Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin Açılışında Yaptıkları Konuşma

02.05.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler,

Değerli Konuklar,

Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin Değerli Öğretim Üyeleri,

Değerli Öğrenciler,

Yurtdışından Gelen Kıymetli Misafirler,

 Hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. Bugün gerçekten heyecan duymaya değer. Biraz önce Türk Hava Kurumu Başkanı Osman Bey söyledi: ‘Heyecan duymaya değer’. Çünkü Türkiye’de ilk defa havacılık ve uzayla ilgili bir ihtisas üniversitesi kuruluyor. Bazı üniversitelerimizin bölümleri var tabii ama, ilk defa alanı bu olan bir üniversite kuruluyor ve bu üniversiteyi Türk Hava Kurumu kuruyor. Kendisine yakışan da buydu.

Türk Hava Kurumu yöneticileri beni ziyaret ettiklerinde onlara şunu söylediğimi hatırlıyorum. Türk havacılık tarihi aslında biraz hüzünlüdür doğrusu, bunu sizler bilirsiniz. Aslında uçak keşfedildikten hemen sonra biz Türkler uçağı kullanmaya başladık. Uçağı yapmaya da başladık. Dünyada kaç tane ülke var ki hava kuvvetleri 100 yılını doldurmuş olsun. Türk Hava Kuvvetleri geçen sene 100. yılını kutladı. Dünyada sayısı çok azdır. Bizim ta 1910’lu yıllarda, o zamanki Osmanlı topraklarının birçok bölgesinde; Şam’da, Mısır’da, Filistin’de tayyarecilerimizin şehit olduğunu biliyoruz ve oralarda Türk tayyareci subaylarının şehitlikleri var. Bu kadar çok eski.

Onun için Türk Hava Kurumu yöneticileri beni ziyaret ettiğinde, -Osman Bey ve arkadaşları- onlara şunu söylemiştim: “Biz Türkler araba yapmadan önce uçak yaptık” demiştim. Gerçekten otomobili yapmadık ama, uçağı yapmıştık. Tayyare Makinisti Mektebi 1925’te, Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi bugünkü Kayseri’deki tayyare fabrikası olarak o zaman, -şimdi hava ikmal merkezi- 1926 yılında kurulmuş. 70 yıl önce de burada THK’nın  Etimesgut’taki tesislerinde yine tayyare yapmış, bunları dışarı satmış ve yapıp dışarı sattığımız bazı uçakları o zaman satın almış bir ülkeyiz. Onun için ben, “Türk havacılık tarihi biraz hüzünlüdür” derim.

Nuri Demirağ, İstanbul’da Yeşilköy Havaalanı’nı, o zaman o havaalanını o kurmuştu, orada yine uçak imal etmişti ve bunlar içeride ve dışarıda satılmıştı. Tabii ki o dönemin nesli uçaklardan bahsediyoruz. Yani uçak sanayisinin kurulmasının başında hemen sanayiyi yakalayan, sektörü yakalayan ve sektörün içerisine giren bir ülkeyiz. Bu vesileyle bütün tabii emeği geçenleri, demin bahsettiğim gibi Nuri Demirağ’ı, Vecihi Hürkuş’u, mühendis Selahattin Bey’i; bütün bunları da hep tabi rahmetle yad etmek gerekir.

Siz filminizde kısa olarak zaten bahsettiniz bunlardan. 1950’den sonra maalesef bütün bunlara son verdiğimiz malumdur. Şimdi insanın aklına şu geliyor tabii. 1925 yılında Türk Hava Kurumu, Atatürk’ün büyük bir vizyonuyla, talimatıyla kuruluyor ve o zaman yine büyük bir vizyonla ‘İstikbal Göklerdedir’ deniyor. Aslında bu sözü, Atatürk’ün o zaman söylediği sözü bugün söylesek, bugün için de çok ileriyi görerek söylenmiş bir söz olarak düşünülebilir. Ama neredeyse 100 yıl kadar önce bunun görülmesi, ifade edilmesi, böyle bir hedefin verilmesi ve bunu gerçekleştirmek için de Türk Hava Kurumu’na bir misyonun tanınmış olması, gerçekten çok düşündürücü, çok takdir edici ve kaybettiğimiz zamanı düşündüğümüzde de hüzün verici.

