Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nde Düzenlenen Hayırseverlere Plaket Verilmesi Töreninde Yaptıkları Konuşma

21.06.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Vakfı’nın Değerli Üyeleri,

Üniversitenin Değerli Hocaları, Değerli Öğrenciler,

Kıymetli Misafir Rektörler,

Değerli Hemşehrilerim, Kayseri’nin Değerli İş Adamları ve Müteşebbisleri,

Hepinizi sevgiyle muhabbetle selamlıyorum. Dünden bu yana Kayseri’deyim, bir-iki gün daha burada olacağım. Tabii ki herkes doğduğu yerde olunca, ayrı bir mutluluk duyar. Şimdi görüyorum, aranızda burada doğan veya babası burada doğan ama İstanbul’da, Ankara’da başka yerlerde hayatını devam ettiren çok değerli hemşerilerim var, görüyorum. Değerli arkadaşlarımız hep var. Onlar da aynı mutluluğu bugün duyuyorlardır. Her zaman söylediğim şey şu: İnsanlar artık doğduğu yerde devam etmiyorlar. Dünya o kadar çok değişti ki, bazen Türkiye’nin dışında, başka ülkelerde hayatlarını devam ettiriyorlar. Ama nerede olursa olsun herkes, kendisinin veya babasının, annesinin doğduğu toprakla, memleketiyle daima ilişkisinin bir şekilde devam etmesini istiyor. Bu duyguyu daima yaşıyor. Bugün hep beraber Kayseri’de bunu yaşıyoruz. Bundan dolayı gerçekten ayrı bir hissiyatım, ayrı bir duygum var.

Bugün, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nin birçok fakültelerinin tesislerinin açılışı için buradayız. İki sene kadar önce yine burada bazı temelleri attık. Bildiğim kadarıyla sadece bu binanın kaba inşaatı vardı. Bugün ise, eğitime başlamış, öğrenci almış, birinci yılını tamamlamış ve giderek büyümeye başlayan, noksanlıklarını tamamlayan tam bir üniversite içerisindeyiz.

Her şeyden önce emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Tabii ki belediye başkanlarımızın, Vali Beyin, Sanayi Odası’nın, Ticaret Odası’nın, hepsinin çok çok emeği var. Ama burada hepinizin huzurunda şunu söylemek isterim ki: En çok emeği olan kişi Mustafa Bey. Mustafa Özhamurkar, hepimizi harekete geçiren, herkesi organize eden, kıymetli hemşerilerimizin bu güzel hizmetlere katılmalarına vesile olan değerli bir hemşerimiz. Kendisine özellikle teşekkür ediyorum. Bu üniversite bu hale geldiyse, ileride daha da güçlü hale gelecekse, önce onun bu kadar bu işe lokomotiflik etmesinden, daha sonra da siz değerli yine hemşerilerimin hepsinin kendisine destek vermesinden, hep beraber bir araya gelmeniz ve hep beraber bu üniversiteyi yapacağız demenizdendir. Böyle bir kararlılık olmasaydı açıkçası herkes de böyle toplanamazdı. Ondan dolayı örnek oluyor Kayseri. Birçok illerimize gittiğimde ben açmadan onlar bana konuyu açıyorlar, “Kayseri’yi taklit etmeye çalışıyoruz, öğrenmeye çalışıyoruz” diyorlar. Ve birçok ilde buna benzer yeni yeni güzel işler ortaya çıkıyor, üniversiteler kuruluyor, hastaneler kuruluyor. Bundan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Bugün Kayseri’de dört tane üniversite var, iki tanesi devlet üniversitesi, iki tanesi de vakıf üniversitesi. Erciyes Üniversitesi, kurulalı kaç yıl oldu. Artık başını almış gidiyor, olgunlaşan bir üniversite. Türkiye’nin eski üniversitelerinden birisi oldu. O üniversitenin nasıl kurulduğunu, yine herkes hatırlar burada. O üniversite de her ne kadar devlet üniversitesi ise de yine siz değerli Kayserili iş adamlarının, müteşebbislerin, gayretleriyle büyüyen bir üniversite oldu. O bakımdan da büyük bir model ortaya koydu.

Melikşah Üniversitesi, vakıf üniversitesi olarak doğrusu ismi artık çok iyi biliniyor ve çok başarılı. Melikşah Üniversitesi’nin de vaktiyle açılışına geldiğimde yeni bir binası vardı. Şimdi hep duyuyorum, gayet büyüdü, birçok fakültesi oldu. Şimdi 3. yılında. Gelecek sene inşallah mezun verecek.

Benim ismimi taşıyan devlet üniversitesinin de iyi bir üniversite olabilmesi için çok büyük bir gayret var. Bundan dolayı da herkese müteşekkirim.

Ve Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, vakıf üniversitesi olarak kuruldu. Biraz önce Mustafa Bey konuşmasında gayet güzel söyledi, bu bir kadirşinaslık. Bu büyük bir meziyet. Şimdi Kayseri’de çok meziyetler var doğrusu, hayırseverlik var ama, bir de kadirşinaslık var. Gerçekten kendilerine hizmet etmiş bir insanı yıllar sonra hatırlayarak onun ismine üniversite kurmak. Şimdi bizim yaşımızdakiler, bizden öncekiler, bizden hemen sonrakiler bilirler ki, üniversite için Kayseri’den ya İstanbul’a ya Ankara’ya gidilirdi. İstanbul’a gidilince, koskoca İstanbul’da nereye gideceksiniz hiç kimse bilmezdi. İlk liman oradaki Kayseri yurduydu. Ben de işte o ilk limana Kayseri’den gidip sığındım. Ve üniversitede okurken bir buçuk sene, iki sene kadar yurtta kaldım. Biz artık İstanbul’u tanıdıktan sonra ayrıldık. Uçmayı öğrenen kuşlar gibi uçtuk. Ve bizim yerimize gelenler, yurtta yine bir sığınma imkanı bulmuş oldular.

Ankara da aynı şekilde. Şükrü Bey, bildiğim kadarıyla, değil mi, sen de Ankara’daki Kayseri yurdunda, birkaç senenizi geçirdiniz ve ondan sonra başka yerlere çıktınız. Yani bizim ve bizden önceki neslin, üniversite okumasının, üniversite okurken, annelerinin babalarının gözlerinin arkada kalmamasının en büyük sebeplerinden birisi işte bu şekilde önderlik eden Nuh Naci Yazgan ismi oldu ve yine o zamanki yine büyükler oldu.

Şimdi rahmetle anıyoruz Sayın Dedeman’ı, Sayın Baldöktü’yü, Sayın Küçükçalı’yı ve yine onlar gibi birçok değerli hemşehrimizi. Çok sevindiğim şey şu: Bu gelenek devam ediyor. Bugün işte o ailelerin mensupları olarak sizler bu geleneği devam ettiriyorsunuz. Bu üniversite yapılırken, evet devlet alt yapı hizmetlerine yardımcı oldu, arazi falan ama, bütün bu gördüğümüz her şeyi gönüllü olarak siz yaptınız. Hiç kimse de zorlamadı. Sadece kapınıza gelip böyle güzel bir işe vesile olur musunuz diye sizler gibi rica edenler oldu. Ve ondan sonra sizler bu işe gönüllü olarak evet dediniz. Burada sadece sizleri değil ailelerinizi de tabii tebrik etmek gerekir. Çünkü aileler destek vermeseydi, kendi kazançlarınızı bu şekilde buraya ayırmazdınız. Bundan dolayı sadece sizleri değil, bütün aileleri tebrik etmek istiyorum gerçekten.

Kayseri bir eğitim merkezi haline geldi. Bu eğitim merkezi başka şeyleri de çekmektedir. Eğer bir şehre başka şehirlerden değerli beyinler, değerli insanlar gelecekse baktıkları birkaç şey vardır. “Hastane var mı, iyi üniversite var mı, iyi okul var mı, hatta iyi ilkokul, iyi lise, iyi ortaokul var mı” herkes buna bakar. Bütün bunların da çoğaldığını görüyorum. Ve bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

En iyi yatırım eğitime yapılan yatırımdır, bunu her konuşmamda söylerim. Tabii ki fabrikalar, çiftlikler, havaalanları, demiryolları hepsi çok iyidir. Ama birinci öncelik daima eğitime olmalıdır. Eğitimli, nitelikli insanlar, onlar her şeyi organize ederler. Ama sizin nitelikli, yetişkin, vizyon sahibi, görgü sahibi, bilgi sahibi yeteri kadar yetişmiş insanınız yoksa, o zaman doğrusu mesafeler hızlı kat edilemez. O bakımdan ülke olarak da eğitime çok önem veriyoruz. Artık sizler de biliyorsunuz ki, Türkiye bütçesinin en büyük payı eğitime ayrılmaktadır. Eskiden en çok payı başka bakanlıklar alırdı, şimdi eğitim almaktadır. Onun için bütün üniversiteler artık yaygınlaştı. Her şehirde üniversite var, her şehirde çok güzel okullar var ve her şehir birbiriyle üniversiteleriyle de yarışıyor. Bu da çok güzel bir şey. Sadece devlet üniversiteleri değil, sadece vakıf üniversiteleri değil, belki ileride Mustafa Bey’in konuşmasında söylediği gibi özel üniversiteler de olacak. Bu konuyla ilgili vakıf üniversitelerinin yönetimleriyle yaptığım toplantıda, sizin söylediğiniz dileği, onlar da iletti. Bu da olabilir tabii.

Yüksek Öğretim Kurulu YÖK, yeni kanunu hazırlıyor. Bundan bir süre önce onlara talimat verdim ve “Oturun, bugünkü Türkiye’ye yakışan ve geleceğin Türkiyesini de dikkate alarak yeni bir üniversite kanunu hazırlayın. Bu üniversite kanununu herkesle tartışın. Üniversitelerle tartışın. Fikri olan herkesle tartışın” dedim. Ve birçok üniversite, yeni üniversite kanunuyla ilgili toplantılar yaptılar, tartışmalar yaptılar ve yeni üniversite kanununun çatısı ortaya çıktı. Önümüzdeki günlerde geniş bir sunum yapacaklar. Ondan sonra da ümit ederim ki, gelecek dönem Meclis açıldığında, bu büyük yasayı ele alacaklardır.

Üniversite yasaları daima tartışmalı olur. Üniversiteler daima tartışmalı olur. Üniversite öğrencileriyle, öğretim üyeleriyle ilgili konular, daima hep tartışmalı olur. “Ne kadar çok konuşarak, ne kadar çok fikri olan insanın düşüncesini alarak bu kanunu yaparsak, o kadar az tartışma yaşarız ve o kadar da kolay bu kanunu geçiririz” talimatını vermiştim. O doğrultuda işler devam ediyor ve inanıyorum ki yeni üniversite yasası Türkiye’nin çok büyük bir kazanımı olacaktır.

Sözü uzatmak istemiyorum, bir kez daha emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Herkesi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bu sadece Kayseri için değil, gerçekten Türkiye için bir hizmettir. Buraya sadece Kayserili çocuklar değil, Türkiye’nin her tarafından üniversite imtihanına girecekler ve neticede tercihleriyle buraya gelecekler. Hem şehri zenginleştirecekler hem de burada güzel bir eğitim almış olacaklar. Şehri zenginleştirmeleri de şöyle olacak: Farklı farklı illerin kültürlerini, farklı farklı illerin gerçeklerini buraya taşıyarak. Bizler eskiden Kayseri Lisesi’nde okurken, -o zaman tek lise vardı- Türkiye’yi sadece Kayseri’den ibaret zannederdik. İstanbul’a gidince gördük ki, oo Türkiye ne kadar büyükmüş. Diyarbakır’dan, Edirne’de, Trabzon’dan, Adana’dan, herkesle tanıştık. Daha sonra gördük ki, dünya ne kadar büyükmüş. Dünyada siyahlar var, dünyada beyazlar var, Çinliler var, Japonlar var, Afrikalılar var, farklı farklı dinlerden insanlar var.

Şimdi bütün üniversitelerimiz artık sadece Türkiye içinden değil, Türkiye dışından da hep talebeler getiriyorlar. Bunu da çok teşvik ediyorum. Türk gençliği bilsin ki, dünya çok çeşitli. Dünyayı sadece bizden ibaret zannetmesin. Üniversitelerimizden mezun olanlar da sadece Türkiye’de değil, dünyanın her tarafında çalışacak kalitede, nitelikte yetişsinler. Sizlere, değerli rektörlerle bir araya geldiğimde hep söylediğim şey budur. Onun için mümkün olduğu kadar, yabancı öğretim üyesi de, yabancı öğrenci de getirin. Ve gençler karışsın, farklı kültürleri, farklı inançları ve farklı gerçekleri bilsin, mezun olduklarında da hayata o şekilde başlasınlar diye. Bu Üniversitenin de o yolda gayet kararlı bir şekilde ilerlediğini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Tekrar bir kez daha Vakfın yöneticilerine, Üniversitenin değerli akademik kadrosuna ve diğer bütün mensuplarına, bu Üniversitenin bu hale gelmesine esas destek veren sizlere çok çok teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun.

Sağolun, varolun.

 

Yazdır Paylaş Yukarı