The Wall Street Journal

21.09.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült


"Türkiye İran'a Yönelik Yaptırımları Sorguluyor"

Gordon Fairlough ve Rebecca Blumenstein

Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Tahran'ın nükleer arzularının dizginlenmesi için yaptırımların bir araç olarak kullanılmasının etkinliğini sorguladı ve ülkesinin İsrail ile ilişkilerinin Yahudi Devleti'nin mayıs ayında Gazze'ye ulaşmaya çalışan bir filoya düzenlediği ölümlü saldırılar nedeniyle özür dileyene kadar iyileşmeyeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün Türkiye'nin, nükleer silahların yaygınlaşmasının önlenmesinde kararlı olduğunu ve İran'ın nükleer sorununa diplomatik çözüm bulunması için baskıda bulunduğunu ifade etti. Gül, The Wall Street Journal gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye'nin İran'ın nükleer silah üretmesini önleyecek bir anlaşmanın sağlanabilmesi için ABD ve diğer ülkelerle "hem görünür hem de görünmez şekilde son derece aktif bir işbirliği içerisinde" olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletlerin yıllık Genel Kurulu sırasında mülakat veren Gül, Türkiye'nin İran'a yönelik BM Güvenlik Konseyi yaptırımlarına bağlı kalacağını ifade etti. Ancak Gül, İran'a karşı cezalandırıcı ekonomik tedbirlerin "verimli olmadığını" söyledi. Gül, genel anlamda bu tarz adımların "halklar arasında nefret ve düşmanlık duygularının gelişmesi" riski yarattığını belirtti. Türkiye, hızlı bir şekilde gelişmekte olan Türk ekonomisin büyümesini teşvik için komşu ülkelerle ilişkilerini iyi tutmaya çalışıyor. Ankara, mayıs ayında İran'ın uranyum stoklarının bir kısmını reaktör yakıtı ve medikal alanda kullanmak için daha fazla zenginleştirilmek üzere Türkiye'ye sevk edebileceği bir anlaşma üzerinde çalıştı. Bu, Tahran ile daha sert bir anlaşma üzerinde müzakerede bulunmaya çalışan ABD ve Avrupa ülkelerini tatmin etmedi ve haziran ayında BM Güvenlik Konseyi İran üzerinde yeni ekonomik yaptırımlar uyguladı. Türkiye ve Brezilya bu girişim aleyhine oy kullandı. Gül, "Nükleer sorunu hafife almıyoruz. İran'ın nükleer silaha sahip olması durumunda biz tehdit altında olan ilk ülkelerden biriyiz. Aynı zamanda Türkiye bölgede barışın korunmasını istemektedir. İstikrarınız olmazsa ekonomik iş birliği kuramazsınız." diye konuştu. Türkiye'nin hem Irak hem de İran ile ortak sınırı var. Gül, siyasi istikrarsızlığa ve ekonomik anlamda büyük hasara neden olan ABD öncülüğündeki Irak savaşının "Türkiye'ye belli bir maliyeti olduğunu" söyledi ve ekledi: "İran'da aynı türde bir sorunun daha yaşandığını görmek istemeyiz."

Gül ayrıca İsrail'in mayıs ayında, İsrailli güçlerin Gazze Şeridi'ne ambargosunu kırmak isteyen bir gemiye girerek dokuz kişiyi öldürmesi konusunda ise "Dikkate alamayacağımız bir şey değil." ifadesini kullandı. Gül, İsrail'in olayla, uluslararası hukuk çerçevesinde ilgilenmesi gerektiğini belirterek, "Ancak bu durumda ilişkilerin normalleştirilmesinden bahsedebiliriz." dedi. Gül, "Hata kabul edilmeli, özür dilenmeli ve tazminat ödenmelidir. İlişkilerimizin şu andaki hâlinden memnun değiliz. Ama bunu biz yapmadık." diye belirtti. Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in, Türk liderin kendisiyle planlanan toplantısını Peres'in saldırı nedeniyle özür dilemeyi reddettiği için iptal ettiği iddiasına da karşı çıktı ve üzerinde anlaşılan bir program olmadığını söyleyerek, "Ben hiçbir toplantıyı iptal etmedim." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı bazı muhaliflerin Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı düşüncesini de reddetti. Gül, Avrupa Birliğine katılmak isteyen Türkiye'de bu ay ülkenin Anayasası'nın değiştirilmesi konusunda yapılan referandumun Türkiye'nin demokratik kurumlarının güçlendirilmesi çabasının bir parçası olduğunu kaydetti. Gül, "Türkiye AB tam üyeliği için çalışan bir ülkedir. Türkiye'nin yönü, Türkiye'nin eğilimi çok nettir." ifadelerini kullandı.

 

Yazdır Paylaş Yukarı