Kayseri Adalet Sarayı Açılış Töreninde Yaptıkları Konuşma

26.10.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Bakanlar,

Değerli Meclis Başkan Vekili,

Değerli Milletvekilleri,

Baro Başkanı ve

Çok Değerli Misafirler;

Bugün sizlerle beraber Kayseri Adalet Sarayı’nın açılışında bulunmaktan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her şeyden önce Kayseri birçok güzelliklere şahit oluyor bugünlerde. Bunlardan birisi de bugün bu adalet sarayı. Uzun süre bunu beklemişti Kayseri. Temellerini de birkaç sene önce atmıştık, şimdi hep beraber açılışını yapıyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinde en görkemli binalar mahkeme binaları ve adalet saraylarıdır. Özellikle büyük, gelişmiş, demokratik ülkelere gittiğinizde en tarihi binaların en ihtişamlı binaların adalet sarayları olduğunu hep görürsünüz. Özellikle demokratik ülkelerde adalet sarayları, adalete ve hukukun üstünlüğüne verilen önemin de her zaman göstergesi şeklinde algılanır. Üzülerek ifade etmek isterim ki çok uzun yıllar memleketimizde çok küçük, böyle bir adalet imajına yakışmayan biraz önce söylendi Kayseri de bunlardan birisiydi, gelişi güzel binalarda hep adalet hizmeti verilmeye gayret edilirdi. Her türlü estetikten, gösterişten uzak. Gösteriş derken görkem anlamında söylüyorum. Bunlardan uzak binalar vardı. Bu durum adaletin layıkıyla tecellisi için gece gündüz çalışan hakimlerimiz, savcılarımız ve diğer adliye çalışanlarının da mesailerini hep olumsuz etkilemekteydi. Ayrıca milletimizin kültürel derinliğine, ülkemizin ekonomik gelişmişliğine ve demokratik standartlarımıza da hiç yakışmıyordu bu. Son yıllarda memnuniyetle görüyorum ki yüksek yargı binaları başta olmak üzere ki; Anayasa Mahkemesi, Danıştay binası, Yargıtay binası da şimdi yeri belli oldu, her şeyi hazır, hemen süratli bir şekilde yapılacak. Birçok ilimizin adalet sarayları yeniden yapıldı ve yapılıyor. Biraz önce Sayın Bakan bununla ilgili rakamlar verdi. Bu rakamların bile ne kadar etkileyici olduğunu hep beraber gördük. Bugün açılışını yaptığımız adalet sarayı da işte bunlardan birisi. İnanıyorum ki burada siz değerli hâkimler, savcılar, bütün adalet mensupları adaleti ve hakkı dağıtırken çok daha huzur içerisinde ve çok daha güzel imkânlar içerisinde görevlerinizi yapacaksınız. Bu sarayın ortaya çıkmasında emeği geçen herkese, başta şüphesiz ki Adalet Bakanlığı, Hükümetimiz olmak üzere Kayseri’nin değerli bakanları, milletvekilleri hepiniz çok büyük bir özgüvenle takip ettiniz bu işi, herkese çok teşekkür ediyorum.

Değerli Konuklar,

Yargı erkimizin en temel müesseseleri olan mahkemelerimizin iyi fiziki imkânlara kavuşturulması elbette ki çok önemlidir. Ancak mülkün temeli olarak gördüğümüz adalet kendiliğinden ortaya çıkan bir değer de değildir. Adalet; fedakârlık, saygı, emek, çok büyük bir özen ve dikkat ister. Zira adalet, insanlığın ezelden beri yiyecek gibi, barınma gibi ihtiyaç duyduğu bir kavramdır. Adaletin olmadığı bir ahvalde fertlerin kendilerini özgür ve mutlu hissetmeleri de mümkün değildir. Bu nedenle hukukun da, siyasetin de, ekonominin de, uluslararası ilişkilerin de ulaşmak istediği nihai nokta adalettir aslında. Dolayısıyla adalet rasyonel olduğu kadar tabii bir ihtiyaç ve devletler için demokratik bir de mesuliyettir. Toplum hayatı için böylesine temel ve vazgeçilmez bir ihtiyaç olan adaletin bütün fonksiyonlarıyla tecelli etmesi şüphesiz ki çok önemlidir.

