Ordu'da Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

22.11.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler;

Ordu’ya uzun yıllar bir Cumhurbaşkanı uğrama imkânı olmamış. Ziyaret imkânı olmamış. Bunu bildiğim için Ordu’ya daha erken gelmek istiyordum. Bunu belki sizler de duymuş olabilirsiniz. 2011 yılında gelecektik ama o zaman elimde olmayan sebeplerden ertelemek durumunda kaldım.  Samsun’dan geldik biliyorsunuz ve önce Ünye’ye uğradık, sonra Fatsa’ya uğradık. Her ikisinde de bütün vatandaşlarımın sevgi ve muhabbetini gördüm. Bundan dolayı herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Ayrıca bu yol boyunca gördüğüm gelişmeler beni gerçekten memnun etti. Ünye, çok köklü tarihi olan, kendine has kültürü olan ve bunu hemen şehrin girişinde belli eden bir yer. Fatsa, hepimiz biliyoruz ki çok dinamik bir yer. Oranın ne kadar geliştiğini, ne kadar büyüdüğünü bir kez daha yakından görmüş oldum. Gelirken Türkiye’nin en uzun tünelinden geçtik. Yarın denize yapılan artık böyle söyleyeceğim, havaalanını yakından görme imkânım olacak.

Bugün gün boyunca sizlerle hep beraber olduk. Vilayeti ziyaret ettik, belediyeyi ziyaret ettik, sayın başkandan bilgiler aldım, üniversiteyi ziyaret ettim ve üniversitenin gelişmeleriyle ilgili bilgiler aldım. Görüşlerimi üniversite rektörü ve hocalarla paylaştım ve ayrıca garnizonu ziyaret ettim. Buranın önemli ekonomik merkezlerinden birisi olan Tadelle’yı, ben öyle söyleyeyim,  çünkü öyle daha kolay geliyor, orayı ziyaret ettim. Bütün gördüklerimden gerçekten çok memnun oldum.

Ordu’da merkezde de yol boyunca bütün vatandaşlarımın gösterdiği sevgi için ayrıca çok teşekkür ediyorum. Şüphesiz ki bu şahsımla değil, devletin birliğini ve ülkeyi temsil eden bir Cumhurbaşkanı’na, ülkeye olan sevgiyi, devlete, millete olan bağlılığı benim şahsımda aslında bu halk göstermiştir ve bu sevgi bundan dolayıdır. Bundan da şüphesiz ki büyük bir memnuniyet duyarım.

Ordu daima vatanı, milleti için elinden gelen her şeyi yapan bir şehrimizdir. Biraz önce hepiniz adına selamladığım ve ellerini sıktığım şehitlerimizin aileleri, gazilerimiz bunun en açık timsalidir.

Değerli misafirler,

Bugün burada gördüğüm şeyler beni mutlu etti. Bunun sebeplerinden birisi, bu şehirde gördüğüm karşılıklı sevgi, muhabbet ve dayanışma. Şüphesiz ki demokrasiyle idare edilen ülkelerde çoğulculuk esastır. Çoğulculuğun temeli de farklı siyasi partilerin olması, sivil toplum örgütlerinin olması, farklı düşüncelerde olan herkesin örgütlenerek faaliyetlerini yapmaları ve düşüncelerini anlatabilmeleridir. Ama bütün bunlar olurken yeri geldiğinde medeni bir şekilde şehri için, ülkesi için beraber olabilmek, konuşabilmek, beraber hareket edebilmek ve karşılıklı saygıyı muhafaza edebilmek bu çok önemli. Bunu doğrusu bu şehirde de görmekten büyük bir memnuniyet duydum. Bunu hem gördüm, hem dinlediklerimden biliyorum. Bundan dolayı hepinizi tebrik ederim.

Ordu’nun bütün sivil toplum örgütleri, temsilcileri kamu görevlileri, sizler buradasınız. Değerli milletvekilleri, farklı partilerden siyasetçiler, bunu ne kadar devam ettirirseniz şuna inanın ki bu şehirde, bu ilde çok güzel gelişmeler olur ve devam eder. Seçimler günü geldiğinde herkes kendi görüşüne göre kime inanıyorsa muhakkak ki onu destekler. Ama bir ülkede olduğu gibi bir ilde de istikrar ve ilin gelişmesiyle ilgili dayanışma söz konusu olursa o zaman çok iyi şeyler olur. Çok şükür Türkiye’de güzel şeyler oluyor, Türkiye’nin her tarafında çok büyük kalkınma hamleleri var, Türkiye’nin her tarafında çok güzel gelişmeler var.

Unutmayın, istikrarsızlık içinde olduğumuz dönemlerde, enerjimizi kendi kendimize harcadığımız dönemlerde, hepimiz, herkes acı çekiyordu, ama nerede bir huzur olursa o zaman hep beraber ileriye gideriz. Memleketimizde şüphesiz ki ilerlemeler, güzel şeyler oluyor ama bunu söylerken eksikliklerimizin de farkında olmamız lazım.

Unutmayın hala Türkiye bir Almanya, İtalya, bir Hollanda, Fransa gibi değil. Hala çok noksanlıklarımız var her alanda. O zaman bizim daha çok çalışmamız gerekiyor, bizim daha çok istikrara ihtiyacımız var, bizim daha çok huzura ihtiyacımız var ki herkesten daha çok çalışarak aradaki mesafeleri kapatabilelim. Bakın Avrupa’da bir ekonomik kriz çıktı, televizyonlardan herkes izledi, insanlar ne kadar işsiz kaldı. En iyi üniversitelerden mezun olmuş insanlar sokaklarda, komşu ülkelerde bile böyle. Böyle bir durum varken Türkiye’nin kıymetini bilmemiz gerekir ve bu açığı kapatmak için o ülkelerle bizim daha çok çalışmamız gerekir. Bunu için de huzur şarttır. Türkiye’nin temel bazı önemli meseleleri var, bunları da özgüven içerisinde muhakkak çözmemiz gerekir. Unutmayın ki bizim hedefimiz en gelişmiş demokrasileri, en gelişmiş ülkelere ulaşmak ve onları geçmektir. Bunu yapabilecek bir ülkeyiz, geçmişi çok parlak olan bir ülkeyiz. Dünya’da insanlık tarihine eserler kazandırmış bir milletiz. Dolayısıyla böyle bir özgüven içerisinde hareket etmemiz gerekir. Hem ülkemizi, hem bütün vatandaşlarımızı mutlu edecek, ülkeyi geliştirecek süreci ve önümüzdeki yılları bu şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.

Her ilde üniversite var bugün ve unutmayın ki üniversitelere kamudan çok büyük imkânlar ayrılıyor. Şimdi Ordu Üniversitesi’ndeki binaları alsak, İstanbul’a götürsek İstanbul’da yakışır veya buranın resmini çekip de bunlar İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de desek hiç kimse bunu garipsemez. O derece güzel, büyük, ihtişamlı binalar yapılıyor, kampüsler yapılıyor. Bunlarla ilgili hiçbir şeyden kaçınılmıyor. Üniversiteden aldığım birifingden gördüm, şehirle gayet iyi bir şekilde dayanışma içerisinde, şehrin muhakkak ki gelişmesine, kalkınmasına, aynı zamanda liderlik yapması gerekir üniversitenin. Bütün bunlar dediğim gibi huzurlu ortam içinde olur. Maalesef bazı illerimizde görüyüyorum, siyasetçilerimiz başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri olmak üzere hepsi ayrı, ayrı adeta telden çalıyor. Biraraya gelemeyenler böyle bir masa etrafında oturamayan bazı illerimizi görüyorum. Onun için burada gördüklerimden çok memnun oldum, memleketimizin kıymetini bilelim, şehirlerimizin kıymetini bilelim.

Ordu çok güzel bir yer, cennet gibi bir yer açıkçası, bizler Kayseri’de bu yeşilliğe bunlara hasretiz hep. Biz üç tane söğüt ağacı görsek bir suyun kenarında, ne kadar yeşilmiş deriz. Sizler cennete yaşıyorsunuz, bu kadar güzel, bir tarafta deniz, bir tarafta kış-yaz yaylalar her zaman çok güzel. Bunun kıymetini muhakkak bilmek lazım.

Ayrıca tabiî ki ilimiz çok değerli devlet adamları, siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar bütün bunları hep yetiştirmiş bir il. Bugün belediye başkanı anlattı, 50 yıldır bir tiyatrosu olan bir il çok az Türkiye’de doğrusu. Ordu, kültür açısından dışa açık bir il. Bu bakımdan sizler daima geleceğe bakmanız gerekir ve şehrinizle övünmeniz gerekir.

Herkes doğduğu yere hasrettir. Ordu’nun Ordu dışında çok sayıda hemşerileri vardır. Onları da ilinize bağlamayı, onların da ilinizle irtibatını koparttırmayın. Bugün Vali Bey’e, Belediye Başkanına ve değerli milletvekillerine de söyledim, nasıl vatan hasreti varsa, doğduğu yerin dışında yaşayanlar içinde doğduğu yerin hasreti vardır. Daima bir irtibat kurmak ister. İşte siz bundan faydalanırsanız, o zaman onların da bütün potansiyelini Ordu’ya yansıtabilirsiniz. Çok büyük işadamlarınız var, çok değerli dediğim gibi ilim adamlarınız var, siyasetçiler var, hepsinden faydalanıp ilinizi daha güzel yapmak için ne gerekiyorsa elinizden geleni yapın.

Tekrar hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinizden şunu rica ediyorum, mademki sizler Ordu’nun bütün temsilcilerisiniz, bütün arkadaşlarınıza, ailelerinize herkese de selamlarımı ve bu duygularımı iletirseniz çok memnun olacağım.

Tekrar hepinize başarılar diliyorum, sağolun.

Yazdır Paylaş Yukarı