1. Veda Resepsiyonu’nda Yaptıkları Konuşma

12.08.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sayın Seçilmiş Cumhurbaşkanı,

Muhterem Hanımefendi Emine Hanım,

Değerli Misafirler,

Hanımefendiler,

Beyefendiler,

Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı olarak 7 yıllık görev sürem bitmek üzere. Sona gelmiş bulunuyorum. Bu vesileyle Eşimle birlikte verdiğimiz bu resepsiyona geldiğiniz için hepinize hoş geldiniz diyoruz ve hepinize teşekkür ediyorum.

Geçen pazar gün yapılan seçimlerde 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş bulunan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı canı gönülden tebrik ediyorum. Emine Hanımı sizi de aynı şekilde ve Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum. Kendilerine üstlenecekleri bu şerefli görevden dolayı Cenab-ı Allah’ın yardımcı olmasını temenni ediyoruz, niyaz ediyoruz.

Değerli Misafirler,

Cumhurbaşkanı olarak başlıca Anayasal vazifem olan devletin kurumları arasındaki eşgüdümü sağlamam konusunda yasama, yürütme ve yargı organları mensupları olarak sizlerden büyük destek gördüm.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, iktidar ve muhalefete mensup yönetici ve üyelerinin hükümetlerimizin, bakanlıklarımızın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve diğer kurumların, yargı organlarımızın işbirliği ve katkıları içeride ve dışarıda görevimi en iyi şekilde yerine getirmemde kuşkusuz büyük rol oynadı, katkı sağladılar.

Cumhuriyetimizin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak 90 yılı aşan yürüyüşünün son 7 yılını hep beraber birlikte devam ettirdik. Dolayısıyla bugün sizlere hem veda etmek, hem de teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Değerli Misafirler,

Görev sürem boyunca Devlet Başkanı olarak ülkemizin içeride huzurunu ve istikrarını, dışarıda itibarını ve gücünü korumasına özen gösterdim. Toplumumuza, halkımıza, ulusal refah ve barışın yolunun demokratik çoğulculuk, insan haklarına dayalı hukuk devleti ve çağdaş eğitimden ve iyi yönetişimden geçtiği anlayışıyla öncülük yapmaya gayret ettim.

Her zaman söylediğim gibi demokratik hayat bir mükemmelleşme sürecidir. Bu süreç, eleştiri ve özeleştiri yoluyla eksikliklerinin giderilmesini, kusurların düzeltilmesini, reformlar yoluyla ise yapılanların iyileştirilmesini içerir. Türkiye’de de bugün çok şükür kusurlarını ve eksikliklerini giderme yeteneğine sahip bir demokratik olgunluğa erişmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla, görevimden Türkiye’nin geleceğine olan inancımı, güvenimi ve umudumu muhafaza ederek ayrılıyorum. Ancak son günlerde başta yakın çevremiz olmak üzere, bütün dünyada ne yazık ki insanlığın geldiği uygarlık düzeyine yakışmayan çok ciddi siyasi gerginliklerin ve silahlı çatışmaların, işgallerin, katliamların yaşanmakta olduğunu da endişe ile görüyorum.

Dolayısıyla Türkiye’nin her zamankinden daha güçlü istikrarlı, itibarlı, saygın ve müreffeh olmasına kendi çıkarlarımız bakımından olduğu kadar bölge ve dünya barışı için de muhtaç olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Aziz Milletimiz yüzyıllara dayanan tarihsel birikiminden süzülen bir bilgeliğe sahiptir.

Milletimizin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 21. Yüzyıl dünyasında da seçkin bir yeri olacağına ve Türk milletinin daima asaletini kornuyacağına hiç kuşkum yoktur.

Değerli Misafirler,

Bu duygularla sizlere içten teşekkürlerimi tekrar ifade etmek istiyorum.

Önümüzdeki hafta sivil toplumun değişik kesimleriyle de böyle yine bir araya geleceğiz. Son olarak hem Hayrünnisa Hanım, hem kendim adına hepinizi sevgilerle selamlıyor, sağlık, esenlik diliyorum ve Allah’a emanet ediyorum.

Tekrar teşekkür ediyorum. Sağ olun.

Yazdır Paylaş Yukarı