Tokyo Büyükelçisi Sayın Sermet Atacanlı Tarafından Onurlarına Verilen Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

05.06.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Tokyo Büyükelçisi Sayın Sermet Atacanlı tarafından onurlarına verilen akşam yemeğinde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
"Altes Prenses Takamado,
Sayın Bakan,
Bayanlar ve Baylar,
Değerli Konuklar,
Japonya'ya gerçekleştirdiğim bu ziyaret, iki ülke arasında Devlet Başkanı düzeyinde ilk ziyaret olması nedeniyle Türkiye-Japonya ilişkileri açısından tarihi bir anlam ifade etmektedir. Böyle bir ziyareti gerçekleştirmek benim için de mutluluk vericidir.
Japonya'yı 2003 yılı Aralık ayında, 'Japonya'da Türk Yılı' vesilesiyle Dışişleri Bakanı olarak da ziyaret etmiştim. Gerek doğal güzellikleri ve modernliği, gerek halkının konukseverliği nedeniyle Japonya'dan çok iyi izlenimlerle ayrılmıştım. Bu nedenle bir kez daha Japonya'da bulunmaktan ayrıca mutluluk duyuyorum.
Türkiye ve Japonya Asya Kıtasının doğu ve batı uçlarında yer alan, uzun tarihi geçmişe sahip, özgün kültürel miraslarını günümüze kadar koruma başarısı göstermiş iki büyük ulustur.
Coğrafi mesafe, ulaşım ve iletişim imkanlarının kısıtlı olduğu dönemlerde ülkelerimiz arasında ilişkilerin kurulmasını geciktirmiştir.
Japon Prensi Komatsu'nun 1887 yılında İstanbul'a yaptığı ziyarete karşılık olarak 1889 yılında Ertuğrul Fırkateyn'nin Japonya'ya gönderilmesi, bir yandan hazin bir öykü olarak hatıralarda yer edinirken, diğer yandan ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin fiili başlangıcını teşkil etmiştir. Şehitlerimiz bir anlamda Türk-Japon ilişkilerinin üzerine inşa edildiği temel taşı olarak tarihteki yerlerini almışlardır.
1890 yılında meydana gelen elim kazada şehit olan denizcilerimiz anısına Japonya tarafından Kushimoto'da 1937 yılında yaptırılan anıt halklarımız arasındaki ebedi dostluğun temellerinin atılmasında simge olmuştur.
Türk Halkı, kazada şehit olan Türk denizcilerin aileleri için yardım kampanyası düzenleyerek toplanan meblağı 1892 yılında İstanbul'a iki savaş gemisi ile getiren, akabinde ülkemizde 22 yıl kalarak ilk Türk-Japon Dostluk Derneği'ni kuran Yamada Torajiro'nun şahsında Japon halkının sergilediği ulvi davranışı asla unutmayacaktır.
Torajiro'nun Türkiye seyahatinin ülkemizde Japonya'ya yönelik ilgiyi tetiklediğini söylemek mümkündür. Nitekim milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un 1930'lu yıllarda kaleme aldığı 'Japonlar' adlı şiiri Türk kamuoyunda uzak diyarlardaki dost ülkenin beğeni ile izlendiğini göstermektedir. Öte yandan, Nazım Hikmet'in 'Kız Çocuğu' adlı şiiri Japon insanının 1945 Hiroşima dramıyla maruz kaldığı keder ve acının okyanuslar ötesinde Türkiye'de de hissedildiği ve paylaşıldığı mesajını vermektedir.
Olayların seyri, Türkiye'de Japonya'ya yönelik olumlu hissiyatın birkaç edebi esere sığacak kadar sınırlı kalmayacağını göstermiştir.
Bilindiği üzere, 2003 yılı Japonya'da 'Türkiye Yılı' ilan edilmiş ve bu çerçevede başarılı etkinlikler düzenlenmiştir. Bu defa 2010 yılının Türkiye'de Japon Yılı ilan edilmesinin, Japon kültürünün Türk halkı tarafından daha yakından tanınmasına fırsat verecek bir vesile olmasının ötesinde, Japonya ile dostane ilişkilerimize verdiğimiz önemin vurgulanması için elzem olduğuna inanıyorum.
Karşılıklı anlayış birliği temelinde şekillenen ikili işbirliğimiz doğası gereği, çok yönlü ve işlevsel mekanizmalara sahiptir.
Türk-Japon ilişkilerinin önümüzdeki dönemde daha da genişleyeceğine inanıyorum. Halklarımız arasındaki dostluğun coğrafi uzaklığa rağmen güçlü ve sağlam temellere dayanması ilişkilerimizin lokomotifi olacaktır.
Türkiye ve Japonya, konuşmamda da bahsettiğim üzere çeşitli alanlarda sahip oldukları potansiyel ile bölgesel ve küresel istikrar ile refahın güçlendirilmesine olumlu katkılar yapabilme yeteneğine sahip ülkelerdir. Bu nedenle, Türkiye ve Japonya arasındaki ilişkilerin somut bir işbirliğine dönüştürülmesi günümüzde daha da önemli bir hale gelmiştir.
Türkiye ile Japonya arasındaki ikili ilişkilerin ülkelerimizin ve halklarımızın ortak yararı doğrultusunda her alanda daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesi yönündeki arzumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Ayrıca, bugün burada bulunan Japon konuklarımızın, Türkiye'nin kültür elçileri olmalarını, Japon toplumunun Türkiye'yi daha yakından tanımasına yardımcı olmalarını diliyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı