81 İlin Valisine Verdiği Yemekte Yaptıkları Konuşma

09.02.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sayın Bakan,

Değerli Valiler,

İçişleri Bakanlığımızın Değerli Mensupları,

Hepinize hoş geldiniz diyorum. Aslında kış mevsimini yaşıyoruz. Bütün valilerimiz, Türkiye’nin dört bir köşesinin iklimini, kokusunu, gerçeğini Ankara’ya taşıdı. Hepinizi bir kez daha burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Biraz önce Sayın Bakan’ın da söylediği gibi geleneksel olarak her sene Ankara’da toplanılıyor ve iki gün boyunca çok değerli istişarelerde bulunuyorsunuz. Sizler bölgenizden, illerinizden getirdiğiniz konuları eminim ki burada paylaşıyorsunuz. Görüşlerinizi ifade ediyorsunuz, problemleri ortaya koyuyorsunuz. Problemlere cevaplar arıyorsunuz ve iyi bir istişare oluyor. İyi bir karşılıklı görüş alış verişi oluyor, yenilenme oluyor. Aynı zamanda da muhakkak ki, hükümet politikaları ile ilgili yeni direktifleri alıyorsunuz ve ülkeyle ilgili politikaların ilinize yansıyan kısımlarının bu şekilde karşılığını alıp dönüyorsunuz. Döndüğünüzde inanıyorum ki bu, yeni bir ivme getirecektir. O bakımdan sizleri bir kez daha burada görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum ve hepinize tekrar hoş geldiniz diyorum.

Tabii sizler bulunduğunuz illerde devletin ve hükümetin temsilcilerisiniz. Dolayısıyla hepimizi temsil ediyorsunuz, hepimizin oradaki gözü ve kulağısınız. Aslında Sayın Bakan konuşmasında “Buradayken herkes ilini takip ediyor” dedi. Bu şüphesiz ki kaçınılmaz bir şey. Sizler adeta online şeklinde ilinizde ne oluyor, ne bitiyor gece-gündüz bunu takip edersiniz ve en ufak bir boşluğa fırsat vermezsiniz. Çünkü valilik böyle bir meslek, böyle bir bürokrasi. Aslında Türk yönetim sisteminin en seçkin bürokratlarısınız sizler. Dolayısıyla Türkiye’nin en üst yöneticileri olarak sorumluluğunuz da çok büyük, görevleriniz de tabii ki çok büyük. Bunları layıkıyla yerine getirdiğinizden eminim.

Sizler bulunduğunuz yerlerde sadece devletin varlığını, hukukunu, kanunları, nizamları gösteren ve bunun varlığını ispat eden kişiler değilsiniz. Sizler aynı zamanda bulunduğunuz illerde devletin şefkatini, devletin sorumluluğunu ve devletin büyüklüğünü de tabii ki gösteren kişilersiniz. O bakımdan gerçekten valilik mesleğinin Türk halkının nazarında da, gönlünde de çok ayrı bir yeri vardır. Bunu en iyi şekilde yerine getirdiğinizden eminim.

Sizler aynı zamanda bulunduğunuz illerde devlet ve milletin kaynaşmasının da -tabii ki kaymakamlardan sonra- ilk kapılarısınız. Bu bakımdan da çok büyük görevleriniz vardır.

