Gazi Üniversitesi'nin 2007-2008 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

05.10.2007
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Gazi Üniversitesi'nin 2007-2008 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:"
Sayın Rektör,
Değerli Öğretim Üyeleri
Sevgili Öğrenciler,
Saygıdeğer Konuklar,
Gazi Üniversitesi'nin 2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı açılış töreninde sizlerle birarada olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Önce bu mutluluğumu paylaşmak isterim.
Üniversitelerimizin akademik yıl açılış törenlerini, yükseköğretim ile ilgili sorun ve beklentilerin gündeme taşınması bakımından da yine çok önemli buluyorum. Çünkü bu fırsatlarda her şey ifade edilebiliyor, bu fırsatlarda düşünceler dışarıyla paylaşılabiliyor. Bu bakımdan Cumhurbaşkanı olduktan sonra katıldığım üniversite açılışlarında bunu hep görüyorum ve bundan gerçekten açık toplumun bir gereği olan bu paylaşmadan da ayrıca mutluluk duyuyorum.
Üniversitelerimiz, evrensel düzeyde bilgi üretme ve yayma, ülke sorunlarına çözüm getirme, gençlerimiz için sağlıklı ve sürekli bir gelişimin yolunu açma gibi önemli misyonları üstlenen kurumlarımızdır.
Bu gayretlerde, ülkemizin kuruluş tarihi Cumhuriyet dönemine kadar uzanan birkaç üniversitesinden biri olan Gazi Üniversitesinin de payı büyüktür.
Biraz önce rektör beyle konuşurken Gazi Üniversitesi'nin 1926 yılında Atatürk emri ile önce güzel sanatlarda müzik ve resim ile başladığını, bugün 80 bini geçen öğrencisi olan her dalda eğitim veren bir üniversite olduğunu öğrenmekten ayrıca büyük gurur duydum. Yine rektör beyin verdiği bilgileri dinlerken, hem etkilendim hem bugün burada Gazi Üniversitesini tanıtırken "Gazi Üniversitesi bilgiyi hayata dönüşütüruyor" diye bir sloganınız vardı. Onun da öyle olduğunu gördüm çünkü, hayatla, çevreyle, halkla çok bütünleştiğinizin örneklerini verdiniz. Bundan dolayı da tebrik ediyorum.
Eğitimden, iletişime, güzel sanatlardan mühendisliğe, spordan iktisada, tıptan eczacılığa, diş hekimliğinden fen, edebiyata kadar bir çok fakültesiyle Gazi Üniversitesi'nin, bugün Türkiye'nin en önemli üniversitelerinden birisi olduğunu görmek hepmize büyük bir kıvanç ve gurur vermektedir. Ayrıca yine üniversitelerin açılışları vesilesiyle gördüğüm bir şey var ki üniversiteler arasında da büyük bir yarışı görüyorum. Bu yarış herkesin başarısını öne çıkartarak, başarısını tanıtıyor ve herkes büyük bir azim içerisinde, büyük bir kararlılık içinde o yarışın farkında. Bunu Gazi Üniversitesi'nde de bugün gördüm. Yine rektör beyin verdiği bilgilerden etkilenmemek mümkün değil. Bütün bunlar ülkemiz için mutluluk kaynağıdır, bizler için de daima destek verilecek hususlardır.
Gazi Üniversitesi'nin köklü bir eğitim kurumu olmasından kaynaklanan tecrübe ve derinliği, eğitimin bilimsel nitelik kazanmasında ve çağdaş bilgi ve donanıma sahip, nitelikli insan gücü yetiştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bilginin toplumun itici gücü haline geldiği günümüzde, değişimlerin farkına varan, nitelikli insan gücüne sahip ülkelerin dünyada söz sahibi olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Üniversitelerin birincil görevi, bilgi ve teknoloji üreten, ürettiği bilgiyi çeşitli araçlarla her vesileyle toplumla ve akademik çevrelerle paylaşan, evrensel değerlerin kökleşmesine katkıda bulunan, toplumsal sorunları dile getiren, sorunların aşılması için çözüm önerileri sunan kurumlar olmasıdır. Bu görevlerinde Türk Üniversiteleri son yıllarda dünyayla yarışır bir hale gelmiştir. Artık, Türk Üniversiteleri'nin dünyaya açılımı özellikle de Avrupa Birliği entegresyon sürecinde üniversitelerin sorumluluğunu daha da artırmış ve dünyayla en çok yarışması gereken kurumlar haline dönüşmüştür.
