Sabah Gazetesi

10.08.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sabah Gazetesi

VİTRİN

YAVUZ DONAT

Cumhurbaşkanı Gül'e "Kürt açılımını" sorduk:
- Açılım öncesi yaptığınız "altyapı çalışmaları" neler?.. "Kimlerle" görüştünüz?.. "Süreç" nasıl işliyor?..
Bundan sonrasına ait "stratejiniz" nedir?
Abdullah Gül bir süre sustu.
Sonra da dedi ki:
- Çok düşündüm.
Daha yapacak çok şey var.
Önemli olan üzüm yemek.
Bu konu, Türkiye'nin en büyük meselesi.
Kafamızı kuma gömmeyelim.
sorununu nasıl hallederse biz de öyle halledelim.
Biz bir milletiz.
Büyük ülkenin farklılığı çok Modern bir devlet, büyük bir olur.
Hele de bir imparatorluğun devamı ise.
Farklılık zenginliktir.
Sayın Cumhurbaşkanı...
Kamuoyundaki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Abdullah Gül'ün yanıtı:
- Nereden nereye gelindi, herkes görüyor.
- Tartışmaları okuyorum, izliyorum.
- Aslında ortak bir arayış var.
- Herkes yardımcı oluyor.
- Ve herkes işin farkında.
- iyi niyetle, bu büyük meselenin hallini, herkes istiyor.

Terör... Büyük yanılgı

- Sayın Cumhurbaşkanı... Dünden bugüne ne oldu, ne değişti?
- Jargon değişti... Bakış açısı değişti... Anlayış değişti...
İfade değişti... Kelimeler değişti... Görüyorsunuz karşılıklı saygı, sevgi ve şefkatten bahsediliyor.
Abdullah Gül:
- Bu da çok normal.
- Şurası (Ahlat) bizim kültür mirasımız değil mi?.. Bizans eserleri de bizim, Dede Korkut da bizim... Ferhat ile Şirin bizim.
-Tabii Şair Ehmede Xani de bizim... Mem û Zîn de bizim. (Ünlü Kürt şairi ve eseri.)
- Bu ülkenin insanları da bizim.
Cumhurbaşkanı "Kayseri'den İstanbul'a, okumaya gidene kadar böyle bir şeyi (Kürt konusu) bilmiyordum" diye devam etti: - Anayasa diyor ki, kültür mirasını koru... Toplumda pozitif yaklaşım görüyorum... Herkes birbirine saygı duyacak... Bunun arkasından sevgi gelir, şefkat gelir.
Abdullah Gül "bir şeyin altını çizmek gerektiğini" söyledi:
- Üzücü olan terör.
- Terör büyük yanılgı.
- Eğer terör olmasaydı, Türkiye'nin yükselen standarttan içinde bu konu çoktan hallolurdu.

Derin çalışma...

Tarihi fırsat Muş'tan Ankara'ya uçuş 1 saat 15 dakika.
Cumhurbaşkanı ile sohbet "oldukça uzun." Ancak "konuşurken olağanüstü dikkatli." Bir ara dedi ki: - Konu çok hassas... Düşündüklerimi tartarak, ölçüp biçerek, dikkat ederek söyledim, söylüyorum.
Yine "bir ara" ağzından şu sözler döküldü: - Bütün bunlar (son gelişmeler) derin bir çalışma ve gayretin sonucu... Tarihi fırsat var...
İyimserlik unsurları çok...
Bunu değerlendirmemiz lazım.
"Sayın Cumhurbaşkanı" dedik: - Sokaktaki insandan, sade vatandaştan ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Abdullah Gül:
- Vatandaş bu işin hallini çok istiyor.
-Bu konu Türkiye'ye ayak bağı...
Bunu herkes görüyor, biliyor.
-Toplum bu meselenin halli konusunda samimi, iyi niyetli.
- Tabii hepimizin dikkatli olması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı sözü "TRT Şeş'e" getirdi: - Gördünüz işte... TRT Şeş devreye girdi... Vatandaş olumsuz tepki vermedi... İzleyen izliyor, izlemeyen izlemiyor... Vatandaş, Türkiye'nin böyle önemli bir sorunu olduğunu biliyor ve çözümünü bekliyor.

Liderler zirvesi... Meclis'te uzlaşı

- Sayın Cumhurbaşkanı... önümüzdeki süreçte Çankaya'da bir "parti liderleri zirvesi" düşünür müsünüz?.. "Meclis'te uzlaşı" için bir girişiminiz olabilir mi?
Cumhurbaşkanı'nın yanıtı:
- Gerekli olduğunda her şeyi yaparım.
-Daha önce yaptım da.
- Böyle şeyler çok zor ve zaman alacak konular.
Abdullah Gül "bunlar, hükümet üstü konular" diye devam etti: - Olay, sadece hükümetin işi değil... Herkesin sorumluluk almasını gerektiriyor... O nedenle hepsini (liderleri) davet ettim, konuştum... Konuşurum.
- Konuşmalarınız nasıl geçiyor?
- Herkesi iyi niyetli görüyorum.

Perde arkası

Cumhurbaşkanı Gül ile "Ana uçağında" konuştuk.
Uçağın içi "3 bölüm." 1. Cumhurbaşkanının "kadrosunun" bulunduğu, büyük bölüm.
2. Cumhurbaşkanı ve "kendisine refakat eden bakanların" oturduğu bölüm. (Cumartesi günü uçakta iki bakan vardı: Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay) 3. Cumhurbaşkanı'nın "çalışma odası."
Görüşmemiz "çalışma odasında" oldu. Gazeteci olarak Taha Akyol ile biz vardık.
"Çankaya'dan" da, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever ile Gül'ün "AB Danışmanı", eski CHP milletvekili Damla Gürel.
Konuşma sırasında "muhalefetten de" bahsedildi ama...
Hiçbir "partinin ve liderin adından" bahsedilmedi.
"Muhalefet konuşulurken" Cumhurbaşkanı dedi ki:
- Muhalefet çok önemli...
Muhalefet, siyasetin önemli bir parçası.
- Sorunu herkes görüyor... Elbette herkes fikrini söyleyecek.
-Toplantılarda, özel görüşmelerde herkesin birbirine düşüncesini aktarması gerekiyor.
-Hükümet yoğun bir çalışma içinde... Takvimi de var.
- Büyük meselelerde katılım çok önemli... İktidarın, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın katkısı.
Sayın Cumhurbaşkanı... Sohbetin başında "ön hazırlığı...
Altyapı çalışmanızı" sormuştuk...
Yanıt vermediniz.
Abdullah Gül "yine yanıt vermedi." "Sadece şunu söyleyebilirim" dedi:
- Zor meselelerin daima perde arkası çalışması olur.

Yazdır Paylaş Yukarı