Gaziantep'e Gazilik Unvanı Verilmesinin 87.Yıl Kutlama Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

08.02.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Gaziantep'e Gazilik Unvanı Verilmesinin 87.Yıl Kutlama Töreni'nde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır;

Sevgili Gaziantepliler, değerli konuklar; her şeyden önce hepinizi muhabbetle selâmlıyorum.
Bugün Gaziantep'e gazilik unvanının verilmesinin 87. yıldönümünü kutlamak için buradayım. Aslında buraya başka bir gün gelmeyi planlamıştım, ama daha sonra fark ettim ki Gaziantep'e bu unvanının verilişinin 87. yıldönümü bugün, dolayısıyla programımı değiştirdim ve bugün geldim, bundan dolayı da ayrıca büyük bir mutluluk duyuyorum.
Ayrıca başka bir kıvanç, başka bir mutluluk daha yaşıyorum. Biraz önce de söylendiği gibi, yüce Meclisimiz dün bir kanun çıkardı ve bu kanunla 1925 yılından beri beklediğiniz İstiklâl Madalyasına da kavuşmuş oldunuz.
Bu, aslında geç kalmış bir borcun ifasından başka bir şey değildir.
Tabii ki Gaziantepliler, Gaziantep'in tarihini çok iyi bilir. Şüphesiz ki Türkiye'de niçin bir ilimize sadece "gazi" unvanı verdik, niçin Gaziantep deniyor, bunun da sebebini herkes çok iyi bilir. Ama şu bir gerçek ki, hafızalar tazelenince bunun anlamı tekrar ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan biraz önce seyrettiğimiz sinevizyon, gerçekten hangi şartlar altında, hangi durumda nasıl zor bir mücadelenin verildiğini göstermesi açısından eminim ki hepimizi bir kez daha duygulandırmıştır. Eminim ki hepimizin bilincini bir kez daha güçlendirmiştir.
Bugün Gaziantep'e gelirken tabii ki elim boş gelmedim, İstiklâl Madalyasının beratını da getirdim ve bunu Sayın Vali Beye daha sonra zaten vereceğim. Demin söylediğim gibi, bu çok gecikmiş bir borcun ifasıdır. Bu madalya, aziz şehitlerimize, kahraman gazilerimizin hatıralarına küçük bir armağandan başka bir şey değildir. Ama kendilerini unutmadığımızı, bu mücadeleyi unutmadığımızı, yapılan fedakârlıkları unutmadığımızı ve unutmayacağımızı göstermesi açısından da çok önemlidir. Hepsinin ruhları şâd olsun, mekânları cennet olsun. Bu millet her bir ferdiyle bayrağı indirmeme mücadelesi vermiştir. Bu savaş, yokluklar, zorluklar içinde verilmiştir. İmkânsız denilen bu işin başarıldığını da hep beraber bir kez daha gördük. Bu savaş içinde Gaziantep çok müstesna bir yere sahiptir. Eğer bu savaş kazanıldıysa, eğer bu mücadele başarılı olduysa, bunun en büyük paylarından biri şüphesiz ki Gazianteplilerindir. Savaş derken, bunun Kurtuluş Savaşı olduğunun herkes farkındadır. Zira Gaziantepliler işgalcilere bu topraklarda kalıcı olamayacaklarını göstermişlerdir. Sadece Gaziantep'te değil bütün bu topraklarda, Türk topraklarında kalıcı olamadıklarını göstermişlerdir. Hep birlik oldular ve düşmanları şehirden çıkarmasını da bildiler.
Ama bundan çok daha önemli bir şey daha yaptılar o zamanki hemşerileriniz, büyükleriniz; bu milletin kendisine yönelecek en ufak bir harekette beraberce hareket edeceğini de gösterdiler. Birliğin, beraberliğin, millet olma şuurunun bu millette fazlasıyla olduğunu gösterdiler. Düşmana da bir ders verdiler. Bu millet etle tırnak gibi ayrılmaz bir bütündür. O bayrak gönderde dalgalandığı müddetçe bu millet asla bölünmeyecektir. Bazı gafiller bunu yapabileceklerini zannedebilirler ama, sonra perişan olacaklarını da anlayacaktır, zaten anlamaya da başlamışlardır.
Değerli Gaziantepliler, hatırlayacaksınız büyük Atatürk'ün meşhur bir sözü vardır. Düşman gemilerini İstanbul'da ilk gördüğünde, "Geldikleri gibi giderler" demişti. Bu boşuna söylenmiş bir söz değildir. Bu söz, milleti tanımak, bu milletin hassasiyetlerini bilmekle ilgilidir. Milletimiz tarihi boyunca bağımsız yaşamış ve asla esir olmamıştır. Düşman işgaliyle birlikte Anadolu'nun her yerinde direniş başlamıştır. Kendiliğinden bir araya gelen binlerce insan düşmana karşı koymuştur. Kurtuluş Savaşını veren bu milletin her ferdi aslında kahramandır. Biz Anadolu'nun birçok yerinde neler oldu, bunları bazen bilmiyoruz. Her şehrin destanı ayrıdır, her bölgemizin ayrı ayrı destanları vardır. Bugün nasıl bu sinevizyonu izlediğimizde bir taraftan hislendik, bir taraftan göğsümüz kabardıysa, aynı şekilde gidin bütün illerimizde buna benzer olaylar vardır. İşgali yaşamamış şehirlerimizin çocuklarımızın nasıl sınırlarda, nasıl Kurtuluş Savaşında savaştıklarını, oralarda nasıl şehit olduklarını, bunları dinleriz. Ben Kayserili olduğum için, kendi mezun olduğum liseden size bir misal vermek isterim, Kayseri Lisesinden. Sakarya Meydan Muharebesi olduğunda, o sene lise hiç mezun vermemiştir, çünkü son sınıf öğrencilerinin hepsi şehit olmuştur, sadece o yıl mezun vermemiştir. Trabzon'a gidin ayrıdır, Van ayrıdır, Kars ayrıdır, Çanakkale ayrı destandır, Türkiye'nin her tarafında bu destana katılınmıştır ve bu destana güç verilmiştir ve bu zafer böyle kazanılmıştır. Onun için Kurtuluş Savaşını veren bu milletin her ferdi gerçekten kahramandır.
Değerli konuklar, bizim kültürümüzde gazi payesini almak tabii ki herkese nasip olmaz. Bu unvan, vatanı, milleti uğruna savaşanlara, fedakârlık yapanlara verilmiştir. Bir şehrin gazi unvanına sahip olması, o şehrin insanlarının kahramanlığını, yiğitliğini gösterir. Gaziantep, Kurtuluş Savaşımızda çok önemli bir rol oynamıştır ve bütün ülkeye büyük bir heyecan vermiştir. Bu savaşın her şekilde ve her şartta kazanılacağını göstermiştir. O dönemde Gazianteplilerin elinde ne yeterli silâhı vardı, ne cephanesi, biraz önce gördük. Hatta yeterli yiyeceklerinin bile olmadığını acı acı tekrar hatırladık. Düşman ise, silâh ve cephane başta olmak üzere her türlü imkâna sahipti. Buna rağmen Gaziantepliler işgal kuvvetlerine 11 ay direnmesini bilmişlerdir. Gazianteplilerin direnişi nedeniyle işgalciler Anadolu'dan çekilmek zorunda kalmışlardır. Ülkenin işgal altında bulunan diğer yerlerine cesaret vermiştir Gaziantepliler. Bundan dolayı Birinci Meclis Antep'i "gazi" sıfatıyla taltif etmiştir ki, bu, Meclis'in 93. kararıdır, yani o kadar erken verilmiştir. Bugün de İstiklâl Madalyasıyla bu unvanın değeri artırılmış olmaktadır.
Değerli Gaziantepliler, değerli konuklar; bugün gayet mutlu ve kıvançlıyım. Gaziantep'in bu tarihî gününe tanıklık etmenin coşkusunu hep beraber yaşıyoruz. Şehrinizin İstiklâl Madalyasını bir kez daha tebrik ediyorum. Burada canlarını veren şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Biraz önce Belediye Başkanımız gayet güzel bir şekilde söyledi, her evden bir şehit çıktığını, nüfusun dörtte birinin şehit olduğunu; bunlar gerçekten tarihte az görülen olaylardır. Ama bir halk hareketidir, tamamen bir halk hareketidir. Halkın her katmanından, terzisinden, ayakkabıcısından, imamından, okumuşuna, kadınından kızından, çoluğundan çocuğundan herkesin topyekûn katıldığı bir halk hareketidir, bir bütünleşmedir, bunun için de zaten zafer kazanılmıştır.
Şüphesiz ki bugün bunları hatırlayacağız, bunları hafızalarımızda canlı tutacağız. Ama sadece bunları konuşarak ve sadece o günkü büyüklerimizle övünerek, gururlanarak da vaktimizi geçirmeyeceğiz. O ruh ve o azmi bugün başka bir şekilde göstermemiz gerekiyor. Aslında Gaziantep bunu gösteriyor da. Bu kalkınma, gelişme, zenginleşme, refahın herkese yayılması, bunda önderlik etme, öncülük etme; bugün Gaziantep bunu yaşıyor. O günkü kahramanlığı gösterenler, bugün de başka sahalarda kahramanlıklar sergiliyorlar. Onun için Gaziantep sanayisi, Türkiye'nin gerçekten gururudur. Onun içindir Türkiye'deki birçok sektörün imalâtının yüzde 50'den fazlası Gaziantep'te yapılmaktadır. Türkiye'nin gerçekten öncü sanayi kuruluşları vardır. Üniversitesiyle, büyük bir sağlık merkezi olmasıyla, ticarî kabiliyetiyle, yetenekleriyle bugün sadece çevresinde değil, sadece çevre komşu ülkelerde değil bütün dünyada dikkati çekmeye başlamıştır. Bizim hep beraber bugün yapacağımız, kıvanç duyacağımız şey budur. Türkiye'yi daha da ileriye taşımak, Türk milletini daha da zenginleştirmek, demokrasimizi çok daha güçlendirmek, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyetlerin seviyesine değil, üstüne çıkmak. Bunun için gece-gündüz çalışmamız gerekiyor. Bunun için bütün enerjimizi bu söylediğim konulara sevk etmemiz gerekiyor. Daha çok çalışmalıyız, daha çok kalkınmalıyız. Daha yürüyecek çok yolumuz vardır, daha yapacak çok işimiz vardır. Kaybettiğimiz çok anlamsız yıllar vardır. Onun için Gaziantep bu işleri en iyi başaran illerimizden biridir. Yeri geldiğinde her şeyi unutarak, geleceği unutarak, hayatı unutarak, her türlü maddî çıkarı unutarak savaş yapmıştır, en sevgili varlıklarını feda etmiştir, şehit etmiştir. Yeri geldiğinde de gece gündüz alın teriyle çalışarak Türkiye'nin kalkınmasına, bölgesinin kalkınmasına katkı sağlamıştır.
Ben bu duygularla sizlerle beraber olmaktan duyduğum mutluluğu, memnuniyeti bir kez daha ifade ediyorum. Bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Bütün Gazianteplilere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
Hepinize başarılar diliyorum, sağ olun.
Yazdır Paylaş Yukarı