Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin Yıldönümü'nde Yaptıkları Konuşma

18.03.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin Yıldönümünde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır.
"Değerli Konuklar,
Saygıdeğer Vatandaşlarım,
Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende sizlerle birlikte olmaktan büyük mutlululuk duyuyorum.
Sizlere, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Toplulukları millet yapan tarihleridir, ortak değerleridir.
Ecdadımız bizlere destansı mücadelelerle örülmüş eşsiz bir tarih mirası bırakmıştır.
Türk milleti imkansızlıklarla karşılaşsa dahi bağımsızlığından hiçbir dönem vazgeçmemiştir.
Tarihimizdeki zaferler, vatan ve bağımsızlık sözkonusu olunca milletimizin önünde hiçbir gücün duramayacağının ispatıdır.
İşte Türk milletinin büyüklüğü buradadır.
Çanakkale Savaşları, bunun seçkin bir örneğidir.
Burada kazanılan zafer, Türk kahramanlığının ve cesaretinin eşsiz bir göstergesidir.
Türk milleti Çanakkale'de kanıyla, canıyla, onuruyla tarih yazmıştır.
Milletimiz Çanakkale'de omuz omuza vererek, büyük orduları dize getirmiştir.
Bu bakımdan Çanakkale Zaferi, tarihimizin en parlak sayfalarından biridir.
20. yüzyılın askeri ve siyasal gelişmelerini ve dengelerini etkileyen Çanakkale Zaferi, Türk ve dünya tarihinde önemli yere sahiptir.
Çanakkale Deniz Zaferi, Türk askerinin gücünü, savaş kabiliyetini dünyaya bir kez daha göstermiştir.
Burada tarihin en inanılmaz savunmalarından biri yapılmıştır.
Türk halkının inancı ve kendine güveni, burada tarihin akışını değiştirmiştir.
Dolayısıyla Çanakkale Zaferi, milletimiz için bir başlangıç, işgal güçleri için ise bir rüyanın sonu olmuştur.
İşgal güçleri 18 Mart'ta uğradıkları yenilginin ardından, kara savaşlarında da hüsranla karşılaşmışlardır.
Conkbayırında, Anafartalar'da ve diğer cephelerde Türk insanının vatan ve bayrak sevgisine, harp yeterliliğine bir kez daha şahit olmuşlardır.
Özellikle Anafartalar'da genç komutan Mustafa Kemal önderliğinde yapılan başarılı savunma, Çanakkale'nin geçilemeyeceğini dünyaya ilan etmiştir.
Çanakkale, vatanı için ölümü seve seve göze alanların yazdıkları bir destandır.
Buradaki mücadeleyi anlatmaya ne duygular ne de kelimeler yeter.
İstiklal Marşımızın şairi, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitlerine yazdığı şiir, verilen mücadeleyi ne güzel anlatmaktadır.
Yüreklerde bir duygu seli yaratan şiirin mısraları bugün de içimizi titretmekte, bizlere adeta o günleri yeniden yaşatmaktadır.
Hiçbir Türk yoktur ki, Şehitler Diyarı Çanakkale'yi görüp de göz yaşlarına hakim olabilsin.
18 Mart 1915'le başlayan süreçte Türk milletinin kaderi yeniden çizilmiştir.
Çanakkale Deniz Zaferi'yle yalnızca boğazlardan işgal güçlerinin geçisi engellenmemiş aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan yol da açılmıştır. Çanakkale Zaferi'nin en anlamlı yönü buradadır.
Bu bakımdan Çanakkale Zaferi Türk milletinin uyanışını, bilinçlenmesini simgelemektedir.
Türk milleti önce Çanakkale'de, ardından Kurtuluş Savaşı'nda var olma mücadelesi vermiştir.
Milletimizin onurlu mücadelesi sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, bu topraklar üzerindeki tarihi serüvenimizin en önemli aşaması olmuştur.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar varlığımızın devam ettirilebilmesinin teminatıdır.
Aziz Vatandaşlarım,
Çanakkale Savaşlarında verilen mücadeleyi anlayabilmek için, Çanakkale ruhunu kavrayabilmek gerekir.
Çanakkale, ülkenin her köşesinden şehitlerimizin koyun koyuna yattığı bir mekandır.
Mukaddes vatan inancı, bu insanları burada biraraya getirmiştir.
Çanakkale aslında milletin bağrıdır.
Çanakkale aynı zamanda, farklı ülkelere mensup insanların yanyana yattığı bir barış anıtıdır
Dün savaşın bir cephesi olan Çanakkale, bugün barışın ve dostluğun değerini insanlığa hatırlatan bir barış abidesidir.
Bu bakımdan insanlığın Çanakkale Savaşlarından çıkaracağı önemli dersler olduğuna inanıyorum.
Aziz Vatandaşlarım,
Ne mutlu bizlere ki böyle şerefli, böyle vatan aşkıyla dolu bir milletin mirasçılarıyız.
Bu vatan kolay kazanılmamıştır.
Ecdadımız vatan ve bayrak uğruna canını vermekten çekinmemiştir.
Bizlere bugünleri armağan edebilmek için seve seve şehit ve gazi olmuştur.
Şehitlik ve gazilik, Türk milleti için en kutsal paye, ulaşılabilecek en yüksek mertebedir.
Türkiye vatanını canından aziz bilen şehitlerimiz ve gazilerimiz, bağımsızlığımızın ebedi simgeleridir.
Milletimiz, mukaddes vatanımızın korunması için canlarını ortaya koyan şehitlerini ve gazilerini hiçbir zaman unutmayacaktır.
Vatanımızı bizlere emanet edenler, yurdun her karış toprağını kanlarıyla sulamışlardır.
Her zaman bunun bilinci içinde olacağız.
Şehitlerimizin ve gazilerimizin bıraktıkları kutsal mirasa, vatanımıza ve bayrağımıza onurumuzla sahip çıkacağız.
Onların emanet ettiği bu ülkeyi çok daha güçlü yapmak, Büyük Atatürk'ün koyduğu hedeflerin ötesine taşıyabilmek için sebatla çalışacağız.
Ülkemizi kalkındıracak, demokrasimizi güçlendireceğiz.
Tarihimize sahip çıkacak, genç nesillere geçmişimizi daha iyi öğreteceğiz.
Attığımız her adımda şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzu ödeyebilmenin bilinci içinde olacağız. O gün verdiğimiz gazilerin yanına bugün verdiğimiz gaziler ve şehitler, onları da hiçbir zaman unutmayacağız. Onların yerde bıraktıkları daima bize emanet olacaktır.
Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle yad ederken, gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.
Siz değerli vatandaşlarıma, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hepinizi şehitlerimizin ve gazilerimizin geride bıraktıklarını sahip çıkmaya davet ediyorum. Ve hepinizi, tekrar, bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun, var olun."
Yazdır Paylaş Yukarı