Türkçe Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi Konferansı'nda Yaptıkları Konuşma

21.11.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türkçe Konuşan Ülkeler Parlamenterler Asamblesi Konferansı'nda yaptıkları açış konuşması aşağıda sunulmaktadır:
"Sayın Meclis ve Senato Başkanları,
Saygıdeğer Genel Sekreterler ve Milletvekilleri,
Hürmetli Kardeşlerim,
Muhterem Misafirler,
Sözlerime Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi Parlamento Başkanları Birinci Konferansı münasebetiyle sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ve bahtiyarlığı ifade ederek başlamak istiyorum.
Hepiniz Türkiye'ye, İstanbul'a hoşgeldiniz.
Bugün gerçekten tarihi bir an yaşıyoruz.
Şu an hissettiğim sevinci, heyecanı ve gururu sizlerle paylaşmaktan şüphesiz ki büyük bir gurur duyuyorum.
Tarihi süreç içinde mesafe itibariyle ayrı düşse de, birbirine derinden bağlı, aynı soya, dile, kültüre, dine, ortak bir geçmişe sahip olan kardeş halklarımızı birbirine daha da yakınlaştırmak adına büyük bir adım atıldığını görüyorum.
Kardeş ülkeler arasındaki ilişkileri güçlendirmek gayesiyle beraberce sarfettiğimiz yoğun çabaların meyvelerini almaya başlamak bize ilerisi için de büyük bir cesaret vermektedir.
Geçtiğimiz yıllarda aramızdaki ilişkiler bakımından pek çok alanda önemli gelişmeler kaydettik.
Karşılıklı olarak çeşitli düzeylerde yoğun temas ve ziyaretlerimiz oldu. En üst seviyede ziyaretlerimiz, protokol dışı yapılabilmekte, karşılıklı olarak çok sık, bazen bir ayda birkaç kez olacak şekilde gerçekleştirilebilmekte. Bütün bunlar eminim ki halklarımız tarafından da yakınen takip ediliyor ve onlar da büyük bir destek veriyor. Bizlerin duyduğu heyecanı halklarımız ve milletimiz de duyuyordur.
Halklarımız, sanatçılarımız, öğrencilerimiz, bilim adamlarımız, işadamı ve tüccarlarımız birbirlerini ziyaret ettiler, tanıştılar, birlikte çalışmaya başladılar. Ortaklıklar kurdular, beraber okullar kurdular, beraber faaliyetlere girdiler. Dolayısıyla çok büyük işler yapıldı. Bütün bu çalışmalara katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum. Bütün ülkelerden çok değerli önderler, bilim adamları, siyasetçiler, fikir adamları bu işlere öncülük ettiler. Huzurunuzda hepsine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Memnuniyetle müşahede ettik ki, ülkelerimiz arasında işbirliğinin güçlendirilmesine, müşterek değerlerimizin korunması ve geliştirilmesine yönelik ortak irademiz çok güçlüdür.
Bu ortak irademizin, halklarımız tarafından da kuvvetle ve samimiyetle desteklenmekte olduğunu görüyorum.
Nitekim bugünkü toplantımız, Hükümetler düzeyindeki münasebetlerin, halklarımızı temsil eden parlamentolarımız arasında da kurumsal bir çerçeveye kavuşturulduğuna işaret etmektedir.


Kıymetli Kardeşlerim,
Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi kurulması fikri, Kazakistan Cumhurbaşkanı, Muhterem Kardeşim, Sayın Nazarbayev'in 2006 yılındaki Antalya Zirvesi'nde dile getirdiği önerilerden biridir.
Bilahare, yaptığımız ikili görüşmelerde bu önerisini tekrarlamış ve ülkelerimizin bu projede ön almasından memnuniyet duyulacağını ifade etmiştir.
Biz de kardeş halkları temsil eden Parlamentolar arasında bir Asamble kurulmasını, halklarımızın dayanışmasının daha da güçlendirmesi bakımından fevkalade faydalı gördük.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Köksal Toptan bu inisiyatifi geliştirdi. Bundan dolayı kendilerini tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum.
Asamble'nin kuruluşuna ilişkin hukuki altyapının kurulması için çalışmalar da başlatılmış vaziyettedir.
Bugün imzalayacağımız Anlaşma ile hayata geçireceğimiz Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi'nin kuruluş çalışmalarında yeralan, değerli fikirleriyle destek olan tüm katılımcılara huzurlarınızda teşekkürlerimi takdim etmek istiyorum.
Bu, halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıracak büyük bir projedir.
Bildiğiniz gibi bu sadece bizim aramızda oluşan ilk örnek değildir. Birçok bölgelerde, parlamenter asambleleri vardır. İşte Avrupa'da, Latin Amerika'da, Afrika'da, Karadeniz çevresinde vardır. Dolayısıyla bu belki gecikmiş bir adımdır ama, bu adımın bugün resmi bir şekilde başlıyor olmasından gerçekten büyük bir memnuniyet ve heyecan duyuyorum. Bunun arkasının birçok adımlarla geleceğinden de eminim.
Sayın Meclis ve Senato Başkanları,
Değerli Katılımcılar,
Bildiğiniz üzere, bugüne kadar Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveler Süreci aramızdaki işbirliğini güçlendirmek için çok önemli bir zemin teşkil etmiştir.
1992 yılından bugüne, sekiz Zirveyi başarıyla gerçekleştirdik.
Bu Zirvelerde herşeyden önce kardeş ülkelerimiz arasındaki dayanışmayı ve birlikteliği ortaya koyduk.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin, işbirliğinin ve kardeşlik bağlarının kuvvetlendirilmesi yönünde çeşitli kararlar aldık. Bunları hayata geçirmek için elbirliğiyle çaba sarfedilmeye başlanmıştır.
Bu Zirveler, aynı zamanda, uluslararası ve bölgesel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunmamıza imkan sağlayan önemli platformlar olmuştur.
Bakü'de, kardeş Azerbaycan'ın evsahipliğinde yapılacak müteakip Zirve'de de, son dönemde ikili ilişkilerimizde ve bölgemizde kaydedilen gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulacağız.
İnanıyorum ki bu zirvede birçok değerli cumhurbaşkanı, devlet başkanı kardeşim biraraya gelecek.
Bu fırsattan yararlanarak, şunu da vurgulamak istiyorum. Bizim bu kuvvetli birlikteliğimiz, sahip olduğumuz ortak değerleri gelecek nesillere aktarmak isteyen kardeş halklarımızın müşterek arzusunun bir neticesidir.
Bizim kardeşliğimiz kimseyi hedef almamakta, aksine bütün bölgenin barış, istikrar ve refahını gözeten bir gönül ve akıl birliğini temsil etmektedir.
Muhterem Misafirler,
Bu vesileyle, Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi ile ilgili olarak gündemde bulunan diğer projelerimizden de bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri, Daimi Sekretarya tesisine ilişkindir.
Geçmiş Zirvelerde aldığımız bu kararı hayata geçirmek üzere, Türkiye'de bir Daimi Sekretarya'nın tesisine yönelik çalışmalarda önemli adımlar attık.
Bu amaçla yoğun görüşmeler neticesinde uzmanlarımız bir kuruluş anlaşması ve tüzük taslağı hazırladılar. Kırgız kardeşlerimizin önerisi çerçevesinde bu belgeleri Bakü Zirvesi'nin ardından Bişkek Zirvesi'nde imzalamayı öngörüyoruz.
Zirveler sürecinde alınan kararları izlemek ve çalışmalarımızda eşgüdüm sağlamak bakımından bir Daimi Sekretarya'nın faaliyete geçmesinin çok yararlı olacağı inancındayım. Çünkü çok çalışmalar yapılıyor ama, bunlar bazen dağınık kalıyor. Bütün bunların koordineli bir şekilde yapılması, belirli bir istikamette olması için en iyi şekilde takip edilmesi gerektiği inancındayım. Bunun için de değerli dostlarım, kardeşlerim cumhurbaşkanları ile yaptığım görüşmelerde hepsi de bu fikri desteklediler. Ve böyle bir sekretaryanın kurulması yolunda da arzularını belirttiler. Bunun üzerine çalışmalar başladı ve şu anda son noktaya geldi. Bakü'de bir kez daha gözden geçirilecek. daha sonraki Bişkek zirvesinde de bunların hepsi inşallah onaylanacaktır.
Geçmiş Zirvelerde Cumhurbaşkanı Sayın Nazarbayev'in dile getirdiği bir diğer öneri de, sahip oldukları tecrübe ile bize yol gösterecek bir Aksakallar Kurulu oluşturulmasıdır.
Önce Sayın Nazarbayev, ardından biz Türkiye olarak bu Kurul'da yeralacak temsilcilerimizi belirledik.
Diğer kardeş ülkelerin de temsilcilerini belirlemelerinin ardından Kurul'un çalışmalarına başlamasında keza büyük yarar görmekteyiz.
Aksakallar Kurulu, zirvelerimize büyük katkı sağlayacak, değerli görüşleri ile çalışmalarımıza destek olacaktır.
Hürmetli Kardeşlerim,
Sahip olduğu zengin kaynaklar ve stratejik konumuyla Türk dünyasına evsahipliği yapan coğrafya tüm dünyanın dikkatle izlediği bir bölgedir.
Bu bölgede ve mücavir ülkelerde yaşanan gelişmelerin, önümüzdeki dönemde de uluslararası kamuoyunun gündeminin en ön sıralarında yer alacağını söylemek mümkündür.
Enerji ve ulaştırma alanında şimdiye kadar hayata geçirdiğimiz büyük projeler, bölgemizin ekonomik kalkınmasına ve istikrarına katkı sağlamıştır. Bu büyük projeler, aramızdaki işbirliği ve dayanışmayı kuvvenlendirdiği takdirde yapabileceklerimizin de en somut göstergesini oluşturacaktır..
Bu bakımdan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattını, Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattını, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattını başka büyük işbirliği projelerinin takip etmesini diliyorum.
Bildiğiniz gibi iki büyük proje faaliyete geçmiştir ve başarıyla devam etmektedir. Bir zamanlar, "Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı yapılmaz, bu bir rüyadır." diyenler bugün Bakü'den yola çıkan petrolün Ceyhan'dan nasıl bütün dünyaya pazarlandığını görmektedir.
Tabii en önemli başka bir gelişme de, bu hatta Kazakistan'ın da dahil olmasıdır. Kazak petrolleri de gemilerle, tankerlerle Bakü'ye getirilmekte ve oradan bu petrol boru hattına yüklenmektedir.
Bakü-Tiflis-Erzurum hattı da bir senedir çalışmaktadır.
Yine Bakü-Tiflis-Kars demiryolununun temelleri hem Bakü'de, hem Tifliste, hem de Kars'ta devlet başkanlarıyla biraraya gelinerek atıldı ve bu proje de hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bunlar bittiğinde Orta Asya'yı, ta Kazakistan'ı, bu gördüğünüz Boğazın altından yapılan tünelden geçerek ta Londra'ya kadar bağlayacaktır. Bu gerçekten çok büyük stratejik bir projedir. Bütün bunlar Türk dünyasını birbirine bağladığı gibi, aynı zamanda Türk dünyasını Batıya, Avrupa'ya da bağlamaktadır.
Değerli Kardeşlerim,
Yaşadığımız bölgeler büyük bir ekonomik zenginlik potansiyeline sahip olmanın yanısıra, bazı tehditlerle de karşı karşıyadır. Aşırı akımlar, terörizm, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi tehditlerin sınıraşan niteliği hepimizin malumudur. Diğer yandan, ekonomik-mali kriz, iklim değişikliği gibi gelişmeler hepimizi etkileyebilmektedir. Dolayısıyla bütün bu tehditlere karşı da beraber dayanışma içerisinde mücadele vermemiz gerektiğine inanıyorum. Birbirimizin tecrübesini birbirimize aktarmanın vaktidir.
Bölgemizin beşeri potansiyeli ve tabii zenginlikleri, akılcı politikalarla ve dayanışmayla birleştiğinde tüm sorunların aşılmasına imkan verecek boyuttadır.
Memnuniyetle görüyoruz ki, uluslararası toplum da bu sorunlara karşı ortak mücadele kararlılığı içindedir.
Bu amaçla pek çok ülke ve uluslararası kuruluş işbirliği için harekete geçmiştir.
Türkiye de, tabiatıyla, bu tehditlerle mücadelede kardeş ülkelere destek sağlamaya devam edecektir.
