Kızılay Kan Merkezi Açılışında Yaptıkları Konuşma

28.08.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

"Değerli Konuklar,

Kıymetli Hemşerilerim,

Bugün gerçekten Kayseri için çok onur duyulacak, gurur duyulacak yine güzel bir vesileyle bir aradayız. Her şeyden önce buna sebep olan herkese, bütün devletimiz, milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum.

Kızılay, Hilali Ahmer olarak, ta 1800’lü yıllarda, fakire fukaraya, yardıma ihtiyacı olanlara, yeri geldiğinde, askerimize, yardım etmek için kurulan ve bugün sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada, çok takdir gören, çok ibretle, takdirle faaliyetleri takip edilen ve ihtiyaç duyulduğunda, ilk defa "Aman bize de koş" denen, bir kuruluş haline geldi. Bundan dolayı Kızılay’a hizmeti geçen, başından bugüne herkese teşekkür ediyorum. Ama özellikle Başkan Tekin Küçükali’ye. Hep yakın takip ettim bütün çalışmalarını. Son dönemlerde, Kızılay’ı tekrar yenilediler adeta ve Kızılay, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli yardım kuruluşlarından birisi haline geldi.

Hastane ve doktorlar için bir şey söyleriz; "Allah kimseyi muhtaç etmesin, ama ihtiyaç duyulduğunda da eksikliğini göstermesin" deriz. Kızılay da böyle tabiî. Hele hele kimsesizleri düşündüğümüzde, en zor şartlar altında, "Aman bize bir yardım eli uzatacak var mı?" dediğimizde ilk akla gelen Kızılay’dır. Kızılay, Türkiye’nin dört bir köşesinde değil, işte bugün gördüğümüz gibi, Pakistan’dan ta Haiti’ye kadar, dünyanın her tarafında insanlık adına da çok büyük hizmetler vermekte. Onun için, bütün vatandaşlarımın herkesin, Kızılay’a sahip çıkmaları, takip etmeleri, yardımcı olmaları, çok büyük bir görev olacaktır ve memnuniyetle görüyorum ki, bu da gerçekleşiyor.

Bugünlerde Pakistan’da yaptığınız hizmetleri, Pakistan halkı hiç unutmuyor. Endonezya halkı da hiç unutmadı. Biz, din, dil, ırk ayrımı yapmadan kim bir ihtiyaç içindeyse, onun yardımına koşan bir milletiz. Vaktiyle Pakistanlı kardeşlerimiz de Türkiye’nin, bizlerin yardımına gelmiştir. Ta Balkan savaşlarında, İstiklal Harbi'nde, o zaman Hindistan, Pakistan, Bangladeş, buralar bir anılırdı. Oralardan Türkiye’ye çok büyük yardımlar gelmişti. Ayrıca şunu da burada sizinle paylaşmak isterim: Türkiye’yi ve Türkler’i bu kadar seven, candan seven, çok nadir milletler vardır. Bunlardan biri gerçekten Pakistanlılardır. Onun için bugünkü karşı karşıya kaldıkları afette sizlerin yaptığınız katkı, bütün Türk milletinin, hepimizin yaptığı katkı, oralarda ayrı yankı yapmaktadır.

Kızılay, birçok alanda faaliyet göstermekte, kan merkezi de faaliyet gösterdiği alanlardan birisi. Biraz önce Başkan, bu konuyla ilgili birkaç cümleyle de olsa önemini anlattı. Hepimiz biliriz; yakınlarımızın, bazen bizlerin, hepimizin, öyle olmuştur ki kan ihtiyacı olmuştur. Önemli ameliyatlar olduğunda, hemen radyolar, televizyonlar, yayınlarına ara verip, kan çağrısında hep bulunmuşlardır. Büyük şehirlerde, ulaşmak, gitmek çok zor olur. Öyle olur ki zengin-fakir ayrımı yapmadan, o anda herkesin en büyük ihtiyacıdır. Şimdi Türkiye’nin bunu gelişmiş, kalkınmış ülkelerdeki gibi bir sisteme hâlâ tam oturtamamış olması çok büyük noksanlıktır bizim için. Şimdi dağıtılan broşürlerde görüyorsunuz, Türkiye’nin ihtiyacının ne kadar olduğunu, ama bunu karşılama oranının da ne kadar olduğunu. Büyük bir açık var gerçekten. Hâlbuki bu konuda, Türk halkının aslında gönüllü olarak, koşarak bu hizmeti yapması gerekir. İnançlarımız, değerlerimiz, yardımlaşma duygularımız, kan verme konusunda yapılan öğütler, bütün bunları düşündüğümüzde, böyle bir sıkıntının olmaması gerekir. Demek ki o zaman sistemi çok iyi kuramamışız. Biraz önce çok güzel söylediniz. İnsanların" Gelip de bizi bu konuda bilinçlendirmediniz ve bu konuda talepte bulunmadınız" deme hakkı varolduğu kanaatindeyim. Şimdi işte Kızılay’ın bu yönde önemli bir gayreti olduğunu yine görüyorum. Bundan dolayı da yine tebrik ediyorum.

Kayseri’de bu bina, bölge kan toplama merkezi olarak yapıldı. Burası, Erciyes Üniversitesi başta olmak üzere, hastanelerin, hepsinin yoğun şekilde bulunduğu bir alan aynı zamanda. Bölge olarak, yer olarak da gerçekten çok güzel seçilmiş.

Şimdi değerli hemşehrimiz, kardeşimiz, Süleyman Bey'e gelmek istiyorum. Gerçekten böyle yaptığı çok işler var. Kendisiyle her zaman övünüyoruz. Kendisi de söyledi, ihtiyaca uygun bir projeyi, prototip bir projeyi yapıp "al" dememiş. Güzel bir bina, özenerek yapılmış. Dışarıdan bakan burayı 5 yıldızlı bir otel zanneder. Veya çok büyük bir şirketin genel merkezi zanneder. Bu bakımdan gösterdiği özen için de gerçekten çok tebrik ediyorum. İnanıyorum ki, bu da örnek olacaktır.

Memleketimiz hayır işlerinde, karşılıksız yapılan yardımlarda çok öne çıkmış bir şehir. Herkes de bunu takdir ediyor. Aranızda oturan çok sayıda hayırsever var. Hepinizi burada saymak istemiyorum, ama hepinizin yaptığı eserleri biliyorum. Bu da takdir ediliyor. Hem Kayseri tarafından takdir ediliyor hem bütün Türkiye tarafından takdir ediliyor. TBMM’nin verdiği ödül, aslında bütün Türkiye’nin yaptıklarınızı takdir ettiğini göstermektedir. Her zaman bu tür açılışlarda söylediğim bir şey vardır: Marifet tabiî iltifata da tabidir. Bu da gayet insanidir. Kim güzel bir şey yaparsa, bunun takdir edilmesi, ona ayrı bir şevk verir. Bizler için de geçerlidir. Güzel bir söz, güzel bir iş yaptığımızda, bunun takdir edilmesi, insan olarak hepimizi teşvik eder. O bakımdan milletimiz de kadirşinastır. Yapılan hizmetleri daima takdir etmektedir. Bazen yüzünüze söylemekte, bazen arkanızdan dualar etmektedir, şükran duygularını her zaman ifade etmektedir. Bundan dolayı, ben birkez daha değerli kardeşimiz Süleyman Çetinsaya’ya, değerli eşine, ailesine takdirlerimi sunuyorum. Onlar da destek vermese, tabii ki o zaman bu tip faaliyetler rahatlıkla yapılamaz, bu da bir gerçek. O bakımdan, bu takdir bütün ailenizedir, hepinizedir.

Buradaki diğer bütün hemşehrilerimize, hepsine; Kayseri’ye, Türkiye’nin dört bir yanına; sadece bu şehire değil, Türkiye’nin birçok yerine güzel eserler kazandırdıkları için tekrar şükranlarımı sunuyorum, takdirlerimi sunuyorum. Ve hepinize başarılar diliyorum, sağolun."

Yazdır Paylaş Yukarı