan İran görüşmeleri başarısız oldu. BM’nin son yaptırım kararına hayır diyen Türkiye’nin tutumu nedir?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Olumsuz yönde verdiğimiz oya rağmen BM’nin yaptırımlarına uyuyoruz. Ancak Birleşmiş Milletler çerçevesinin dışında alınan yaptırım kararları bizi ilgilendirmiyor. İstanbul toplantısı önemliydi, zira ilk kez İran ve muhatapları bir masa etrafında bir araya geldiler. Kapı açık. Türkiye bölgede nükleer silahların bulunmasına kesinlikle karşıdır. Bu sorunu Irak konusunda olduğu gibi savaş yerine diplomasi yoluyla çözmek istiyoruz. Bölgemizde barış söz konusuyken bu yönde fazla gayret gösterdiğimiz şeklindeki sitemleri anlamıyorum.

         LE FİGARO; Başbakan Erdoğan’ın Tahran’a ziyareti, Gazze açıklarındaki filo meselesi ve Türkiye’nin İran’a yönelik yaptırımlara karşı oyu, ülkenin İsrail’e karşı Hamas, Hizbullah ve İran cephesine katıldığı söylemlerine yol açtı. Durum nedir?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Asıl cephe oluşturan İsrail’dir. Mavi Marmara gemi filosunun savunduğu değerler, Avrupa Birliği’nin insan haklarına ve hukuka saygı değerleri değil midir? Yasa dışı bir ablukaya maruz kalan topraklardan söz ediyoruz. Türkiye bölgeye Avrupa Birliği’nin savunması gerektiği değerleri getiriyor.

         LE FİGARO; Türkiye Tunus için bir model olabilir mi?

         SAYIN CUMHURBAŞKANI: Tunus ile tarihi kardeşlik ilişkilerimiz bulunuyor ve orada demokrasi talebinin normal bir çerçevede ifade edilmesini diliyoruz.

Yazdır Paylaş Yukarı