Reuters

02.12.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Reuters

    TÜRKİYE, RUSYA VE ORTA ASYA İLE DAHA YAKIN İLİŞKİ ARAYIŞINDA

Türkiye'nin uzun süredir devam eden AB'ye katılma emeli önüne koyulan "suni" engellerden hüsrana uğrayan Türkiye Cumhurbaşkanı, Türklerin çokça iş yaptığı Rusya ve Orta Asya ülkeleriyle yakın ilişkiler kuruyor.

Reuters'e verdiği mülakatta Abdullah Gül, AB'ye üyeliğin bir öncelik olmaya devam ettiğini ve Türkiye'nin Avrupa'ya gelecekteki enerji tedariğinde önemli bir rol oynayacağını söyledi. Ancak aynı zamanda ülkesinin eski Sovyet devletlerinde de rolünün giderek arttığını belirtti.

Soğuk savaşın sona ermesi işine yarayan NATO müttefiki Türkiye, eski hasımlarından arkadaşlar edindi.

Bugün Batı, Türkiye bölgedeki rolünü istikrar sağlayıcı bir güç olarak görse de ülkenin İran ve Suriye gibi kardeş Müslüman komşularıyla yakınlaşmasından daha çok endişeli.

Gül, Ankara ile Moskova arasındaki yakın ilişkilerin, Ermenistan ve Azerbaycan arasında uzun zamandır devam eden Dağlık Karabağ bölgesi konusundaki ihtilafın çözümü yönünde ilerleme kaydedilmesine yol açtığını söyledi.

Türkiye ayrıca, devlet başkanının devrilmesinin ve bu yıl yaşanan etnik şiddet olaylarının ardından yeni bir hükümetin kurulmasıyla Kırgızistan'a da yatırım yapmaya hazırlanıyor.

Kazakistan'ın başkenti Astana'daki AGİT zirvesi kulislerinde Gül, "Çoğunlukla ekonomik ve mali destek olacak. Çeşitli eğitim programları da yürütüyoruz." dedi.

ABD ve Rusya'nın hava üslerine ev sahipliği yapan Kırgızistan'ın siyasi liderleri 30 Kasım'da bir koalisyon hükümeti kurulması ve bölgenin ilk parlamenter demokrasisinin kurulması konusunda anlaştılar.

Gül yeni oluşturulan Türk İşbirliği Konseyinin, Türk şirketlerin en aktif yatırımcılar arasında bulunduğu Orta Asya ile ilişkilerin güçlendirilmesine yardımcı olacağını söyledi.

Gül, "Sovyet rejimi sırasında bu topraklarla aramızda inşa edilmiş bir duvar vardı. Dünyanın bu bölümü ile ilgili duygularımızı yüreklerimizde taşırdık. Farklı bir lehçe konuşsak da aynı dili konuşuyoruz. Aynı kültüre ve aynı inanca sahibiz." dedi.

--Enerji Oyuncusu--

Türkiye AB ile üyelik müzakerelerine başlayalı beş yıl oldu. Bu süre içinde Türkiye bir bölümü tamamladı, 13 bölüm açtı ve geriye 21 tane kaldı. Çoğu, Kıbrıslı Rum ve Türklerin yeniden nasıl birleşme konusunda anlaşmaya çalıştıkları bölünmüş

Akdeniz adası, AB üyesi Kıbrıs tarafından engelleniyor.

74 milyon nüfuslu Müslüman bir ülkenin kabul edilmesi konusundaki endişeler Avrupa'nın Türkiye'yi Birliğe almasını önlüyor. Gül meselenin "siyasallaştığını" ve "suni" engellerin süreci ertelediğini söyledi ve ekledi: "Örneğin Kıbrıs. Her ne kadar Kıbrıs meselesi oldukça açık olsa da bazı taraflar onun arkasına saklanıyor, bahane olarak kullanıyor. (...) Katılım müzakerelerine başladık ve bitirmekte kararlıyız."

Türkiye'nin Avrupa'ya giden yeni enerji tedariği rotalarında önemli bir rol oynayacağını ve petrol ve gaz kaynaklarını çeşitlendirmenin Avrupa ülkelerine mantıklı geleceğini söyleyen Gül, "Rusya'dan gelen kaynakların ve Kafkasya, Orta Asya, -siyasi ortam uygun olursa- İran ve Orta Doğu'dan sağlanan tedarikle tamamlanması normal seçenek olacak.(...) Tüm tedarikçi ülkeleri listelediğimde Türkiye çok önemli bir alternatif enerji rotası haline geliyor." dedi.

-- Dağlık Karabağ --

Rusya ile beraber Türkiye de Dağlık Karabağ ihtilafının çözümü çabalarında önemli bir rol oynuyor. Gül meseleyi zirvede Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile görüştüğünü söyledi.

Küçük bir ilerleme işareti olarak, Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanları AGİT zirvesinde nihai bir çözüm arayışına bağlı olduklarını söylediler. AGİT her iki ülkeyi de destekleme sözü verdi ve ateşkesin güçlendirilmesi için adım atılması çağrısında bulundu.

Gül, "Şu anda büyük bir atılım sağlanamamış olsa da, bazı olumlu adımlar atılıyor. Sessiz ancak çok kararlı bir diplomasi yürütülüyor." dedi.

Türkiye'nin 2008'den beri Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirme çabaları Azerbaycan'da güvensizlik yaratarak meseleyi daha da karmaşıklaştırdı. Gül, "Kafkasya'daki fiili durumun hiçbirimizin çıkarına olmadığına samimiyetle inanıyorum. Herkes büyük resmi görmek için bir perspektife sahip olmalı." dedi.

Yazdır Paylaş Yukarı