23 Nisan Çocuk Şenliği'ne Katılan Konuk ülke Çocuklarını Kabulünde Yaptıkları Konuşma

Sevgili Çocuklar,

23 Nisan Çocuk Şenlikleri’ne katılmak üzere Türkiye’ye hoş geldiniz. Biliyorum, dünyanın dört bir yanından geldiniz. Dünyanın bütün renklerini buraya taşıdınız, bu salona taşıdınız. Hepinize hoşgeldiniz diyorum, hepinizin ayrı ayrı gözlerinden öpüyorum.

Bu organizasyonu gerçekleştirdiği için Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na da, -kısaca biz TRT deriz- çok teşekkür ediyorum. Ayrıca size yardımcı olan diğer bütün kurumlara, hepsine çok çok teşekkür ediyorum. Her sene bunu tekrarlıyorsunuz ve hepimizde gerçekten büyük bir coşku yaşatıyorsunuz.

Herhalde 23 Nisan’ın ne olduğunu büyükleriniz size anlatmışlardır. 23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşu; bu vesileyle biz her sene bayram yapıyoruz. Birkaç gün sonra da, cumartesi günü de bu bayramı yapacağız.

Devletimizin kurucusu Atatürk, çocukları çok sevdiği için ve geleceğin çocuklara ait olduğunu bildiği için, bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu “Çocuk Bayramı” olsun demiş. Bildiğim kadarıyla bu, dünyada ilk. Şimdi belki olabilir, ama ta o zamandan çocuklara verdiği önemi göstermesi açısından, gerçekten çok dikkat çekici bir karar.

Bugün hepimizin arzusu şu: Dünyada bütün çocukların her yerde mutlu olması, neşeli olması, hepsinin en güzel imkânlara kavuşması, barış ve huzur içerisinde yaşamaları, ailelerine, ülkelerine, bütün dünyaya, insanlığa faydalı insanlar olarak büyümeleri. Çocuklar ne kadar bu güzel değer ve bu güzel anlayışla büyürlerse; önemli sorumlulukları üstlendiklerinde, çocukluklarında edindikleri bu güzel değerler çerçevesinde hareket ederler, dünyaya barış gelir, huzur gelir, dünyada kavgaların sayısı azalır. Eminim ki, televizyonlarınızı izlerken, radyoları dinlerken veya gazeteleri okurken, dünyanın başka yerlerinde meydana gelen üzücü olayları gördüğünüzde hemen gözünüz çocuklara gider, “Aman çocuklar üzülmesin, çocuklar acı çekmesin” dersiniz. Hepimiz aslında bunu deriz. Bütün arzumuz şudur: Dünyada kavgaların olmadığı, barışın egemen olduğu, karşılıklı dayanışmanın, dostluğun, kardeşliğin, komşulukların güçlü olduğu bir iklimin oluşması. Buna hep beraber, elbirliği içerisinde hizmet etmemiz gerekir. Sizler de bu anlayış içerisinde büyürseniz, eminim ki ileride bu konulara da çok daha fazla katkınız olacaktır.

Tabii sizlere ve sizlerin bütün ailelerinize, büyüklerinize çok teşekkür etmek isterim; Türkiye’ye güvenip, çok uzaklardan, sizin gibi küçükleri bize emanet ettikleri, uzaklara gönderdikleri ve gözleri arkada olmadan bu seyahatlerinize izin verdikleri için.

Bildiğim kadarıyla bu sene Bursa’ya gideceksiniz. Bursa, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden birisidir. Tarih doludur, biz oraya “Yeşil Bursa” deriz. Gideceksiniz, orada sizi misafir edecekler. Bütün Bursalılara da hep burada teşekkür ediyorum. Size en güzel şekilde ev sahipliği yapacaklarından da eminim.

Tekrar sizin mihmandarlarınıza, bu ziyaretlerinizi, gezilerinizi organize edenlere teşekkür ediyorum, kolaylıklar diliyorum. Ümit ederim ki, Türkiye’de olduğunuz süre içerisinde gayet neşeli, mutlu günler geçirirsiniz, güzel arkadaşlıklar edinirsiniz. Ülkenize döndüğünüzde de ailenize, arkadaşlarınıza, burada gördüklerinizi anlatırsınız.