Binyıl Kalkınma Zirvesi Açılışına Hitapları

21.09.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sayın 64.Genel Kurul Başkanı Treki,

Sayın 65.Genel Kurul Başkanı Deiss,

Sayın Genel Sekreter, Ekselansları,

Bayanlar ve Baylar,

Binyıl Kalkınma Zirvesi vesilesiyle bugün Genel Kurul’da size hitap etmekten çok büyük bir memnuniyet ve mutluluk duyduğumu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

 Aynı zamanda, kalkınma konusunda yaşanan küresel zorluklara karşın sergilediği ilgi ve tutum için BM Genel Sekreteri Sayın Ban ki-Moon’a teşekkürlerimi sunmak isterim. Bin Yıl Kalkınma Hedefleri'nin zamanında karşılanması yönünde kendisinin gösterdiği liderlik kuşkusuz bu doğrultuda gerekli siyasi ivme yaratılmasını sağlamıştır.

Ekselansları,

Dünya liderleri on yıl evvel, yeni bin yılın şafağında, Birleşmiş Milletler çatısı altında biraraya gelip, yeni ve eşi görülmemiş bir küresel ortaklığa imza atmışlardır. Bu ortaklığın sonucunda, 2015 yılına kadar gerçekleştirilmek üzere Binyıl Kalkınma Hedefleri (BKH) denilen hedefleri belirlemişlerdir.

Geçen on yıl süre zarfında, Binyıl Kalkınma Hedefleri, kalkınma konusunda sağlam bir çerçeve oluşturmuştur. Ekonomik ve mali krizler ile iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin de dahil bulunduğu küresel sorunlar, Binyıl Kalkınma Hedeflerini, bugün için daha da yerinde kılmaktadır.

 Hedef tarihimize beş yıl kala, belirtilen hedeflere zamanında ulaşabilmemiz için taahütlerimizi yinelemeye ve ortaklığımızı güçlendirmeye önemle ihtiyacımız vardır.

 İşte bu nedenle bugün burada, sözümüzün arkasında durduğumuza dair güçlü mesajımızı uluslar toplululuğumuza iletmek amacıyla toplanmış bulunmaktayız.

 Binyıl Kalkınma Hedefleri kalkınma çabalarımıza 2015 yılından sonra da öncülük etmeye devam edecektir. Bu çerçevede, küresel ortaklık ruhunu kararlılıkla ve hedefe odaklanmış çabalarla desteklemeliyiz.

Bu çabaların sadece politik alanla sınırlı kalmaması gerekmektedir. Kadınlar, gençler, akademik çevreler ve parlementolar gibi farklı gruplar, güçlendirilmiş bir kalkınma programı oluşturulması doğrultusunda seferber edilmelidirler.

Ekselansları,

 Hedeflerimizin herbirine eşit önem atfetmemiz gerekmektedir. Bu çerçevede, hedefler arasında sinerji yaratılması için hedeflerin bir bütün olarak ele alınması önem taşımaktadır. Bu yüzden şimdi belirtmek istediğim esaslar ışığında çalışmamızın elzem olduğuna inanıyorum:

- Kapsamlı hedefimiz yoksulluğun ve açlığın sona erdirilmesi olmalıdır.

 - Ekonomik kalkınma ve sosyal alanlara yatırım konularında stratejiler, yoksulların lehinde olmadırlar.

- Gıda güvenliğinin sağlanması için tarıma yatırımın temel zorunluluk olduğuna inanıyoruz.

- Cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi alanlarında ilerleme kaydetmeliyiz.

- Eğitim ve sağlığa daha fazla vurguda bulunmalıyız.

- Çevre alanında sürdürülebilirliği daha güçlü bir siyasi taahhüt ve faaliyetlerle sağlamalıyız.

- Demokrasi, kalkınma ve güvenlik kavramları arasındaki birbirlerini destekleyici ilişkileri benimsemeliyiz.

Bu esaslar Türkiye’nin hem hızla kalkınan hem de yükselen bir donör ülke olarak kendi kalkınma deneyimlerine dayanmaktadır.

Ekselansları,

Türkiye BKH’lere ulaşma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. BKH’leri öncelikli ulusal kalkınma hedeflerimiz haline getirmiş ve kalkınma planlarımızla kaynaştırmış bulunmaktayız. Bu çerçevede:

- Yoksulluğun ortadan kaldırılmasına yönelik önemli mesafeler katettik.

- Yüzde yüz oranda ilköğretime yazılma hedefine doğru ilerlemekteyiz.

- Anne ve çocuk sağlığı konularında gözle görülür ilerlemeler kaydettik.

 - HIV’nin kontrol altına alınması ve ihtiyacı olanlara tedavisinin sağlanması konularında bütün önlemleri aldık.

- Çevresel sürdürülebilirlilik yönünde kapsamlı önlemler ve önemli politikalar başlatıldı. Bu konuda AB üyelik sürecimiz de önemli bir itici güç olmuştur.

BKH ilkelerine bağlılığımızın bir parçası olarak geçtiğimiz Haziran ayında, Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu (UNDP) ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) birimlerinin işbirliğiyle İstanbul’da bölgesel inceleme toplantısını gerçekleştirdik.

 Avrupa, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya’dan 200’den fazla katılımcı toplantıda yer aldılar. Söz konusu inceleme toplantısının sonuçları bu Üst Düzey Toplantı’nın sonucunda elde edilen belgeye önemli katkı sağlamıştır.

Ekselansları,

Türkiye kalkınma adına küresel ortaklığa tam desteğini vermeye hazır bulunmaktadır. Kalkınma konuları, şu aşamada geniş anlamda dış politikamızın ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Bu alanlarda özellikle en az gelişmiş ülkeler üzerinde yoğunlaşmalıyız. Temel olarak küçük ve orta ölçekte projelerin yanı sıra, teknoloji ve uzmanlık bilgilerinin aktarımına odaklanıyoruz. Bu projeler kapsamında amacımız ise yerel halkn geçinmelerine hızlı bir etkide bulunmaktır.

 Resmi Kalkınma Yardımlarımız (ODA) büyümeye devam etmiştir. Güncel ODA rakamlarımız şu aşamada Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Kalkınma Destek Komitesi’nin birçok üyesi ile kıyaslanabilir aşamadadır. Türkiye merkezli Sivil Toplum Kuruluşları’nın da eklenmesi ile genel kalkınma desteğimiz yıllık 1,5 milyar Dolar’ı geçmektedir.

 2007 yılında Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı görevlerini yürüttüğüm esnada En Az Gelişmiş Ülkeler’den meslektaşlarımı, BM’nin “Küreselleşmeyi En Az Gelişmiş Ülkeler’e Uyarlamak” konulu Bakanlar Düzeyinde Konferans kapsamında İstanbul’da ağırlama ayrıcalığına ve memnuniyetine nail olmuş idim. Sözkonusu toplantı EAGÜ ile ilişkilerimzde yeni bir dönem başlattı.

Bir kez daha, 4. Birleşmiş Milletler EAGÜ Konferansı’na evsahipliği yapacak olmaktan ayrıcalık duyduğumuzu belirtmek isterim. İnanıyoruz ki bu Konferans, kalkınma çabalarımızda bir dönüm noktası teşkil edecektir.

Ayıca ümid ediyoruz ki bu toplantı önümüzdeki on yıl için EAGÜ’in karşılaştığı süregelen zorlukların aşılmasında rol oynayacak güçlü bir siyasi ivme ve yeni ortaklıklarla sonuçlanacaktır. Bu noktada dünya liderlerinin desteğini beklemekteyim.

 İnanıyorum ki bütün bu çabalar Türkiye’nin kalkınma konusunda güvenilir bir ortak olduğunu ispatlamaktadır. Çabalarımız aynı kararlılıkla devam edecektir.

Ekselansları,

 Gelişmekte olan ekonomiler ve Güney-Güney İşbirliği liderleri, şimdi küresel ekonomik ilişkilerde geleneksel bağışçıların yanında daha önemli roller oynamaktadırlar.

İnanıyoruz ki, bu gelişen uluslararası kalkınma işbirliği örneği bütün kalkınmakta olan ülkelerin yararına olacaktır. Bu, özellikle küresel ekonomik zorlukların ele alınmasında G-20’nin oynadığı rol ile kendini göstermektedir. Kalkınma konularına G20’nin artan katılımını kuvvetle desteklemekteyiz.

Ekselansları,

BKH’ne doğru ilerlemek için çok fazla zamanımız kalmamış olsa da, onları elde etme yönünde olan irade ve yeteneğimiz kesinlikle mevcuttur. Fakat bu yönde şimdi ve süratle hareket etmemiz lazımdır.

Burada, çabalarımızı birleştirip ortak hedeflerimize ulaşmak için bir kez daha taahhütte bulunalım. Fakat kalkınma adına ortaklığımızı ve dayanışmamızı 2015 ötesine taşımamız gerektiğini de unutmayalım.

Hedef tarihimize beş yıl kaldığı göz önüne alınırsa, yeni ve gelişmiş bir kalkınma programının planları üzerinde çalışmaya başlamamız lazımdır. Bu bizim gelecek nesillere vereceğimiz söz olmalıdır.

Teşekkür ederim.

Yazdır Paylaş Yukarı