The Christian Science Monitor

30.09.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
The Christian Science Monitor



Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Global Point Network Genel Yayın Yönetmeni Nathan Gardels ile Pazartesi Günü İstanbul Çırağan Sarayı'nda Görüştü


THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: Türkiye şu an Batı ile İran'ın nükleer programı görüşmelerinde başarabulucu konumunda. Çoğu kişi Türkiye'yi ihtilafı önlemenin son umudu olarak görüyor. Ancak bazıları Türkiye'nin İran'ın bomba yapmasından endişe duymadığını ve müdahalelerinin İran'a zaman kazandırdığını düşünüyor. Türkiye bu konuda ne kadar ciddi? Tam olarak nasıl bir rol oynayabilir?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Öncelikle nükleer İran konusunu ne kadar ciddi bir şekilde ele aldığımızı görmenizi isterim. Sonuçta biz iki komşuyuz ve nükleer silahlar bizim için de tehdit oluşturuyor. İlk hedef biziz. Tüm çabamızın sorunu diplomasiyle çözme yönünde olduğunu söylemek isterim. Bu bölgede bir savaş daha çıkması isteyeceğimiz en son şey. Irak'taki savaş bize gerek ekonomik gerekse siyasi çok fazla sorun çıkardı. Çok büyük güvenlik ve göç sorunu yaşadık. Diplomatik bir çözüm için yardımcı olabilecek tek ülke olduğumuza inanıyorum. NATO müttefiki olup İran yönetimiyle doğrudan görüşebilen, fikirlerini samimi ve rahat bir şekilde paylaşabilen tek ülkeyiz.

    
--İran ile Anlaşma--

THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: İran ile nasıl bir anlaşma yapılabilir?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve Güvenlik Konseyinin "Ek Protokol" adı verilen anlaşmasına baktığımızda bunun "güven artırıcı önlemlerle" ilgili olduğunu görüyoruz. Bizim rolümüz İran'ı güven artırıcı önlemler yerine diplomatik bir çözüme ikna etmektir.

THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: İranlıların sizinle görüşmelerindeki iyi niyetine inanıyor musunuz? Yoksa Türkiye ile silah üretimine yetecek zenginleşmeye ulaşana dek zaman kazanmak için mi görüşüyorlar?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Kesinlikle bomba üretmiyorlar diyemem ama üretiyorlar da diyemem. Bilmiyoruz. Buna cevap verecek tek kurum UAEA'dır. İran hem UAEA üyesi hem de Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) taraf. Yani nükleer programlarıyla ilgili her konuda şeffaf olmaları gerekiyor. Asıl sorun İran'ın bu konuda yeterince şeffaf olup olmadığıdır. Geçen haftaki BM Genel Kurulunda Başkan Obama diplomasi yolunun açık olduğunu söyledi. Fakat bunun için İran hükûmetinin şeffaflık vaadinde net ve tutarlı olması gerektiğini, nükleer programının barış amaçlı olduğunu tüm dünyaya kanıtlamak zorunda olduğunu belirtti. İran buna cevap vermeli ve biz de bu cevap için onlara yardım etmeye hazırız.


     --İnsan Hakları--

THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: İktidar partisi AK Partinin zinanın suç sayılmasını istediğine ilişkin tartışmalar sürerken İran'da zina suçundan recm cezasına çarptırılan Sakine Muhammedi Aştiyani davasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Fransa Dışişleri Bakanı olayı "barbarlığın son noktası" olarak tanımladı. Aştiyani'nin sonu belirsiz. Taşlanmayabilir ama idam cezası hâlâ geçerli.

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türkiye tabii ki böyle şeyleri onaylamıyor. Türkiye, İran'da tutuklanan insanların serbest bırakılması için geçmişte çok çaba göstermiştir. Serbest kalanların çoğu bununla ilgili kitap yazdı. Aştiyani'nin avukatı Türkiye'ye sığındı ama sonra kendi isteğiyle Norveç'e gitti.

    
--Gazze Filosu Meselesi--

THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: BM ziyaretiniz sırasında New York'ta yaptığınız açıklamada, Gazze filosunun İsrail ile Türkiye arasında yol açtığı sorunu çözecek olanın İsrail olduğunu söylediniz. İsrail'in ne yapması gerekiyor?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bu tamamen uluslararası hukukla alakalı. İsrail, Birleşmiş Milletler üyesi. Bu sınırların dışındaymış gibi hareket edemez. Uluslararası sularda bir Türk gemisine saldırdılar. Gazze'ye uyguladıkları ambargo ise bir insanlık dramıdır ve kaldırılmalıdır. Bu çağrıyı sadece Türkiye değil, Başkan Obama ve Avrupa Birliği de yapıyor.

THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: İsrail'in endişesi ise Gazze'den kendilerine saldırı olacağı yönünde. İranlılarla görüştüğünüz gibi Hamas ile de görüşüyorsunuz. Hamas'a İsrail'e saldırılarını durdurması gerektiğini söylediniz mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Evet söyledik. Hamas liderleri 2006 seçimlerini kazandıktan sonra Türkiye'ye geldiler. O zaman kendilerine demokratik davranmaları gerektiğini, İsrail'e roket atmayı bırakmalarını söyledik. ABD ve Avrupalılara Filistin devleti olarak İsrail ile yan yana yaşamaya istekli olduklarını söylemeleri gerektiğini belirttik.


     --İsrail Suçunu Kabul Etmeli--

THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR: İsrail'in Gazze filo saldırısıyla ilgili özür dilemesini mi bekliyorsunuz?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bu meseleyi iki ülke arasında çözmeyi isterdik. Ama görüldüğü gibi İsrail bu konuda yardımcı olmadı. BM konuyla ilgili iki soruşturma yürütüyor. İnsan Hakları Komisyonunun başlattığı soruşturmada geçtiğimiz hafta İsrail'in uluslararası hukuku çiğnediği açıklandı. Diğer soruşturmayı ise Genel Sekreter Ban Ki-moon ile Güvenlik Konseyi yürütüyor. İsrail bu konuda suçlu olduğunu kabul etmeli. Ama şu ana dek sadece eylemlerini savunmakla ve sanki biz yanlış bir şey yapmışız gibi Türkiye'yi eleştirmekle kaldılar.

 

Yazdır Paylaş Yukarı