Türkiye-Bosna Hersek İş Forumu Kapanış Toplantısı'nda Yaptıkları Konuşma

02.09.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Dostum, Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı,

Değerli İş Adamları,

Değerli Konuklar,

Önce hepinize sevgilerimi, muhabbetlerimi sunmak istiyorum. Bugün dost ve kardeş Bosna-Hersek'e büyük bir heyetle ziyaret gerçekleştiriyoruz. Heyetimizde Sanayi Bakanımız, Milletvekillerimiz, Balkanlarla ilgilenen Türkiye'nin seçkin akademisyenleri, gazetecileri ve çok sayıda, 100'ün üzerinde iş adamı yatırımcıyla beraber geldik. Hepimize geldiğimiz andan itibaren gösterilen misafirperverliğe, konukseverliğe teşekkür ediyorum.

Bosna-Hersek Türk halkının kalbinde müstesna bir yere sahiptir. Bosna-Hersek'in başarıları daima bizim kıvanç duyduğumuz, gurur duyduğumuz olaylardır. Kederli, hüzünlü zamanları da Türk halkının hep hüzün duyduğu, keder duyduğu anlar olmuştur.

Büyük bir memnuniyetle görüyoruz ki, Bosna-Hersek'te istikrar, güvenlik giderek iyileşmekte ve Bosna-Hersek'in geleceği giderek çok daha parlak ve aydınlık olmaktadır. Bunda emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz.

Türk halkının Bosna-Hersek ile olan ilişkisi tabii ki tarihten gelmektedir. Tarihin acı ve tatlı anlarını beraber yaşadık, ayrıca şu da bir gerçek ki: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının önemli bir kısmı Balkanlardan göç eden insanlardır. Bazılarının dedeleri, bazılarının büyükbabaları, buralarda yaşamıştır ve buralarda izleri vardır. Dolayısıyla akrabalık bağlarımız var. Bundan dolayı, Türkiye’nin Bosna-Hersek’e olan ilgisi ayrıdır ve söylediğim gibi, Türk halkının kalbinde çok müstesna bir yeri vardır. Böyle bir ülkeyle ilişkilerimizi her bakımdan güçlendirmek, geliştirmek arzu içerisindeyiz. Siyasi alanda, güvenlik alanlarında, ekonomik, ticari alanlarda, turizm, kültür, eğitim alanlarında, sağlık alanında, her alanda ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Ve bununla ilgili de önemli mesafeler atılıyor, önemli adımlar atılıyor. Bunu yaparken Bosna-Hersek’in gerçeğini biliyoruz. Bosna-Hersek’te Boşnaklar, Hırvatlar, Sırplar, ayrı etnisiteler var ve bu söylediklerimi hepsine karşı söylüyorum ve Bosna-Hersek’in tamamını kucaklayarak, Bosna-Hersek’in tamamıyla ilgilenerek bunları söylüyorum. Ve Türkiye’nin ilgisi, Bosna-Hersek’in tamamınadır.

Siyasi alandaki ilişkilerimizi, bugün Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nin değerli üyeleriyle baş başa yaptığımız konuşmalarda uzun uzun konuştuk. Kısaca size birkaç cümle söylemek istiyorum, çünkü bunlar, ekonomiyi de ilgilendiriyor. Burada samimi duygularımı paylaşırken, Bosna-Hersek’in NATO ve AB yolunda süratli ilerlemesi gerektiğini vurguladım. Bununla ilgili de muhakkak ki önemli reformlar yapmak, yerine geldiğinde anayasa değişiklikleri, yeri geldiğinde kanunlar çıkartmak ve bu yolu Bosna-Hersek’in hızlı alması gerektiğine inandığımı söyledim. Ve şunu da açıklıkla siz iş adamlarıyla da paylaşmak isterim ki: Bosna-Hersek, NATO ve AB potasına, rotasına yerleştiği andan itibaren, Bosna-Hersek’in taşı toprağı çok daha değerli olacaktır. Çünkü Avrupa’nın kalbinde olan, merkezinde olan, bu kadar güzel bir ülke; kuralları, standartları, AB standartlarına çıktığında; güvenliği, istikrarı NATO şemsiyesi altına girdiğinde, bu ülkenin geleceği çok belli olacaktır. Geleceğiyle ilgili planlar çok rahat yapılacaktır. Tereddütler, güvensizlikler yok olacaktır. Öyle olunca da buraya tabii ki yatırımcılar, iş adamları herkes koşarak gelecektir ve yarışacaktır burada. Onun için siyasi konular, bir anlamda ekonomik konularla da bağlantılıdır. Ümit ediyoruz ki 3 Ekim'deki seçimleriniz başarılı bir şekilde geçer. Ve ondan sonra herkes bu konulara çok daha fazla yoğunlaşır.

"Türkiye, her konuda Bosna Hersek’e ilgi gösteriyor" dedim. Ticari alanda, ekonomi alanında baktığımızda, karşılıklı ticaretimizin 2008 yılında 600 milyon dolara kadar çıktığını görüyoruz. Ama sadece ticaret yetmez. Bunu Sayın Slajdzic de söyledi, daha önce Bosna-Hersek Ticaret Odası Başkanı da yaptığı konuşmada söyledi. Sadece alışveriş değil, ticaret değil. Tabii ki ticaret olacak, ticaret kolaylaşsın diye, Serbest Ticaret Anlaşması imzaladık. Vergiler ona göre düştü. Karşılıklı satılabilecek çok şeyler vardır. Ama ticaretin ötesinde yatırımlara çok daha fazla önem veriyorum. Türkiye, dünyanın her tarafına yatırım yapıyor, Afrika’dan Rusya’ya, Amerika’dan Orta Asya'ya kadar, dünyanın her tarafına Türk iş adamları yatırımlar yapıyorlar. Balkanlarda da Türk iş adamlarının büyük yatırımları var. Ama Bosna-Hersek’teki yatırımlara baktığımızda, 100 milyon dolar civarında, bu çok düşük. Bu rakam gerçekten çok düşük. Bunların içerisine baktığımızda, Şişecam’ın cam sanayiinde, kağıt sanayiinde, temizlik alanında diğer firmalarımızın yaptığı yatırımlar var. Ama bunun ötesindeki yatırımları az buluyoruz. Bunun nedeni vardır şüphesiz ki. Bunun nedenlerinden birisi, biraz önce, Değerli Dostum Slajdzic de konuşmasında söyledi, bürokrasiden bahsetti, "İşler bizde biraz yavaş gidiyor" dedi. Bu olabilir. Ama bunun başka bir nedeni de Bosna-Hersek’in potansiyelinin, belki de Türk iş adamları tarafından yeteri kadar bilinememesi de olabilir. Bu açıdan bu toplantıyı çok faydalı görüyorum.