Değerli Valiler,

Başarının tabii ki birçok şartları vardır ama, başarının herhalde en önemli şartlarından birisi iyi yönetişimdir, iyi idaredir, iyi idare etmektir. Bu bir ülke için de geçerlidir, bu bir il için de geçerlidir. Eğer iyi bir yönetişim, iyi bir idare, iyi bir liderlik söz konusuysa o ülkede de iyi şeyler olabilmektedir, o ilde de güzel şeyler olabilmektedir. O bakımdan sizler bulunduğunuz illerin dinamiklerini kavrayarak, gayet heyecanlı bir şekilde bulunduğunuz illeri yenilikçi bir ruhla sahipleniyorsanız; eğer, açık, şeffaf, hesap verebilir, hak ve hukuku gerçekten gözeten, herkese eşit muamele yapan, hiçbir ayrımcılığa fırsat vermeyen bir anlayışı benimseyip, problemler olduğunda da onların üstüne gece-gündüz demeden büyük bir iradeyle koşuyorsanız, o zaman iyi bir yönetim gerçekleştiriyorsunuz demektir. Bu zaten hemen fark edilir. Halk hemen bunu görür. Bugün artık her şey zaten istesek de, istemesek de çok şeffaf. Herkes herkesi monitör edebiliyor, takip edebiliyor. Herkes herkesle ilgili notunu verebiliyor. Bizlerle ilgili, ülkeyi yönetenlerle ilgili halk nasıl not veriyorsa, ili yöneten sizlerle ilgili de muhakkak ki not veriyordur. O bakımdan onlarla kucaklaşmak, onlarla beraber olmak ve ilinizin sadece sorunlarını çözmek değil, ilinize mesafeler kazandırmak, ilinizi çok daha geliştirmek istiyorsanız, muhakkak ki çok iyi bir yönetişim tarzını kurmanız gerekmektedir.

Burada tabii yenilikçi bir ruh, çok dinamik bir ruh da çok önemlidir. Eğer çok klasik bir bürokrasi örneği koyarsanız, o zaman birçok problem kronikleşir, çözülmez. Bugünün problemlerine çok dinamik çözümler getirmek zorundayız. Bunlar ülkeler için de, iller için de aynı derecede geçerlidir.

Sizler doğrusu bulunduğunuz illerin liderlerisiniz, öncülerisinizdir. En üst makamsınız. Bütün makamlar nihayetinde sizin gözünüze bakarlar ve bulunduğunuz illerin orkestra şefleri sizlersiniz. Bulunduğunuz illerde güzel bir iklim oluşturabilirseniz, güzel bir harmoni oluşturabilirseniz, orada çok büyük sinerjiler de ortaya çıkar.

Gerek ziyaret ettiğim illerde olsun gerekse zaman zaman sizlerle bir araya geldiğimde bunu hep ifade etmişimdir. Bunu hep gittiğim illerde de gözlemlerim. Onun için bir kez daha burada söylemek istiyorum. Sizlerin liderliği eğer bir ilin ileri gelenlerini bir araya getirebiliyorsa, beraber çalışma ortamını, dayanışma ortamını oluşturabiliyorsa, orada çok başarılara imza atarsınız. Nihayetinde beraber çalışacağınız insanların sayısı çok fazla da değildir doğrusu. Belediye reisleri, illerin siyasetçileri, illerdeki askeri zevat, illerdeki yargı mensupları, üniversiteler ve ilin esas sahipleri olan, bulunduğunuz şehirlerin esas sahipleri olan, -eskiden “eşrafı” denirdi- oranın iş adamları, sanayicileri; bütün bunlarla eğer yakın bir işbirliği içinde olur, onların hepsini eğer belli bir istikamette çalışmaya yönlendirebiliyorsanız, buna liderlik ediyorsanız, o zaman o ilde çok başarılı olursunuz.

Bunları gittiğim yerlerin çoğunda görüyorum. Bazen belki sizin elinizde olmayan sebeplerden dolayı bunun gerçekleşmediği bazı illerimiz de var, açık söyleyeyim. Her gittiğimde hep aynı görüyorum o illeri. O illerde valiler değişebiliyor ama, böyle bir ruh, böyle bir ahenk oluşmadıysa, çok gelişme olmuyor.

