Cumhurbaşkanlığı Yelken Yarışları'nın Startı'nın Verilmesi Töreninde Yaptıkları Konuşma

12.08.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

İstanbul Yelken Kulübünün Değerli Üyeleri, Sevgili Sporcu Kardeşlerim ve Sevgili Küçükler,

Sizleri sevgiyle selamlıyorum. Güzel bir İstanbul sabahında hep beraberiz. Her ne kadar biraz sıcak, nemli, rüzgarı az da olsa, yine İstanbul sabahı, her zaman olduğu gibi bugün de çok güzel gerçekten. İstanbul’un en eski ve güzide mekanlarından Fenerbahçe’de sizlerle beraber olmaktan ve Türkiye’nin en eski yelken kulübü, İstanbul Yelken Kulübünü ziyaret etmekten, gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum.

Biraz az önce Seyhun Bey ile beraber ve eski başkan Necati Bey, Sayın Belediye Başkanı, Valimiz ve diğer Kulübünüzün değerli yöneticileriyle beraberKkulüp binasında bilgiler aldım. Şimdi İstanbul Yelken Kulübü'nün tarihi neredeyse Cumhuriyet ile beraber, o kadar eski. Eski fotoğrafları hep beraber gezdik. Ve gördüğümüz fotoğraflarda Fenerbahçe’nin eski halini, buraları bir kez daha hatırladık. Buralar iyi ki de İstanbul Yelken Kulübüne o zaman tahsis edilmiş. İyi ki de sizler burayı almışsınız. Yoksa buralar kim bilir ne halde olurdu, eğer burada böyle güzel bir Kulüp olmamış olsaydı.

İkinci bir nokta da şu: Türkiye’nin etrafı denizlerle çevrili. 4500 km. kıyısı olan bir ülkeyiz. Bu kadar denizle çevrilmiş olup da, denizle çok beraber olmayan bir millet olduğumuz da bir gerçek. Denizle çok kaynaşmadığımız, denizle çok buluşmadığımız bir gerçek. Maalesef, bütün halkımız söz konusu olduğunda, hayatımızın içinde değil. İşte bütün bunları değiştirmek için aslında İstanbul Yelken Kulübü çok büyük görev yapabilir. Bunu da yaptığını görüyorum. Bununla ilgili çok büyük gayretleriniz olduğunu da görüyorum ve bundan çok gerçekten memnun oldum

Yine bugün Kulübü dolaşırken, başta büyük Atatürk olmak üzere eski cumhurbaşkanlarının, herkesin burayı nasıl gezdiğini ve burada bulunduğunu hep gördüm. Bugün ben de sizlerle beraber olduğum için ayrı bir haz duyuyorum.

Denizi sevdirmek, sporu sevdirmek, bunlar aslında hepimizin çok gayret göstermesi gereken konular. Ama özellikle spor deyince, sporda sadece bir dalın hakimiyetini kırıp, sporun bütün dallarını Türk gençliğine tanıtmak, yine hepimizin vazifelerinden birisi olması gerekir. Bugün hepimiz biliyoruz ki varsa yoksa futbol ve hepimiz futbolla çok ilgileniyoruz. Halbuki bunun yanında başka çok güzel sporlar var. Şimdi basketbolun, voleybolun biraz daha ilgi çektiğini görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dünya Basketbol Şampiyonası, kısa bir süre sonra biliyorsunuz, Türkiye’de, birkaç şehrimizde gerçekleştirilecek. Ümit ederim ki bu şekilde daha çok yaygınlaştırılacaktır.

Gençlerin sporla ilgilenmesi, onlara bir disiplin kazandırır, onlara huzur kazandırır. Bir terbiye kazandırır. Onlara hayatta her dalda başarılı kılar. O bakımdan sporu futbolun dışına da çok yaymamız gerektiğine inanıyorum. Deniz sporları söz konusu olunca, tabii ki yüzme ve pek çok dallar var. Yelkenin ayrı bir güzelliği olduğunu doğrusu sizleri dinleyince ve görünce gerçekten ben de kabul ettim. Onun için 21. İstanbul Yelken Yarışmasını Cumhurbaşkanı olarak himayeme aldım.

Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı olunca söylemiştim, "bilimsel faaliyetleri, kültürel çalışmaları ve sportif faaliyetleri hep himayeme alacağım" diye. Ümit ediyorum ki bu sayede daha çok takip edilir, bu sayede daha çok yayılır, bu sayede çok daha fazla ilgi görmeye başlar. Bunu aslında Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nda gördüm. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, himayeme aldıktan sonra, Türkiye içerisinde değil, Türkiye dışında da o kadar çok ilgi görmeye başladı ki, ülkemizin tanıtılması açısından da çok büyük bir fırsat oldu. 1 hafta boyunca günde 2 saat, TRT ve Euronews, Eurosport, 2 saat, 2 helikopterle bu yarışmaları bütün dünyaya, milyonlarca insana tanıttılar. Ümit ederim ki bir gün bu yelken yarışması da aynı şekilde, sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya en güzel şekilde tanıtılır ve bu vesileyle İstanbul’un bu güzelliği, Türk denizlerinin bu çekiciliği bütün dünya tarafından çok daha iyi bilinir. Ve bu yarışmalara her sene çok daha fazla ülke katılmaya başlar.

Bu vesileyle şunu da söylemek isterim, biraz önce Sayın Başkan da değindi: Yelken ve deniz deyince çevre de akla geliyor. Çevre temizliği, denizlerin kirlenmesi gibi konular, tüm bunlar, aslında yine sporla işbirliği içerisinde götürülebilecek bir şeydir. Rüzgar aslında en iyi yenilenebilir enerji kaynağı. Diğer enerji kaynakları yokken en güçlü enerji kaynağı rüzgardı. Rüzgar vasıtasıyla yani yelkenler vasıtasıyla, yollar, mesafeler alındı. Yelkenler vasıtasıyla, rüzgarın gücüyle kıtalar keşfedildi. Yelkenin gücüyle bilinmeyen topraklara insanlar gidebildi. Bugün de yine rüzgar vasıtasıyla enerji, yenilenebilir enerjiler üretilmeye başlandı.

Bu vesileyle yine çevre söz konusu olunca, yelken ve deniz söz konusu olunca, bir konuya daha dikkati çekmek istiyorum. Şimdi buradan bakınca, çok güzel yelkenleri görüyoruz, denizi görüyoruz, ama ufukta, -biraz önce çok büyük bir tanker, bakın orada gidiyor- tankerleri de görüyoruz. Bu tankerler, İstanbul Boğazından geçiyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey söz konusu değildir. Tabii hukuki konular söz konusu olunca bazı şeyleri engellemek mümkün değil. Uluslararası hukuk, ama hukukun ötesinde çevre bilinci, insanların kaygısı ve sorumluluk duyguları, bazen hukukun da üstüne çıkabiliyor ve hukukun engelleyemediği yanlışlıkları engelleyebiliyor açıkçası.

Burada açıkça söylediğim şey nedir? Sivil toplum örgütlerini, basını, bu konularda daha çok duyarlı olmaya ve İstanbul’u, Boğazı, bu tankerlerden, mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışmak için bir gayrete davet ediyorum. Bunun gönüllü bir gayret olması gerekir. Demin söylediğim gibi hukuk ve uluslararası anlaşmalar gereği, bazı şeyleri siz zorla engelleyemeyebilirsiniz. Ama duyarlılık, çevre duyarlılığı, insanların güvenliği ile ilgili duyarlılıklar, gönüllü olarak bazı yapılmaması gereken şeyleri, yaptırmayabilir. O açıdan bu vesileyle tekrar herkesin dikkatini çekmek istiyorum, sivil toplum kuruluşlarının, çevre kuruluşlarının, hepsinin dikkatini çekmek istiyorum. Burada çok daha önemli meseleler varken, bazen bakıyorum, çok daha az önemli meselelere çok yoğun ilgi gösteriyorlar. Ama hatırlarsınız İstanbul’da vaktiyle, yine bu çevrelerde, Independent tankeri kaza yapmıştı. Benim o zaman öğrencilik yıllarımdı veyahut da üniversitede hocalık yıllarımdı. Buradan bir gece Kadıköy’den karşıya geçerken ikinci patlama olmuştu, hatırlarsanız. Kaç ay devam etmişti. O zamanki Boğaz trafiğiyle bugünkü Boğaz trafiğini, o zaman taşınan petrol ile bugün taşınan petrolün miktarını düşündüğünüzde; inanılmaz büyük boyutlara ulaştı ve tabii ki inanılmaz büyük tehlike sunmaya başladı. O bakımdan bu vesileyle yelken yarışmaları çevre, spor ve bir noktada da bu tip duyarlılıkların dile getirilmesine bir vesile oldu. Bu fırsattan istifade ederek, bunları da sizlerle paylaşmış oldum.

Şimdi sözlerime son verirken tekrar, Kulübün gelmiş geçmiş bütün yöneticilerine hep teşekkür ediyorum. Tebrik ediyorum bu bilinci uyandırdıkları için. Ve bu konuda çok büyük faaliyet gösterdikleri için. İnanıyorum ki bu yelken yarışmaları çok daha fazla dikkat çekecek. Çok daha fazla Türkiye’yi tanıtacak. Çok daha fazla ülke bu yarışlara katılacak. Bugün yine Avrupa’dan Asya’ya kadar birçok ülkenin bu yarışlara katıldığını görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bütün yelkencilere, bütün sporculara başarılar diliyorum. Ve hepinizin rüzgarı yeterli olsun. Rüzgar da bakın giderek artıyor. Biz buraya gelirken bayraklar hiç dalgalanmıyordu, şimdi dalgalanmaya başladı. Hepinize tekrar başarılar diliyorum. Bu küçükleri, çocukları görünce de bu konuda geleceğin çok parlak olduğuna şimdiden inanıyorum. Hepinize başarılar dilerim, sağolun.

 

Yazdır Paylaş Yukarı