24. İSEDAK Toplantısı Açılış Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

23.10.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Bakanlar,
Sayın Genel Sekreter,
Ekselansları,
Değerli Temsilciler,
Baylar ve Bayanlar,
İSEDAK üyesi dost ve kardeş ülke temsilcilerini İstanbul'da bir kez daha görmekten büyük bir memnuniyet duymaktayım.
Türkiye'ye hoşgeldiniz.
İSEDAK, sizlerin de değerli katkılarıyla 24 yıldır çalışmalarını kesintisiz sürdürmekte ve İslam ülkeleri için daimi bir işbirliği platformu sunmaktadır.
İSEDAK'ın görev alanına giren konularda sağlanan gelişmeler münasebetiyle buna katkıda bulunan bütün ülkeleri ve yetkilileri kutlamak isterim.
Gerçekten de, geçen çeyrek yüzyıla yakın süre içinde, İslam coğrafyasında İSEDAK'ın kuruluş hedeflerine uygun doğrultuda, yeterli olmasa da küçümsenmeyecek bazı ilerlemeler ve gelişmeler sağlanmış bulunmaktadır.
İSEDAK'ın yarattığı işbirliği atmosferi, kuşkusuz siyasi bağlarımızın da güçlenmesine de katkıda bulunmuştur.
Ayrıca, üye ülkelerde süregelen reform ve iyi yönetişim çabalarını, teşviki ve devam etmesi elzem olan olumlu gelişmeler arasında zikretmek isterim.
Ancak, gerek dünyada, gerekse İslam ülkelerinde bazı kronik sorunlar varlığını sürdürmektedir. Bu sorunlar kimi zaman siyasi, kimi zaman sosyal ve ekonomik veya kültürel şekil almakta, gelişmeye engel olmaya ve kaynakların israfına yol açmaya devam etmektedir.
Henüz çözülmemiş bazı ikili ihtilaflar da, ne yazık ki, İslam ülkelerinin aralarındaki ekonomik ve ticari işbirliği imkanlarını gerektiği gibi kullanmalarını engellemektedir.
Diğer yandan, en başta Afrika kıtası olmak üzere, İKÖ üyesi ülkeleri etkileyen yoksulluk, açlık ve salgın hastalıklar, kararlı ve kollektif mücadelemizin etkin biçimde devamını zorunlu kılmaktadır.
Siyasi önceliklerimiz arasında yeralan Filistin meselesi çözüm beklemeye devam etmektedir. Siyasi çözümün gecikmesi, Filistin halkının sosyo-ekonomik sıkıntılarının da artarak devam etmesine yol açmaktadır. Bu vesileyle, bütün üye ülkeleri kardeş Filistin halkının ihtiyacı olan gelişme projelerine desteklerini artırarak sürdürmeye davet ediyorum.
Irak ve Afganistan'daki kardeşlerimizin yeniden inşa ve ulusal uzlaşı sağlama çabaları da hepimizin siyasi ve ekonomik desteğini haketmektedir. Bu iki ülkenin uluslararası terörizmin pençesinden ve ekonomik sıkıntılardan kurtulmasına yardımcı olmamız gerekmektedir.
Bu ülkelerle ve benzer sorunlarla karşı karşıya bulunan üye ülkelerle daha yoğun işbirliğinde bulunmak, hepimiz için önemli bir sorumluluktur. Buna yıllardır gayriadil ve gayriinsani izolasyon altında bulunan KKTC de dahildir.
Bu kardeşlerimizin yoksulluk döngüsünü yenmeleri ve bu bölgelerin barış, istikrar ve refah alanına dönüşmesi başlıca temennimizdir.
Şunu biliyoruz ki, dünyada tüm halkların kaderleri birbirine bağlanmaktadır. Sınır tanımayan sorunlara, ortak samimi girişimlerle ortak çözümler aramamız gerektiğine inanıyorum.
Küresel kaynakların çatışmalara, silahlanmaya ve israfa değil küresel refahı artırmak üzere, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadeleye, eğitim ve AR-GE çalışmalarına, sağlık hizmetlerine ve yakın ticari işbirliğine ayrılması elzemdir.