Bu bağlamda Dışişleri Bakanlığından gelen bir kişi olarak tecrübemi de dikkate alarak, Avrupa Birliği ile üniversite arasındaki işbirliği ile ilgli birkaç cümle söylemek istiyorum. Hepinizin bildiği gibi tam üyelik müzakerelerine başlayan bir ülkeyiz. Bazı fasıllarda çalışmalar başlamış vaziyette. Ama bundan ötesinde bize düşen görev başkaları söylemeden, kendi irademizle bu fasılları açıp kapatabilmemizdir. Burada üniversitelere çok iş düşüyor. Üniversiteler, şehirlere ülkelere, bulundukları yerlere liderlik yapacak, önderlik yapacak kurumlardır. En kültürlü insanlar, en görgülü insanlar, en çok okuyan insanların bulunduğu mekanlardır üniversiteler. Bazılarının göremediğini, daha önce görebilecek ve en iyi şekilde değerlendirebilecek kurumlardır. Bu açıdan müzakere süreci içerisinde üniversitelere çok iş düştüğünü burada özellikle belirtmek istiyorum. Yine bir memnuniyetimi de ifade etmek isterim. Bu konuda üniversiteler, YÖK çok iyi hazırlıklar yapmıştır. Başbakanlık, DPT müşterek bir çalışma içerisinde idi. Özellikle hazırlık süreci içerisinde müzakereler başlamadan önce, bildiğiniz gibi önemli bir tarama süreci geçirildi. Bu süreç içerisinde üniversiteler çok iyi performans gösterdi. Umut ediyorum ki müzakere süreci devam ederken de bu gayet iyi bir şekilde devam eder ve bütün üniversiteler, Gazi Üniversitesi de gayet aktif bir şekilde bu sürece sahip olur ve bu sürece katkı sağlar.
Ben Türk Üniversitelerinin önlerine yakın dönemde gerçekleştirilebilecek büyük hedefler koymalarını ve mutlaka dünyada ilk 500 ve hatta ilk 100 içinde yer almalarının mümkün olacağına inanıyorum. Bugün yarış sadece Türkiye içerisinde değil, yarış artık dünyayla beraber olduğuna göre yine gittiğim her üniversite de birer dünya üniversitesi olduğundan bahsediliyor. Burada da rektör bey dünya ile yarıştıklarını söylüyor. Umut ediyorum ki önümüzdeki kısa bir süre içeresinde bazı üniversitelerimiz bu kategorilerin içerisine de girecektir.

Değerli Konuklar,
Üniversiteler, dünyanın hemen her ülkesinde toplumsal ilerlemenin lokomotifi konumundadır. Bu kurumlar adeta toplumların beyni, kalkınmanın itici gücü durumundadır.
Bu yönüyle üniversitelerimiz Türkiye'nin sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel hayatını zenginleştirmenin ve gençleri yetiştirmenin yanısıra, ülkemizi yarınlara taşımaktadır.
Üniversitelerin başarısı ve gücü, akıl ve mantığın kaynaklarından yararlanarak neden-sonuç ilişkisi çerçevesinde bilimsel gerçeği inanç ve kararlılıkla savunmasıdır. Fakat, üniversite bunu yaparken farklı görüş ve yaklaşım biçimleri olabileceğini kabul eden ve karşısındakini kendi bilgi ve deneyimiyle sınırlamayan, yargılamayan ve hakikati araştıran çağdaş bireyin oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, farklı bakış açıları düşünce ve bilim dünyasını zenginleştirmektedir. Bu bakımdan üniversiteler, her türlü eski ve yeni fikrin, çoğunluktan ayrılan farklı, marjinal ve zaman zaman egzantrik fikrin, hasılı şiddeti öngörmeyen bütün fikirlerin korunup kollanacağı yerlerdir aynı zamanda. Böylelikle, üniversiteler, Türkiye'nin çeşitliliğine ve çoğulculuğuna konuşarak, eleştirerek, muhalefet ederek veya öneriler getirerek katkıda bulunacaklardır. Bunu yaparken üniversite mensuplarının akademik hürriyete sahip olmaları önem taşımaktadır. Kendi içinde özgür olmayan üniversitenin misyonunu yerine getirmesi de mümkün değildir. Bu sebeple, üniversite içindeki özgürlüğün sağlanması ve akademik hürriyetin korunması için çağın gerektirdiği kurumsal reformlar yapılmalı ve mevzuatlar bu istikamette geliştirilmelidir. Bilinmelidir ki, üniversiteyi üniversite yapan ve toplumsal anlamda meşru kılan değer bu hürriyet anlayışıdır. İçeriden ya da dışarıdan bilim adamına yapılacak her müdahale, üniversitenin gerçek işlevini yerine getirmesini tabii ki mümkün kılmamaktadır. Bu bakımdan üniversitelerin özgürlüğü hepimiz için önem gösterilmesi gereken bir konudur.
Saygıdeğer Konuklar,
Üniversitelerin değerlendirmelerini, demokrasinin, çoğulculuğun, sağduyunun, aklın ve bilimin rehberliğinde ortaya koymaları, toplumun ortak paydada buluşturulmasına ve sorunların aşılmasına en önemli katkıyı sağlayacaktır.
Üniversite, bilgiye, aydınlığa açılan penceredir. Bütün dünyada bu böyledir. Üniversiteler, bilgi ve teknoloji üretiminin yapıldığı, bilimsel bilginin özgürce yeşerdiği, farklı da olsa tüm düşüncelerin özgürce ifade edildiği, özgür, özerk, evrensel kurumlardır.
Ben üniversitelerimizin evrensel misyonlarını en iyi biçimde yerine getireceğine ve ülkemizin önüne yeni ufuklar açacağına inanıyorum.
Umudumuz ve Geleceğimiz Sevgili Öğrenciler,
Üniversite eğitimi, öğrencilerin farklı kavram ve değerlerle tanışmasını, önemli birikimler edinmesini sağlayan bir süreçtir. Bu süreçte öğrenci bilimin aydınlığıyla buluşarak, bilimsel düşünce sistemini öğrenmekte, hayata, çevresine ve dünyaya farklı açılardan bakabilme yeteneğini kazanmaktadır.
İnanıyorum ki, hepiniz bu kurumlara büyük gayretler göstererek ve çok farklı rüyalar görerek geldiniz. Umudum odur ki, içinde bulunduğunuz kurumlar sizin bu hayallerinizin gerçekleşmesine imkan sağlayacaklardır.
Ayrıca şunu da unutmamak gerekir, hem aileleriniz hem milletimiz sizlerin en iyi tahsili almanız için, sizlerin en iyi şekilde mücehhez olmanız için çok büyük fedakarlıklarda bulunmaktadırlar.
Üniversite eğitiminin ardından dileğimiz, emeğinizin karşılığını alarak hayata atılmanız, kendiniz ve ülkeniz için daha iyi koşulların oluşturulmasına katkıda bulunmanızdır.
Biraz önce üniversiteler için söylediğim yarış, aslında sizin aranızdadır. Çünkü, eninde sonunda mezun olacaksınız. Mezun olduktan sonra esas hayata hazırlanabilmeniz için, esas hayattaki yarışta başarılı olmanız için, bugün hocalarınızı çok iyi şekilde dinlemeniz, takip etmeniz ve kendinizi çok iyi şekilde üniversite hayatına vermeniz gerekmektedir. Yoksa bunun pişmanlığını yarın mezun olduktan sonra görürsünüz. İyi mezun olan, üniversite hayatı çok düzgün olan bir öğrencinin önünde çok büyük ufuklar ve imkanlar vardır, gerek Türkiye içerisinde, gerek Türkiye dışında. Bütün bunları en iyi şekilde zaten hocalarınızın tavsiyelerinde göreceksiniz. Ama özellikle üniversiteye yeni başlayan gençler için şunu söylemek isterim ki, "Nasıl başlarsanız o iş öyle gider." Onun için işi başından çok sıkı tutun.
Bütün bu duygu ve düşüncelerle hepinize başarılar diliyorum. Üniversitenizin başarısı ile bütün Türkiye olarak gurur duyuyoruz. Yapılacak her türlü yenilik için, atılacak her türlü adım için bütün Türkiye olarak hep beraber yanınızda olacağız. Bizlerin görevi sizlerin önünü açmak, sizlerin görevi de başarılarınızla Türk halkını mutlu etmektir. Tekrar Türkiye'nin bu en eski üniversitelerinden olan Gazi Üniversitesi'nin açılış merasiminde bulunmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek isityorum. Hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı