Mimar Sinan'ı Anma Etkinlikleri'nde Yaptıkları Konuşma (Kayseri-Ağırnas)

09.04.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler,

Çok Sevgili Hemşehrilerim, Hanım Kardeşlerim,

Hepinize sevgi ve muhabetlerimi sunuyorum ve bütün küçüklerin de gözlerinden öpüyorum.

Bugün tabii Mimar Sinan'ı anma törenleri vesilesiyle Kayseri'deyim, Ağırnas'tayım. Sizlerle beraber olmanın ayrı bir lezzeti var, ayrı bir tadı var, ayrı bir sevgisi var gerçekten. Ne olursa olsun, her insan için geçerli olan bir şey, memleketi, kendi toprağı, kendisini çeker şüphesiz ki. Ben de her Kayseri'ye geldiğimde, doğduğum toprakları, buraları hep gezdiğimde, sizlerle hep beraber olduğumda, bu insani duyguyu her zaman hissederim ve bundan büyük haz duyarım. Bugün de sizleri görünce bunu aynen yaşıyorum. Bir zamanlar, buralarda gelip sizlerle başka sıfatlarla hep beraber oluyordum, sizlerle hep o zamandan beri haşır neşir oluyordum, ama bugün Cumhurbaşkanınız olarak burada Ağırnas'ta bulunmaktan, Kayseri'de olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Önce bunu paylaşmak isterim hepinizle.

Buraya gelirken tabii ki Gesi Bağları'nın içinden geçip geldik. Bir ay sonra buralar bambaşka olacaktır. Bütün o meşhur türküye uygun bir şekilde buraları renklenecek ve bu topraklar çok ayrı bir güzelliğe tekrar kavuşacaktır tabii ki. Bütün bunları, buradaki sizler, çocuklar, hepiniz en güzel şekilde yaşayacaksınız. Hepinize bu vesileyle mutluluklar dilerim, sağlık, sıhhat dilerim, afiyet dilerim.

Mimar Sinan beş asır önce burada doğdu. 22 yaşına kadar da burada yaşadı. Yani bir delikanlı olana kadar bu topraklarda bulunmuş birisi. Profesörler, ilim adamları, tarihçiler bunu gayet açıkça yazıyorlar. Daha sonra İstanbul'a gitmiş. Adı Mimar Sinan, ama esas adı Mimar Koca Sinan olmuş. Dolayısıyla, böyle büyük bir mimara, böyle büyük bir kişiliğe baştan Türkiye olarak, Türk tarihinde sahip olmak, sonra Kayseri, Ağırnas olarak sahip olmak, çok ayrı bir onur, ayrı bir gurur kaynağı şüphesiz ki.

Mimar Sinan, yaptığı eserlerle, 500 yıl geçmesine rağmen ayakta ve yaşıyor. Öyle ki, Osmanlı Devleti'ni büyük devlet yapan devlet adamlarının yanında, büyük devlet yapanlardan başka birisi de o, mimar olarak. Sadece İstanbul değil, çok büyük bir coğrafyada, Arap ülkelerinden, bugün Balkan ülkelerine kadar her tarafta eserleri dimdik ayakta duruyor; zorla yıkılanlar hariç tabii ki. O günkü sınırlarımız, bugünkü sınırlarımıza çevrildi ve küçüldü. Ama hâlâ şan ve şöhretimizi eğer devam ettirebiliyorsak, orada kalan eserler, orada kalan mühürlerimiz, işte Mimar Sinan sayesinde. Onun için büyük bir mimar, onun için koca mimar, büyük insan. Ama alacağımız dersler de var. 500 sene önce Selimiyeleri, Süleymaniyeleri, o köprüleri yapan insanların çocukları olarak, bugün yaptıklarımıza baktığımızda, "Nasıl olur da o günkü mimariyi, o günkü o büyük inşaatları yapan insanlar, şöyle çevremize baktığımızda bugünkü inşaatları, bugünkü evleri, bugünkü binaları yapıyor?" diye de kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Şehirlerimize baktığımızda, mahallelerimize baktığımızda, yaptığımız evlere baktığımızda, devlet binalarına baktığımızda, vilayet binalarına baktığımızda, doğrusu insan çok hayret ediyor gerçekten. O günkü teknolojiyle bugünkü teknolojiyi karşılaştırdığımızda, o günkü bilimle bugünkü bilimi karşılaştırdığımızda, o günkü inşaat malzemeleriyle bugünkü inşaat malzemelerini karşılaştırdığımızda, ne büyük ilerlemeler, ne büyük akla, hayale gelmemiş yenilikler var. Ama bunları bir araya getirip, ortaya koyduğumuz eserlere bakınca da, maalesef çok üzüntülü manzaralar çıkıyor.

Şimdi tabii ki bunları görüp, bunlardan ders alıp, kendimizi eleştirip, mimaride, şehircilikte, bina yapımında, konut yapımında yeni bir nefesin ortaya çıkması gerekiyor. Bu şüphesiz ki, şehircilere, değerli bilim adamlarına, mimarlara kalan bir şey. Devlet adamları, siyasetçiler, belediye başkanları onlara öncülük edecek, onlara imkân tanıyacak, ama esas atılımları da mimarlar, mühendisler yapacak. Şimdi, önce beldemizden başlayarak, Mimar Sinan'ın doğduğu yerden başlayarak, Ağırnas'tan başlayarak; -Belediye Başkanı, Vali Bey, Büyükşehir Belediye Başkanı, değerli milletvekilleri, bakanlar, herkes burada- sonra Kayseri'den başlayarak ve bütün Türkiye'de, her tarafta bu dersi aldığımızı gösterircesine bir yenilenme şart. Hatırlarsınız daha önce Tarihi Kentler Birliği'nin toplantısında da, bunları sizlerle konuştum. Geçen sene de Çankaya'da Mimar Sinan'a, koca mimarı, Büyük Sinan'ı andık. Dünyanın başka büyük şehirlerinde de onun eserlerini gösteren büyük sergiler hep açıyoruz. Bunların hiçbiri tabii ki yeterli değil, daha çok tanıtmamız gerekir. Ama tanıtmaktan ziyade, kendimizin ders alması gerekir ve aldığımız dersi de fiilen Türkiye'de, şehirlerimizde göstermemiz gerekir. Bunun bir vesile olduğunu düşünerek, bu fikirlerimi sizlerle paylaştım.

Kayseri'ye, Ağırnas'a yaptığım bu ziyaret sırasında; gerçekten sizleri gördüğüme çok mutlu oldum. Bu çocukların hepsi daha güzel imkânlarla, daha güzel okullarda okuyorlar. Babalarından, dedelerinden daha güzel imkânlara sahipler. Onlar daha büyük insanlar olacaklar. Daha büyük mühendisler, mimarlar, doktorlar avukatlar, valiler, siyasetçiler; hepsi sizin aranızdan çıkacak. Kayseri'yi de, Türkiye'yi de çok daha güçlü, çok daha güzel, çok daha yaşanır, hep beraber elbirliği içinde yapacağız.

Tekrar, hepinize, değerli hanım kardeşlerime, herkese sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum ve küçüklerin gözlerinden öpüyorum. Hepinizi, sağlık, sıhhat, afiyet içerisinde görme dileğiyle Allah'a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun.

Yazdır Paylaş Yukarı