Newsweek

09.04.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Newsweek



"DOĞU VE BATI ARASINDA"
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tartışmalı bir kişi. İktidardaki merkeziyetçi İslamcı AK Parti tarafından2007 yılında cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi laik Türklerin şiddetli muhalefetiyle karşılaşmış, Anayasa Mahkemesi tarafından engellenmişti. Türkiye milliyetçi ve İslamcı komplo söylentileriyle çalkalanırken Gül, dört günlük Pakistan ziyareti öncesinde, Ankara'da, Newsweek Pakistan muhabiri Ejaz Haider'e mülakat verdi.
NEWSWEEK: Son günlerde askeri yetkililerin darbe planı söylentileri doğrultusunda tutuklanmasının, AK Parti ile Türk ordusu arasında daha büyük bir ihtilafın bir sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Tüm bu olanlar yanlış anlaşılıyor. Türkiye'nin
seçimle başa gelen bir hükûmeti, bir anayasası, bağımsız mahkeme ve savcıları var. Anayasaya göre bir güçler ayrılığı var. Savcılar soruşturma yürütebilir ve davaları mahkemeye götürebilir. Yasaların çiğnenip çiğnenmediğine mahkemeler karar vermek zorunda. Bu, orduyla bir parti arasındaki bir mücadele değil.
NEWSWEEK: Türkiye geçmişte pek çok darbe gördü. Son komplo planıyla ilgili ayrıntılar doğruysa orduda AK Parti karşıtı bir tutum olduğu kesin.
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türk siyasi yaşamına dönüp baktığımızda
pek çok müdahaleler olduğunu görüyoruz. Ama tüm bunlar geçmişte kaldı. Bunların hiçbiri artık mümkün değil. Türkiye AB'yle tam üyelik müzakereleri yürütüyor. Bu da demokratik bir sistemin kurallarına uymamız gerektiği anlamına geliyor. Bu kriterleri yerine getirmeye çalışan ve üyelik müzakereleri yapan bir ülkede demokrasinin sekteye uğraması mümkün değildir. Büyük kurumlarda yanlış yapan kişiler tabii ki her zaman olacaktır.
NEWSWEEK: Bu meselenin laiklerle İslamcılar arasındaki kırılmaları da gözler önüne serdiği söyleniyor.
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türkiye, Müslümanların çoğunlukta olduğu birülke. Ancak devletimiz demokratik ve laik değerler ile yasanın üstünlüğüne dayalı. Din ve devlet işleri ayrı. Böyle bir ayrıma sonuna kadar inanıyorum. Türk halkının çoğu bu ilkelere inanıyor. Laikliğin ne anlama geldiği ve nasıl uygulanması gerektiği konusunda ise ayrıntılı tartışmalar yapmayı sürdürüyoruz.
NEWSWEEK: Türkiye'nin Batı'dan uzaklaşıp Orta Doğu'ya yakınlaştığı izlenimleri mevcut.
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Bu doğru değil. Ama Türkiye'nin tek yönlü bir dış politikası olamaz. Üç kıtanın kesişim noktasındayız. NATO üyesiyiz, AB'yle tam üyeliği görüşüyoruz ve kökleri Orta Doğu, Asya ve Kafkaslar'a uzanan bir İslam ülkesiyiz. Bunların hiçbiri göz ardı edilemez.
NEWSWEEK: Türkiye'nin İsrail'le ilgili görüşleri neler? Türkiye'nin İsrail'in katılacağı NATO tatbikatlarını iptal etmesinden ve Suriye'yle bir ortak tatbikat yapacağını açıklamasından beri pek çok sürtüşme yaşandı.
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türkiye, İsrail ve Arap dünyasıyla diplomatik
ilişkiler içinde. Bu durum her zaman olumlu görüldü. İsraillilere yanlışlarını her zaman kapalı kapılar ardında söyleme şansımız oldu. Bu aşamada Filistin halkının acılarına son vermek çok önemli. Bağımsız bir ülkede yaşayabilmeleri ve İsrail ile Filistin'in barış içinde varlıklarını sürdürebilmeleri bu noktada çok önemli. Bu nedenle Arap barış planının çok önemli bir girişim olduğunu düşünüyorum.
NEWSWEEK: Bazı Batılı analizciler AK Parti'yi Orta Doğu'daki bağnaz rejimlere yaklaşmakla suçlarken Türkiye NATO'daki rolünü nasıl görüyor?
SAYIN CUMHURBAŞKANI: Türkiye NATO'nun ilk ve önemli üyelerinden. Türk ordusu şu an NATO'nun en büyük ikinci ordusu. Bu nedenle Türkiye dünya barışının korunmasında çok önemli bir role sahip ve tüm dünyada barışı koruma faaliyetlerine dahil NATO bugünlerde bir değişimden geçiyor. Türkiye de bunda aktif bir rol oynuyor.

Yazdır Paylaş Yukarı