TÜSİAD Tarafından Düzenlenen "Türkiye'de Yükseköğretim: Eğilimler, Sorunlar ve Fırsatlar" Konulu Toplantıda Yaptıkları Konuşma

27.10.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Değerli konuklar, değerli misafirler, önce hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.
Bugünkü toplantıya katılmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum, çünkü Cumhurbaşkanı olarak en önem verdiğim alanlardan birisi üniversitelerdir. Bu bakımdan, toplantının gerçekleşmesine vesile olan TÜSİAD'a teşekkür ediyorum. TÜSİAD'ın Türk üniversitelerine, eğitim sistemine gösterdiği ilgiyi de çok takdir ediyorum. Bu ilginin sadece bir defalık olmadığını, sürekli bir ilgi olduğunu daha önceki raporlarından biliyorum. Dolayısıyla Türk sanayicilerinin ve işadamlarının Türkiye'nin eğitim sistemiyle yakından ilgilenmeleri her türlü takdirin üstündedir.
Yine aynı şekilde gösterdikleri yakın işbirliğinden dolayı Avrupa Üniversiteler Birliği'ne de teşekkür ediyorum.
Biraz önce çok güzel konuşmaları hep beraber dinledik. Gerek Türkiye'deki mevcut durum, gerek Avrupa'nın gidişatı, gerekse bizim yapmayı arzu ettiğimiz önümüzdeki dönemde planlanan hususlar. Bunların hepsi doğrusu gayet güzel fikirlerdir.
Ben bu güzel konuşmalara ilave olarak sadece beklentilerimizi söylemek istiyorum. Bazı tespitleri yapmak istiyorum ve sizleri teşvik etmek istiyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu dönemki açılış konuşmamda da altını çizdiğim birkaç husustan birisi üniversitelerdi ve meslek konusuydu. Dolayısıyla bu tip toplantılara katıldığımda düşüncelerimi paylaşmaktan da memnuniyet duyuyorum.
Son günlerde bazı üniversitelerin akademik yıla başlaması vesilesiyle de düzenlenen törenlere katıldım ve bu görüşlerimi paylaştım.
Bu toplantının çok zamanlı bir toplantı olduğunu da ifade etmek isterim. Çünkü Türkiye'de, yeni üniversiteler, yeni devlet üniversiteleri kuruldu. Birçok üniversitelerde yeni rektörler görev aldılar. Dolayısıyla, dönüşümün, yeniden yapılanmanın tartışıldığı bir ortamda, yeni kurulan üniversitelerin en iyi şekilde başlaması için de bütün bu çalışmaların çok büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Eğitim, şüphesiz ki her ülke için çok önemlidir. O bakımdan Cumhurbaşkanı olarak, ben de Türkiye için en önemli konuların başında eğitim geldiğine inanıyorum. Yüksek öğretimin eğitim sürecinin, eğitimle ilgili sürecin en önemli safhalarından birisi olduğuna inanıyorum. Türkiye gibi 70 milyon nüfusu olan ve nüfusunun büyük bir kısmı genç olan bir ülkede, nitelikli insanların yetişmesi, vasıflı insanların yetişmesi, Türkiye'nin tamamen geleceğiyle ilgili bir konudur.
O bakımdan, üniversitelerin üstüne hepimizin titremesinin, üniversitelere çok büyük öncelik vermemizin, onların her türlü sorunlarını çözmek için üstün gayret göstermemizin, Türkiye'nin geleceğine yapacağımız en büyük yatırım olduğuna da inanıyorum. Ayrıca, Türkiye Avrupa Birliği'yle müzakere süreci içerisinde olduğu için, nasıl diğer alanlarda standartlarını ona göre uyarlıyorsa, üniversite eğitimi konusunda da kendi standartlarını, yeniden yapılanmasını ona göre uyarlaması gerektiğine inanıyorum.
Tarama sürecine üniversitelerimiz de katıldılar. Beraber olmak istediğimiz dünya ile bizim üniversitelerimiz arasındaki farklılıklar neler, bunlar hep tespit edildi. Neleri yapmak istediğimiz ortaya çıktı. Bununla ilgili hazırlanan strateji belgeleri söz konusu. Dolayısıyla bütün bunların gerçekleştirilebilmesi, süratli bir şekilde yerine getirilebilmesi için vakit geçirmememiz gerektiğine inanıyorum.
Maalesef şimdiye kadar üniversitelerimiz hep farklı şekilde gündeme geldiler. İdeolojik çekişmelerle, mücadelelerle, yasaklarla, rektör seçimleriyle hep gündeme geldiler. Hâlbuki üniversitelerimizde muhakkak ki çok başarılar da söz konusu. Üniversitelerin bazı birimlerin, bazı bilim adamlarımızın dünya çapında başarıları da var. Hepsiyle tabii gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz. Ama şu da bir gerçek ki, yapılan değerlendirmeler ve çalışmalar, yine YÖK tarafından çıkartılan analizler, raporlar, üniversitelerimizin beklentilerimizi tam karşılamadığı yönündedir.
Bunu tespit etmek, herhangi bir noksanlık değildir. Önemli olan, tespit edilen noksanlıkların süratli bir şekilde yerine getirilmesi için kararlılığı ortaya koyabilmektir. O açıdan sivil toplum örgütlerini de -Meclis'te yaptığım konuşmada- katkıya davet etmiştim. Bu bakımdan TÜSİAD'ı bir kez daha tebrik ediyorum.
Üniversiteler sadece eğitim veren kurumlar da değildir. Bunun yanında bilgiyi üreten, üretilen bilgilerin teknolojiye uygulanmasına da öncülük eden kurumlar olması gerekir. Araştırma-geliştirme konularına yine öncülük etmesi gereken kurumların üniversiteler olduğuna inanıyorum.
Bu açıdan da baktığımızda, yine arzu ettiğimiz noktada olmadığımızı maalesef görüyorum. Belki bir zamanlar bu kadar çok sorun yoktu; ama sorunların altında olduğu dönemde bile onları yeteri kadar paylaşamadığımızı, Avrupa Birliği Çerçeve Programlarını göz önüne aldığımızda gayet açık şekilde yine görüyoruz. Altıncı Çerçeve Programının bizim için çok acı tecrübeleri olmuştur. Hatta Yedinci Çerçeve Programına katılırken, o zaman bu konuyla yakından ilgilenen bir kişi olarak çok tereddüt de geçirmiştik, katılalım mı, katılmayalım mı diye; ama, üniversitelerimizin Avrupa bilim dünyasından kopmaması için az proje bile alsak, bilim adamlarımızın, öğretim üyelerimizin o dünyanın, o iklimin içinden kopmamaları için her türlü fedakarlığın yapılması gerektiğine o zaman kanaat getirmiş ve Yedinci Çerçeve Programına da katılmıştık.
Yine memnuniyetle ifade etmek isterim ki, son yıllarda araştırma geliştirme konularında ayrılan payların da, imkanların da giderek arttığını görüyoruz.
Burada şöyle bir çağrıyı da yapmak istiyorum. Hükümet, üniversite, TÜBİTAK, özel teşebbüs, iş âlemi; herkesin büyük bir dayanışma ve işbirliği içerisinde birbirini tamamlayan bir harmoni içerisinde çalışması gerektiğine inanıyorum. Ve Türkiye'de üniversitelerimiz söz konusu olduğunda yeni bir dönemin başlaması gerektiğinin de elzem olduğu kanaatindeyim. Bu yeni dönem bir taraftan Avrupa Birliği ile müzakere sürecimizde bütün üniversitelerimizin yeniden yapılanmasını sağlamak, diğer taraftan ayrılan fonları artırmak, üniversitelerin probleminin çözümüne samimi ve büyük bir gayretle yaklaşmak ve herkesin çekişmeye değil, tam tersine büyük bir dayanışma ve harmoni içerisinde olması gerektiğine inanıyorum.
Böyle bir durumda, Türkiye üniversitelerinin çok büyük bir sinerji doğuracağına, Türkiye'nin araştırma-geliştirme konularında çok büyük hamle yapacağına, iş dünyası ile işbirliği içerisinde oldukları andan itibaren teknolojiye ve ekonomimize çok büyük katkıları olacağına inanıyorum.
Yine Meclis'te yaptığım konuşmamda yeni yetişen gençlerimizin ne kadar mesleksiz yetiştiklerinin altını çok çizmiştim. İş âlemi de, iş âleminin temsilcileri de birçok raporlarında, toplantılarında bu konuya gayet açık dikkatleri çekiyorlar.
Hepimizin dikkatini çeken bu konuda hamle yapmak zorundayız. Kararlar almak zorundayız. Bu açıdan biraz önce YÖK Başkanı'nın yaptığı açıklamalardan da memnun oldum. Özelikle iş dünyasıyla birleşik, iş dünyasıyla el ele, onlardan alınacak tavsiyeler doğrultusunda, onların da işin içinde olacağı bir şekilde eğitim kurumlarımızı geliştirirsek, bunun çok daha faydalı olacağına inancım tamdır.
Maalesef üniversiteler tartışmalı konularla gündeme geliyor. Bunlardan birisi de rektör seçimleriyle ilgili konular. Bunu daha önce de açıkladım. Bu konuların hepsinin yeniden düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Rektör seçimlerinin üniversitelerde çok derin yaralar açtığını da görüyorum. En gelişmiş ülkelerde, en gelişmiş üniversitelerde bu işlerin nasıl olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz. Raporlarınızla çok açık ortaya koyuyorsunuz. Bunların giderilmesi gerektiği, bu tip konuların nihayette Cumhurbaşkanına bırakılmasının da doğru olmadığı kanaatindeyim. O açıdan, ben gayet cesur bir şekilde, bu tip yetkileri çok sağlıklı kurumlara devretmeye hazır olduğumu da burada ifade etmek isterim. Bizim bütün önceliğimiz, üniversitelerimizi nasıl köklü eğitimde yararlı kılarız, nasıl daha güçlü kılarız. Bunun da yolları gayet açıktır. Rekabeti muhakkak oluşturmamız gerekir. Üniversitelerin çok daha elastik bir yönetim tarzına kavuşturulması gerekir.
Üniversitelerin maddi imkânlarının sadece genel bütçeden gelen paralar olmaması gerekir. Üniversitelerin kendilerinin fon üretebilen, ekonomide, iş dünyasıyla iç içe olabilen ve kendi içinde performans kriterlerini geliştiren, üniversite içerisinde başarılı olanla hiç başarılı olmayanın da ayırt edilebileceği, marifeti olanın teşvik edilebileceği sistemlerin getirilmesi gerektiği kanaatindeyim. O bakımdan bütün bunların düşünülmesinin, üniversitelerin yeniden yapılanması doğrultusunda kimin güzel fikri varsa, bunların ortaya konmasının zamanının geldiğine inanıyorum. Bu konuda sadece kendi tecrübelerimiz ve birikimlerimiz değil başta Avrupa Birliği olmak üzere, dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki tecrübelerden faydalanmak gerektiğinin de şart olduğuna inanıyorum.
Eminim ki bu salondaki birçok akademisyen, bilim adamı, yönetici, rektör, sizler, çoğunuz ömrünüzün çok önemli kısmını dünyanın en iyi üniversitelerinde, yurt dışında geçirdiniz. Bütün bu birikimlerin buraya taşınmasında çok geciktik doğrusu. O açıdan ben bu çağrıyı sizlere yapıyorum. Yeni bir dönemi başlatmamız lazım. Ve unutmayalım ki, ne kadar gecikirsek, bu işlerin neticesini almakta da o kadar çok gecikiriz.
Bilim adamı yetiştirmek, araştırma-geliştirme konularında başlangıcı yapmak, ertesi yıl neticeyi vermiyor bize. Aradan en az beş yıl geçecek ki, beş yıl sonra neticesini almaya başlayacağız. Bütün bu işlerde başarılı olan ülkelerin tecrübesine baktığımızda, hamlenin yapıldığı, büyük dikkatin verildiği, büyük katkıların yapıldığı, büyük fonların ayrılıp, büyük yatırımların yapıldığı yıllardan en az beş yıl sonra neticesinin alındığını görüyoruz. O bakımdan Türkiye'nin artık kaybedecek vakti yoktur. Üniversiteler konusunda bütün toplumun, bütün kurumların, dayanışma içerisinde çalışmalarının gerekli olduğuna inanıyorum ve Türk üniversitelerinin sadece Türkiye'de değil, sadece kendi vatandaşlarımıza değil, bütün dünyaya, bütün insanlığa faydalı olacak imkânı ve kapasitesi olduğunu da göstereceğine inanıyorum.
Bu toplantının düzenlenmesine emeği geçen, katkısı olan herkese tekrar teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarınızda da daima yanınızda olduğumu ifade ediyorum, size başarılar diliyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı