"Öğretmenler Günü” Vesilesiyle 81 İlden Gelen Öğretmenlere Verdikleri Öğle Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

23.11.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Yemekten önce sizinle şöyle fikirlerimi paylaşayım müsaade ederseniz. Kıymetli Öğretmenler, Değerli Misafirleri, Sayın Bakan, Milli Eğitim Bakanlığının değerli en üst sorumlusu olan değerli eğitimciler, Öğretmenler Günü münasebetiyle siz değerli eğitimcilerimizi Çankaya Köşkü’nde misafir etmekten eşim ve ben büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Türkiye’nin dört bir yanından, 81 ilimizden gelerek davetimize katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum ve hepinize bir kez daha hoş geldiniz diyorum. Sizler, Türkiye’nin dört bir köşesinin rengini, kokusunu, duygularını buraya taşımış oldunuz. Sizler burada sadece öğretmenlerimizi de temsil etmiyorsunuz. Aslında milyonlarca öğrenciyi de aynı zamanda temsil ediyorsunuz. Dolayısıyla büyük bir eğitim camiasının temsilcileri olarak bugün sizlerle burada beraber olmak bizim için gerçekten büyük bir mutluluktur.

Sizlerin şahsınızda üstlendiğiniz kutsal görevi ülkenin her köşesinde şartlar ne olursa olsun daima büyük bir fedakârlıkla yapan tüm öğretmenlerimizin bu vesileyle Öğretmenler Günü’nü de kutluyorum.

Şüphesiz ki büyük Atatürk’ün başöğretmenliği kabul ettiği günün öğretmenlerimize ithaf edilmesi öğretmenlerimize verilen önemin, milletimizin öğretmenlerimize gösterdiği itibarın  en açık bir simgesidir. Bunun yıllar önce büyük Atatürk tarafından tespit edilmesi ve ortaya konmasının da ne kadar anlamlı olduğunu bugün hepimizin çok daha fazla takdir etmesi gerekmektedir.

Değerli öğretmenler,

Milletlerin kaderini belirleyen en önemli unsurlardan birisi kuşkusuz eğitimdir. Tarih boyunca ülkelerin, medeniyetlerin yükselişini de düşüşünü de tayin eden eğitim, bilim, kültür ve fen alanındaki başarılarıdır. Aranızda muhakkak ki tarih öğretmenleri de vardır. Şöyle geçmişe baktığınızda bütün medeniyetlerin yükseliş ve düşüş dönemleri onların sanat, kültür ve bilim dediğimiz ama altında eğitim olan esas bu unsurdaki başarılarıyla ilgilidir. İnsanlığın kendini geliştirmek için keşfettiği en etkili  vasıta da eğitim olmuştur. Adına bilgi çağı dediğimiz günümüzde eğitimin önemini izaha herhalde gerek yoktur.

Bugün dünyada üretilen, oluşturan bütün katma değerin en önemli payı yine beşeri sermaye dediğimiz insan niteliğine aittir. Bütün modern toplumlar için eğitim bir politika konusu değil esasen bir gelecek meselesidir, bir beka meselesidir. Eğitime herkes böyle bakmaktadır. Herhangi bir alan değil eğitim alanı. Eğitim alanı en temel unsurdur. Bu nedenle modern, demokratik, müreffeh ve güçlü bir ülke haline gelebilmek için eğitim alanındaki ilerlemeyi sürekli kılmamız elzemdir. Bu çağda ülkemizin huzur, refah ve mutluluğunun buna bağlı olduğunu da hiçbir zaman unutmamalıyız. İşte bu sebeptendir ki hükümetlerimiz özellikle son on yıl içerisinde Milli Eğitim’i bütün bakanlıkların önüne çıkartmıştır. Daha önce biliyorsunuz bütçelerimiz, imkânlarımız, kaynaklarımız dağıtılırken başka alanlara öncelik verirdik ama artık eğitimdir, milli eğitimdir. En büyük bütçe en büyük kaynaklar milli eğitime ayrılmaktadır. Hatta öyle ki ekonomik tedbirlerin alındığı, mali disiplinin oluşturulduğu birçok daha tasarruflu davranıldığı  dönemde bile eğitim ve öğretmenlere bir ayrıcalık verilmekte buna göre yeni kadrolar daha başka bakanlıklara göre sizlere tahsis edilmekte, buna göre yatırımlar daha serbest bir şekilde yapılmaktadır.

Çağın istikametini doğru okuyacak bilgi ve donanımla yetişmiş nitelikli nesiller ancak Türkiye’yi yarınlara taşıyabilir. Bu nesiller yani çocuklarımız onlar da sizin elinizde şekillenecektir. Türkiye’nin geleceğini siz şekillendireceksiniz. Onları eğiterek, onlara şekil vererek, onlara istikamet vererek, onlara büyük bir şuur vererek bu sizin elinizde gerçekleşecektir.

Değerli öğretmenler,

Kıymetli misafirler.

Eğitim sadece parayla, fiziki imkânlarla veya bilgisayarlarla yapılacak bir faaliyet alanı da değildir. Eğitimin içini dolduran, temel direği olan temel unsur da şüphesiz ki sizlersinizdir yani öğretmenlerdir. Yoksa güzel binalar olabilir, çok güzel imkânlar, aletler, edevatlar bunlar da olabilir ama eğer öğretmenler iyi olmazsa o binalar hiçbir işe yaramaz. Dolayısıyla bütün eğitim camiasının, bütün eğitim meselesinin temel unsuru öğretmendir. Hepimiz bunun farkındayız. Şüphesiz ki bunun en çok farkında olan sayın bakandır. Kendisiyle de zaman zaman bu konuyla ilgili yaptığım hep konuşmalarda bakanlığınızın bunun hep farkında olduğunu gördüğüm için gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.

İyi yetişmiş bir öğretmenin tüm imkânsızlıklara rağmen bir sınıfı, bir okulu hatta bir bölgeyi nasıl değiştirdiğini, geleceğinin nasıl parlak bir hale getirdiğini hepimiz biliyoruz. Ama çok güzel binaların, imkânların içerisinde eğer öğretmenleriniz çok nitelikli değilse, o heyecan, o aşk, o şevk onlarda yoksa o zaman da onları da sadece okuma yazmayı bilen insanlar olarak, gençler olarak geleceğe onları  naklederiz. O bakımdan eğitim deyince öncelik öğretmendir.

Ülke olarak eğitim imkânlarımız ve okullaşma oranlarımız yükselirken eğitimde kalite ve fırsat eşitliği kavramalarından da tabi ki taviz vermememiz gerekmektedir. Böyle bir neticeye ulaşmanın en etkili yolu ise öğretmenlerinizin eğitimine azami özen göstermekten geçmektedir. Bir prefabrik binadaki iyi bir öğretmen, beş yıldız otel niteliğindeki bir okuldaki iyi olmayan bir öğretmenden daha faydalı olur çocuklarımıza ve geleceğimize. Bunun altını defalarca çizmek istiyorum ki öğretmenlerimize yaptığımız yatırım, öğretmenlerimize verdiğimiz önemin ne kadar çok netice vereceğini hepimiz kavrayalım diye. Nitelikli öğretmen yetiştirilmesi için harcayacağımız kaynaklar, toplum olarak yapabileceğimiz getirisi en yüksek yatırım olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımızın bu konudaki çalışmalarını da takdir ediyorum. Nitelikli öğretmenlerin yetiştirdiği nitelikli insanlardan oluşan bir toplum her alanda ilerlemiş bir toplum olacaktır. Kabul edilmelidir  ki insanları iyi yetiştiremedikten sonra ne yapılırsa yapılsın bir ülkenin kalkınması da mümkün değildir. Dolayısıyla çocuk ve gençlerimizin teknolojik yeniliklere yatkın, bilgili, özgüveni yüksek, çağı yakalamış, insanı seven, demokrasi ve insan haklarının değerini bilen, ufku ve vizyonu geniş ve milli manevi bilgileri gayet yerinde olan bireyler olarak yarınlara hazırlanmaları için büyük gayretler göstermemiz gerekmektedir.

Kıymetli öğretmenler,

Ülkemizin ve milletimizin parlak geleceğinin sizler gibi görevini umutla, sevgiyle, özveriyle, bazen terör baskısına rağmen canı pahasına yapan öğretmenlerimizin elinde şekillendiğinin bilincindeyiz. Geçen yıl Van’da vuku bulan depremde gencecik yaşlarında hayatını kaybeden öğretmenlerimizi bu vesileyle bir kez daha rahmetle anıyorum. Bu büyük felaketi bizzat yaşadıktan sonra aynı şehirde öğrencilerine ışık saçmak için görevlerinin başına büyük bir şevkle dönen fedakâr öğretmenlerimize de milletçe müteşekkiriz. Terör örgütünün tüm baskı ve şiddet eylemlerine rağmen okullarını ve öğrencilerini bir ana, bir baba şefkatiyle korumaya çalışan kahraman öğretmenlerimizi de burada selamlamak istiyorum. Ayrıca onlara sahip çıkan halkımızın davranışının da her türlü takdirin üzerinde olduğunu burada ifade etmek istiyorum.

Bugün burada aramızda bulunan pek çok öğretmenimizin aynı zamanda sosyal sorumluluk, edebiyat, bilim ve spor alanlarında milletimiz adına gurur veren başarılara imza atmasından da şeref duyuyorum.

Bunların en yenisi, Aslı Hanım aramızda. Biliyorsunuz hepimiz için büyük bir gurur kaynağı oldu. Londra’daki olimpiyatlarda 1500 metrede birinci olarak altın madalya alıp istiklal marşımızı ve Türk bayrağını göndere çekti. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum ve bu başarının bütün öğretmenlere, gençlere, öğrencilere aslında hepsine hep örnek olduğunu da burada ifade etmek istiyorum. Bu sadece sizin bir başarınız değil öğretmen olduğunuz için öğrencilerinize de tabi ki çok ayrı bir örnek davranış olmuştur. Sizler bu başarılarınızla başta öğrencileriniz olmak üzere tüm topluma rol modeli oluşturmaktasınız.

Hayatını  ve mesleğini öğrencilerine adamış siz kıymetli öğretmenlerimiz dikkatle, sabırla ve gayretlerinizle yeni nesli her açıdan teçhiz ederken aynı zamanda onlara hayallerini gerçekleştirmenin yolunu ve metodunu da öğretiyorsunuz. Hepinizin sorumluluklarınızı daima sorunlarınızdan üstün tuttuğunuzu ve yüksek bir vazife bilinci içinde çalıştığınızı da biliyoruz.    

Bazen zor şartlar altında, imkânsızlıklar altında, bazen zor bölgelerde görevler yapıyorsunuz. Biraz önce söylediğim gibi terörle mücadele ettiğimiz bölgelerde görev yapıyorsunuz. Bütün buralarda çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığınızı tabi ki biliyoruz. Bunları aşmanız için hepimiz elimizden geleni yapıyoruz başta bakanlık olmak üzere ama esas sizin davranışınız burada çok önemli. Sorumluluğunuz, bu sorunların çok önünde geliyor.

Sorunlarınızı bahane ederek sorumluluğunuzdan kurtulmuyorsunuz. Bu büyük bir örnek davranış olarak herkesin dikkatini çekmekte ve hepimizin takdirini kazanmaktasınız. Kutsal bir görevini yerine getiren, öğretmenliği bir meslek olmanın ötesinde bir hayat tarzı haline getiren insanlarsınız siz. Bunu kendi öğretmenlerimizden de biliyoruz. Bunu yakınlarımızdan da biliyoruz. Öğretmenlik gerçekten de bir yaşam tarzı haline gelmekte.

Öğretmenlik mesleğinin onur ve saygınlığının korunması ilgili tüm kurumlarımızın en öncelikli konularından biri olmalıdır. Sonsuz sevgi ve sabırla çocuklarımızı ve gençlerimizi geleceğe hazırlayan öğretmenlerimize hak ettikleri imkân ve şartların sağlanması için her türlü çaba da gösterilmektedir. Bakanlık bunun sorumluluğunu daima hissetmektedir. Bundan emin olabilirsiniz.  

Türkiye’nin mümkün olan imkânlarının dağıtılırken bundan en çok milli eğitim camiasının öncelikli olduğunun da herkes farkındadır.

Sözlerime son verirken bu kutsal mesleğe gönül vermiş, tüm zorlu koşullara rağmen fedakârca görev yapan tüm öğretmenlerimize milletim ve devletim adına bir kez daha şükranlarımı ifade ediyorum.

Bu vesileyle cumhuriyetimizin kurucusu başöğretmen Atatürk’ü, aramızdan ayrılan değerli öğretmenleri ve eğitimcilerimizi de saygı ve rahmetle anıyorum. Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum.

Hepinize aileleriniz ve öğrencilerinizle birlikte sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. Döndüğünüzde de herkes memleketine, okuluna, şehrine önce tabi ki ailelerinize sonra öğrencilerinize, okuldaki arkadaşlarınıza selamlarımızı ve en iyi dileklerimizi iletirseniz bundan da büyük bir ayrıca memnuniyet duyacağımı ifade etmek istiyorum.

Tekrar hoş geldiniz. Afiyet olsun.

Yazdır Paylaş Yukarı