Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı

11.03.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı'nda yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
"Sayın Başkan,
Sayın Genel Sekreter,
Ekselanslar,
Saygıdeğer Delegeler,

Sözlerime başlarken, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 10. Zirve Toplantısı bağlamında sizlerle dost ve kardeş ülke İran'ın başkenti Tahran'da biraraya gelmiş olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ekselansları Sayın Mahmud Ahmedinejad'ı da bu önemli toplantının oturum başkanı seçilmesi dolayısıyla tebrik ediyorum. Kendilerinin başkanlığında başarılı ve verimli bir toplantı geçireceğimize inanıyorum.

Ayrıca, değerli Genel Sekreter Hurşit Enver'e de görev süresi boyunca EİT faaliyetlerinin kurumsallaşması ve üye ülkeler arasında başta ticaret ve ulaştırma olmak üzere farklı alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi yönünde sergilediği yoğun mesaiden ötürü teşekkür ediyorum. Bu toplantıda Irak Cumhurbaşkanı Sayın Celal Talabani, Katar Emiri Sayın El Tani, Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Faruk Şara ve İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nu görmekten de yine büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Sayın Başkan,

EİT 10. Zirvesinin tüm dünyada çok ciddi etkileri görülen küresel bir ekonomik krizin yoğun şekilde hissedildiği bir dönemde gerçekleştiriliyor olması, bu toplantının bizler için önemini daha da arttırmaktadır.

Yaşanan küresel ekonomik kriz neticesinde gelişmiş ülkelerde ekonominin küçülmesi, gelişmekte olan ülkelerde ise ekonomik büyümede görülen yavaşlamalar, ülkelerimizin de bu krizden belirli ölçüde etkilenmesini tabiatıyla kaçınılmaz kılmaktadır.

Bununla birlikte, Doğu ile Batı arasında çok önemli bir coğrafi konumda bulunan teşkilatımızın üye ülkeleri, gerek sahip oldukları doğal kaynaklar ve eğitimli insan gücü, gerek EİT çerçevesinde belirli bir seviyeye ulaşmış olan ekonomik ve ticari işbirliği bağlamında sözkonusu krizi fırsata çevirebilecek bir imkâna da sahip bulunmaktadır.

Yaşanan küresel krizin etkilerinin en aza indirilebilmesinin, ticaret, sanayi, bankacılık, sigortacılık, iletişim ve ulaştırma başta olmak üzere ekonomik faaliyetlerde ülkelerimiz arasında işbirliğinin daha da ileriye taşınması ve politikalarımızın uyumlulaştırılması ile mümkün olabileceği kanaatindeyim.

Bu bağlamda, bugünkü toplantımız marjında gerçekleştirilecek olan küresel ekonomik krizin EİT Bölgesine etkilerinin tartışılacağı oturumun da son derece yararlı ve verimli olacağını düşünüyorum.

Sayın Başkan,
Değerli Katılımcılar,

Türkiye'nin dış politikasında Avrasya boyutu çok önemli bir yer tutmaktadır. Avrasya coğrafyasında barış, istikrar ve refahın sağlanması amacıyla tarihi ve kültürel bağlara dayanan ilişkilerimiz bulunan bölge ülkeleri ile ilişkilerin her alanda geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Bu bağlamda, Avrupa ve Asya'nın enerji ve ticaret koridorları ile birbirine bağlanması ve bölgesel işbirliği için yeni dinamikler yaratılması için çalışıyoruz.

Bölgemizde ekonomik işbirliğinin ve kalkınmanın desteklenmesinin sürekli ve kurumsallaşmış bir diyalogu gerekli kıldığını düşünüyoruz. Bu anlayışla, EİT'in bölgemizde oynadığı role ayrı bir önem atfetmekteyiz.

Bu çerçevede, Bakü'de 2006 senesinde gerçekleştirilen EİT 9. Zirve Toplantısından günümüze kadar geçen dönemde üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin kurumsallaştırılarak geliştirilmesi için tarihi ve çok değerli adımlar atılmış olduğunu görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Bölgesel ekonomik işbirliğinin hayata geçirilmesi bakımından üye ülkeler arasında gümrük tarifelerinin indirildiği, serbest ticarete olanak veren düzenlemelerin gerekliliği aşikârdır. Bu kapsamda, EİT Ticaret Anlaşmasının imzalanarak yürürlüğe girmiş olmasını bölgemizde ekonomik entegrasyon yolunda kritik bir eşiğin aşılması olarak değerlendiriyoruz.

Üye ülkelerin ekonomik bütünleşmelerinin tamamlanması bakımından üzerinde durulması gereken diğer bir nokta da EİT Ticaret ve Kalkınma Bankasının İstanbul'da faaliyetlerine resmen başlanmış olmasıdır. Ayrıca, EİT Sigortacılık Şirketinin faaliyete geçirilmesinde son dönemece girilmiş olmasını da yine geçtiğimiz yıllarda atılan önemli bir adım olarak değerlendirmekteyiz.

Üye ülkelerin çoğunun denize çıkışı bulunmadığı da dikkate alındığında, EİT bünyesinde hedeflediğimiz ekonomik işbirliğinin hayata geçirilmesi için, ulaştırma ve iletişim işbirliğinin geliştirilmesi ihtiyacı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda, Transit Ulaştırma Çerçeve Anlaşmasının tam olarak uygulamaya geçirilmesi ile bölge içerisinde ticaret ve yatırım koridorlarının geliştirilmesinin kolaylaştırılabileceğine inanıyorum.

EİT ülkeleri arasında bölgesel ticaretin ve özel sektör girişimlerinin artması, bölgenin bütününde refah ve istikrara katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda, Başkanlığı Kasım 2007'den itibaren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütülen EİT Ticaret ve Sanayi Odası'nın (EİT TSO) bu yönde başlattığı çalışmalar somut adımlarla ilerlemektedir. EİT bölgesinde, kadın girişimcilerin teşvik edilmesine katkıda bulunan EİT TSO Kadın Girişimciler Konseyi'nin kurulmasını da memnuniyetle karşılıyoruz.

EİT TSO, EİT ülkeleri arasında ikili ve çok taraflı ticareti teşvik etmekte, EİT bölgesinde özel sektörün gelişimini kolaylaştırmakta ve ekonomik alanda politika oluşturma süreçlerine katkıda bulunmaktadır.

Bu noktada, teşkilatımızın öngördüğü hedeflerin hayata geçirilmesi bakımından yürütülen tüm bu değerli çalışmaların başarılı olabilmesi için çerçevesinde uygulamanın öneminin altını çizmek isterim. Dile getirmiş olduğum hususlarda uygulamaya geçilebilmesi bakımından gerekli önlemleri en kısa zamanda almaları yönünde üye ülkelere burada çağrıda bulunuyorum.

EİT ülkelerinin işbirliği bağlamında öncelikli ve büyük potansiyel arzeden alanlardan birinin de enerji olduğu kanaatindeyim. Üye ülkelerimizin enerji kaynakları, enerjinin ilgili pazarlara ulaştırılması konusundaki avantajları değerlendirildiğinde bugün enerji alanındaki işbirliğimizin potansiyelin altında kaldığını gözlemlemekteyiz. Üye ülkeler arasında sürmekte olan enerji alanındaki ikili işbirliğinin EİT çatısı altında çok taraflı boyutunun da geliştirilmesi yönünde gayretlerimizi arttırmamız gerekmektedir.

Sayın Başkan,

Küreselleşme olgusunun belirleyici hale geldiği günümüzde, yaşanan siyasi ve ekonomik sorunların ülkelerin sınırları içerisinde kalması imkânsız hale gelmiştir. Bu bağlamda, ülkelerin vatandaşlarının refahı ve güvenliğini tek başlarına ve uluslararası işbirliğini güçlendirmeden sağlamaları giderek zorlaşmıştır. Bu yeni küresel ortamda, bölgesel örgütlerin öneminin de giderek artmakta olduğu gözlemlenmektedir.

Diğer yandan, başta Filistin ve Yukarı Karabağ'ın işgalinden kaynaklanan siyasi ve insani sorunlar olmak üzere terör, kitle imha silahlarının yayılması, uyuşturucu, insan kaçakçılığı gibi sorunların mevcudiyeti bölgesel işbirliği çabalarından azami fayda sağlanmasını engellemekte, bölge ve dünya barışının tesisini daha da zorlaştırmaktadır.

EİT'i bölgemizde ekonomik kalkınmanın sağlanması bağlamında değerli bir araç olarak görmekteyiz. Bu anlayışla ülkemizin, EİT tarafından ortaya konulan prensip ve hedeflere bağlı olduğunu ve sözkonusu hedeflerin hayata geçirilmesi bakımından üye ülkeler ve EİT Yazmanlığı ile bugüne kadar olduğu gibi yapıcı bir işbirliği ve ortaklık yürütmeye devam edeceğini bir kez daha teyit etmek istiyorum.

Sayın Başkan,

Sözlerimi tamamlamadan önce, Yüksek Şahsiyetinize, tüm İran İslam Cumhuriyeti yetkililerine ve EİT Yazmanlığı görevlilerine, şahsıma ve heyetime gösterilen sıcak konukseverlik ve Zirve toplantısının başarıyla gerçekleştirilmesi için sergilenen çalışmalar nedeniyle bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Bu vesileyle BM Genel Kurulu Başkanı Sayın d'Escoto Brockmann'ın da toplantımıza katılıyor olduğunu görmekten memnuniyet duyuyorum. Kendisiyle BM'de bir araya gelmiştik, tanışmıştık. Tekrar, bu toplantının bu şekilde organize edilmesinden ve başarısından dolayı sizleri kutluyorum, teşekkür ediyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı