Bahçeşehir Üniversitesi 2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı Açılış Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

26.09.2007
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Bahçeşehir Üniversitesi 2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı Açılış Töreni'nde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:

Sayın Rektör,
Değerli Öğretim Üyeleri
Sevgili Öğrenciler,
Saygıdeğer Konuklar,
Bahçeşehir Üniversitesi'nin 2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı açılış törenine, daha da önemlisi 10. Kuruluş Yıldönümü kutlamalarına katılarak, coşkunuza ve mutluluğunuza ortak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Üniversitelerimizdeki akademik yıl açılış törenleri, Türk yükseköğretiminin sorunlarının ve beklentilerinin yanı sıra, geleceğe dönük açılımların ortaya konulmasına olanak sağlayan zeminler olması nedeniyle önem taşımaktadır.
Sonuçta hepimiz aynı amaçlar için çalışıyor, gençlerimizin çağın gereklerine göre en iyi eğitimi almalarını, üniversitelerimizin standartlarını yükseltmeyi, imkânlarını artırmayı ve toplum yararına güzel hizmetler yapmayı istiyoruz.
Üniversitelerimizin sorunları ve sıkıntıları bulunsa da, evrensel düzeyde bilgi üretme ve yayma, ülke sorunlarına çözüm getirme, gençlerimiz için sağlıklı ve sürekli bir gelişimin yolunu açma çabalarını önemsiyoruz ve takdirle karşılıyoruz.
1998 yılında kurulan Bahçeşehir Üniversitesi de, ülkemizin seçkin bir yükseköğretim kurumu olarak bu anlayışla çalışmalarını devam ettirmektedir.
Biraz önce Sayın Rektör ve Mütevelli Heyeti Başkanı'nı hep beraber dinleyince üniversite ile ilgili gelecekteki beklentilerimizin çok daha büyük olduğunu burada ifade etmek isterim ve kendilerini bu azim ve kararlılıktan dolayı da tebrik ederim.
Bahçeşehir Üniversitesi'nin kısa bir zaman diliminde gösterdiği gelişme önemli bir başarıdır. Üniversite'nin eğitim-öğretim-araştırma ve uygulamada kalitenin yükseltilmesini amaçlayan atılımlarının yanı sıra, tesisleşmedeki başarısıyla, dikkate değer bir üniversite olma hedefini yakalayacağına inanıyorum. Ayrıca biraz önce yine dinleyince öğrendiğim Fen ve Teknoloji Lisesi'ni de gerçekten çok büyük bir takdirle karşılıyorum ve sizleri tebrik ediyorum.
Değerli Konuklar,
Bilindiği gibi, dünyamız büyük bir değişim sürecinden geçmektedir. Ülkeler, geçmişle karşılaştırılamayacak farklılıkta yeni koşullarla karşı karşıyadır.
Bilginin toplumun itici gücü haline geldiği günümüzde, değişimlerin farkına varan, bilgi çağının koşullarını karşılayabilmek için ihtiyaç duyulan yapılanmaları hayata geçiren, nitelikli insan gücüne sahip ülkelerin dünyada söz sahibi olacakları şüphesizdir.
Ülke olarak, yaşadığımız süreçte hedeflerimizi gerçekleştirebilmek, ülkemizin uluslararası alandaki saygınlığını artırabilmek için, doğru bir vizyonla geleceğe yönelmek, Türkiye'yi nerede görmek istediğimize karar vermek durumundayız.
İşleyen bir demokrasiye ve istikrarlı bir ekonomiye sahip, evrensel değerleri benimsemiş, her alanda gelişen, uygarlığın olanaklarını tüm vatandaşlarına sunabilmiş, daha iyi ve daha güçlü bir Türkiye'ye ulaşmayı hep beraber amaçlıyoruz ve bunun için çalışıyoruz.
Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi, evresel değerlerin kurumsallaşmasına, bilgi çağının gereklerinin yerine getirilmesine, eğitimin bilimsel nitelik kazanmasına, çağdaş bilgi ve donanıma sahip, dünyanın her ülkesinde mesleğini icra edebilecek yetkinlikteki nitelikli insan gücüne sahip olmasına bağlıdır.
Çok yönlü çalışmalarıyla Türkiye'nin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel hayatını zenginleştiren üniversitelerimiz, gençleri yetiştirirken, ülkemizi de yarınlara taşımaktadır.
Üniversiteler yalnızca yüksek öğretim veren kurumlar değildir. Üniversiteler bu işlevinin yanında, bilgi ve teknoloji üreten, ürettiği bilgiyi çeşitli araçlarla her seviyede toplumla ve akademik çevrelerle paylaşan, evrensel değerlerin kökleşmesine katkıda bulunan, toplumsal sorunları dile getiren, sorunların aşılması için çözüm önerileri sunan evrensel kurumlardır.
Dünyanın her yerinde bilimsel gelişmenin odak noktası üniversitelerdir. Özgür düşüncenin filizlendiği üniversiteler, geçmişimizi bilerek, bugünlerin sağlam temeller üzerinde kurulmasına hizmet ederken, hazırlayacakları yarının koşullarını öngören uzun vadeli projeksiyonlarla, ülkemizin geleceğin dünyasında hakettiği yeri almasına katkıda bulunmak durumundadırlar.
Değerli Konuklar,
Bir ünversitenin görevi, öğrencilerine yalnızca teorik bilgileri aktarmaktan ibaret değildir. Hayatın içinden gelen ve yüklendiği misyonu, hayatın değişen koşulları ve toplumun beklentileri doğrultusunda şekillendiren üniversitelere, sağlıktan sanayie ve tarıma tüm sektörlerin ve toplumun tüm kesimlerinin ihtiyacı vardır. Üniversitelerin başarısı yalnızca bilimsel yayın sayısına değil, aynı zamanda hizmetlerini toplumla bütünleşerek gerçekleştirme seviyesine de bağlıdır. Çünkü üniversiteler toplumun ve ülkenin gerçeklerinden kopuk yaşayamaz.
Üniversiteler ülke sorunları, sıkıntılar ve güncel tartışmalar konusunda ortaya koyacağı görüşlerle topluma önderlik etmelidir. Bu, sorunun tanımından, çözümüne kadar çok boyutlu bir süreci içermektedir. Toplumu aydınlatma,,problemlerin çözümüne katkı sağlama ve kamuoyu oluşturma üniversitelerin temel görevleri arasındadır.
Üniversitelerin değerlendirmelerini demokrasinin, çoğulculuğun, sağduyunun, aklın ve bilimin rehberliğinde ortaya koymaları, toplumun ortak paydada buluşturulmasına ve sorunların aşılmasına en önemli katkıyı sağlayacaktır.
Değerli Konuklar,
Biliyorsunuz ülkemiz bir süredir yoğun bir biçimde yeni bir kavramla tanıştı; Vakıf Üniversiteleri. Ülkemizde yüksek öğretimin önündeki bu büyük yığılma devam ettiği sürece biz çözüm aramaya devam edeceğiz. Bir taraftan yeni devlet üniversiteleri açacağız ama bir yandan da vakıf üniversitelerinin kuruluşlarını belli bir kriter ve denetim anlayışı çerçevesinde destekleyeceğiz ve yaygınlaştıracağız.
Türkiye'de yükseköğretim kurumlarının yaygınlaştırılması çalışmaları devam ederken, öğretim elamanı açığının da hızla kapatılması gerekmektedir.
Bu konuda, vakıf üniversiteleri de bazı sorumluluklar üstlenmeli ve öğretim üyesi yetiştirme konusuna özel önem vermelidirler.
Devlet üniversitelerini de vakıf üniversiteleriyle rekabet edecek bir geleneğe, kaynak ve imkânlara kavuşturmalıyız. Ben başta YÖK olmak üzere bu yeni durum için hepimizin düşünmesi ve çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyorum.
Değerli Konuklar,
XVIII. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan Sanayi Devrimi ve buna bağlı olarak gelişen bilimsel yapı, özellikle fen bilimlerini ön plana çıkardı. Daha sonraları ise bazı özel konumları nedeniyle sosyal ve beşeri bilimler dikkat çekti. Oysa artık sanayi devriminin süresini doldurduğu ve yerini bilgi çağına bıraktığı dile getiriliyor. Ve yine günümüz gelişmiş ülkelerinde artık bilimler arasındaki geleneksel çizgiyi umursamayan yeni bir bilimsel yaklaşım var.
Dünya, bilginin farklı alanlarının birbiriyle çelişmesinin gerekmediğini öneren yeni bir anlayışa doğru yol alıyor. Bir başka ifade ile doğa bilimleri, sosyal bilimler ve beşeri bilimler şeklindeki üçlü bölünme, artık apaçık bir doğru olarak görülmüyor. Buna bağlı olarak da günümüzde disiplin sınırlarını bilinçli olarak göz ardı eden önemli bilimsel dergilerin sayıları artıyor.
İşte tam bu noktada bilim adamlarımıza herkesten çok görev düştüğü kanaatindeyim. Geleceği bugünden kurgulamak ve oradan hem topluma hem de kendimize yeni, doğru ve güzel projeler çıkarmak durumundayız. Yani gerekli vizyon çalışmalarını yaparak, ülkemizi geleceğin güçlü dünyasında hakettiği konuma taşımak durumundayız. Ülkemizin bu manada belirlenecek bilimsel önceliklere ve buna bağlı olarak bilimsel yatırımlara ihtiyaç duyduğuna kuşkumuz yok. Bu konuda başlatılan çalışmalar kararlılıkla devam ettirilecektir. Ben de ülkemizin bilimsel ilerlemesinin süreklilik kazanması amacıyla katkılarımı ve desteğimi devam ettireceğim.
Umudumuz ve Geleceğimiz Sevgili Öğrenciler,
Üniversite eğitimi, öğrencilerin farklı kavram ve değerlerle tanışmasını, önemli birikimler edinmesini sağlayan bir süreçtir. Bu süreçte öğrenci bilimin aydınlığıyla buluşarak, bilimsel düşünce sistemini öğrenmekte, hayata, çevresine ve dünyaya farklı açılardan bakma yeteneği kazanmaktadır.
Üniversite eğitiminin ardından dileğimiz, emeğinizin karşılığını alarak hayata atılmanız, kendiniz ve ülkeniz için daha iyi koşulların oluşturulmasına katkıda bulunmanızdır.
Hepimiz sizlerin değişimin gücü, yarınların anahtarı olduğunuzun bilincindeyiz.
Ülkenin geleceği sizlerin ellerindedir. Sorumluluklarınız büyük, yükünüz ağırdır. Sizlerin ülkenize karşı görev ve sorumluluklarınızın bilincindeki kuşaklar olarak, üniversitede edindiğiniz bilgi ve birikimleri toplum yararına kullanma, Büyük Atatürk'ün öngördüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma çabası içinde olacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur.
Değerli konuklar,
Bu duygu ve düşüncelerle aranızdan ayrılırken,hepinize bir kez daha takdirlerimi sunuyorum ve bu üniversitenin bu şekilde yükselmesi ve daha da ileriye gitmesine katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum. 2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı'nın başarılı ve verimli geçmesini diliyor, Bahçeşehir Üniversitesi'nin yöneticilerini, değerli öğretim üyeleri ve görevlilerini, sevgili öğrencilerini ve onların çok fedakar ailelerini, diğer çalışanlarını ve törene katılan konukları sevgi ile selâmlıyorum ve İstanbul'un bu mekanında, bu güzel üniversitede sizlerle beraber olmaktan, size hitap etmekten duyduğum mutluluğu bir kez daha ifade ediyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı