Hayırseverler Zirvesi'nde Yaptıkları Konuşma

26.01.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli misafirler, kıymetli hemşerilerim; özellikle başta hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
İki gündür Kayseri'deyim. Bu Cumhurbaşkanı olduktan sonra Kayseri'ye ilk gelişim. Sadece birkaç saatlik oy kullanmak için geldiğimi saymazsak ilk gelişim. Ve tabii ki doğup büyüdüğüm ve hayatımın önemli bir kısmını geçirdiğim, burada okuduğum şehre Cumhurbaşkanı olarak geliyor olmak benim için büyük bir heyecan ve büyük bir mutluluktur. Dün de burada yaptığımız bir toplantıda bu hissiyatımı değerli hemşerilerimle paylaştım.
Sizlerle 2004 yılında yine bu otelin bu salonunda bir araya gelmiştik, o zaman birinci toplantıyı yapmıştık, şimdi ikinci toplantıyı Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Özhaseki'nin önderliğinde burada yapıyoruz.
Kayseri sadece kendine örnek olan değil bütün Türkiye'ye örnek olan bir şehir. Birçok konularda başarısı var ve bu başarısıyla da hep gurur duyuyoruz. Müteşebbisleri, iş hayatındaki başarılar, eğitimdeki büyük hamleler, bütün bunlar çevresine gerçekten örnek teşkil etmektedir. Ama Kayseri ile ilgili son yıllarda pek çok övündüğümüz konu hayırseverliğidir. Bunun bu şehirde bir gelenek olduğunu biraz önce Sayın Başkan da gayet güzel bir şekilde anlattı. Bazen içinde yaşadığımız şehrin tarihini bilmiyoruz, onu bir kez daha böyle anlatmak ve hafızalarımızda canlandırmak gerçekten çok güzel oluyor. Bu topraklarda kimler yaşayıp kimler geçmiştir. Ama isimleri yaşayanlar, işte hayır yapanlar, kalıcı eser bırakanlar olmuştur. Bugün de bunların örneklerini hep beraber görüyoruz. Dün yine Erciyes Üniversitesinde güzel bir merasim yaptık. Bu merasimde bundan birkaç sene önce temelini attığımız birçok eserin açılışını yaparken, bir taraftan da yenilerinin temelini attık. Aramızda bulunan çok değerli hemşerilerimiz, iş adamlarımız, müteşebbislerimiz bunların sahipleri oldular. Büyük bir gurur yaşadık hep beraber. Artık sayılar o kadar çoğaldı ki bunların merasimlerini toplu yapmak durumunda kaldık. Belki bu eserlerin biri için insanlar bir araya gelir büyük merasimler yapardı eskiden. Fakülte, hastahane, bunlardan bahsediyorum. Bu şunu gösteriyor: Birikimlerini başka yerde değerlendirebilecek, başka yerde harcayabilecek kişilerin büyük bir fedakârlık yaparak birikimlerini getirip hayır için Kayseri'ye veyahut da memleketimizin başka yerlerine harcamalarını gösteriyor, bu gerçekten çok büyük bir örnek davranıştır ve bu örnek davranışın Türkiye'nin başka illerinde de tekrarlandığını görmek ayrıca da mutlu etmektedir. Ziyaret ettiğim bazı şehirlerde herkes Kayseri'nin bu özelliğinden bahsediyor ve bu özelliğini kendi şehirlerinde de gerçekleştirmeye başladıklarını söylüyorlar.
Biraz sonra tek tek davet edileceksiniz, bir kez daha eserleriniz burada zikredilecek. Ama eminim ki bundan siz de büyük bir mutluluk ve büyük bir manevî tatmin duyuyorsunuz. Bu bilinç artık uyandı. Bu bilinç vardı zaten ama, bu tekrar harekete geçti. Bu bir yarış hâline geldi, hayırlı bir yarış hâline geldi. Bunlar gerçekten çok övünülecek merkezlerdir. Ama bir taraftan da yaptıklarınız sizlerle beraber yaşıyor, sizlerden sonra da yaşayacak. Sevinilecek bir şey de şu: Eskiden büyüklerimiz, ailelerin büyükleri hayır yapardı, onların adı yaşardı. Beni gerçekten çok duygulandıran bir şey şuydu: Ailenin en büyüğü, yani dede, dede adına hayırlar yapılmış, baba yapmış, çocukları adına da yapılıyor. Demek ki bu bir aile terbiyesi olarak da artık çocuklara yansıyor ve böyle devam edecektir.
Hepiniz birbirinizden çok değerlisiniz, hepinizle övünüyoruz. Bu hareketin bu şekilde devam edeceğine inanıyorum.
Size başka bir şeyden de bahsetmek istiyorum. Bu aslında tüm Türk insanının mayasında olan bir şey; yardım yapmak. Türkiye'nin yardım eli artık Türkiye'nin ötesine taştı. Eminim ki bunun da farkındasınız. Afrika, Endonezya, Pakistan gibi, insanların gerçekten çok büyük imkânsızlıklar içinde yaşadığı ülkelere artık Türkiye'nin eli uzanıyor. Türkiye'nin eli bir taraftan devlet eli olarak uzanıyor. Burada büyük bir memnuniyetle sizlerle paylaşmak isterim ve sizin de bununla gurur duymanızı isterim; Türkiye uzun yıllardan sonra artık yardım alan değil yardım yapan ülke olmuştur.
Yardım yapan ülkeler sınıfına girmiştir. Türkiye'nin geçen sene yaptığı, karşılık beklemeden, insani amaçlarla yaptığı yardımlar 800 milyon dolara ulaşmıştır. Bu o kadar çok dikkat çekmiştir ki, birçok Avrupa ülkesi, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'nin bu kurumlarıyla, başta TİKA olmak üzere onların beraber çalışma isteğini ifade etmeye başlamışlardır. Balkanlar'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Afrika'nın en susuz yerlerinde Türkiye'nin artık görünürlülüğü vardır, Türk bayrağı vardır ve oralarda tekrar Türkler hiçbir karşılık beklemeden oralara yardım yapmaya başlamıştır. Bu devlet eliyle yapılandır. Bir de hepimizin isimlerini hep duyduğumuz, burada belki bazılarını unutabilirim, Deniz Feneri, Kimse Yok Mu, İnsan Hakları, işte ilk yardım şeklinde birçok yardım dernekleri de bir araya gelmişler ve bunlar da kendi gayretleriyle devletin gidemediği yerlere gitmekte ve oralarda çok zor şartlar altındaki insanlara yardımlar yapmaktadır. Okullar açılmaktadır. Bütün bunlar Türkiye'nin ne kadar güçlü bir ülke olduğunu, Türkiye'nin ne kadar büyüdüğünü göstermektedir. Bunlar hepimiz için gurur kaynağıdır, gittiğimiz yerlerde bunları görüyoruz ve gerçekten büyük bir gurur duyuyoruz.
Türkiye içerisinde de yine bu tip yardım dernekleri, Kızılay'ı saymıyorum, Kızılay zaten hepimizin millî gururudur, Türk bayrağı bazen asker eliyle, diplomat eliyle gitmediği yere Kızılay eliyle gider ve Kızılay eliyle oralarda dalgalanır Ayyıldızlı Bayrağımız. Bütün bunların dışındaki kurumlar olarak onlardan bahsediyorum. Geçtiğimiz Kurban Bayramında çağrıda bulundum ve biliyorum ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde 200 bin aileye ulaşıldı. Ve bunlar dediğim gibi devletin, vilayetlerimizin, valilerimizin, belediye başkanlarımızın, Kızılay'ın yaptıklarının dışında yapılan yardımlardır. Bunlar Türk halkının mayasında olan iyilik duygularıdır, hayır duygularıdır; bunlarla övünüyoruz. Kayseri ayrı bir örnektir ama bunları hep beraber yaşıyoruz. Türkiye'de güzel şeylerin olduğunu sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Ben de sizin bir hemşeriniz olarak hepinizle gurur duyuyorum, hepinizle övünüyorum ve hepinizin yaptığınız bu güzel hizmetlere teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum. Ve tabii ki, devamını diliyorum.
Sağolun, varolun.
Yazdır Paylaş Yukarı