Sayın Cumhurbaşkanımızın Kayserililer Kahvaltısında Yaptıkları Konuşma

26.06.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler,

Sevgili Hemşehrilerim,

Müsaade ederseniz, size bugün böyle hitap edeyim. Önce hepinizi sevgiyle, muhabbetle önce selamlıyorum. Ve böyle güzel bir günde hep beraber Kayseri’nin simgesi, Erciyes’in tepesinde olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Bugün burada Kayseri’nin dışından gelen çok sayıda misafirlerimiz var. Değerli bakanlar var, milletvekilleri var, birçok şehirden gelen değerli hemşehrilerimiz var; hepsine de hoş geldiniz diyorum.  Ve bugün gerçekten hep beraber unutamayacağımız bir gün yaşayacağız.

Biraz önce Belediye Başkanımız konuşurken, vatan sevgisinden bahsetti. Aslında vatan sevgisi hepimiz için söz konusudur. Ve vatan için herkes en değerli varlığını yeri geldiğinde gözünü kırpmadan verir. Ama bir de şu gerçektir ki: Vatanı daha dar anlama indirdiğimizde herkesin doğduğu yere karşı ayrı bir ilgisi de tabii olarak vardır. İnsani bir duygudur, bunu da hepimiz yaşarız. Bugün bunu yaşıyoruz hep beraber. Kayseri’de doğanlar olarak, Kayserili olanlar olarak, ayrı bir heyecan duyuyoruz.

Geçen sene hatırlıyorum, hemşehrilerimiz İstanbul’da bizi misafir etmişti. İstanbul’da Ortaköy’de, denize yakın bir yerde toplantı yapılmıştı. Çok sıcaktı, hepimiz çok terlemiştik, hatırlayacaksınız. O gün deniz seviyesinde yapmıştık, bugün Erciyes’in 3 bin metre yüksekliğinde, böyle serin bir havada bir aradayız. Bu toplantılar, birbirimizin dayanışmasını tabii ki çok arttırıyor. Herkes eski arkadaşlarını, eski dostlarını bir kez daha görüyor ve unutulmaz günler geçiriyoruz. Ben de dünden itibaren, böyle bir günü yaşamaya zaten başladım. Hatta size kısaca söylemek isterim, dün sabah çok erkenden, güneş doğduktan sonra, bir grup çocukluk arkadaşım ve bugünkü bazı arkadaşlarımızla birlikte, Erciyes’ten başladık, yürüyerek Kıranardı’na kadar indik. Doğrusu unutamayacağımız bir anı oldu.

Bugün bizi buraya toplayanlara hep teşekkür ediyorum. İstanbul, Ankara başkanları hep onları görüyorum. Ama Büyükşehir Belediye Başkanımız, bu işi organize ediyor her zaman olduğu gibi. Zaten belediye başkanları, şehrin emirleri, “Şehremini” derlerdi eskiden malum, dolayısıyla o görevini de yaparak, herkesi, sadece Kayseri’de olanları değil, Kayseri’de olmayanları da takip ediyor, davet ediyor ve hepimize en iyi misafirperverliği gösteriyor. Kendisine ayrıca çok teşekkür ediyorum.

Kayseri her gün çok gelişiyor gerçekten. Çocukluk dönemlerimize gitmeye gerek yok. 5-10 sene ile bile mukayese ettiğimizde büyük değişiklikleri görüyoruz. Bunu da herkes tabii ki takdir ediyor. Sadece Türkiye’ye değil, Türkiye’nin dışına açılıyor. Bunlar çok güzel şeyler. İnşallah Erciyes Projesi de tamamlandığında, burası çok daha ayrı bir buluşma yeri haline gelecektir. Çok daha cazip olacaktır.

Dün yine sessiz bir şekilde birkaç arkadaşla organize sanayi bölgesini gezmek istedim. 2006 yılında, o zaman 139 fabrikanın temelini atmıştım. Ve bazıları hayret etmişti, “139 fabrika da olur mu?” diye. Herkes biliyor, Kayseri’de yaşayanlar, o 139 fabrika hepsi açıldığı gibi, onlara çok yenileri de eklendi. Çünkü o zaman organize sanayi bölgesini genişletmiştik. Dün onların içerisinden 4-5 fabrikayı gezdim ve biraz daha rahat bir şekilde şöyle inceledim ve oturduk, hepsiyle konuştuk. Kalabalık olunca, siz değerli basın mensupları olunca, ister istemez rahat oturulamıyor, bir ateş alır gibi ziyaret edip geçiyorsunuz. Ziyaretlerim hep öyle olduğu için, bu sefer öyle istemedim, “Bu sefer sessiz bir şekilde yapalım” dedim. Ve gerçekten gittiğim her yerde de göğsüm kabardı, büyük bir gurur duydum. Yüksek teknolojiyle yapılan işler, Türkiye’de değil dünyanın en iyi makinelerini üreten fabrikaları görünce dünyanın en zengin ülkelerine, ABD’ye, Pentagon’a satılan makineleri görünce büyük gurur duydum. Yine Türkiye’nin birçok alandaki piyasasını dengeyi getiren ürünleri fabrikalarımızda görünce, onlarla da büyük bir gurur duydum.

Tabii bunlar Kayseri’de olan, bir de burada çok değerli, Kayseri’ye sığmayan büyük iş adamlarımız var. Onların projeleri, onların iş kapasiteleri, Türkiye’yi de aşıyor. Dünyada isimleri biliniyor. Gerek Dışişleri Bakanlığı yaptığım dönemde gerek şimdi, yurtdışı ziyaretlerimde onları da görürüm ve gerçekten, önce şüphesiz ki Türkiye için büyük bir gurur duyarım, sonra da onların Kayserili kimlikleriyle de ayrıca iftihar ederim. Çoğu da burada, hepsi, onları da tekrar hep büyük bir sevgiyle selamlıyorum ve hepsine hoş geldiniz diyorum.

Kayseri’nin çok özellikleri var. Bugün burada Kayserililer gününde olduğumuza göre, biraz bununla ilgili de konuşmamız gerekiyor herhalde. Aslında Belediye Başkanımız, Sayın Bakanımız, onlar yeterince Kayseri’yi anlattılar. Onların hakkı var. Ben belki o kadar detaya girersem, biraz garip karşılanabilir başkaları tarafından. Onun için benim vazifemi onlar yapmış oldular. Ama şu bir gerçek: Kayseri’nin en önemli hasleti hayırseverliği. kazancının bir kısmını hiçbir zorlama olmadan, hiçbir mecburiyet olmadan göKüllü olarak ayıran ve bunu halkın, çocukların, gelecektekilerin iyiliği için ayıran hemşehrilerimizin sayısı günbegün artmaktadır. Hayırseverler tabiri yerleştiyse, bunun patenti herhalde buraya aittir. Şüphesiz ki Türkiye’nin, ülkemizin her tarafında çok değerli hayırseverler vardır, çok değerli müteşebbisler vardır, çok güzel öncelikler vardır. Ama bunun bir nevi kurumsallaştığı il neresi derseniz, bunun Kayseri olduğunu herkes söyler. Ve bu konuda da çok tatlı bir yarışın olduğunu, çok güzel bir hizmet yarışının olduğunu da memnuniyetle yine ifade ederiz. Türkiye’nin birçok illerinde dolaşan Cumhurbaşkanınız olarak, şu müjdeyi de vermek isterim ki: Kayseri’ye benzeyen illerimizin sayısı giderek çoğalmaktadır. Gerçekten, bunu yerinde görerek, yerindeki faaliyetlere iştirak ederek, bazı açılışlara katılarak biliyorum. Ve bundan da tabi ki iftihar ediyorum.

Değerli Misafirler,

Değerli Hemşehrilerim,

Nasıl Kayseri giderek güzelleşiyor, zenginleşiyor, yenileşiyorsa, şüphesiz ki ülkemiz Türkiye de aynı şekilde güçleniyor, yenileşiyor ve hızlı bir şekilde gelişiyor. Hızlı bir şekilde derken, rakamlar ortada, rakamlara baktığımızda, geçen sene Türkiye’nin yüzde 8,9 büyüdüğünü ifade etmek, başlı başına bunun en güzel işaretidir. Çevremize şöyle baktığımızda Avrupa’da birçok ülkenin, komşularımızın ne büyük ekonomik sıkıntılar çektiğini gördüğümüzde, Türkiye’nin bugünkü sağlam duruşunu herkesin çok daha fazla takdir etmesi muhakkak ki gerekmektedir. Şüphesiz ki, yapılacak daha çok şey vardır. Şüphesiz ki, her şey tozpembe değildir. Ama başkalarıyla mukayese ettiğimizde, Türkiye’nin çok güçlü bir şekilde, çok kararlı bir şekilde ve istikrarlı bir şekilde büyümesini devam ettirdiğini görüyoruz ki, hepimizin önceliği de tabii ki bu olmalıdır. Çünkü bizlerin de kaçırdığı çok yıllar vardır. Geçmişimize baktığımızda, siyasi tarihimize baktığımızda -kısa geçmişe- çok istikrarsız yıllarımız olmuştur. Çok heba ettiğimiz yıllarımız olmuştur. Enerjimizi boşa harcadığımız yıllarımız olmuştur. Bunları telafi etmemiz için hepimizin çok daha fazla çalışması, hepimizin çok daha fazla gayretli olması kaçınılmazdır ki, bizden daha gelişmiş ülkelerle, mesafemizi kısa süre içerisinde kapatabilelim.

TBMM biliyorsunuz Salı günü açılacak. Yeni bir seçim yapıldı, bu seçime baktığımızda büyük bir katılım olduğunu ve oy verenlerin verdiği oyların yüzde 95’inin TBMM’ye yansıdığını gördükçe, Türkiye’de demokrasinin ne kadar derinleştiğini, ne kadar kökleştiğini görüyoruz. Aslında demokrasinin iki malum terimi vardır: Birisi “katılımcı demokrasi” denir, insanların seçime katılması, oy vererek karara katılması. İkincisi de “temsili demokrasi” deriz ki, o da bu karar verenlerin kararlarının temsil edilebilmesi ve meclise yansıması. Bu iki unsurun da gerçekleştirildiği bir seçim yaptık. Büyük bir başarı tabii ki. Şimdi buna gölge asla düşürülmemesi gerekir.

Bugün karşılaştığımız, bazı hukuki mevzuatlarımızdan kaynaklanan bazı sorunlar var. Eminim ki olgunlukla, ağırbaşlılıkla, konuşarak, diyalogla ve yine demokrasinin ve hukukun gösterdiği istikamette bunların hepsi çözülecektir. Demokrasi ve hukuk derken de evrensel demokrasiyi ve en gelişmiş demokratik ülkelerdeki özgürlükçü hukuku kastettiğimden de kimsenin tabii ki şüphesi olmaması gerekir. Önemli olan bütün bu ortaya çıkan problemler, bugünlerde karşı karşıya kaldığımız bazı sorunlar var, bunları hep beraber çözebilme kabiliyetini de daima göstereceğiz. Bundan hiçbir tereddüdüm yoktur. Bütün bunların da çözüm yeri, şüphesiz ki TBMM’dir. Hepimizin temsilcilerinin bulunduğu bir yerdir. Bütün önemli fikir akımlarının, önemli siyasi akımların TBMM’de temsil edildiğini gördüğümüzde, işte temsili demokrasinin de gerçekleştiğini görüyoruz. O zaman sorunların çözümü de orada olacaktır. Ama bunlar hep konuşarak, barışçı bir şekilde ve demokrasiye yakışan bir şekilde olacaktır, bundan da hiç şüphem yoktur.

Son olarak tekrar Kayseri’ye dönmek istiyorum. Kayseri’de birçok hizmetler yapılıyor tabii ki. Ama en dikkati çeken hizmetlerden biri de eğitim alanında yapılan hizmetlerdir. Orta-ilkokul seviyesinde birçok okullar bir taraftan devlet, bir taraftan da değerli hemşehrilerimizin katkısıyla yapılmakta. Erciyes Üniversitesinin temeli atıldığında, ben lise yıllarındaydım. Hatırlıyorum, hep beraber arkadaşlarımızla, okuldan organize olarak değil, ama herkes böyle bir koşarak, -Kartal derdik biz, şimdi kartal, kartalın ötesinde,- bugünkü Üniversitenin olduğu yere gittiğimizi hatırlıyorum. Orada bir yığın vardı. Temel atılırken, yine Kayseri’nin yetiştirdiği değerli siyasetçilerden Fevzioğlu’nu ve birkaç sene önce kaybettiğimiz, değerli Profesör İhsan Doğramacı’yı orada görmüştüm. Tabii ki Fevzioğlu’nu Kayserili olduğu için daha öncelerde burada seçim meydanlarında, yapılan seçim mitinglerinde hep görürdük. Ama hatırlıyorum İhsan Doğramacı’yı orada görmüştüm, tıp fakültesinin temeli atılırken. Lise yıllarındaydım yani demek ki 68 mi oluyor, 67-68, o yıllardaydı. Çünkü o yıl biz mezun olduk. Erciyes Üniversitesi, bugün tabii Türkiye’nin köklü üniversitelerinden birisi haline geldi. Ve bir nevi fidanlık da oldu. Artık mezunlarını buradan başka üniversitelere ihraç ediyor.

Bugün Kayseri bir eğitim kenti olma yolunda da hızlı bir şekilde ilerliyor. 4 tane üniversitemiz var bugün. Nuh Naci Yazgan Üniversitesi ki, Nuh Naci Yazgan da bildiğiniz gibi, Kayserililer için unutulmaz bir isimdir. Özellikle Kayseri’de liseden mezun olup da İstanbul’a, Ankara’ya gidenler, okurken, onun öncülük yaptığı yurtlarda hep kalmışlardır. Kendisini tabii hepimiz büyük bir saygıyla hep yâd ederiz. Onun ismine bir üniversite var. Ve bir de yine Melik Şah Üniversitesi var ki, o da çok hızlı bir şekilde eğitimine devam ediyor. Dikkat çekmeye başladı. Başarılarının da tabii ki artmasını bekliyoruz. Melik Şah da biliyorsunuz, tarihimizin en önemli simalarından birisidir.

Sizlerin teveccühüyle arkadaşlarımızın, başta Belediye Başkanımız Mehmet Bey olmak üzere, bütün Kayseri’deki sivil toplum örgütlerimizin, hepsinin, değerli milletvekillerimizin, bakanlarımızın ve hepinizin öncülüğüyle, arzusuyla yeni bir devlet üniversitesi de kuruldu. Ve bu Üniversitenin de inşallah bugün temelini atacağız hep beraber, akşamüstü. Bu Üniversitenin de iyi bir devlet üniversitesi olması için değerli hemşerilerimiz bir araya gelip bir vakıf kurdular.  Bu Üniversiteyi, güçlü, iyi bir üniversite olması yönünde desteklemek amacıyla bu vakfı kurdukları için, Mustafa  Çıkrıkçıoğlu’nun şahsında, vakıfta bulunan değerli hemşehrilerimin hepsine de ayrı ayrı burada teşekkür etmek istiyorum.

Bütün bunlar, Kayseri’yi bir eğitim kenti haline de getirecektir. Bundan da tabii ki büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugün öğleden sonra, akşamüstü hep beraber bu konuyla ilgili, daha fazla görüşlerimizi ifade edeceğimiz için, burada kısa kesmek istiyorum. Ama öncülük yapan, emeği geçen herkese, ayrı ayrı bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Bunların hepsi gönüllü yapılan işlerdir. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Gönüllü işler yapılırken, sadece aile reisinin arzusu da yetmez aslında. Muhakkak ki aile fertlerinin, hepsinin de rızası ve desteği olmazsa, bu kadar hayır işi, bu şehirde gerçekleştirilemez. Bundan dolayı bütün aileleri tebrik etmek istiyorum. Ve çok gurur duyduğum bir şey de şu: Pek çok güzel eserin temelini atarken aileler genç çocuklarını, küçük çocuklarını da getiriyorlar ve onlar da bu işin zevkini alıyorlar. Ve onların da bu yolda devam edeceklerinin işaretini gözlerinden hep okuyorum. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum ve Kayserili olarak da ayrıca gerçekten gurur duyuyorum.

Bugün birçok programımız olacak, hep beraber olacağız. Tek tek de çoğunuzla zaten görüşeceğiz. Hepinize tekrar sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum. Bizi buraya topladıkları için, bu organizasyonu yapan bütün arkadaşlarımıza, hemşehrilerimize, gelenlere, hepsine teşekkür ediyorum. Ve hepinize ayrı ayrı başarılar diliyorum,

Sağ olun, var olun.

 

Yazdır Paylaş Yukarı