Toplantıya gelirken, değerli iş adamlarının başkanları bana bilgi verdi. "300’e yakın iş adamı, sabahtan beri, oturdu, konuştu, 'karşılıklı neler yapabiliriz' diye tartıştılar ve çok verimli geçti" dediniz. İnşallah böyle olmuştur. İnanıyorum ki böyledir. Çünkü esas özel sektör iş yapacak. Özel sektör kendi arasında konuşacak. Biz de devlet adamları da sizi destekleyeceğiz, sizin önünüzdeki engelleri açacağız. Bu bağlamda, Bosna-Hersek’in potansiyeli büyük. Baştan, Avrupa’nın ortasında. Çok güzel, coğrafya olarak, çok güzel bir ülke. Tabii zenginlikleri çok fazla. Avrupa’da en çok suya sahip olan ülke. Kişi başına en çok su, hani metreküp olarak ölçüldüğünde, Bosna-Hersek’te düşüyor. Su, nehirleri, ırmakları, en önemli zenginlik. Su, eğer kontrol edilirse, enerji olur, elektrik olur. Kontrol edilemezse, bazen sel olur, felaket olur. Bazen sel olmazsa, boşa akar gider. Bildiğim kadarıyla burada felaketler olmuyor, çok şükür. Seller olmuyor, işte Pakistan’da, Bangladeş’te, Hindistan’da gördüğümüz gibi. Ama yeteri kadar, sudan elektrik açısından faydalanılamadığını da biliyoruz. Bu, büyük bir alan, işbirliği alanı. Madencilik, hayvancılık, tarım, bütün bu alanlar; aslında yatırım açısından çok elverişli. Ama özellikle enerji alanında bugün resmi toplantılarımızda da konuştuğumuz için söylüyorum, çok iş yapılabilir. Türkiye, HES dediğimiz hidroelektrik santralleri; bunlar çok büyük barajlar değil, bunlar ırmaklar, nehirler, şelaleler, akan sular üzerinde kurulan hidroelektrik santralleri konusunda çok tecrübeli bir ülke. Şirketlerimiz de bu konuda çok tecrübeli. Bunlarla ilgili hukukun geliştirilmesi, kuralların geliştirilmesi açısından da Türkiye, Bosna Hersek’e faydalı olabilir, yardımcı olabilir. Türk şirketleri de, -ki çoğu aranızda, burada- bu potansiyel vaat eden alanlarda, ırmaklarda santraller kurup, yatırımlar yapıp, enerji üretebilirler ve Bosna Hersek’in bütün enerji arzını artırabilirler. Bu konuyla ilgili çalışmaların yapılmasını isterim; hem özel sektör tarafından hem de ilgili bakanlıklar tarafından yapılmasını ve bu işin kolaylaştırılmasını.

Göreceksiniz, birdenbire çok sayıda Türk şirketi yatırım yapacaktır ve neticesi de tabii ki Bosna Hersek ekonomisine katkı sağlayacaktır. Tabii ki bankacılık alanında Ziraat Bankası’nın buradaki faaliyetlerinden çok memnunuz. Aslında, Ziraat Bankası burada bir Bosna Hersek bankası gibi faaliyet gösteriyor, yirmiye yakın şubesi var. Daha da geliştirmek gerekir. Çünkü bankanın olmadığı yerde, ekonomik işbirliği ve ticaret de olmaz.

Türk Hava Yolları’nın Bosna Hersek Havayolları ile beraber ortak programlara geçmesi; bu da çok önemli. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi, ulaşımla ilgili. Ulaşım da bugün hava yoluyla oluyor. Bugün, memnuniyetle görüyorum ki, iki ülke arasında aslında ulaşım sorunu yok. Biz İstanbul’dan Saraybosna’ya 1 saat 35 dakikada geldik. İstanbul’dan bizim uzak, Doğu’daki illerimize Van’a, Kars’a, Hakkâri’ye daha uzun bir sürede gidebilirsiniz. Bu kadar yakınız aslında.

İstanbul, Balkanların aslında ayrı bir cazibe merkezi ve İstanbul da aslında hepimizin. Siz de İstanbul’da kendinizden birçok şey bulursunuz. İstanbul’da bazı belediye başkanları var. Aramızda belediye başkanımız da var, bizimle beraber gelen, Bayrampaşa Belediye Başkanımız. Kendi nüfusundaki insanların büyük bir kısmı, buralarla ilgili; ya kendileri, ya ataları, ya dedeleri, buralarda doğmuş, akrabaları burada, çok ilgili. Dolayısıyla, birbirimize biz çok yakınız. Bu yakınlık, sadece sevgi ve muhabbette kalmamalı. Bu yakınlığın aynı zamanda ekonomik işbirliğine, ticari işbirliğine de dönüşmesi gerekir. Dönüşmüş vaziyette, ama tatmin edici değil.

Ben, Cumhurbaşkanı olarak, bu rakamları çok yetersiz görüyorum. Potansiyel var, bunun çok üstüne çıkılabilir. İşte burada, inanıyorum ki, siyasi açıdan Bosna-Hersek’teki güzel gelişmeler, hem güvenlik, hem geleceğinin parlak olduğunu daha çok gösterecek. Aynı zamanda, ilgi ve cazibesi çok daha fazla artacaktır buranın. Burada Sayın Slajdzic davette bulundu Türk iş adamlarına "Gelin" dedi,  “Burada toprak alın, burada yer alın, burada yatırım yapın, bir ayağınız burada olsun.” dedi. O, bu daveti yaptı. Ben de kendisinin bu davetini destekliyorum ve bütün Türk iş adamlarına Bosna-Hersek’e daha çok vakit ayırmalarını, daha çok ilgilenmelerini burada söylüyorum.

Bakın, biz buna benzer bir şeyi Türkiye’de yaşadık. Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlamadan önce, Türkiye’deki, İstanbul’daki arsa fiyatları ile bugünkü arsa fiyatlarını karşılaştırırsanız, çok fark var. Burası da, Bosna Hersek, hiç yolu yok, Avrupa Birliği ve NATO yolunda ilerleyecektir.

Bugün bazı küçük problemler olabilir. Boşnaklar kendi açısından, Sırplar kendi açısından, Hırvatlar kendi açısından bakıp bazı şeyleri geciktirebilirler. Ama şu kaçınılmaz ki: Bu ülke, bu ülkede yani Bosna-Hersek'te yaşayan herkesin geleceğinin çok daha mutlu, güvenli ve zengin olması için bu yolda ilerleyecektir. Bununla ilgili gereken değişiklikler de kaçınılmaz yapılacaktır. Uluslararası camia ve dostlarınız da size bu konuda sonuna kadar yardımcı olacaktır.

Onun için Türk iş adamlarına söylüyorum; buraya bugün yapacağınız yatırım çok vaktinde yatırımdır. İleride çok daha pahalı olacaktır.

Aslında Bosna-Hersek'e yapılan yabancı yatırımlara baktığımda, biraz önce önümde broşür vardı, çok yetersiz gördüm doğrusu, başka ülkelerin de yatırımları az. Türkiye'nin 100 milyon dolar, ama diğerlerinin de 400-500 milyon doları geçmiyor. Halbuki milyarlarca dolar yatırım yapılacak bir ülkedir burası. Onun için bu toplantınız ümit ederim ki zihin açıcı olmuştur. Bosna-Hersek ile ilgili sizleri daha çok bilgilendirmiştir.

Tabii ki bir sefer yetmez, 1 saat 35 dakikalık yolu her hafta iki kez gelseniz ne olur ki. Gelirseniz, bu ziyaretten sonra, burada kurduğunuz bağlantıları, burada kurduğunuz ilgi ve alakayı devam ettirirseniz,  önümüzdeki dönem içerisinde burada güçlü yatırımlar yaparsınız.

Kültürel alanda da, eğitim alanında da güzel işler yapılır. Eğitim alanında iki tane Türk üniversitesinin burada olması aslında o da büyük bir imkandır. Demek ki Bosna-Hersek Cumhuriyeti Türk yatırımcılara ve Türklere kucağını açıyor. İşte Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Slajdzic bu daveti yaptığı gibi, diğer Konsey Üyeleri de, hepsi de, bugün kendileri ile yaptığım konuşmalarda Türkiye'ye duydukları muhabbeti ve Türkiye'ye duydukları dostluğu ifade ettiler. Onlar da aynı şekilde sizleri davet ediyorlar.

Turizm yine başka bir alan. Bu konuda da turizm şirketlerimiz ortak çalışırlar. Türkiye turizmde çok başarılı biliyorsunuz. Otelcilik, servis konularında çok başarılı, bu sene 30 milyona yakın turist ağırlayacağız Türkiye'de, geçen sene 28 milyon turist ağırlamıştık. Bütün bu tecrübelerimizi bu güzel ülkeyle de paylaşmaya hazırız.

Ben tekrar hepinize başarılar diliyorum. Bu toplantıyı düzenleyen TUSKON'a, Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne, bütün onlara; Bosna-Hersek Ticaret, Sanayi Odasına, hepsine teşekkür ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum.

Siz yeterki güzel işler yapın, biz sizin önünüzü açmaya ve destek vermeye devam edeceğiz.

Yazdır Paylaş Yukarı