Geçen hafta BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilen Türkiye, bu yöndeki faaliyetlerini artırarak sürdürecektir.
Bu vesileyle Güvenlik Konseyi'ne seçilmesine kuvvetli destek vermiş olan İKÖ üyesi ülkelere içten teşekkürlerimizi sunarım.
Sayın Konuklar,
Dünyanın son aylarda yaşamakta olduğu ekonomik çalkantılar, şüphesiz İKÖ üyesi ülkeleri çok yakından ilgilendirmekte ve etkilemektedir.
Bu gelişmelerin Daimi Komitemizin hazırlık toplantılarında kapsamlı biçimde ele alınmış olduğunu öğrenmekten memnuniyet duyuyorum.
Toplantımız vesilesiyle yapılan ve yapılacak görüş alışverişlerinin, üye ülkelerin küresel ekonomik sarsıntılardan asgari biçimde etkilenmelerine ve hatta bunları fırsata çevirmelerine yardımcı olmasını temenni ediyorum.
Başta son mali krizin beşiği olan gelişmiş ülkeler olmak üzere, uluslararası toplumda dünya ekonomisini düzenleyen kuralların gözden geçirilmesi yönünde bir ihtiyacın ortaya çıktığını görüyorum. Böyle bir gözden geçirme süreci, bazı kuralların değişmesi, yeni kurallar konulması sonucunu verecektir.
Bu süreçte, gelişmekte olan ülkelerin çoğunluğunu oluşturduğu İSEDAK bünyesinden çıkacak fikirlerin ve önerilerin de faydalı olacağını düşünüyorum.
Esasen İSEDAK, yenilenen gündemiyle etkin bir işbirliği ve görüş alışverişi platformu olma özelliğini güçlendirmiş bulunmaktadır.
Görüyoruz ki, İSEDAK, daha güçlü bir yapıya kavuşmakta ve küresel gelişmelere paralel güncel konuları ele alarak çözüm önerileri geliştirmektedir.
Bu girişimlerden biri de bu yılki görüş alışverişi oturumu için "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi" konusunun seçilmiş olmasıdır.
Bildiğiniz gibi, yaşanmakta olan küresel krizin sanayi üretiminden dış ticarete, fakirlikle mücadeleden istihdama kadar birçok alanda olumsuz etkileri olacağı tahmin edilmektedir.
Dış kaynaklara bağımlı ekonomilerde krizin etkisinin daha yoğun hissedileceği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, yakın tarihteki örneklerden de biliyoruz ki, ekonomik ve mali yapısı sağlam, rekabet gücü yüksek ve pazar ve kaynak çeşitlemesini başarabilmiş ülkeler bu tip krizleri zorlanmadan atlatmaktadırlar.
Bu açıdan, gerçek bir ekonomik faaliyete dayanmayan türev ürünlerin yaşanılan mali krizdeki etkisi gözönüne alınınca, gündeminizde doğrudan yatırımlara özel bir önem vermiş olmanızı takdirle karşılıyorum.
Zira, dönemsel dalgalanmalar dışında, doğrudan yatırımlar dünya ekonomisinde anahtar bir rol oynamaktadır.
Son yıllarda uluslararası doğrudan yatırımların dünya ekonomisindeki rolü önemli ölçüde artmıştır. Dünya ölçeğinde 2000 yılında 1,4 trilyon Dolar olan doğrudan yatırım miktarı, 2007 yılında yeni bir zirve yaparak 1,8 trilyon Dolara ulaşmıştır. Bu yatırım miktarının 1,3 trilyon Doları gelişmiş ülkelere, 500 milyar doları ise gelişmekte olan ülkelere yapılmıştır.
İSEDAK üyesi ülkelerin bu yatırımlardan aldıkları pay ise, 2007 yılı itibariyle 141 milyar Dolardan ibaret kalmıştır.
Bu miktarın daha yüksek bir düzeye çekilmesi için "yatırım ortamının iyileştirilmesi" konusunun İSEDAK'ta ayrıntılarıyla ele alınmasını memnuniyetle karşılıyor ve bu çabaların somut işbirliğine dönüşmesini temenni ediyorum.
Bildiğiniz gibi, İSEDAK üyesi ülkeler, kalkınma süreçleri devam eden ülkelerden oluşmaktadır.
Özellikle ekonomik performansı düşük olan üye ülkeler için iç piyasadaki tasarruf yetersizliğini giderecek en önemli etken, dış sermaye girişleri ve yatırım imkânlarıdır.
Küresel finansal krizin yol açtığı olumsuz durum karşısında, özellikle son 5 yıl içerisinde İslam Ülkelerinde biriken fonların yine İslam ülkelerinde değerlendirilmesinin uygun olacağı görüşü ön plana çıkmaktadır.
Ancak, bu fonların akışkanlığını sağlamak açısından, üye ülkelerin sermaye piyasaları arasında işbirliğinin tesis edilmesi kritik önem arzetmektedir. Bu itibarla, İslam ülkeleri arasında kurumsal ve ürünsel bazda bir an önce ortak yaklaşımların geliştirilmesi yerinde olacaktır.
Burada, önemli bir sermaye birikimine sahip üye ülkelerimizin diğer üye ülkelerde yaptıkları yatırımları artırmalarına yönelik çağrıda bulunmak istiyorum.
Bunun yanısıra, yatırım almak isteyen üye ülkelerimizi de yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin gerekli tedbirleri ivedilikle yürürlüğe koymaya çağırıyorum.
Bu açıdan, üye ülkeler arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarını ve yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşmalarını vakit geçirmeksizin hayata geçirmemiz gerektiğini ifade etmek isterim.
Değerli Konuklar,
Gıda fiyatlarındaki artışlar tüm dünyada olduğu gibi ülkelerimizde de yoksulluğun derinleşmesine yol açma potansiyeli taşımaktadır.
Artan gıda fiyatları karşısında, üye ülkelerimizde ekonominin yüzde 14'lük bir dilimini oluşturan tarım sektörüne özel önem vermemiz gerektiğini, bu bağlamda özellikle ürün verimliliğinin artırılması, tarımsal sanayinin geliştirilmesi ve hasat sonrası ürün kayıplarının azaltılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu önemli sektördeki birikimimiz, hem gıda güvenliğimize katkıda bulunacak hem de ihraç gelirleri yoluyla katma değeri yüksek diğer sektörlerin gelişmesi için de bir temel oluşturacaktır.
Bu sorunlar ışığında, üye ülkelerimizi ortak bir sorumluluk bilinci içinde işbirliği yapmaya davet ediyor ve özellikle gıda güvenliğine ilişkin işbirliği girişimlerine olan desteklerimi ifade ediyorum.
Bayanlar, Baylar,
Son dönemde İKÖ içi ticarette önemli artışlar meydana gelmiştir.
Tercihli Ticaret Sisteminin kurulmasında ve ticaret finansmanında olumlu gelişmeler sağlanmıştır.
Bütün bunlar, İKÖ camiasının ve İSEDAK'ın üye ülkelerin ekonomik kalkınmalarına ve refahına ciddi bir katkısı olabileceğini göstermiştir.
Bu başarıların üzerine yeni başarılar inşa edebileceğimize inanıyorum.
Ekonomik işbirliğinde önceliğimiz, İSEDAK çerçevesinde belirli bir aşamaya gelmiş projelerin bir an önce sonuçlandırılması olmalıdır.
Bu önemli forumun gündemini yapılabilir yeni proje ve programlarla sürekli zenginleştirmeliyiz.
Bu çerçevede, Tercihli Ticaret Sistemi kurulması projesi, aramızdaki ticaretin daha da arttırılması için önemli bir araçtır.
Bu doğrultuda geçtiğimiz 4 yılda önemli aşamalar kaydettik.
Bu önemli projenin meyvelerini toplayabilmek için son adımları atıp, 2009 yılı başından itibaren bu sistemi hayata geçirmek istiyoruz.
2007 yılı itibariyle %16,4 olan İKÖ içi ticaretimizin %20 oranına ulaşmasını hedefliyoruz.