Ama hiçbir şey için geç değil, 70 sene önce Türk Hava Kurumu buralarda, işte şimdi kullandığınız tesislerde uçak üretti, sattı. Sonra ara verildi, geç de olsa şimdi bu misyona tekrar Türk Hava Kurumu’nun sahip olması ve tekrar bunu sahiplenerek yoluna yeniden başlaması gerçekten heyecan verici. Onun için hepimiz ne kadar heyecan duysak azdır. Bu sadece Türk Hava Kurumu’nun tarihinde önemli bir dönemin başlaması anlamına gelmeyecek, aslında Türk havacılık tarihinde, bütün Türkiye olarak çok gurur duyacağımız bir alan olduğu için, hepimizin tarihinde önemli bir yer elde edecektir.

Şimdi bu Üniversite bir ihtisas üniversitesi olduğuna göre; bir taraftan muhakkak ki uçak yapımından, mühendislerden, diğer taraftan uçakların uçurulmasından, onların işletilmesinden, her türlü hizmetinin yerine getirilmesinden sorumlu olacak insanları yetiştirecek bir üniversite burası. İşletme bölümünden mühendislik bölümüne kadar, yer hizmetlerinden bütün yan hizmetlerine kadar. Şimdi hepimiz artık büyük bir güvenle bekleyebiliriz ki, Türkiye’de havacılık alanında, uzay alanında çok büyük bir atılım olacaktır. Artık bilimsel şekilde, bilim adamları buradan yetişecektir. Buradan artık mühendisler yetişecektir. Burada artık dünyanın en iyi üniversiteleriyle, dünyanın en iyi işletmeleriyle işbirliği yapabilecek insanlar yetişecektir. Bilgi birikimi gelecektir. Karşılıklı bilgiler transfer edilecektir ve bu alanda bilgi üretilecektir.

Bu Üniversitenin Türk Hava Kurumu tarafından kurulmasının çok büyük tabii ki avantajları vardır. Düşünün ki, böyle bir üniversiteyi kuralım diye karar verebilirdik ve bu üniversiteyi sıfırdan kurma durumda olabilirdik. 80 tane uçağı olan, -biraz önce Başkan söyledi, “bunun yirmisi  sıfır kilometrededir, yeni” dedi- 4 tane havaalanı olan ve böyle bir geçmişi olan bir kurumun misyonunu üstlenip, böyle bir üniversiteyi kurmasından daha tabii bir şey olamazdı. Onun için beni ziyarete geldiklerinde benim de kurumdan istediğim, bir an önce üniversiteyi kurmak ve bir an önce dünyanın en iyi havacılık üniversiteleriyle mukayese edilebilecek bir seviyeye bu üniversiteyi getirmekti. Her türlü avantajlarınız var, her türlü imkanlarınız var ve ayrıca devlet olarak da bu projenin, bu Üniversitenin hep beraber arkasındayız. Onun için bütün imkanlar önünüze serilmiştir ve inanıyorum ki siz değerli öğretim üyeleri, öğrencilerinizi en iyi şekilde yetiştireceksiniz. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada iş bulabilecek, bütün dünya filolarında görev yapabilecek, bütün dünyadaki savunma sanayiyle ve uçak sanayiyle ilgili fabrikalarda görev alabilecek öğrenciler yetiştireceksiniz.

Bu Üniversitenin Ankara’da olmasının başka bir avantajı da şu şüphesiz ki: Başta TUSAŞ olmak üzere, TAI olmak üzere, ASELSAN olmak üzere, ROKETSAN olmak üzere savunma sanayinin bütün büyük kurumları da buradadır. Dolayısıyla aynı zamanda onlarla da en iyi şekilde iş birliği yapılacak, bir taraftan işte eğitim, bunları gerçekleştirmek burada mümkün olacaktır. Şüphesiz ki böyle bir üniversitenin en büyük destekçilerinden birisi de Türk Hava Kuvvetleri’dir. Çünkü zaten Türk Hava Kurumu şimdiye kadar Türk Hava Kuvvetleri ile de daima sıkı bir işbirliği içerisinde olmuştur.

Bütün kurumlarımızla bu Üniversitenin iyi olması için elimizden geleni yapacağız. Bir kez daha bu Üniversitede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Türk Hava Kurumu’nu tebrik ediyorum, Rektörü tebrik ediyorum ve bütün öğretim üyelerine ve öğrencilere üstün başarılar diliyorum. Sağ olun.

 

Yazdır Paylaş Yukarı