Bu vesileyle, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilmesine verdiğiniz samimi destek ve gayret için bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizim BM'de görev yaptığımız süre içerisinde sizleri de orada temsil ettiğimizi asla unutmayın. Dolayısıyla bu görevin çok anlamlı bir görev olduğu inancındayım. Sizler de zaten bu inançta olduğunuz için aynı Türkiye gibi büyük bir gayret ve çalışma içerisinde oldunuz. Sadece kendi oyunuzu değil, diğer dostlarınızın oylarını da Türkiye lehinde kazanmak için elinizden gelen her şeyi yaptınız. Bunu yakından bilen bir kişi olarak sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
Diğer yandan, AGİT, Avrupa Konseyi, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi birlikte üyesi olduğumuz uluslararası ve bölgesel kuruluşlar çerçevesinde de yakın işbirliği ve istişare içinde bulunmamızın faydalı olacağına inanıyorum.
Uluslararası ve bölgesel toplantılarda dayanışma içerisinde olmamız, bizlerin tezlerinin çok iyi şekilde seslendirilmesine tabii ki çok büyük bir kıymet verecektir. Ayrıca bütün ülkelerden milletvekillerinin de, kendi aralarındaki dostluğu geliştirmeleri gerekir. Sadece Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, Meclis Başkanlarının kendi aralarındaki dostluğu yetmez, işbirliği yetmez. Milletvekillerinin de, siyasetçilerin de, parlamenterlerin de kendi aralarında dostluklarını geliştirmeleri gerekir. Onun için bu Asamblenin kurulmasına gerçekten çok önem veriyorum. Bu sadece aramızdaki işbirliği olmayacak, aramızdaki dayanışmayı diğer, biraz önce ismini zikrettiğim platformlarda da en güzel şekilde yansıtacak, çıkarlarımızı, menfaatlerimizi en iyi şekilde korumamıza vesile olacaktır.
Hürmetli Kardeşlerim,
Her vesileyle tekrarladığımız gibi, bizler birbirimizin doğal ortaklarıyız.
Aramızdaki işbirliği potansiyelini, ulaştırma ve iletişimden, ticaret ve ekonomiye, kültür ve bilimden eğitime kadar her alanda harekete geçirmeliyiz.
Bu coğrafyada, rekabet ortamından ziyade, işbirliği ruhunun hakim olmasını sağlamak hepimizin yararına olacaktır.
Türkiye, katılım müzakerelerini sürdüren bir ülke olarak Avrupa Birliği'yle yakın ilişkilere sahiptir. Sizler de, BDT üyesi ülkeler olarak özel ilişkilere sahipsiniz.
Biz, bu tür bağları, işbirliği alanlarımızı sınırlayan değil, genişleten, derinleştiren özellikler olarak görüyoruz.
Sizler bizim vasıtamızla Avrupa'da temsil ediliyorsunuz, bizler de sizin vasıtanızla Bağımsız Devletler Topluluğu'nda temsil ediliyoruz. Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Sözlerime son verirken, halklarımız arasındaki bağların ve dayanışmanın bir simgesi olacak Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi'nin kuruluşunun hepimize hayırlı olmasını diliyorum.
İşbirliğimizin giderek güçleneceğine inanıyorum. Geçmişe şöyle bir baktığımızda nereden nereye geldiğimizi en iyi sizler biliyorsunuz. Sizler çok zor dönemler yaşadınız, şimdi hepiniz bağımsızlığınızı kazandınız. Bağımsızlığınızı kazandıktan sonra bunun üstünde çok güzel devletler inşa ettiniz. Bütün cumhuriyetleri ziyaret ettiğimde oradaki inkişafı, gelişmeleri, oradaki imar faaliyetlerini, eğitim faaliyetlerini görmekten büyük bir gurur duyuyorum, heyecan duyuyorum. İnanıyorum ki, sizler de Türkiye'ye geldiğinizde Türkiye'deki gelişmeleri, Türkiye'deki güzellikleri gördüğünüzde aynı heyecanı, aynı gururu duyuyorsunuz.
Ben bir kez daha bizlerin bu şekilde burada toplanmasına vesile olanlara teşekkür ediyorum. Sayın Meclis Başkanı'na çok teşekkür ediyorum. Sizler iştirak ederek, iradenizi bir kez daha gösterdiniz, sizlere de ayrıca çok teşekkür ediyorum. Ve bu toplantıların milletimiz için, -millet dediğimizde çok geniş bir milletten bahsediyorum, bizler o milletin ayrı ayrı parçalarıyız- hayırlı olmasını temenni ediyorum. Sizlere tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı