Sakaryalı İşadamlarıyla Biraraya Geldiği Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

30.01.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Misafirler,
Değerli Konuklar,
Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum. Öncelikle hayatımın bir kısmını geçirdiğim Adapazarı'nda Sakarya'da, burada bulunmaktan duyduğum memnuniyeti ve heyecanı sizlerle paylaşmak istiyorum. Onun için notlarıma da bakmadan, okumadan konuşacağım. Çünkü onlar biraz daha resmi bir konuşma tarzı şeklinde hazırlanıyor. Ben biraz daha hissiyatımı ve düşüncelerimi sizlerle farklı bir şekilde paylaşmak istiyorum. Adapazarı, Sakarya, Türkiye'nin tabii en seçkin illerinden birisi. Bu ilimizin değerli yöneticileri ve ileri gelenleriyle beraber olmak, gerçekten çok mutluluk duyduğum bir şey. Ayrıca Adapazarı ile olan hukukumdan dolayı; şimdi şöyle baktığımda, birçok yakın tanıdığım; kimi arkadaşım, kimi bildiğim, beraber çalıştığım kişileri de görmekten tabii ayrıca mutlu oluyorum. Adapazarı, tabii Türkiye'nin gelişmiş bir bölgesi. İstanbul, Kocaeli, Adapazarı dediğimizde burası ayrıcalıklı bir bölge, her bakımdan; sanayi açısından, bilgi merkezlerine yakınlığı açısından, bütün kültür faaliyetlerine yakınlığı açısından, ulaşım imkânları açısından çok farklı bir şehir. Bu bakımdan bu şehrin, bütün bu avantajları da her zaman en iyi şekilde değerlendirdiğini ve bunları en iyi şekilde halkın hizmetine sunacak şekilde, bunlardan faydalandığını da hep görürüm. Maalesef bu güzel, şirin şehrimiz 1999 yılında vaki olan o büyük deprem çok büyük bir acıyı bizlere tattırmıştı;. Onun tabii hâlâ acısını, hatıralarını hissederiz. Bir kez daha hayatını kaybeden herkese rahmet dilerim. Belki acıları hatırlatmak iyi olmuyor, zor oluyor ama, tabii onlardan ders almak da gerekiyor. Onun için bugün Vilayeti ve Belediyeyi ziyaret ettiğimde bu konuyla ilgili fikirlerimi de paylaşmış ve bütün Türkiye'ye bir çağrıda da bulunmuştum. Bu tip tabii afetler tekrarlandığında minimum zararla bunları atlatabilmemiz için gereken her şeyi yapmamız gerektiğini söylemiştim.
"Adapazarı'nda hayatımın bir kısmı geçti" dedim. O zaman üniversitenin kuruluş yıllarıydı. Üniversitenin kuruluş yıllarında benim de arkadaşlarımla birlikte emeğim oldu; daha sonra da ayrıldım. Bugün ziyaret ettiğimde Türkiye'nin en çok övünülebilecek üniversitelerinden birini gördüm. Takip ediyordum ama doğrusu bu kadar büyüdüğünü, kampusunun bu kadar güzelleştiğini, ayrıca eğitimin bu kadar yüksek seviyeye geldiğini de açıkçası bilmiyordum. Bütün bunları görünce büyük bir gurur duydum tabii. Adapazarı-Sakarya aynı zamanda sanayi merkezi, aynı zamanda tarım merkezi, aynı zamanda hizmet sektörünün en ileri gittiği illerimizden biri. Bütün bunları düşündüğümüzde bu şehrin potansiyeli çok büyük. Bu şehrin potansiyeli sadece bu şehrin halkıyla sınırlı değil, Sakarya Türkiye'ye katkı yapabilecek potansiyeli olan şehirlerimizden, illerimizden birisidir. Bunu harekete geçirmek için veyahut var olanları daha iyi seviyeye götürmek için ne gerekiyorsa bunları hep elbirliği içerisinde yapmamız gerekir. Bugün yaptığım ziyaretlerde bunları konuştuk, bunları tartıştık. Biz de tabii Ankara'ya döndüğümde bunları yakından takip edeceğim.
Üniversiteden bahsettim biraz önce; burada değerli işadamları da varken söylemek isterim: Teknopark muhakkak gecikmiş önemli bir faaliyet alanı, Adapazarı için, Sakarya için. Bunun bir an önce hayata geçirilmesi gerekir. Bu sadece üretim açısından değil; bilim, ilim ve teknolojinin gelişmesi açısından da çok önemli. Çünkü burası artık teknoloji yoğun işlere yönelmesi gereken bir ilimiz. Çünkü bu merkezlere yakın olduğu için yönelimin de bu şekilde olması gerektiğine inanıyorum. Bu açıdan bu tip çok nitelikli sanayinin, nitelikli alanlara iyice yönelmesi gerekir. Her il bunu isteyebilir, her şehir bunu isteyebilir ama o şartlar o illerde olmayabilir -ki birçok ilimizde yok-. Ama Adapazarı için, Sakarya için bu söz konusu değil. İstanbul'a yakınlığının, Kocaeli'ye yakınlığının yanı sıra, cazibe merkezi olması açısından herkesin seve seve geleceği bir il. O açıdan burada yapılabilecek çok şey var. Bütün bunların da büyük bir uyum ve büyük bir gayret içerisinde gerçekleşebileceğine inanıyorum. Yine çok önemli bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum ki, onu burada da, bugünkü ziyaretlerimde gördüm. Zaten hep duyuyordum da. Bir ilin gelişmesi, bir ilde büyük atılımların yapılması için o ilin yöneticilerinin; -vali, belediye başkanı, komutanlar, hakim, savcılar, rektör- o ilin siyasetçilerinin ve o ilin önemli iş adamlarının -ki bunların saysanız, 25-30'u geçmez- çok yakın bir işbirliği içinde, yakın bir çalışma anlayışı içinde olmaları elzem. Bu olduğu süre içerisinde, o ilde o şehirde yapılamayacak bir şey yoktur. Adapazarı'nda böyle görüyorum. Duyduklarım da bu şekilde. O bakımdan ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sinerji dediğimiz şey, böyle bir harmoni, işbirliği de varsa o şehirde oluyor. Bunun da burada olduğunu görüyorum. Yine Adapazarı, ulaştırma açısından, enerji açısından, Türkiye'nin yine kilit illerinden birisidir. Tüm bunlar, bu ilimizin ne kadar büyük cazibe merkezi olduğunu, ne kadar çok potansiyeli olduğunu göstermektedir. Çok şükür ki 1999 yılından bu yana geçen zamanlar boşa geçmemiştir. O günkü hükümetlerden bugünkü hükümete kadar herkes öncelikli olarak bu ilin daima yanında olmuştur. Bütün devlet kurumları öncelikli olarak bu ilin yaralarının sarılması için büyük gayretler sarf etmiştir. Belki hâlâ bazı noksanlıklar olabilir. Ama bunların da en kısa zaman içinde geçeceğine inanıyorum. "Adapazarı aynı zamanda hizmet sektörünün de güçlü olduğu bir il" dedim. Güzel iklimi, yemyeşil, dört mevsimi yaşayabildiğiniz çevresi, gölleriyle, dağlarıyla ki bu bölgeye ulaşımın da kolay olduğunu düşündüğümüzde -İstanbul ile- hizmet sektöründe, özellikle turizm sektöründe, çok daha fazla ilgi alanı olacağına inanıyorum. Bu bağlamda Sayın Güral'a teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir eseri, böyle güzel bir oteli ve tesisi buraya kazandırmak eminim ki bütün Sakaryalıların, Adapazarlıların da çok takdirini toplamıştır. Bunlara yenilerinin de eklenebileceğine inanıyorum. Çünkü o potansiyel var burada. Bu ilde var. Bütün bunlar, burayı artık İstanbul'a çok daha fazla birleştirecektir. Zaten birleşmiş vaziyettedir de. Bunlar, birçok ilde göremediğiniz güzel şeylerdir. Ama burada şimdiden bunları görüyoruz ve yaşıyoruz hep beraber. Bazı illerimiz vardır ki hâlâ 5 yıldızlı otel yoktur, o illerde. 5 yıldızlı otelin olmadığı bir ile, ne sanayici, büyük sanayici gider. Ne o ile işte kültür adamları gider, ne o ile ilim adamları gider, ne de o ile yabancılar rahatlıkla gidebilirler. Ama bugün burada bunların en güzellerine şahit oluyoruz. O bakımdan bunlar çok büyük avantaj, gerçekten bu şehir için. Tabii bir şeyi de unutmamam gerekir. Vali bey bugün verdiği brifingde de bunu sitayişkar bir şekilde anlattı tabii. Bu ilin hayırseverleri -ki onların bazıları aramızda- bir ilin övünebileceği önemli şeylerden birisidir. Kendi kaynaklarını, öz kaynağını başka yerde harcayıp değerlendirebilecekken, onu ülkesinin, vatanının, şehrinin hizmetlerine armağan edebilmesi, okulların yapılması, ayrıca klinikler, hastaneler yapılması, aslında yine iftihar edilecek şeylerdir. Bundan dolayı burada bulunanlara da ve burada bulunmayanlara da teşekkür ediyorum. Hepsine şükran borçluyuz tabii. Hiç kimse zorlamıyor. O imkanlarını başka yerde değerlendirebilecekken getirip çocuklarımızın yetişmesi için okula veriyorlar, bunu düşünüyorlar. Bunlar örnek de oluyor, başkalarına. Güzel örnek oluyor. Ve hayır işlerinde güzel bir yarış da başlıyor. Birisi yapınca başkası da görüyor ve onlar da yapıyor. Ve bunun yaygınlaştığını hep beraber tabii görüyoruz.
Son olarak şunu söylemek istiyorum sizlere. Türkiye, büyük bir ülke. Bu büyük ülkenin tabii sorunları olabilir. Ama Türkiye'nin gidişatına baktığımızda, trende baktığımızda; 5 sene önceyle, 10 sene önceyle, 15 sene önceyle, 20 sene önceyle mukayese ettiğimizde, Türkiye'nin gidişi nasıl, trend nasıl diye baktığımızda, bunun doğru istikamette gittiğini ve bunun iyi istikamette gittiğini ve geleceğe olan güvenimizin arttığını hep beraber göreceğiz. Ekonomide de böyledir. Türkiye'nin demokratik yapısında da bu böyledir. Türkiye'nin güçlenmesinde de bu böyledir. Bunu rakamlarla da ifade edebiliriz. Bunu istatistiklerle de ortaya koyabiliriz. Tabii ki konjektürel problemler olabilir. Günlük problemler olabilir. Açık bir toplumda çoğulcu bir ülkede, yapıda bunlar olacaktır. Bunlar açıklıkla, serbestlikle, iyi niyetle tartışıldığında, bunlardan muhakkak çözümler çıkacaktır. Ve neticede Türkiye biraz daha ileri gidecektir. Önemli olan bunları büyük bir olgunluk içerisinde yapabilmemiz. Bunları yaparken farklı düşünceler olabilir. Bunları yaparken, farklı anlayışlarımız olabilir. Ama bunlar Türkiye'yi güçlendirmek, Türkiye'yi büyütmek için çalışmaya mani değildir. Tam tersine bunlar zenginliktir. Yoksa otoriter bir rejimden bahsedebiliriz. Yoksa tek tip düşünceden bahsedebiliriz. Bu da mümkün değil. Deneyen ülkeler sonunda hep iflas etmişlerdir, çökmüşlerdir. O açıdan bir taraftan demokrasimizi güçlendirirken, hukukun temel ilkelerini güçlendirirken, diğer taraftan ekonomimizi de tabii güçlendirerek bütün bu sorunlardan da çıkacağımıza inanıyorum. Ve Türkiye'yi çok daha ileriye taşıyacağımıza inanıyorum. İşte bütün bu yolda diğer illerimize görevler düştüğü gibi, Adapazarı'na da çok büyük görevler düşmektedir. Özellikle ekonomide önemli bir merkezdir. Bu başarıların ileriye taşınacağına inanıyorum. Başarılara yeni başarıların ekleneceğine inanıyorum. Günlük problemlerimizin önümüzü asla karartmaması gerekir. Bugün birçok ekonomik problemlerle karşı karşıyayız. Bugün bazen siyasi problemlerle karşı karşıyayız. Ama bunların hepsinin konjektürel olduğunu da bilmemiz gerekir. Bunlardan çıkacağımızdan ve daha güçlü çıkacağımızdan da hiçbir kuşkum yoktur. Ben tekrar sizlerle beraber olmaktan, Adapazarı'nda bulunmaktan, demin söylediğim gibi, hayatımın en güzel yıllarının, bir kısmını burada geçirmekten çok mutluyum. Bunu bir kez daha bugün tekrarlıyorum. Hepimiz, eski arkadaşlarımızı, eski fotoğraflarımızı, eski tanıdıklarımızı gördüğümüzde, yeri gelir eski akrabalarımızı gördüğümüzde, nasıl ayrı duygulanır ve hislenirsek ben de bugün onu yaşadım doğrusu. Adapazarı bugün de benim için iz bırakmıştır hatıramda. Tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Bugün şehirde, ilde gösterilen ilgiye, halkın gösterdiği ilgiye, ayrıca teşekkür ediyorum. Sizler de evlerinize döndüğünüzde, bütün aile fertlerinize, herkese, en samimi sevgilerimi ve iyi dileklerimi iletirsiniz, bundan da ayrıca çok memnun olacağım. Sağolun.
Yazdır Paylaş Yukarı