Bugün çok şükür Türkiye genel olarak baktığımızda ve başka ülkelerle de mukayese ettiğimizde ekonomik olarak çok iyi bir performans gösteriyor, çok iyi bir durum var ortada. Dolayısıyla su akarken herkes, her il testisini doldursun. Önemli meselelerinizi çözün, önemli yapılarınızı, alt yapı meselelerinizi halledin. Memleketin önemli meseleleri ancak böyle çözülür. İl il çözüldükçe, memleketin de bütün meseleleri çözülmüş olur. Bu açıdan özellikle iş dünyasına çok sahip çıkın. Çünkü devletin fonksiyonları malum değişti artık. Yatırımlar onlar vasıtasıyla gerçekleşiyor. İstihdam onlar vasıtasıyla gerçekleşiyor. Dolayısıyla onları teşvik edin ve bu anlamda yatırım ajanslarından da çok faydalanın. Onları çok çalıştırın, illerinize gerçekten çok değerli katkılar sağlayabilirler. Eğer bunu yapmıyorlarsa hemen gözden geçirin. Buna özellikle çok önem veriyorum. İllerinizdeki organize sanayi bölgeleri, bütün bunlarla da çok yakından ilgilenmeniz gerekir. Bugün en büyük meselelerimiz üretimdir, istihdamdır. Bütün bunlar da tabii ki sizlerin yine illerinizde yapacağınız öncülükle olacaktır.

Bunun ötesinde eğitim her şeyin başında gelmektedir. Bizim yapabileceğimiz en iyi yatırım eğitime yapılan yatırımdır. Yine ziyaret ettiğim bazı illerde bakıyorum, eğitimde gerçekten büyük başarılar var. “Acaba özel bir durum mu var?” diye derinden inceliyorum. Belli ki orada bir vali, bir milli eğitim müdürü vaktiyle bu konuya çok önem vermişler, sistemli bir şekilde bu işin üzerine gitmişler ve neticede güzel bir gelenek oluşmuş ve o devam ediyor. Eğitim, Türkiye’nin büyük sorunu. “Okullarımızda çocuklarımız gerçekten bir şey öğreniyor mu, öğrenmiyor mu veya yeterince öğreniyor mu, öğrenmiyor mu?” bu çok tartışmalı bir konudur. O bakımdan ben bütün valilerimizin özellikle illerindeki eğitime önem çok vermelerini, öğretmenlerle çok yakından ilgilenmelerini isterim.

Tabii ki engellilere hepiniz son yıllarda çok büyük önem veriyorsunuz. Nüfusun neredeyse yüzde 10’unun engelli olduğu düşünülürse, bu çocuklara, bu ailelere sahip çıkmak devletin birinci görevlerinden birisidir. Bunlar da sizlerin elleri vasıtasıyla olacaktır. Kız çocukları ile ilgili eğitim seferberliği, yine sizlerin gayretleri ve çalışmalarınızla son yıllarda çok önemli bir dinamizm kazandı. Bundan da tabii ki çok büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Yine illerimizin en önemli meselelerinden birisi illerin kültür, eğitim, spor kollarındaki gelişmişliğidir. Bunlar da çok önemli. Bunları da çok teşvik etmeniz gerekiyor. İllerimizi belli bir seviyeden alıp belli bir seviyeye yükseltmemiz gerekir. Liderlik de budur doğrusu. Bazen şöyle oluyor; gidiliyor ve o ilin seviyesi ne ise, o seviyede kalınıyor. Öyle değil. Hepimizin görevi, nasıl ki ülkeyi belli bir seviyeden belli bir yüksekliğe taşımaksa, illerimizi de aynı şekilde yapmamız gerekmektedir.

Bütün bunların başında güvenlik gelmektedir şüphesiz ki. Güvenliğin olmadığı, kanunların, hukukun geçerliliğinin olmadığı yerde bu söylediğimin hiçbiri olmaz. O bakımdan güvenlikle ilgili çok konuştuğumuz için ve toplantılarınızda da eminim ki bu konu çok konuşulduğu için fazla bir şey söylemek istemiyorum ama, bu halkın güvenliğini, halkın serbest, korkusuz bir şekilde sokağa çıkmasını sağlamak devletin zaten esas varoluş sebebidir. O bakımdan buna hassasiyetle uyulduğundan da eminim.

Tabii ki Türkiye büyük bir ülke. Coğrafi olarak büyüğüz. Ülkenin zenginlikleri itibari ile de her bakımdan büyüğüz. Cihan şümul devletlerin kurulduğu, imparatorluklarun kurulduğu bir geçmişimiz var. Bugün belki devlet sistemimiz farklı ama, tarihten gelen çok büyük bir özgüvenimiz de var. Biz herhangi bir devlet değiliz açıkçası. Dünyanın önemli devletlerinden birisiyiz. Dünyanın önemli ülkelerinden birisiyiz. Dünyanın önemli olaylarında daima bizim söylediklerimize itibar edilir. Bölgemizde itibarı çok yüksek olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla böyle bir özgüven içerisinde hareket edince, ülkemizin de farklılıkları bizim zenginliğimizdir. Sizler farklı farklı yörelerimizdeki farklı farklı illerimizin valilerisiniz. Dolayısıyla her ilimizin kendi geleneği, kendi kültürü vardır. Bazı illerimizde farklı diller konuşulmakta, farklı inançlar söz konusudur. Bütün bunların hepsi Türkiye’nin bir gerçeğidir ve bütün bunları sahiplenmek, “Hepsi de bu ülkenindir” demek, hepimize büyük bir görev olarak düşmektedir. Bunu illerinizde siz yapacaksınız.

Şundan hepimizin emin olması gerekir ki: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde olan bütün vatandaşlarımız, bu ülkenin asli vatandaşlarıdır ve hiç kimsenin kendisini öz yurdunda garip hissetmemesi gerekir. Bunu tekrar söylüyorum. Hiç kimsenin itilmiş, kakılmış hissetmemesi gerekir veya bugünkü çok kullanılan tabirle “kimsenin kendisini ötekileştirilmiş hissetmemesi” gerekir.

Bunları göstermek de, işte sözümün başında söylediğim gibi sizin göreviniz. Devletin büyüklüğünü, otoritesini gösterirken; devletin sorumluluğunu, sahiplendiğini, kucakladığını ve şefkatli yüzünü de göstereceksiniz.

Bütün vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığını, aidiyet duygularını güçlendirmek, yine sizlerin büyük sorumluluklarınızdan birisidir. Dediğim gibi her ilin farklı farklı özellikleri vardır. Kimi ekonomik açıdan, kimi sosyolojik açıdan, kimi kültürel açıdan çeşitli farklılıklar arz edebilir ama, bütün bunları Türkiye’nin gerçeği olarak görerek, bütün bunları sahiplenerek; bu ülkenin bir parçası olarak görerek, sorunları da bir parçası olarak görerek, zenginlikleri de bir parçası olarak görerek hem çözmek hem de ileri götürmek bizim görevlerimizdir. Bunu biz Ankara’da yaparken, sizler de tabii ki illerinizde yapıyorsunuz.

Son olarak şunu söylemek isterim: Türkiye’yi yönetenlerin, gerek en üstteki siyasi kadroların gerekse de bürokratik kadroların sorumluluğu o kadar çoktur ki, bu artık aile meselesidir. Yani ailelerinizi ihmal edersiniz, eşlerinizi ihmal edersiniz. Yeri geldiğinde eşlerinizin de, onların da görevleri vardır. Biliyorum valilerimizin kendileri ne kadar fedakârlık yapıyorlarsa, çalışıyorlarsa, eşleri de aynı şekilde çok büyük fedakârlıklar yapmaktadır. Dolayısıyla onlara da hep takdirlerimizi daima sunarız.

Bir kez daha hepinize hoş geldiniz diyorum. Buradaki çalışmalarınızın, toplantılarınızın çok verimli geçtiğine inanıyorum. Bunlar size yeni bir ivme verecektir. İllerinize döndüğünüzde de hepimizin selamlarını, sevgilerini bütün vatandaşlarıma ve çalışma arkadaşlarınıza da iletmenizi özellikle sizden rica ediyorum.

Sağ olun.

 

Yazdır Paylaş Yukarı