Bireylerin hak ve özgürlüklerinin teminat altında olmadığı bir hukuk düzeninde adaletten söz edilemez. Esasen hukukun erdemi ancak adaletin tecellisine imkân veriyorsa ortaya çıkar. Yoksa kanun, hukukun en baskıcı rejimlerinde de vardır. Öyle cumhuriyetler vardır ki, öyle kanun devletleri vardır ki bireysel temel hak ve özgürlükler hiçbir zaman vatandaşları tarafından özgürce kullanılamaz. Dolayısıyla önemli olan adaletin gerçekten tecellisidir. Bu anlamda, cumhuriyetimizin 90. yılına yaklaşırken Cumhuriyetimizin demokratik niteliğinin genişletilmesi ve güçlendirilmesi açısından da çok tabi önemli ve köklü reformlar yapılmaktadır. Reform deyince de bunun temelinde adalet vardır; yargıda, hukukta yapılan reformlar vardır.

Eğer gelişmiş ülkelerin hak, özgürlük ve hukuk anlayışlarıyla aynı anlayışta bir hukukunuz söz konusu değilse o zaman diğer standartlarınız da aynı şekilde çok geridedir. Ekonominin de ekonomik kalkınmanın da mutluluğun da aslında temelinde yargı reformları ve adalet vardır. Ne kadar düzgün çalışan adalet mekanizması, ne kadar objektif bir şekilde hak ve hukuk esaslı adalet dağıtma söz konusuysa, ne kadar bu yöndeki çeşitli engellemeler ve çeşitli bürokrasi eğer kaldırılıyorsa o zaman tabii ki adaletin de iyi tecelli ettiğine kanaat getirilir. Bu noktada modern teknolojinin bütün imkânlarından da son zamanlarda çok yararlanıldığını görüyorum. Hepimiz bilirdik ki adalet sarayları ve adalet bünyesi aslında adete köhne imkanlarla hep iç içeydi ama son yıllarda özellikle haberleşme, dosyaların takibi, gerek hakimler, savcılar ki, adaletin bir parçası olan avukatlar onların bütün imkanları, dosyalara erişebilmeleri, dosyaları takip edebilmeleri, aracılardan kurtulmaları, bu konularda çok önemli gelişmelerin olduğunu doğrusu ben de gerek yüksek mahkemelerimizin başkanlarından gerekse zaman zaman Adalet Bakanımızdan aldığım bilgilerden görüyorum.

Şüphesiz ki iyileşmenin sonu yoktur ama en iyi, en önemli şey, adalet ve adaletin dağıtımındaki iyileşmedir. Herhangi birimiz bireysel olarak bir haksızlığa uğradığımızda, bir hak arama noktasında olduğumuzda meselenin ne kadar önemli olduğunu o zaman fark ederiz. O açıdan adalet camiasında, adalet dağıtanların, başta onların en iyi şekilde yetiştirilmesi, hukuk fakültelerinin eğitimlerinin en iyi şekilde takip edilmesi, gelişigüzel hukuk fakültelerinin açılmaması, hukuk fakültelerindeki eğitimin daima neticede kontrollü olması ve oradan mezun olanların gerek hâkim, gerek savcı, gerek avukat olsun hepsinin gerçek anlamda çok nitelikli olmaları, onların aynı zamanda saygınlığını sağlayacaktır. Aynı zamanda da çok mukaddes olan adalet dağıtma görevlerini en doğru şekilde yapmalarına, hiç kimsenin etkisinde kalmadan gayet objektif, vicdanlarından gelen sese kulak vererek ama kendilerini sınırlayan kanunları sonuna kadar özümseyerek yapmalarını sağlayacaktır.

Son yıllarda yine özellikle Avrupa Birliği müzakere süreci içerisinde yargı alanının büyük dışa açıldığını görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum. Yine biraz önce Sayın Bakanın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile ilgili verdiği rakamlar da sevindiricidir. Çünkü bir zamanlar Avrupa İnsan Hakları’na hâkim seçen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin bir üyesiydim ve oradan çok yakın bilirim, Türkiye ile ilgili nelerin söylendiğini, Türkiye ile ilgili hangi davaların ne kadar olduğunu, bütün Avrupa’dan en çok İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden dosyanın Türkiye’den olduğunu, bütün bunları çok yakinen Strasbourg’da bilen bir kişi olarak, bu alandaki gelişmelerden özellikle büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Bir kez daha bu sarayın hayırlı olmasını, bütün adalet camiası başta olmak üzere bütün halkımıza, hemşerilerimize, bütün çevre illere güzel hizmetler sunmasını temenni ediyorum ve emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum ve hepinize başarılar diliyorum.

Sağolun.

Yazdır Paylaş Yukarı