Reuters

06.07.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült



"TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI, İSRAİL'İN MANTIKSIZ HAREKET ETTİĞİNİ SÖYLEDİ"

Bölüm 1, 06.07.2010



TÜRKİYE CUMHURBAŞKANININ UÇAĞI,

Simon Cameron-Moore bildiriyor:
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugün, İsrail koalisyonu içindeki fikir ayrılıklarının, İsrail devletini, bir ay önce Gazze'ye yardım gemisine yapılan saldırıyla bozulan ilişkileri tamir etmekten alıkoyduğunu söyledi.

Kazakistan'a resmi ziyaretinden dönerken Reuters'a verdiği mülakatta Gül, İsrail'in, tek Müslüman müttefiki olan bir ülke ile ilişkilerinden vazgeçerek daha da izole kalmaya açıkça hazır olmasının mantıksız olduğunu kaydetti.

Gül, "Bölgede pek de dostları yok. Şimdi Türkiye ile ilişkilerini de bitirmek istiyor gibi görünüyorlar." dedi.
İsrail ve NATO üyesi Türkiye'nin ortak müttefiki ABD, aralarındaki sorunları aşmaları yönünde her iki hükûmeti de sessizce teşvik etti.

Ancak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün ABD'de Başkan Barack Obama ile görüşmeye hazırlanırken yaptığı açıklamalarda Gül, İsrail koalisyonu içindeki ciddi çekişmelerin bir yakınlaşmayı engellediğine inandığını ifade etti.
Gül, "Görebildiğim kadarıyla İsrail'deki iç siyasi çekişmeler oldukça sert. Birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar... Daima biri, diğerinin önünde engel oluyor." dedi.

Abdullah Gül, "Herkesin orada ne tür bir siyaset yapıldığının farkında olması önemli. Benim şahsi fikrim, mantıklı hareket etme kabiliyetine sahip olmadıkları yönündedir." şeklinde konuştu.

Gül, iki ülke bakanlarının geçen çarşamba günü Brüksel'de yaptığı ve gizli olduğu farz edilen görüşmenin İsrail tarafından talep edildiğini, ancak görüşme haberlerinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kabinesinin, herhangi bir ilerlemeyi engellemek isteyen diğer kanadı tarafından sızdırıldığını belirtti.

Gül, "Bundan memnun olmayanlar var ve durum aynı şekilde sürüyor." dedi.



Bölüm 2, 07.07.2010



"TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI AVRUPA'NIN UZAĞI GÖREMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR"

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı uçağının camından 10 bin metre aşağıya, Orta Asya'nın enerji zengini topraklarına bakarken Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanların, nasıl olup da resmin tamamını göremediğini merak ediyor.
Kazakistan ziyaretinden ülkesine dönmekte olan Gül, "Türkiye'nin en büyük katkısının enerji alanında olacağını herkes biliyor." şeklinde konuştu.

Avrasya'da oynanmakta olan yeni "büyük oyun"da, Türkiye'nin Orta Asya ve Orta Doğu'dan gelen petrol ve doğal gazın nakli için oynadığı köprü rolü, Avrupa'nın enerji güvenliği açısından çok önemli olacak.

Ancak 71 milyon insanın yaşadığı Müslüman bir ülkeyi kabul etmenin sonuçlarına dair şüpheler Avrupa'yı engelliyor. Son zamanlarda yapılan tüm reformlara rağmen şüpheci kesim Türkiye'yi hâlâ 20. yüzyılın sonlarındak ekonomik kargaşa ve askerî darbelerin etkisinden çıkamayan bir ülke olarak görüyor.

Gül, AB'nin üyelerinden bazılarının hızla büyüyen ekonomisiyle laik, Müslüman bir üyenin yapacağı katkıyı görmesine engel olan uzun vadeli bir vizyon eksikliğiyle Türkiye'nin önüne "yapay engeller" çıkardığını söyledi ve "Eğer stratejik hedeflerinizi taktik kaygılarınıza kurban ederseniz asla büyük oyuncu olamazsınız." dedi.

--Avrupa Hayali--

AB üyelik müzakerelerinde geri kalan üç başlık da kapatıldı. Gül, bunların arasında enerji başlığının da olmasına hayretle bakıyor.

Bu gecikmenin en önemli sebebinin bölünmüş Kıbrıs Adası'yla ilgili anlaşmazlık olduğu düşünülüyor. Gül konuyla ilgili olarak, "Bazı ülkeler bu meseleden doğrudan etkilenmeseler bile yapay engeller yaratmak için Kıbrıs'ın arkasına sığınıyor." şeklinde konuştu.

NATO üyesi Türkiye'nin Rusya ve diğer Sovyet blokuülkelerinin yanı sıra, Orta Doğu ve İslam dünyasıylada ilişkileri geliştirmek için sarf ettiği yoğun çaba, bazı eleştirmenlerin, ülkenin Batı'dan uzaklaştığını düşünmelerine yol açıyor.
Bazıları daha da ileri giderek İran ve Suriye gibi yeni dostlar edinmenin iktidardaki AK Partinin İslamcı kökeninin göstergesi olduğunu öne sürüyor.

Gül, bu yorumları reddederek AB'ye girmenin, devlet politikasının temel önceliği olduğunu belirtti.
Gül, Türkiye'nin demokrasi, insan hakları, serbest piyasa, cinsiyet eşitliği ve şeffaflık ideallerine bağlı ve bu ilkeleri geliştirmeye niyetli olduğunu dile getirdi.

Gül, birçok Müslüman ülkedeki gençlerin, aydınların ve politikacıların Türkiye'nin değişiminden ilham aldığını da kaydetti.

--Osmanlı Mirası--

"Türkiye'nin bir çeşit cazibe merkezi olduğunu söyleyen" Gül, "Herkes kendisini sorguluyor ve şöyle diyor: Türkiye bunları gerçekleştirebiliyorsa biz de gerçekleştirebiliriz." diye konuştu.

Abdullah Gül, doğudaki komşularla ilişkileri geliştirmenin ve eski Sovyet bloku ülkelerinin yanı sıra Orta Doğu, Afrika ve İslam dünyasının daha geniş bir kesimiyle pazarlarını genişletmeye çalışmasının, Türkiye'nin AB'ye girme amacıyla çelişmediğini söyledi.

İngiltere'nin İngiliz Uluslar Topluluğu

(Commonwealth) üyeleriyle İspanya'nın ise bazı radikal devletler de dahil Latin Amerika ile bağlarını sürdürmesi gibi, Türkiye'nin de Osmanlı'nın Orta Doğu ve Balkanlar'da hâkimiyeti altındaki ülkelerle yakın ilişkisinin normal olduğunu bildiren
Gül, "Türkiye'nin yönelimi, temasları ve ilişkileriyle karıştırılıyor. Hâlbuki bunlar ayrı şeyler." dedi.

Gül, "Türkiye bölgenin adeta istikrar kaynağı." ifadelerini kullanıyor.

 

Yazdır Paylaş Yukarı