CNBC-E Arabia

22.12.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

CNBC-E Arabia: Merhaba. Son zamanlarda Türkiye Ortadoğu'da büyük siyasi ve iktisadi rol oynamaktadır. Bu rolün bölgede çok önemi var, ayrıca Türkiye birçok konularda girişimlerde bulunmuştu. Kuveyt'e ziyareti sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığımız bu görüşmeden mutluluk duymaktayız.
CNBC-E Arabic'te bildiğiniz daha çok ekonomiyle ilgileniyoruz biz. Onun için bu ziyaretinizde de ekonomiyle ilgili birtakım kararlar alındı mı, herhangi bir sonuca varıldı mı, herhangi bir anlaşma imzalandı mı?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türkiye ile Kuveyt arasında ilişkilerimiz zaten mükemmel seviyede cereyan ediyor. Siyasi alanda, güvenlik alanlarında, ekonomik alanda da. Ama şu bir gerçek ki: Ekonomik alandaki işbirliğimizin potansiyelinin gerisindeyiz. Dolayısıyla karşılıklı daha çok iş yapmak, daha çok ekonomik işbirliğini, potansiyelini değerlendirmek için dün ve bugün çok görüşmeler yaptık. İnanıyorum ki, bundan çok güzel neticeler çıkacaktır. Başta değerli dostum Emir El Sabah, Sayın Başbakan ve diğer özel sektörün önemli temsilcileriyle olmak üzere yaptığım tüm görüşmelerde buna karar verdik. Şöyle ki: Önce Türkiye, Kuveytli yatırımcılar açısından çok büyük bir potansiyele sahip bir ülke. Türkiye, Avrupa'nın 6. büyük, dünyanın 15. büyük ekonomisi. Hızlı büyüyen, hızlı gelişen bir ülke ama, aynı zamanda riskleri çok az olan bir ülke. Bunun içindir ki ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde Türk bankaları yüzde 30 kâr ilan ettiler bu sene ve uluslararası kredi kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu üst üste arttırarak çıkıyor. Bu şudur: Türkiye, ekonomik potansiyeli olan ama, aynı zamanda riski çok minimum olan, riski olmayan, yatırımcılar için çok uygun bir ülke. Zaten Kuveyt Hükümeti de Türkiye'yi yatırım yapılabilecek ülke olarak ilan etti hem kendi kamu sektörü için hem özel sektörü için. İnanıyorum ki bunun çok güzel neticeleri olacaktır. Türkiye'nin işadamlarının Kuveyt'te çok iş yapma imkânları da var. Özellikle şu 5 yıl içerisinde Kuveyt de 160 milyar dolar civarında bir büyük yatırım hamlesi yapacak Kuveyt Hükümeti. Bu gerçekten çok takdir edilecek büyük bir hamledir. Türk müteahhitlik sektörü başta olmak üzere, müşavirlik sektörü başta olmak üzere, Türk tedarikçiler, tüm bunların bu ülkede çok iş yapma imkânı vardır. Bütün Kuveytli yetkililer, Türk iş adamlarının buradaki faaliyetlerinden çok memnun olacaklarını söylediler. Birçok zaten hukuki altyapı tamamlanmış vaziyettedir; ikili anlaşmalar. Diyorum ki ekonomik alanda da aramızda çok büyük işler yapılacaktır.
CNBC-E Arabia: Ortadoğu'ya yöneliş stratejinizi de biliyoruz. Bu konu ekonomik birtakım sonuçlar da getirdi mi, memnun musunuz neticelerden?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Ekonomik sonuçlar kendiliğinden gelir. Ama güvenlik ve istikrar ekonomiden önce gelir. Güvenlik ve istikrarın olmadığı yerde ekonomi kendini gösteremez açıkçası. Türkiye gibi önemli bir ülkenin tüm Körfezin istikrarına ve güvenliğine çok önem verdiğini başından söylemek isterim. Bu çerçeve içerisinde Türkiye ile bütün Körfez Ülkeleri arasında çok yakın istişareler, çok yakın işbirliği, en üst seviyede temaslar ve ziyaretler söz konusudur. Uluslararası konular ve bölge konularında ortak bakışımız vardır ve böyle olunca ister istemez tabii ki bu bir dayanışma ve işbirliği imkânını da ortaya çıkartmaktadır. İşbirliği her alanda söz konusudur. Şüphesiz ki ekonomik alanda çok daha kolaydır. O bakımdan ekonomik alanda da son yıllarda iki ülke arasında daha doğrusu Türkiye ile tüm Körfez Ülkeleri arasındaki ilişkilerin çok hızlı gelişiyor olması, iş adamlarının daha çok ortaklıklar yapması, karşılıklı yatırımların çoğalması, bunlar çok memnuniyet vericidir. Haklısınız bu konuda da çok güzel gelişmeler var bundan da çok büyük memnuniyet duyuyoruz.
CNBC-E Arabia: Şunu da sormak istiyoruz: Bu Ortadoğu'ya olan yönelişler acaba şu anda iktidarda bulunan partinin değişmesiyle değişebilir mi? Çünkü zaman zaman böyle konular oluyor, bunlara bakıyoruz acaba bir değişiklik mi olur? Bir zamanlar Avrupa'ya doğru çok büyük bir yöneliş vardı, şimdi Ortadoğu'yu da kucaklıyorsunuz. Bu konular devlet politikası mı, yoksa hükümetlerin değişmesiyle değişir mi?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Hayır, hükümetler üstü politikalardır bunlar, devlet politikasıdır kesinlikle. Son günlerde bazı yanlış anlamalar da söz konusu oluyor. Sanki Türkiye sadece bir yönle ilgileniyormuş gibi. Hâlbuki böyle değil. Dünya giderek küçüldüğüne göre dünyanın her tarafıyla ilgilenmek zorundayız. Hepimiz için, sadece Türkiye için değil sizin için de geçerli bu. Doğrudur, Türkiye bir taraftan Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini yürütüyor, 15 senedir Avrupa'yla tam gümrük işbirliği içerisinde. Avrupa'yla gümrüklerimiz sıfırdır. Ama aynı zamanda Türkiye bir Ortadoğu ülkesidir de. Bu bölgeyle tarihi, kültürel, dini müştereklerimiz vardır. Dolayısıyla şüphesiz ki tabii biz bu bölgeyle de çok yakından ilgilenmek zorundayız. Bunlar birbirini tamamlayan unsurlar. Bunlar hükümetlerin üstünde bir politikadır. Şüphesiz ki mevcut hükümet bu işi yürütmektedir ve başlatmıştır ama, bu herkesin de çıkarına olduğuna göre, bundan sonra da hep böyle olacaktır. Bu Türkiye'nin devlet politikasıdır.
CNBC-E Arabia: Parantez içinde "yüz" meselesi var. Eğer Türkiye'nin İslami bir yüzü varsa belki Ortadoğu'ya yönelişini ve girişini kolaylaştırdı ama, aynı sebep belki Avrupa'dan da biraz uzaklaşmanızı getirdi. Acaba sizin görüşleriniz bu görüşle örtüşüyor mu ?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Doğrusu pek bu görüşleri paylaşamayacağım burada. Çünkü Türkiye tabii ki Müslüman bir ülkedir ve Türkler Müslüman'dır ve İslam tarihinde de çok önemli yeri vardır. Ama Türkiye aynı zamanda Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini başlatmış ve güçlü bir şekilde bu müzakerelere devam etmektedir. Türkiye'nin anayasası, "Türkiye demokratik, laik, bir ülke" diyor. Din ve devlet işleri de ayrılmıştır.
CNBC-E Arabia: Son zamanlarda bir çok gelişmeler görüyorum, İran konusunda ve Suriye'ye olan açılımlar konusunda. İran konusunda belki bir arabuluculuğunuz da söz konusu olacaktı nükleer meselelerde. Bu konuda herhangi bir arabuluculuk var mı, nereye vardı?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Biz tabii komşularımızla olan ilişkilerimize çok önem veriyoruz. Bir mahallede bile komşular arasında komşuluk hukukuna riayet söz konusu olmazsa, iyi komşuluk olmazsa, o mahallede hayatın tadı olmaz. Bölgemizde tüm komşularımızla ilişkilerimizi iyi götürmek, karşılıklı birbirimizden emin olmak ve birbirimizin mutluluğunu hissetmek önemlidir. Bu çerçevede özellikle son yıllarda Türkiye komşularıyla bu anlayışı hâkim kılmaya çalışıyor, sıfır problemli bir politika. İran bizim komşumuz olduğu için, İran'ın şu anda karşı karşıya kaldığı büyük bir sorun var, uluslararası camiayla birlikte, nükleer mesele. Bu konunun barışçı, demokratik yollarla halli için biz bir arabuluculuk yapmıyoruz ama, kolaylaştırıcı imkânlar kullanıyoruz. Kolaylaştırıcı bir rolümüz söz konusu olabilir, bu konuda da büyük bir gayret içerisindeyiz.
CNBC-E Arabia: İran'ın nükleer meselesi, Körfez Ülkelerinde bir endişe yaratıyor. Bu sizin için de bir endişe kaynağı değil midir? İleride bölge için bir risk yaratmıyor mu?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Herkes için tabii ki endişe kaynağıdır. Bununla şunu söylemek istemiyorum: Yani "İran nükleer enerjiyle nükleer silah yapıyor" demiyorum, bunu bilemeyiz tabii. Ama bu konuyla ilgili tartışmalar ve gelişmeler kaygı verici boyutlara ulaştı. Büyük bir gerginlik var. Bunun neticeleri itibariyle bizler, komşu ülkeler tabii ki kaygı duymamız gerekir.
CNBC-E Arabia: Irak ile ekonomik meselelerde bir gelişme var mı? İstikbale dönük, Irak'ın ekonomik meseleleriyle, ekonomik ilişkiler konusunda bir gelişme görüyor musunuz ? Şu anda Irak daha çok gelişmeye başladı tekrar. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Tabii Irak'ın çok büyük bir ekonomik büyüme potansiyeli var ama, her şeyden önce istikrar sağlanması lazım, güvenlik sağlanması lazım. Bütün bunlara rağmen Türkiye ile Irak arasında çok büyük bir ekonomik işbirliği söz konusudur şu anda.
CNBC-E Arabia: Filistin konusunda da bir arabuluculuk söz konusu olabilecek mi? Ortadoğu barışına hizmet edecek, yardım edecek, götürebilecek bir arabuluculuk vasfınız olabilir mi? Böyle bir çalışmanız var mı?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Filistin meselesi sadece Filistinlilerin meselesi değil, doğrusu hepimizin meselesidir. O bakımdan bölgede kalıcı barışın sağlanması, bağımsız Filistin Devleti'yle İsrail'in yan yana yaşayabileceği bir ortamın oluşturulması için hepimizin uğraşması gerekir. Türkiye bu konuda çok büyük gayretler sarf ediyor ve bölge ülkeleriyle de işbirliği içerisinde Filistinlilerin geleceğini sağlama almak için büyük çalışmalar yapıyor.
CNBC-E Arabia: Ancak sizin bu konuda bir inisiyatifiniz yok, böyle bir arabuluculuk meselesi gündemde değil sizin için?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Arabulucu lafı çok iddialı bir laf. Onun için böyle çok iddialı lafları kullanmak istemiyorum ama, Türkiye'nin yaptıkları ve gayretleri herkes tarafından takip ediliyor ve bunun takdir edildiğini de görüyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı