Barış İçin Güneş Enerjisi Konferans'ında Yaptıkları Konuşma

17.08.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Prof. Dr. Sarıçiftçi,

Saygıdeğer Konuklar,

Hanımefendiler ve Beyefendiler,

İstanbul’da düzenlenen “Dünya Barışı için Güneş Enerjisi” Konferansı vesilesiyle  hepinize hoş geldiniz diyorum.

Özellikle bu önemli organizasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Sarıçiftçi’ye ve dünyanın dört bir yanından gelerek bu Konferansa katılan değerli bilim insanlarına teşekkür ediyorum. Burada yapacağınız vakitli tartışmalarla, yenilenebilir enerji kaynakları ve dünya barışının pek çok veçhesine ışık tutacağınıza inanıyorum.

Konusunun uzmanı siz değerli bilim adamlarına burada nutuk atmak yerine, yenilenebilir enerji konusunda bazı görüşlerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Saygıdeğer Katılımcılar,

Günümüz dünyasında, enerji güvenliği, milletler ve devletler için bir hayatta kalma meselesine dönüşmüştür. Artık birçok ülke enerji politikalarını kendi dış, ekonomi, savunma ve bilim politikalarının temel bir öğesi olarak telakki etmektedirler.

Enerji meselesi,  teknik bir siyasa alanı olmaktan çıkmış artık jeopolitik ve ekonomi politiğin bir konusu haline gelmiş ve dünya dengelerini değiştiren bir niteliğe bürünmüştür.

Ayrıca, iklim değişikliği ve çevresel bozulma, insanlığın ve dünya barışının esenliği ile artan bir şekilde yakından ilintili bir hale gelmiştir.

Son iki yüzyılda kaydedilen büyük teknolojik ilerlemeler neticesinde insanoğlu olarak tabiatın denge ve kurallarına meydan okumak için elimizden geleni yaptık. Bu çerçevede, sürdürülebilirlik ilkesine yeterince riayet etmeden dünyanın mevcut sınırlı kaynaklarını tüketmekte hiç tereddüt etmedik.

Tüm bunların neticesinde dünyamız, daha çok nüfus barındıran, refah seviyesi yükselen, ancak felaketlere meyleden bir yer haline geldi.

Son yıllarda vuku bulan acı tecrübelerle de sabittir ki, tabiat yaptığımız suistimalleri karşılıksız bırakmıyor ve bizi türlü felaketlerle cezalandırmak suretiyle cevap vermektedir.

Dolayısıyla, gerek kendimizin, gerek gelecek kuşakların bekası bakımından tabiatla barışmamızın tam zamanıdır. Bu barış, aynı zamanda tabiata ve gelecek nesillere adil olmak demektir.

Bu itibarla, sorumlu enerji politikalarının etkin biçimde hayata geçirilmesinin, iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın önüne geçilebileceğini düşünüyorum.

İklim değişikliği ve çevre sorunları, en fazla dünyanın en dezavantajlı kesimlerini mağdur etmektedir. Bu bağlamda, milyonlarca insan, kendi ülkeleri ve yurtdışında ekolojik mülteci durumuna düşmüştür.

Bilimsel çalışmalar, bu durumun önümüzdeki yıllarda daha da kötü bir hal alacağını göstermekte, yeni iç savaş ve devletler-arası savaşları tetikleyeceğini ileri sürmektedir.

Dolayısıyla, enerji güvenliği ve iklim değişikliğinin dünya barışı ve insani güvenliğin temini açısından temel konusu haline geleceği aşikardır.

Diğer taraftan, özgürlük ve istikrarın temini açısından kilit önemi haiz olan iktisadi kalkınma ve zenginliğin temel girdisi de yine enerjidir.

Bu nedenle, iktisadi büyüme ve sürdürülebilir kalkınma ile doğrudan ilintili olan enerji politikaları hassasiyetle ele alınmalıdır. Dünya genelinde enerji altyapısına yapılacak yatırımlar, bu hedeflerin sağlanmasında büyük önemi haizdir.

Kıymetli Misafirler,

Enerji arz güvenliği, küresel anlamda ortak bir endişeyi teşkil etmektedir. Sınırlı enerji kaynakları ve artan enerji talebi, enerji güvenliğini daha da önemli bir hale getirmiştir.

Bu nedenle, tüm ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarının payını arttırmak suretiyle enerji sepetlerine çeşitlilik kazandırmaları artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

Daha önce de ifade ettiğim üzere, küresel iklim değişikliği, insanoğlu için emsali görülmemiş bir tehdit teşkil etmektedir. Halihazırda olumsuz etkileri bize bedel ödetmekte ve bu konuda sergilenen ataletin maliyeti her geçen gün daha da arttmaktadır. Bugün hepimiz için temel imtihanla karşı karşıyayız: Bu da, azalan kaynaklarımıza rağmen artan enerji ihtiyacımızı, iklim değişikliğinin etkileri ile nasıl dengeleyeceğimiz hususudur.

Öncelikle, geri döndürülemez sonuçlarından kaçınabilmek adına küresel anlamda gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu konuyla, küresel işbirliği içerisinde mücadele etmek bir zaruret teşkil etmektedir.

Hepimizin bildiği üzere, iklim değişikliği ile etkin mücadele ve enerji arz güvenliğinin temini, ancak düşük karbon toplumuna geçişle mümkün olabilir.

Bu da, hayat tarzımız üzerinde temel değişiklikler getirecek olan bir düşük karbon ekonomisi üzerine kurulu olacaktır. Tabiatıyla, daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve enerji sepetimiz içerisindeki fosil yakıtlarının payının düşürülmesi ile böyle bir netice alınabilir.

Öte yandan, düşük karbon ekonomisine geçişin, yüksek oranda finansman destekli büyük yeni yatırımlar ve ilave altyapıların tesisiyle gerçekleşebileceği aşikardır.

Kuşkusuz bu dönüşümün gerçekleşmesinde güneş enerjisi kilit rol oynayacaktır.

Çözümün bu olduğu hususunda hemfikiriz; ancak bunu ne şekilde başaracağız?

Halihazırda güneş enerjisi, henüz maliyet-etkin bir enerji kaynağı değildir. Bu büyük enerji kaynağının kullanılabilir hale gelmesi elbette siz değerli bilim insanlarının çabalarına bağlıdır.

Sizin getireceğiniz yenilikler sayesinde, güneş enerjisi milyarlarca insan için daha ucuz, tatbik edilebilir ve erişilebilir bir hale dönüşebilir.

Güneş enerjisi üzerine yaptığınız çalışmalarınız, dünya barışını tahkim edecek açlıkla mücadele, iktisadi kalkınma, refah ve enerji güvenliği gibi konular açısından büyük önem arzettiğini de sanıyorum bir kez daha dile getirmeme gerek yoktur.

Hükümetler olarak, sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Sizin araştırma ve geliştirme faaliyetlerinize her bakımdan destek vermeliyiz. Aynı zamanda, güneş enerjisinin etkin kullanımının önünü açacak bir sinerji yaratılmasını teminen uluslararası işbirliğini de geliştirmeliyiz.

Güneş enerjisine ve sizin değerli çalışmalarınıza verdiğim önemin bir tezahürü olarak bu önemli Konferansın himayemde düzenlenmesine karar verdim. Ayrıca, bu sabah Konferansın açılış oturumuna katılmayı da uygun gördüm.

Umarım tüm bu konferans gibi etkinlikler sayesinde güneş enerjisi teknolojilerinin geliştirilmesinde önemli açılımlar görebiliriz.

Bu düşüncelerle, sizlere İstanbul’a tekrar hoşgeldiniz diyorum ve Konferansın başarılara vesile olmasını diliyorum.

Burada yapılacak sunum ve tartışmalarınız ile bu Konferansın sinerjisinin enerji arz güvenliği ve dünya barış ve istikrarına katkılarda bulunmasını temenni ediyorum.

Teşekkür ederim.

Yazdır Paylaş Yukarı