Bakü Enerji Zirvesi'nde Yaptıkları Konuşma

14.11.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanı, Aziz Dostum Aliyev,
Sayın Devlet Başkanları,
Değerli Katılımcılar,
Öncelikle, "Enerji Zirvesi" vesileyle bir kez daha Bakü'ye gelmiş olmaktan duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum.
Evsahibimiz Azerbaycan, bağımsızlığını kazanmasının ardından on beş yıl gibi kısa bir süre içinde enerji güvenliğinin temini, petrol ve doğalgaz alanında dünya çapında bir aktör konumuna gelmiş bulunmaktadır.
Dolayısıyla, Azerbaycan'ın evsahipliğinde düzenlenen Zirve vesilesiyle burada bulunmaktan özellikle mutluluk duyuyorum.
Bu fırsattan istifadeyle, şahsıma ve heyetime gösterilen misafirperverlik için teşekkür ediyorum.
Giderek artan bir öneme sahip olan "enerji güvenliği" günümüzde, dış politika, ulusal güvenlik, ekonomik refah ve küresel istikrar ile birlikte anılan bir kavram haline dönüşmüştür.
Enerji güvenliği aynı zamanda, enerji üreten, tüketen ve transit ülkeler arasında işbirliğine dayalı bir anlayışın geliştirilmesini de zorunlu kılmaktadır.
Bir karşılıklı bağımlılık sözkonusudur.
Dolayısıyla, işbirliği ve karşılıklı güvene dayanan bir yaklaşım benimsememizin, bölgemiz açısından önem arzeden projeler bağlamında çok yararlı olacağını düşünüyorum.
Bu tür projelerde, Bakü-Tiflis-Ceyhan örneğinde olduğu gibi, karşılıklı bağımlılığımızı, bölgesel güçleri, büyük şirketleri ve oyuncuları biraraya getiren verimli işbirliği süreçlerine dönüştürmeliyiz.
Enerji alanındaki bölgesel işbirliğinin, enerji güvenliğinin de ötesinde, bölgesel istikrara, barışa ve refaha kaydadeğer katkılarda bulunacağına kuvvetle inanıyorum.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Gürcistan'da patlak veren kriz, bölgede çözüme kavuşturulmamış ihtilafların Güney Kafkasya'nın güvenlik ve istikrarı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu teyit etmiştir.
Bu ihtilafların, Avrasya bölgesinin enerji güvenliği açısından da üstesinden gelinmesi gereken bir güçlük arzettiği de keza ortaya çıkmıştır.
Şüphesiz ki, Hazar enerji kaynaklarının, güvenli bir şekilde Avrupa pazarlarına nakli, içinde yaşadığımız bölgenin istikrarının devamı ve bölgede iyi komşuluk ilişkilerinin tesis edilebilmesine bağlıdır.
Biz, Güney Kafkasya'da yüzyıllar boyunca birlikte ve yanyana yaşayan halklar arasında karşılıklı güvenin oluşturulması yoluyla, mevcut sorunların çözülebileceğine inanıyoruz.
Böyle bir anlayışla, diğer konuların yanısıra, enerji alanında da mevcut işbirliğinin perçinlenmesi ve genişletilebilmesi için gerekli şartlar oluşturulabilecektir.
Geçen Ağustos ayında tekrar gündeme getirdiğimiz Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu önerimiz, esasen bu anlayıştan doğmuştur.
İdealimiz, Güney Kafkasya'nın çatışma ve anlaşmazlıklarla anılan bir coğrafya olmaktan çıkarılarak, komşu ülkeler arasında kurulan anlayış birliği ve dayanışma açısından dünyaya örnek olan bir bölge haline getirilmesidir.
İdealimiz, bu bölgenin, enerji alanında başlatılan verimli işbirliğinin geliştirilmesi ve genişletilmesi suretiyle Avrupa'nın enerji güvenliğine büyük katkı sağlayan ve adı refah, istikrar ve barışla birlikte anılan bir bölgeye dönüşmesidir.
Bölgenin, bu hedefi gerçekleştirmek için gerekli potansiyeli barındırdığı inancıyla, komşu ülkelerle çalışmalarımızı sürdürmek kararlılığındayız.
Saygıdeğer Katılımcılar,
Türkiye'nin enerji stratejisi çok boyutludur.
Ana hedeflerimizi, ülkemizin kaynak ve güzergahları ile enerji sepetini çeşitlendirmek ve Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda bulunmak teşkil etmektedir.
Türkiye, başta Ortadoğu ve Hazar Havzası olmak üzere, dünyanın ispatlanmış gaz ve petrol rezervlerinin yaklaşık üçte ikisinin bulunduğu bir bölgede yer almaktadır.
Bu tespitten ve Kafkasya ile Orta Asya ülkelerinin ekonomik kalkınmalarının enerji kaynaklarının en akılcı biçimde işletilmesine ve Batı pazarlarına taşınmasına bağlı olduğu düşüncelerinden hareketle, Azerbaycan, Gürcistan ve ABD ile birlikte Doğu-Batı Enerji Koridoru kavramı geliştirilmiştir.
Doğu-Batı Enerji Koridoru'nun iki temel unsurunu az önce kısaca değindiğim Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı ile Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) Doğalgaz Boru Hattı oluşturmaktadır.
10 Kasım 2008 tarihi itibariyle 480 milyon varili aşkın ham petrol BTC güzergahı üzerinden tüketici ülkelere taşınmıştır.
Kazakistan 2006 yılında BTC boru hattı projesine resmi olarak katılmış ve ilk Kazak petrolü bu ay başında tankerle Bakü'ye, buradan da BTC boru hattı vasıtasıyla dünya pazarlarına nakledilmiştir.
Bu çok önem verdiğimiz bir gelişmedir.
Doğu-Batı Enerji Koridoru'nun ikinci bileşeni olan Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ise 2007 Temmuz ayında faaliyete geçmiştir.
Bu boru hatlarının yanısıra "upstream" projelerine de katılan ülkemiz, ulusal petrol şirketi TPAO vasıtasıyla, Hazar bölgesine 3 milyar doları aşkın yatırımda bulunmuştur.
Kuzey-Güney ekseninde ise, Rusya ve İtalya'yla işbirliği halinde 2003 yılında hayata geçen Mavi Akım Projesi geliştirilmiştir.
Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum projelerinin hayata geçirilmelerini takiben uluslararası projeler bağlamında Güney Gaz Koridoru önceliklerimiz arasında birinci sıraya yerleşmiştir.
Bu koridor çerçevesinde, Nabucco, Türkiye-Yunanistan-İtalya ve Trans-Adriyatik doğal gaz boru hattı projeleri geliştirilmektedir.
Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Boru Hattı'nın ilk ayağı olan Türkiye-Yunanistan Enterkonektörü 2007 yılında faaliyete geçmiştir.
Bu hattın yürürlüğe girmesiyle Azeri gazı ilk kez ülkemiz üzerinden Avrupa'ya taşınmıştır.
Bu proje, enerji şebekemizin Avrupa Birliği ile birleştirilmesine yönelik hedefimiz doğrultusunda da büyük önem taşımaktadır.
Buna paralel olarak, doğal gazın Türkiye-Bulgaristan-Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya'ya taşınmasını öngören Nabucco Boru Hattı Projesinin hukuki ve teknik altyapısına ilişkin çalışmalar da devam etmektedir.
Türkiye, bu projenin gerçekleştirilmesi için gerekli kararlılığa ve siyasi iradeye sahiptir.
Nabucco Projesinin başarısı tabiatıyla öncelikle gaz tedarikine bağlıdır. Bu çerçevede Azerbaycan ve Türkmenistan'la yoğun temas halindeyiz.
Daha ileriki yıllarda Özbek gazının da Güney Koridoru üzerinden Avrupa'ya nakledilebileceğini düşünüyoruz.
Bakü-Tiflis-Ceyhan örneğinde Kazakistan'la olduğu üzere, bir gün Hazar'ın Doğu kıyısından Batı kıyısına gaz sevkıyatında da bulunabilmemizi ümit ediyorum.
Öte yandan, Irak gazının da güney-kuzey ekseninde inşa edilecek bir boru hattı aracılığıyla ülkemiz şebekesine, buradan da Güney Koridoru'na bağlanması için Irak Yönetimiyle temaslarımızı sürdürmekteyiz.
Mısır - Suriye - Türkiye hattının oluşturulmasında da önemli mesafe alınmıştır.
Konjonktür uygun olduğunda, İran gazının da devreye girmesini temenni ediyorum.
Sayın Devlet Başkanları,
Değerli Katılımcılar,
Üretici ülkelerden tüketici ülkelere yapılan taşıma etkinliklerinde çevrenin ve diğer toplumsal mal varlıklarının korunmasına büyük özen gösterilmelidir.
Hazar Havzası enerji kaynaklarının Türk Boğazlarından taşınmasının ve artan tanker trafiğinin çevre ve insan güvenliği açısından yarattığı sakıncalar bilinmektedir.
Türk Boğazlarındaki durumu dikkate alarak ülkemiz, ilave seçenek sunacak projeler üzerindeki çalışmalarını da sürdürmektedir.
Boğazlardaki trafiği hafifletmek için Samsun-Ceyhan petrol boru hattının hayata geçirilmesine önem veriyoruz. Bu çerçevede inşaat çalışmalarına başlanmıştır.
Bu hattın faaliyete geçmesi, çevre ve insan güvenliği bakımından olduğu kadar, Kuzey-Güney Koridorunun güçlendirilmesi için de son derece mühimdir.
Sayın Devlet Başkanları,
Değerli Katılımcılar,
Sonuç olarak, konuşmamın başında da vurguladığım üzere, Türkiye enerji alanındaki karşılıklı bağımlılığımızı bölge ülkelerinin yararına verimli bir işbirliğine dönüştürmek arzusundadır.
Kendi enerji ihtiyaçlarımızın ötesinde, önümüzdeki yıllarda Avrupa ülkelerinin enerji güvenliğine daha fazla katkıda bulunacağımıza olan inancım tamdır.
Bunun için tüm komşularımızla, dostlarımızla ve ortaklarımızla elbirliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.
Bakü Enerji Zirvesi'nin bu çalışmalarımıza ivme kazandırmasını temenni ediyorum.
Esasen bugünkü toplantımız, enerji alanındaki bölgesel işbirliğimize daha geniş bir perspektiften bakmamıza imkan tanımıştır.
Bu vesileyle, Aziz Dostum İlham Aliyev'i bu başarılı Zirve ve ikinci kez Azerbaycan Cumhurbaşkanlığına seçilmiş olması münasebetiyle burada bir kez daha kutluyorum.
Teşekkür ederim.
Yazdır Paylaş Yukarı