Sofya Enerji Zirvesi'nde Yaptıkları Konuşma

24.04.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanı Parvanov,
Sayın Devlet ve Hükümet Başkanları,
Saygıdeğer Katılımcılar,

Öncelikle, Değerli Dostum Cumhurbaşkanı Sayın Parvanov'a ve Bulgaristan makamlarına bu mühim Zirve toplantısını düzenledikleri ve bizlere gösterdikleri samimi misafirperverlik için teşekkür ve takdir duygularımı ifade ediyorum.

Evsahibimiz Bulgaristan'la komşuluk münasebetleriyle pekişen kuvvetli dostluk ve işbirliği bağlarına sahibiz.

Bu işbirliği ruhu ve anlayışıyla, müşterek dostlarımız ve ortaklarımızla birlikte, başta Avrupa olmak üzere uluslararası camia açısından önem taşıyan enerji ve ulaştırma projelerini hayata geçirmek için yoğun gayret sarfediyoruz.

Değerli Katılımcılar,

Farklı coğrafyalardan doğalgaz üreticisi, tüketicisi ve transit ülkelerin bu buluşmamıza gösterdikleri ilgi, enerji güvenliği konusundaki işbirliğimize verilen önemin bir tezahürünü teşkil etmektedir.

Günümüzde enerji arzı, belki de insanlık tarihinde daha önce görülmediği kadar hayati bir hâl alarak, karşılıklı bağımlılığımızı olumlu yönde etkilemeye başlamıştır.

Bu nedenle, Türkiye'nin enerji politikasının temel hedefleri, ulusal arz güvenliğimizin güçlendirilmesi ve nihayetinde enerji kaynak ve güzergahlarını çeşitlendirerek ülkemizin olduğu kadar Avrupa'nın da arz güvenliğine imkanlarımız dahilinde katkıda bulunulması doğrultusunda şekillenmektedir.

Samimi kanaatim, mevcut enerji projelerinin, bir ihtilaf unsuru olarak algılanmayarak, karşılıklı güvene dayanan, bölgesel güçleri, büyük şirketleri ve oyuncuları biraraya getiren verimli işbirliği süreçlerine dönüştürülmesi gerektiğidir.

Geçtiğimiz Kasım ayında Aziz Kardeşim Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in evsahipliğinde Bakü'de düzenlenen Zirve'de de vurguladığım üzere, enerji alanındaki işbirliğimizin, enerji güvenliğinin de ötesinde, bölgesel istikrara, barışa ve refaha kaydadeğer katkılarda bulunacağına kuvvetle inanıyorum.

Saygıdeğer Katılımcılar,

Türkiye önemli bir enerji tüketicisi olduğu gibi, aynı zamanda dünya doğalgaz rezervlerinin yaklaşık üçte ikisine sahip ülkeler ile Batı'daki büyük pazarlar arasında özgün ve stratejik bir konumda bulunmaktadır.

Bu durum Türkiye'ye önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Transit bir ülke olarak bu görev ve sorumluluklarımızın bilinci içinde hareket ediyoruz.

Halihazırda Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ve Türkiye-Yunanistan Enterkonektörü sayesinde Azeri gazı Batı pazarlarına ulaşarak Avrupa'nın güzergâh ve kaynak çeşitlendirmesine katkıda bulunmaktadır.

Bugüne kadar tamamlanan dört önemli projeye ilaveten, üzerinde çalışılmakta olan petrol ve doğalgaz boru hatları, özellikle Ceyhan'da kurmayı planladığımız rafineri, petrokimya ve LNG sıvılaştırma tesisleri, Türkiye'nin dünya pazarlarına erişimde daha önemli bir rol oynamasına imkan verecektir.

Bu anlayışla, enerji alanında faaliyet gösteren yabancı firmaları Ceyhan'a yatırım yapmaya davet ediyoruz.

Türkiye, başta Rusya Federasyonu olmak üzere, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya'daki tüm doğalgaz üreticisi ülkelerle yapıcı, iyi niyetli ve ileriye dönük bir işbirliği yürütmekte, bu işbirliğini bölge enerji güvenliğinin önemli bir parçası olarak görmektedir.

Geçen ay Bağdat'a yaptığım ziyarette Irak doğalgazının, mevcut petrol boru hattına paralel olarak inşa edilecek bir boru hattı vasıtasıyla Türkiye'ye ve buradan da Avrupa'ya nakli projesinin önemi üzerinde durduk.

Aynı işbirliği ruhunun tüm enerji üreticisi, tüketicisi ve transit ülkeler bakımından da geçerli olması elzemdir.

Değerli Katılımcılar,

Avrupa'nın doğalgaz arz güvenliğinde Türkiye coğrafi açıdan stratejik konumdaki ülkelerden biridir. Doğalgazda Avrupa'nın dördüncü ana arteri olmak esas hedeflerimiz arasındadır.

İşte bu sâiklerle, Hazar havzası ve Ortadoğu doğal gaz kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya erişimini sağlayacak boru hatlarına ve Nabucco projesinin hayata geçirilmesine büyük önem atfetmekteyiz.

Stratejik açıdan özel bir yeri haiz olan Nabucco'nun gerçekleştirilmesi için en üst seviyede kararlılığa ve siyasi iradeye sahip olan Türkiye, bu projenin hukuki ve teknik altyapısının oluşturulmasına yönelik müzakerelere bu bilinçle iştirak etmektedir.

Budapeşte Zirvesi Sonuç Bildirisi'nde de yeraldığı üzere, çalışmalarımızı Hükümetlerarası Anlaşma'nın 2009 yılının ilk yarısında sonuçlandırılması hedefiyle sürdürmekteyiz.

Nabucco projesinin hayata geçirilmesinin, Arap Doğal Gaz Boru Hattı gibi yapım aşamasındaki projelere de hız kazandırması ve Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ile Orta Doğu'daki diğer önemli doğal gaz üreticisi ülkelerin Avrupa enerji güvenliği denklemine katılmalarında kolaylaştırıcı rol oynaması samimi temennimizdir.

Nabucco'nun yanısıra, İtalya ayağı inşa halinde olan ve 2012 yılında hayata geçirilmesi öngörülen Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattı da Güney Gaz Koridoru'nun kaydadeğer halkalarından birini teşkil etmektedir.

Bu vesileyle, Nabucco projesinin, Azerbaycan ve Gürcistan ile mevcut işbirliğimizi daha da taçlandıracağına olan inancımızı vurgulamak istiyorum.

Malumları olduğu üzere, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum gibi küresel açıdan stratejik önemi haiz projeleri başarıyla gerçekleştirmişlerdir.

Sayın Katılımcılar,

Doğalgaz boru hatlarının fiziki güvenliğinin sağlanması, doğalgaz depolarının inşası ve LNG terminallerinin yapımı tabiatıyla Güneydoğu Avrupa ülkelerinin doğalgaz güvenliği stratejisinin diğer önemli bileşenlerini oluşturmaktadır.

Karadeniz'de LNG terminallerinin inşasına karar verilirken, Türk Boğazlarındaki mevcut tanker trafiğinin, İstanbul ile birlikte Karadeniz havzasındaki diğer yerleşim yerlerinin güvenliğine yönelik olarak çevresel açıdan yarattığı risklerin dikkate alınması gerekmektedir.

Zira, üretici ülkelerden tüketici ülkelere yapılan taşıma etkinliklerinde can güvenliğinin, çevrenin ve diğer toplumsal mal varlıklarının korunması öncelikli hedeflerimiz olmak durumundadır.

Bu vesileyle, enerji alanında faaliyet gösteren özel sektör temsilcilerinin İş Forumu'nda biraraya gelmelerini ve karşılaşılan sorunlara yönelik görüş alışverişinde bulunmalarını da, en az Zirve kadar önemli gördüğümü özellikle vurgulamak istiyorum.

Teşekkür ederim.
Yazdır Paylaş Yukarı