Türk Dernek Temsilcileri ve Vatandaşlarla Düzenlenen Resepsiyonda Yaptıkları Konuşma (Londra)

07.11.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Misafirler,

Çok Değerli Kıymetli Vatandaşlarım ve

Çok Değerli Soydaşlarım,

Hepinize iyi akşamlar diliyorum, ben ve eşim adına. Bugün Londra’da böyle önemli bir merkezde, Türk toplumunun temsilcileri olan sizlerle beraber olmaktan, gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Büyükelçimize de teşekkür ediyorum, bu topluluğu, sizleri davet ettiği için.

Londra tabii Avrupa'nın en önemli başkentlerinden birisi. İngiltere çok önemli bir ülke. Sanayi Devriminin gerçekleştiği, birçok buluşların ilk defa burada olup, daha sonra diğer kıtaya buradan gittiği, büyük bir imparatorluğu gerçekleştiren, güneşi batmaz denecek kadar, dünyanın her tarafında hakimiyetleri olan bir ülke. Türkiye de tarih boyunca büyük bir imparatorluklara sahip olduğu için İngiltere ile hep ilişkileri olmuş ve ilk daimi, kalıcı büyükelçimizi 1795 yılında Londra’ya göndermişiz. İlk defa Türkiye’nin kalıcı, Osmanlı İmparatorluğu’nun büyükelçisi buraya gelmiş. Ama bunlar bize çok daha eski, ta 1500’lü yıllarda büyükelçi göndermişler, herhalde 1583’te.

Tarih boyunca hepimiz biliriz ki çok yakın ilişkilerimiz olmuş; acı-tatlı birçok ilişkilerimiz. Ama İngiltere ile müttefik iki ülkeyiz ve çok yakın işbirliğimiz var. İşte böyle bir ülkenin Başkentinde sizlerle beraber olmaktan gerçekten büyük bir kıvanç duyuyorum. Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. Ve Türkiye’den getirdiğim bol selamları da hepinize bu şekilde sizlerle paylaşıyorum.

Bir zamanlar, Türklerin en çok tahsil için gelip gittiği şehirlerden birisiydi, Londra. Ben de yıllar önce, 1970’li yıllarda buralarda bulunmuştum. Dolayısıyla bu gelişimde bazı eski hatıraları ve günleri de tabii ki hatırlama fırsatım oldu. Zamanın nasıl hızlı geçtiğini de bu vesileyle görüyoruz. Burada 400 bine yakın Türk’ün olması çok önemli gerçekten. İşte deminden beri bahsettiğim büyük bir ülkede, büyük bir ülkenin merkezinde, 400 bin Türk’ün olması çok önemli. Çünkü İngiltere hâlâ dünyanın en önemli ülkelerinden birisi. AB’de Türkiye’ye en güçlü desteği veren ülke. Dünya politikalarında daima sözü olan bir ülke. Böyle bir ülkede güçlü bir Türk lobisinin bulunması, Türkiye’nin tezlerini, Türklerin tezlerini, İngilizlere, bu ülkeye en iyi şekilde anlatması ve buraların politikalarında etkili olması, çok önem verdiğimiz bir konu. Ayrıca tabii ki Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz için ve bizler için de İngiltere’nin ayrı bir önemi var. İngiltere, Türkiye ve Yunanistan ile birlikte, Kıbrıs’ın garantör ülkelerinden birisi. Dolayısıyla çok yakın işbirliği ve ilişkiler içerisindeyiz. Size de tabii çok büyük görev düşmekte, bu ülkede ne kadar etkili olursanız, bu ülkenin siyasi hayatında, sosyal hayatında, kültürel ve ticari hayatında, ne kadar önemli olursanız, ne kadar görünür olursanız, bizlerin tezlerimizi ne kadar çok burada gündeme taşıyabilirseniz, -uzakta da olsanız- Türkiye’ye o kadar çok hizmet etmiş olursunuz,

Şunu da eminim ki en iyi şekilde sizler biliyorsunuz: Her sene Türkiye’ye 2,5 milyona yakın İngiltere’den turist gelmekte. Türkiye’de ise bildiğim kadarıyla, 30 bine yakın İngiliz var, mal, mülk sahibi olmuş ve gelip yazlarını daima Türkiye’de geçiriyorlar. Ve gelip Türkiye Cumhuriyeti tapusuna milyonlarca sterlini vermişler ve Türkiye ile bir bağları, güçlü bağları var. Yine ekonomik ilişkiler açısından da baktığımızda en çok ticareti yaptığımız ülkelerden biri, en çok ihracatımız olan ülkelerden biri. Türkiye’de çok sayıda İngiliz yabancı sermayesi var, büyük şirketler Türkiye’de hep faaliyet gösteriyor. İşte bu sıkı bağları bir kez daha gözden geçirdikten sonra, buraya verdiğimiz önemi, çok daha iyi anlayacaksınızdır.

Burada bulunduğumuz süre içerisinde birçok faaliyetlerimiz olacaktır tabii. Sayın Büyükelçi'nin de söylediği gibi aslında Chatham House ödülü için buradayız, ama bu vesileyle burada bulunduğumuz zamanı da iyi değerlendiriyoruz. İngiltere’deki birçok önemli basın kuruluşuna Türkiye’nin görüşlerini açıklama fırsatını buluyorum. İş alemiyle birçok toplantılar yapacağız. Onlara Türkiye’yi daha çok anlatacağız. Türkiye'ye yatırım yapmaya hepsini davet edeceğim. Ama burada önemli bir faaliyetimiz daha olacak. Bunu özellikle sizlere söylemek istiyorum ve sizlerin bunlara sahip çıkmanız için. Yunus Emre Kültür Merkezi’nin açılışını yapacağız. Bundan birkaç sene önce, "Türkiye’nin dışarıda tanınması, daha doğrusu Türk kültürünün, Türk dilinin dışarıda en iyi şekilde öğretilmesi için bir kültür merkezleri kuralım" fikri gelmişti ve bununla ilgili bir kanun çıkarttık. Aynı, İngilizlerin British Councill’ı gibi, Almanların Goethe Enstitüsü gibi, kendi kültürlerini, kendi dillerini başkalarına öğretmek ve yayma amaçlı. İşte Yunus Emre Kültür Merkezlerinin bazılarını birçok ülkede açtık. Onların bazılarının açılışında bulunmaktan büyük bir mutluluk duydum, çünkü ben de çok gayret sarf etmiştim. O zamanki Kültür Bakanımız Atilla Koç'la, -aramızda bildiğim kadarıyla- beraber, ben Dışişleri Bakanı'yken o zaman çok çalışmıştık. Şimdi işte bunun bir merkezini de Londra’da açıyoruz. Güzel bir yerde açıyoruz. Sizler eminim ki adresi söyleyince bileceksiniz. Burada çok güzel faaliyetler yapılacak. Burada Türkçe öğretilecek, Türk kültürü öğretilecek. Türk müziği, Türk sanatı, bütün bunlar en güzel şekilde sergilenecek. Ve buraya sahip çıkmanızı istiyorum. Burada yaşayan vatandaşlarımın, bazen şöyle kaygıları olabilir, "Çocuklarıma en iyi şekilde Türkçeyi, Türk kültürünü öğretememek." Türkiye’den uzak olmanız nedeniyle ve bütün meşgale içerisinde bunu ihmal ediyor olabilirsiniz. İşte bu merkezde çocuklarınız en iyi şekilde, sanki Türkiye’de gibi Türk kültürünü ve Türk dilini öğrenecekler. Yabancılar eminim ki çok büyük ilgi gösterecek. Çünkü birçok ülkede yabancıların talebini karşılayamıyoruz, bu merkezlerde Türkçe öğretme talebini. Eminim ki onlar da çok büyük ilgi gösterecek ve bu Londra’nın havasına güzel bir renk katacak.

Türkiye, sadece siyasi olarak veya ekonomik faaliyetleriyle burada olmayacak. Kültürel faaliyetleriyle de bu büyük merkezde kendini gösterecek. Buraya hepinizin çok yakın ilgisini esirgemeyeceğinize inanıyorum.

Kıbrıslı vatandaşlarım için İngiltere’nin ayrı bir öneminin olduğunu, soydaşlarımız için ayrı bir öneminin olduğunu söyledim. Çünkü garantör ülke ve KKTC’de de çok sayıda İngiliz var. Burada Kıbrıs davasını en iyi şekilde anlatmak, buradaki basın-yayın organları sadece İngiltere’ye değil, bütün dünyaya hitap eden organlar. BBC başta olmak üzere büyük gazeteler, büyük dergiler, burada hep neşrediliyor. Bütün bunlarla çok yakın temas içinde olmanız. Bütün bunlara davalarımızı, her konuda en iyi şekilde anlatabilmeniz, anlatmanız, çok etkili olacaktır. Bunları tabii ki diplomatlarımız, devlet adamlarımız, hükümetimiz, bizler yapıyoruz. Ama sizlerin sivil toplum olarak, hiçbir resmi görevi olmayan insanlar olarak, bu konuları sizlerin anlatmanız, eminim ki çok daha fazla etkili olacaktır. O bakımdan birçok dernekleriniz, vakıflarınız var burada. Bunu bir misyon edinmeniz gerekir. Ve bu önemli tezlerimizi, tamamen diplomatlardan ve resmi çevrelerden ayrı olarak sizlerin gidip en iyi şekilde basın-yayın organlarına, buradaki diğer ilgili mercilere anlatmanızın faydasını çok göreceğiz.

Daha fazla uzatmak istemiyorum. Şimdi hepinizle de tabii ayrı ayrı konuşacağız. Hepinize çok sevgiler, muhabbetler sunuyorum. Burada olmayan diğer vatandaşlarımıza, -ki onların temsilcileri sizsiniz- hepsine de bu iyi dileklerimizi ulaştırmanızı özellikle rica ediyorum.

Hepinize başarılar diliyorum. Ve hepinize çok aydınlık dolu günler temenni ediyorum. Tekrar iyi akşamlar.

Yazdır Paylaş Yukarı