Bu hedefe ulaşmak için ise, Tercihli Ticaret Sisteminin işlerlik kazanması büyük önem taşımaktadır.
Bu bakımdan, Tercihli Tarifeler Protokolü PRETAS'ı onaylayan ülke sayısını ivedilikle 6'dan 10'a çıkarmak durumundayız.
2009 yılına az bir süre kala, ilgili üye ülkeleri onay süreçlerini hızlandırmaya davet ediyorum.
Ticari kapasitemizi güçlendirici bir diğer gelişme, İslam Kalkınma Bankası bünyesinde Uluslararası İslam Ticaretin Finansmanı Şirketi'nin kurulmasıdır.
Bu gelişmenin ticarette artan finansman ihtiyacına önemli katkı sağlayacağına inanıyor, İslam Kalkınma Bankası'na katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.
Sayın Konuklar,
Kuşkusuz, ticarette karşılaşılan sorunlar sadece engellerin kaldırılması ve finans imkânlarının genişletilmesiyle sınırlı değildir.
Üretim kapasitesi yetersiz olan ülkelere teknik destek verme ve üretim altyapısıyla ilgili sorunlara da eğilme zorunluluğumuz vardır.
Bu bağlamda İSEDAK için önemli gördüğüm çalışmalardan biri de İKÖ içi pamuk işbirliğini güçlendirmektir.
Bu açıdan İKÖ Pamuk İşbirliği Eylem Planı'na, başta İKÖ Genel Sekreterliği ve İslam Kalkınma Bankası olmak üzere tüm ilgili kurumlarımızın gerekli desteği sağlayacaklarına inanıyorum.
Değerli Katılımcılar,
İslam ülkeleri arasında ekonomik, bilimsel ve sosyal göstergeler açısından çok ciddi farklılıklar bulunmaktadır.
Bu, işbirliğini zorlaştıran bir husus olmakla birlikte bir yandan da işbirliğine yeni imkanlar açabilecek bir potansiyeldir.
Bu çerçevede, önemli gördüğüm bir konu, vatandaşlarımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesidir.
Ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir hale getirmek ve yarının nesillerine daha iyi şartlarda bir dünya bırakabilmek için insani gelişime daha çok yatırım yapmak durumundayız.
Önceliğimiz, temel ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilen aydın ve girişimci beyinleri toplumumuza ve tüm insanlığa kazandırabilmek olmalıdır.
Eğitim ve sağlık hizmetleri ile gelir dağılımı ölçütlerinde, İSEDAK üyesi ülkelerin son yıllarda olumlu gelişmeler kaydetmekte olmaları memnuniyet vericidir.
Yüksek insani gelişmişlik kategorisindeki İSEDAK üyesi ülkelerin sayısının 3'den 10'a çıkmış olması, yetersiz de olsa, olumlu bir işarettir.
Sayın Bakanlar,
Kıymetli Delegeler,
İslam ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi, bir yandan çok taraflı program ve düzenlemelerin geliştirilmesine, diğer yandan da milli düzeyde atılacak güçlü adımlara bağlıdır.
Tercihli ticaret, ticaretin finansmanı gibi alanlardaki işbirliğine ilaveten ortak yatırımlara, sermaye ve insan hareketlerinin kolaylaştırılmasına, üretimde ihtisaslaşmaya ve küresel pazarlarda rekabet edebilir güçlü bir üretim altyapısının geliştirilmesine özel önem vermeliyiz.
Bu çerçevede, her şeyi hükümetlerin yapacağı fikrinden ve yaklaşımından uzak durmalıyız.
Özel sektör, gönüllü kuruluşlar ve elbette ilgili kamu kurumları arasındaki işbirliğini kolaylaştırıcı bir rol oynamalıyız.
Bu açıdan, İSEDAK'la işbirliği halinde düzenlenen ve binlerce Türk işadamının yanısıra, yurtdışından da 2000 civarında işadamının katıldığı MÜSİAD 12. Uluslararası İş Forumu ve 12. Ticaret Fuarı etkinliklerini takdirle karşılıyorum.
İşbirliğinin önemli bir aktörü de, özel sektördür.
İstisnalar dışında, kamu kurumlarının işbirliğindeki temel görevi, üretim ve ticari faaliyetler için uygun ortamın ve işbirliği çerçevesinin oluşturulması ve ekonomik faaliyetlerin kolaylaştırılması olmalıdır.
Değerli Konuklar,
Değerli Katılımcılar,
Güney Kafkasya'daki son gelişmeler, enerji güvenliğini uluslararası gündemde öncelikli konular arasına taşımıştır.
Günümüzde, enerji tüketicileri enerji kaynak ve güzergâhlarını çeşitlendirmeye ve güvence altına almaya; enerji üreticileri de enerji talep ve arz dengesinin sürdürülebilir olmasına çalışmaktadırlar.
Enerji konusunun İKÖ ülkeleri arasında işbirliği için önemli fırsatlar sunduğunu, bu imkânı birlikte iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, İKÖ üyelerinin çevre ve iklim değişikliği ile mücadele konularında da işbirliği geliştirmelerinin önemine inanıyorum.
Değerli Konuklar,
Yeni İKÖ Şartı'nın kabulüyle taçlanan reform çabalarını takdirle izliyor ve kuvvetle destekliyorum.
Türkiye'nin, Kampala'da yapılan İKÖ Dışişleri Bakanları toplantısında yeni İKÖ Şartı'nı imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu ifade etmekten mutluluk duyuyorum.
İnsanlığın çağdaş değerlerinin yeraldığı yeni Şart'ın, 21. yüzyılın getirdiği sorunlarla mücadelede İKÖ'ye büyük güç katacağına inanıyorum.
Bu değerler arasında yeralan iyi yönetişim, hesap verebilirlik, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı, kadınların statüsünün güçlendirilmesi, saydamlık ve hukukun üstünlüğü ilkeleri İslam ülkeleri ve halklarını hakettikleri düzeye yükseltecektir.
Bu önemli süreçte, Genel Sekreter Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ve Sekretarya'nın gayretlerini takdirle karşılıyorum.
İKÖ'nün, yeni Şart'la birlikte uluslararası arenada daha fazla sorumluluk üstleneceğine ve daha güçlü bir şekilde sesini duyuracağına inanıyorum.
Türkiye, İKÖ ve İSEDAK çerçevesindeki tüm işbirliği girişimlerine şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da gereken tüm desteği vermeye devam edecektir.
Bu vesileyle, Türkiye'nin, son yıllarda çok önemli atılımlar yapan İslam ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezine (SESRIC) Ankara'da yeni bir çalışma binası yapımı için değerli bir arazi tahsis ettiğini açıklamak isterim.
Kuveyt, bu binanın inşası için 1 milyon Dolarlık mali destekte bulunmuştur. Türkiye de, finansal destek sağlayacaktır.
Bu vesileyle, Senegal Zirvesi kararları doğrultusunda diğer üye ülkeleri de benzer desteklerde bulunmaya davet ediyorum.
Sayın Konuklar,
2009 yılında İSEDAK'ın 25. kuruluş yıldönümünü kutlayacağız.
Bu faaliyeti, geleceğe dönük politikalarımızın ele alınmasına imkan verecek önemli bir fırsat olarak görüyorum.
25. yıldönümü kutlamasının İstanbul'da bir "Ekonomi Zirvesi" ile gerçekleştirilmesinin yararlı olacağına inanıyorum.
Anılan yıldönümünün ülkelerimizin İSEDAK'la ilişkilerini zenginleştiren bir etkinlikle kutlanması için hepinizin değerli katkılarını bekliyorum.
Bu düşüncelerle, tüm üye ülkelere, İKÖ'nin tüm bağlı ve ilgili kuruluşlarının yönetici ve çalışanlarına, İSEDAK çalışmalarına yaptıkları değerli katkılardan ötürü teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu Toplantımızda da aramızdaki kardeşliğin ve İslam Ülkeleri arasındaki dayanışmanın güzel bir örneğini göstereceğinize inanıyorum.
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı