Sırbistan RTS Tv

26.10.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
RTS: Bu görüşme için size çok teşekkür ederim. Sırbistan'a hoş geldiniz. Sırbistan'a gelmeden önce, Sırbistan ve Türkiye'nin elde edilebilir ortak bir stratejik işbirliğine sahip olduğunu söylemiştiniz. Bu işbirliğini tam olarak nasıl görüyorsunuz?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Gelmeden önce açıkladım, burada da basın toplantılarında açıkladığım ve çok mutlu olduğum bir şey yaşıyorum. Türkiye ile Sırbistan'ın siyasi ilişkilerinin mükemmel bir şekilde gelişmesidir. Burada Türk-Sırp dayanışmasının çok tarihi bir önem arz ettiğine inanıyorum. Çünkü sadece Sırbistan ve Türkiye için değil, Balkanlar için istikrar, güvenlik ve işbirliğini getirecektir, bu dayanışma.
Bugün yaptığımız basın toplantısında da söyledim. Türk-Sırp işbirliği stratejik bir işbirliğine dönüşmüştür. Bunun neticeleri çok önemlidir, tekrar altını çizmek istiyorum. Bu, istikrar, güvenlik, ekonomik işbirliği ve nihayette refah getirecektir, bütün Balkanlara. İlişkilerimizin bu noktaya gelmesinden büyük bir mutluluk duyuyorum,
RTS: Bu bir tür Ekonomik İşbirliği Birliği'ni, gelecekteki Avrupa Birliği katılımlarının bir parçası olarak mı görüyorsunuz, yoksa şüpheleriniz var mı? Her ikimiz de, kendimize halihazırda kapanan Avrupa Birliği kapıları ile yüzleşmek için bir alternatif olan bu samimi diplomatik faaliyeti taşıyor muyuz?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bir, pek böyle düşünmüyorum. Çünkü Türkiye, AB ile müzakerelere başlamış bir ülke. Ben, Sırbistan'ın da AB ile bütünleşeceğine inanıyorum. Bunun kapısını kimse kapatamaz. Belgrad, Avrupa'nın en önemli başkentlerinden birisi. Önemli olan herkesin kendi ülkesinde, o kriterleri, geçerli kılmasıdır.
Bu kapının kapanması meselesini de, doğrusu onu da pek anlamak mümkün değil. Doğu Akdeniz'deki Kıbrıs Rum kesimi AB'ye üye olacak. Belgrad, AB'nin dışında kalacak. Olacak şey değil. Veya İstanbul dışında kalacak.
Burada coğrafi sınıra bakmamak gerekir. Coğrafi sınırına bakılacaksa, Belgrad daha çok yakın. Ama esas, ortak değerlerin geçerli olduğuna bakmak, bu daha önemli.
Bu yönde baktığımda da hükümetinizin, Cumhurbaşkanı Tadiç'in, AB'ye yönelik hedeflerini, doğrusu dikkatle takip ediyorum. Ayrıca ülkenizdeki ekonomik ve demokratik reform sürecini dikkatle takip ediyorum. Bu ortak değerlerin de kısa süre içerisinde gerçekleşeceğine inanıyorum.
İki ülke arasındaki ekonomik anlaşmaları da büyük bir memnuniyetle karşılıyorum. Serbest ticaret anlaşması imzaladık. Vergi muafiyeti anlaşmaları daha önce imzalandı. Bugün de 5 anlaşma imzalayarak, ekonomik ilişkilerin hukuki alt yapısını tamamladık.
RTS: Bu görüşmeye hazırlanırken bu görüşmenin aslında tarihi açıdan oldukça önemli olduğunu fark ettim. Türkiye ve Sırbistan'ın cevaplamak zorunda olduğu bir çok ortak sorunları var. Ayrıca birçok da ortak proje var. Lütfen bunlar hakkında biraz konuşur musunuz? İlk olarak projelerden bahsedelim. Hem Sırbistan hem de Türkiye Güney Akımı Boru Hattının inşaatında ortak olarak çalışmaktadırlar. Türkiye, Sırbistan'da bir karayolu inşa etmek istediğini belirtti. Sizin bakış açınızdan bu ekonomik ilişkiler ne kadar önemli ve Türk girişimciler bu konuya ne kadar ilgililer?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bu kadar ortak tarafları olan iki ülkenin, tabii ki projeler de üretmesi gerekiyor. Türkiye, Güney Akım Projesine izin vererek, onun gerçekleşmesinin yolunu açtı. Sırbistan da bu enerji projesine çok büyük ilgi gösteriyor. Tabii ki söylediğiniz gibi, Sırbistan'da yapılacak otobanlarla çok ilgileniyoruz. 10. koridor çok önemli bir güzergâh. Türkiye'nin en önemli otoyol yapan firmaları, bugün benimle beraber geldiler. Türk Eximbank da burada. İnanıyorum ki kısa süre içerisinde çok somut neticeler alacağız.
Şunu unutmayalım ki, biz, Sırbistan ile ortak sınırımız olmasa da biz komşuyuz. Bu kadar komşu gibi birbirimize çok yakınız. Dolayısıyla ortak projelerde çok iddialıyız.
Bazı askeri havaalanlarınızın sivil amaçlı kullanımı yönünde ortak projelerimiz olacak. Organize sanayi bölgeleri kurulması için ortak yine projelerimiz olacak. Bugün iş adamlarımız, ortak traktör üretiminde anlaşma sağladılar, Sırbistan'da üretecekler, bütün bunları. Çok büyük neticeler çıkacağına inanıyorum.
RTS: Ortak olduğumuz bir başka konu da, her iki ülkenin kültürlerinin, dinlerinin ve etnik kökenlerinin desteklemeye çalıştığımız sınırlarımız dışında da var olmasıdır. Ancak aynı zamanda komşu ülkelere karşı olumsuz davranışlardan da kaçınmak zorunda kalmaktayız. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir? Sizce bunu Sırbistan mı üstlenmelidir, yoksa tamamen Türkiye mi üstlenmelidir? Sizin tavsiyeniz nedir?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Söylediğiniz doğru. Türkiye'nin de Sırbistan'ın da kendi sınırları dışında, soydaş kabul ettiği birçok insanlar var; bu bir gerçek. Bizim buna şöyle bakmamız gerekir: Bütün bunlar, hangi ülkedeyse bunlar, onlarla köprü vazifesi görmeli. İlişkilerin geliştirilmesi, canlandırılması, daha çok işbirliği yapmak için köprü rolü oynaması gerekir. Ve herkes, kendi ülkesinde mutlu olmalı, mesut olmalı ama, oralarda da yakınlık hissettiği ülkelerle köprü rolü üstlenecek şekilde olumlu rol oynamaları gerekir.
Yoksa sıkıntı oluyor. Modern dünyada, bugünkü modern dünyada bunun başka bir yolu yok.
Herkes yaşadığı ülkede, o ülkeye sadık bir vatandaş olmalı. Ama kendisine yakın hissettiği, ana ülke hissettiği o ülkeyle de ilişkilerin geliştirilmesi açısından, köprü vazifesi görmeli.
RTS: Son olarak başa çıkmamız gereken ortak konulardan bir tanesi de Sırbistan'ın bölgesel sorunları ve sizin de farklı olarak nitelendirdiğiniz Kosova konusudur. Türkiye, benim gördüğüm kadarıyla Kosova'nın bağımsızlığını tanımış olsa bile, diğer ülkelerin de aynısını yapması için tam olarak destekleyen bir tavır içerisinde değildir. Bu yüzden iki tane "neden" sorusu var. Türkiye, neden Sırbistan'ın güney bölgesini bağımsız bir devlet olarak tanıdı ve Türkiye'nin bu konu ile ilgili olarak düşünceleri nelerdir?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Şimdi bu örnekler, birbirinden aslında farklı gerekçeleri olan örnekler. Yani Kosova'nın ayrı gerekçeleri, Kıbrıs'ın ayrı gerekçeleri var. Biz şöyle bakıyoruz: Kosova konusunda sizi anlayışla karşılıyoruz. Sizin de Kosova ile tarih ilişkilerimiz açısından bizi de anlayışla karşılamanızı arzu ediyoruz. Ve bu konuların ilişkilerimize bir gölge olmamasını ve bu işlerin suhuletle götürülmesini arzu ediyoruz ki, böyle oluyor.
RTS: Ve benim son sorum, Avrupa'ya doğru giden yol üzerindeki en büyük sorunumuz, Avrupa'nın bir kısmının bize karşı olan güvensizliğidir. Geçmişlerimiz, Türkiye'nin daha uzun soluklu ve bizim daha kısa soluklu olarak, tam olarak da geçmişte kalmış değildir, gelecekte önümüze tekrar çıkabilecek şeylerdir bunlar. Korkuları, sizin bazı konularda tam olarak istekli olmamanız ve bizim de bu savaş suçlarını yargılayanlar ile işbirliği içerisinde olmamamızdır. Bu konu ile ilgili olarak sizin düşünceleriniz, yorumlarınız nelerdir?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Şimdi şunu tavsiye ederim: Avrupa'daki konjonktür, AB'nin konjonktürü değişiyor. Orada büyüme yanlısı olanlar da var, daralma yanlısı olanlar da var. Biraz orada kafa karışıklığı var, bunu anlamak lazım ve oraya takılmamak lazım. Yapılması gereken, herkes kendi işini yapmalı.Yani kendi işi nedir? Sırbistan, kendi demokratik standartlarını, ekonomik standartlarını, AB kriterlerine taşıyacak yasaları geliştirmeli, reformları sürdürmeli. Bizim Türkiye olarak, müzakere sürecinin gereklerini yapmamız gerekir. Bir gün inanıyorum ki, AB'nin o konjonktürü değişecek. Ama şimdi bir şey yapmadan durursak, o zaman zaten bu doğru olmaz. AB'ye takılmadan, biz kendi üstümüze düşenleri yapmaya bakalım. İnanıyorum ki bir gün AB, bu yanlışının farkına varacaktır.
Almanya ile Fransa'nın bir araya gelip, AB'nin iki lokomotif ülkesi olması mümkün olduysa, diğerleri de mümkün olacaktır.
Onun için en doğrusu, bizlerin kendi işimize bakması gerekir. Ülkelerimizin standardını her bakımdan, AB kriterlerine taşımak gerekir. O zaman zaten AB'nin yapabileceği hiçbir şey kalmaz.
Ben çok teşekkür ediyorum. Bu vesileyle de bütün Sırp halkına Türk halkının en iyi dileklerini sunarım.
RTS: Efendim, bu görüşme için size çok teşekkür ederiz.
Teşekkür ederim. Efendim, size bu simültane tercümeden dolayı sormak istediğim son bir şey var. Bu yüzden sizinle konuşmaya devam etmek istiyorum. Bence bu cevaplar oldukça ilginç ve bence bizlerin birbirimiz hakkında neler düşündüğümüz ile ilgili olarak inanılmaz fikirler sunmakta. Çünkü bu ülkedeki insanlarımız, ülkelerimizin arasındaki resmi ilişkiler hakkında çok fazla şey düşünmüyorlar. Ama sizin de söylediğiniz gibi her zaman resmi olmayan ilişkiler hakkında bir şeyler düşünüyorlar. Bizler elbette Türkiye'ye bir komşu ülke olarak saygı duyuyoruz. Ayrıca insanların ve aynı zamanda benim tatiller için tercih ettiğimiz en güzel yerlerden bir tanesi Türkiye. Bir kez İstanbul'a geldim ve inanılmaz güzel zaman geçirdim. Ayrıca bir kez de Kemer'e gittim. Orada mükemmel bir yaz geçirdik. Ve bana öyle geliyor ki, gelecek yıllarda oraya tekrar gideceğiz. Evet, ailecek gittik ve muhteşemdi. Bütün arkeolojik alanlar ve ılık deniz çok güzeldi. Ve en önemli olan şey insanlar çok kibar, çok çalışkandı. Bence, insanlarımızın tatil için Türkiye'ye gelmesi bence çok güzel bir şey olacaktır, çünkü belki o zaman insanların şikayet etmeksizin nasıl çok fazla çalıştığını görebilirler. Burayı, Belgrad'ı nasıl buldunuz?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Dışişlerinde olduğum dönemde buraya yine geldim. Burada olmak benim için büyük bir zevk ve mutluluk. Bu sefer sizler yine çok sıcaksınız ve Türk - Sırp ilişkilerinin gelişmesinden mutlu oluyorum ve şimdi bir de stratejik ilişkimiz oluştu. Sizin söylediğinize göre insanlar bu ilişkileri takip edemiyorlar, bizlerin çok büyük farklılıklara sahip olduğumuzu düşünüyorlar. Halbuki, bunun tam tersine oldukça benzer bakış açılarımız var. İşbirliğimiz var ve bundan çok mutluyuz. Siyasi seviyede her şeyin mükemmel olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar bunu bilmeli ve daha fazla güvenmeliler. İş ve yatırım için alt yapının hazırlandığını bilmeliler. Türk yatırımcılar burası için hazırlar. Onları bu konularda bilgilendirmeliyiz. Burada birçok Türk yatırımcı var. Bu ilgiyi oldukça net bir şekilde görebiliyorum.
RTS: Ben, aynı diyebileceğimiz birçok ortak noktamızın olduğunu keşfettim. Şu anda her iki ülkede aynı siyasi hedefler sahipler ve birbirlerine oldukça yakın bir duruş içindeler. Bildiğiniz üzere Türkiye Orta Doğu'da ve Kafkaslarda kilit bir noktada yer almaya başladı. Güney Akım aslında benim için biraz şaşırtıcı oldu. Çünkü Türkiye diğer bir proje olan Nabucco ile ilgilenmekte. Bence siz teklif edilen her şeyi üstlenmek istiyorsunuz ve bence bu oldukça hassas ve düşünceli bir hareket. Size çok teşekkür ederim. Ve eğer yanılmıyorsam üç gün sonra sizin doğum gününüz. Size tekrar çok teşekkür ederim. Benim için gerçekten büyük bir zevkti.
Yazdır Paylaş Yukarı