Türk-İş 20. Olağan Genel Kurulu'nda Yaptıkları Konuşma

08.12.2007
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk-İş'in 20. Olağan Genel Kurulu'nda yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
Sayın Divan,
Türk-İş'in Sayın Başkanı,
Değerli Delegeler,
Türk-İş'in çok sayıda başkanı var burada,
Sayın Başkanlar,
Değerli Konuklar,
Bugün sizlerle beraber olmaktan çok büyük bir mutluluk duyuyorum. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun 20. Olağan Genel Kurulu'nda bulunmaktan gerçekten büyük bir sevinç duyuyorum.
Sayın Başkan ve değerli arkadaşları beni Kongrenize davet ettiklerinde, muhakkak geleceğimi söylemiştim. Dün yurt dışından geldim ve bugün sizlerle beraberim. Hepinize sevgiler, muhabbetler ve en iyi dileklerimi sunuyorum.
Kongrenizin Türk-İş için, Türk iş hayatı için, Türk sendikacılığı ve bütün Türkiye için şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Değerli Konuklar,
Emek, alınteri, hakedilmiş kazanç kutsaldır. Türk-İş olarak siz, emekçinin, çalışanın, alınteriyle kazananın temsilcisisiniz. Sadece temsilcisi değil, en büyük temsilcisisiniz.
Türk-İş, 55 yıl önce kurulduğunda Türk sendikacılığını başlatmıştır. Türk sendikacılığının ocağıdır. Türk-İş, çalışanın örgütlü bir şekilde hakkını kazanması ve refahtan payını alması için bu mücadeleyi başlatan, çalışanların hayat şartlarını, imkanlarını daha iyileştiren büyük bir örgüttür. Türk-İş, Türk işçi hareketinin en büyük sendikası olarak sadece Türkiye'de değil, Türkiye dışında da çalışanları yıllardır temsil etmektedir. Aslında rozetinizde taşıdığınız Ay Yıldız herşeyi özetlemektedir.
Çok Değerli Başkanlar,
Bütün bu süre içinde, 55 yılda, Türk-İş'ten tabii ki çok önemli, değerli işçi liderleri de yetişmiştir ve hep çok değerli başkanlar gelip geçmiştir. Burada hepsini saygıyla anıyor ve Türk çalışma hayatına kazandırdıkları kazanımlar için hepsine teşekkür ediyorum.
Türk-İş, çalışanların gelirini artırmak ve onların hakkını en iyi şekilde temin edebilmek için mücadelesini yaparken, hem çok kararlı olmuştur ama aynı zamanda da yapıcı olmuştur. Türk-İş'in en büyük özelliği budur. Türk-İş onun için zaten bütün sendikacılığın ocağı olmuştur ve Türkiye'nin, Türkiye'deki çalışma hayatının Avrupa Birliği normları, İLO normları seviyesine yükselmesinde neler yapıldıysa, hangi düzenlemeler gerçekleştirildiyse bunlara öncülük etmiştir.
Şüphesiz ki, yapılacak daha çok şey vardır. Çünkü eksiklikler hala gayet açık ortadadır. Yapılması gerekenleri birçok platformlarda değerli başkanınız ve değerli temsilcileriniz hep ifade etmektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Türkiye'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilirken, sosyal olma niteliğinin de aynı şekilde diğer özellikler gibi önemli olduğunun altı bilhassa çizilmektedir. Dolayısıyla sosyal bir devlet aynı zamanda çalışanlarına sahip çıkan, onları koruyan ve onların zayıf kalmalarına müsade etmeyen bir anlayışı taşımaktadır.
Türkiye'de zaman zaman önemli değişiklikler olmuştur. Bu önemli değişikliklerde yine Türk-İş'in katkısı çok büyük olmuştur. 55 sene içerisinde şöyle bir gözden geçirdiğimizde, Türkiye'de siyasi anlamda, ekonomik anlamda çok önemli dönüş noktaları vardır, tarihimizde çok önemli iz bırakan olaylarlar vardır. Bütün bunlarda hep Türk-İş'in de katkısı olmuştur; problemlerin aşılmasında Türk-İş'in yine daima desteği olmuştur. Bundan dolayı da Türk-İş'in, Türk çalışma hayatına yaptığı katkılar sadece çalışma hayatıyla ilgili değil, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle, Türkiye'deki sosyal yapının güçlenmesiyle de ilgilidir. Türk-İş bu anlamda da gerçekten çok önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Bu bağlamda şunu da ifade etmek istiyorum. Sosyal güvenlik sistemi, Türkiye için çok önemlidir. Bugün, modern dünyada yetişmiş, kalkınmış, "Ben modern devletim" diyen bir ülkede, sosyal güvenlik çatısının sağlam bir şekilde kurulması gerekir. O topraklar üzerinde yaşayan herkesin muhakkak böyle bir korumacılık altına alınması gerekir. Bu anlamda, özellikle çalışma hayatında kadınların çalışma hayatının düzeltilmesinin, çocukların istismar edilmemesinin, onların çalıştırılmamasının, önemli gündem maddeleri olduğunun altını çizmek istiyorum. Sizler, Türkiye'nin en büyük sendikası olarak bütün bu konuların üzerine gitmeli, hükümetlerin dikkatini çekmeli, Türkiye'nin bu konularla ilgili noksanlıklarının düzeltilmesi için öncülük etmelisiniz. Şimdiye kadar nasıl önemli pozitif adımlar atılırken bu rolü oynadıysanız bundan sonra da eminim ki bunları yapacaksınızdır.
Tabii çok önemli bir nokta şudur: Çalışanların kayıt dışı çalıştırılmaması. Çalışanların hak ve hukukunun, güvenliğinin korunması için onların muhakkak kayıt içerisinde olması gerekmektedir. Bu açıdan da Türk sendikacılığı tabii ki çok önemli görevler yapmaktadır.
Değerli Arkadaşlar,
Türkiye'nin demokratikleşmesinde de Türk-İş'in çok büyük katkısı olmuştur dedim. Bu tabii ki bir süreçtir. Daha çok noksanlıklarımız vardır. Butün bu noksanlıklarımızın giderilmesi için de sizin önümüzdeki süreçte aktif bir şekilde rol almanızı bekliyorum. Avrupa Birliği süreci içerisinde Türk-İş'in çok etkili olduğunu Dışişleri Bakanlığı sürecimden biliyorum.
Belki de bu süreçte en önemli rol oynayan sivil toplum örgütlerinin başında Türk-İş gelmekteydi ve o süre içerisinde Sayın Başkan'la, değerli arkadaşlarımızla, hepsiyle çok yakın temas içerisinde olmuştuk. Katılım sürecinde, müzakere sürecinde, tarama sürecinde Türk-İş gerçekten çalışma hayatının Avrupa Birliği normlarına yükselmesi için çok önemli teklifler getirdi, çok önemli katkılarda bulundu.
Ben, Türkiye'nin bir yıl içinde olmasa bile, önümüzdeki süreç içerisinde ortaya koyduğunuz hedeflere ulaşacağına inanıyorum. Türkiye'yi eski yıllarla mukayese ettiğimizde, -eski yıllara göre mukayese edildiğinde diyorum, bunun altını özellikle çizmek isterim- bugünkü çalışma hayatının ne kadar çok kazanımlar içinde olduğunu biliyoruz. Ama muhakkak hala yapılacak şeyler de vardır.
Değerli Delegeler,
Benim burada bulunmam, sizlerle, emekçilerle, çalışanlarla dayanışmamı göstermek içindir. Sizler eminim ki, üç gün boyunca tartışıyorsunuz, konuşuyorsunuz, birçok güzel fikirler ortaya çıkıyor. Ben bunların hepsinin değerlendirileceğine inanıyorum. Hükümetin muhakkak ki buradaki önerileri, teklifleri en iyi şekilde takip ettiğine inanıyorum. Türkiye'deki üniversitelerin, bilim adamlarının, özellikle çalışma hayatıyla ilgilenen herkesin buradaki teklifleri dikkatli bir şekilde inceleyeceklerine inanıyorum.
Aslında bugün güzel bir an yaşıyoruz. Bakın, Sayın başkanlar da bilir, Harb-İş çok daha iyi bilir, benim babam 45 yıl önce Kayseri Teyyare Fabrikası'nda Türk-İş'in, Harb-İş'in temsilcilerindendi. Emekli olduktan sonra durmadı, çalışma hayatına devam etti. Şimdi yanında çalışanlarıyla bir çocuk-baba şevkati içerisinde. Ben bugün Cumhurbaşkanıyım. Bununla şunu söylüyorum, demokrasinin Cumhuriyet'in, bugünkü Türkiye'nin aslında hangi noktada olduğunu söylüyorum. Sınıfların kırıldığını, eskiden olduğu gibi ayrımın olmadığını, Türkiye'nin artık çok açık bir toplum olduğunu, Türkiye'deki demokrasinin giderek ne kadar sağlamlaştığını söylüyorum. O bakımdan ben daima Çankaya'yı sizlere açık tutuyorum. Seçilmeden önce de sizlerle görüş alışverişinde bulundum, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da, sağolun başkanlar, sizler, hepiniz geldiniz ve hepinizle görüş alışverişinde bulundum. Bundan sonra da bunu titizlikle muhafaza edeceğim. Çünkü Türkiye'de çalışma hayatının huzurlu olması çok önemlidir. Hem çalışanlarla, hem çalıştıranlarla bu barış ortamının sağlanması, herkesin hak ettiği hakkını hakça alabilmesi için bu ortamın muhafaza edilmesi gerekir. Tabii ki, hakkınızı almak için gerektiğinde haklı mücadeleyi vereceksiniz. Bunu şimdiye kadar nasıl yaptıysanız bundan sonra da yapılacaktır. Ama bütün bunları yaparken Türkiye'nin hep beraber yüceltilmesi, Türkiye'nin hep beraber kuvvetlendirilmesi ve güçlendirilmesi de bizim için tabii ki kaçınılmaz bir noktadır. O açıdan hem çalışanlarla, hem çalıştıranlarla ilişkilerimi en iyi şekilde muhafaza edip bu çalışma ortamının barışçı bir şekilde geliştirilmesine katkıda bulunmak için ne gerekiyorsa bunu yapmaya devam edeceğim.
Bu vesileyle tekrar Türk-İş'in 20. Kongresi'nin başarılı geçmesini, Konfederasyonunuz için ve çalışma hayatı için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. 55 yıllık tarihiniz boyunca hizmeti geçen herkesi bir kez daha şükranla anıyorum. Sizlere tekrar sevgilerimi, muhabbetlerimi ve en iyi dileklerimi sunuyorum.
Sağolun varolun.
Yazdır Paylaş Yukarı