Sincan Üniversitesi'nde Yaptıkları Konuşma

29.06.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Çin Devleti'nin ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin Değerli Yöneticileri, Sayın Rektör, Değerli Öğretim Üyeleri, Sevgili Öğrenciler;
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. Sayın Devlet Başkanı Hu'nun daveti üzerine Çin'e gerçekleştirdiğim bu devlet ziyareti sırasında Çin'in farklı yerlerinin, şehirlerinin yanı sıra, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ni de ziyaret ediyor olmaktan ve sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk ve heyecan duyuyorum. Bu fırsatı verdikleri için bütün Çin Devlet yetkililerine de teşekkür ediyorum.
Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler tarihidir. Biliyorsunuz bizler de bin 500 yıl önce bu bölgelerde yaşadık, komşu olduk, akraba olduk. Daha sonra bizler batıya gittik, uzak olduk ama, şimdi de dostluğumuz, kardeşliğimiz ve en iyi şekildeki ilişkilerimiz devam etmektedir. Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler çok daha hızlı bir şekilde gelişmektedir ve bütün önemli olaylarda Çin ve Türkiye aynı bakış açısına sahiptir. Ekonomik ilişkilerimizi de Çin'in bütün bölgeleriyle, Pekin'le, Xi'an'la, Sincan'la daha da geliştirmek için büyük gayret sarf ediyoruz. Her iki ülke yöneticileri de bu ilişkileri güçlü bir şekilde desteklemektedir. Şüphesiz ki Sincan Uygur Özerk Bölgesi de iki ülkeyi birbirine bağlayan unsurlardan birisidir. Ülkelerimiz arasında birçok alanda işbirliğini daha da geliştirmek için Pekin'de Devlet Başkanı Hu, Sayın Başbakan Wen ile yaptığımız görüşmelerde çok güzel kararlar aldık ve inşallah bu kararları da hep beraber uygulayacağız.
Sevgili Öğrenciler,
Ziyaretimi Xi'an ve Shenzhen şehirlerinde yaptığım kültürel ve ekonomik temaslarla devam ettirdikten sonra, Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ortak bağların diğer bir ayağını oluşturan Urumçi'ye geldim. Bu vesileyle Urumçi'de bulunmaktan ve sizlere bu Üniversitede, Sincan Üniversitesi'nde hitap ediyor olmaktan inanın büyük bir mutluluk ve heyecan duyuyorum.
Sizin de çok iyi şekilde bildiğiniz gibi Türkiye ile Çin'i tarihte bağlayan bağlardan birisi de İpek Yolu'dur. Çin, İpek Yolu'nun başlangıç, İstanbul ise bitiş noktası olarak uzun yıllar ticaret yollarıyla birbirine bağlanmıştır. Bu ziyaretimde İpek Yolu'nun Çin'deki başlangıç noktası olan Xi'an'dan sonra, yolun önemli bir kavşağı olan Urumçi'yi ziyaret ederek sizleri görmekten büyük sevinç duyuyorum.
Bu vesileyle şunu da söylemek isterim ki: Tarihi İpek Yolu'nu tekrar hep beraber canlandıracağız. Tren yoluyla Çin, Kazakistan'a zaten bağlanıyor. Kazakistan'dan da Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Avrupa yolları, tren yolları tekrar canlı bir şekilde çalışacak. Bununla ilgili eksik noktalarda inşaatlara başladık.
Urumçi'de gördüğüm gelişmeler bölgenin doğu ile batı arasında yeniden bir ticaret kavşağı olma yolunda hızlı bir şekilde ilerlediğini ve geliştiğini gösterdi. Urumçi'nin, Çin'in çevre ülkelerden başlamak üzere Türkiye'ye kadar uzanan bir coğrafya ile ticaretinin merkez üssü haline geldiği, bu aktivitenin de şehre modern bir görünüm kazandırdığı, yeni fabrikalar ve iş yerleri açılmasına ön ayak olduğu ve refah düzeyinin yükselmesini sağladığı görülmektedir. Bu sabah hep beraber Kızıltepe'ye gittik ve o tepeden Urumçi'yi şöyle bir gözledik ve ne kadar hızlı geliştiğini, ne kadar modern caddelerin, binaların yapıldığını görmekten gerçekten çok gurur duyduk.
Bu çerçevede Türk iş adamlarının da bölgeye ilgisi artmakta, bölge, Türkiye için cazip bir yatırım merkezi haline gelmektedir. Kültürel yakınlığımız, tarihten gelen ilişkiler, bütün bunları dikkate aldığımızda inanıyorum ki Türk yatırımcılar için Urumçi çok caziptir ve her geçen yıl buraya çok daha fazla Türk iş adamı gelip yatırım yapacaktır. Benim bu heyetimde çok sayıda büyük Türk iş adamı var, onlar da zaten buraları hep inceliyorlar.
Uygurlar, Çin Halk Cumhuriyeti ile aramızda bir dostluk köprüsü rolü oynamakta olup, bu rolün Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da güçlü bir şekilde gelişmesine, daha da hızlı bir şekilde gelişmesine en büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.
Bu güzel üniversiteye bölge ülkelerinden de öğrencilerin geldiğini duydum. İnanıyorum ki bu ziyaretimden sonra Türkiye'den de buraya, Üniversitenize öğrenciler gelir. Sizler de Türkiye'deki üniversitelere gelirsiniz ve bu ilişkiler çok daha güçlü bir şekilde devam eder.
Bu güzel Üniversiteden fahri profesörlük unvanını almak benim için büyük bir gurur olmuştur. Size şahsımla ilgili de bir bilgi vereyim. Ben de bir zamanlar üniversitede öğretim üyeliği yaptım. Doktoramı da yaptım ekonomi dalında, sonra doçentliğimi de yaptım. Yalnız, daha sonra siyasete girince akademik kariyerim maalesef yarıda kaldı ve profesörlük alamamıştım. O da içimde bir ukde olarak kalmıştı. Şimdi, bu güzel Üniversiteye, Sayın Rektörü Profesör Enver Bey'e ve bütün Üniversitenin diğer hocalarına hep teşekkür ediyorum. Bu profesörlük unvanının bana verilmesiyle, bu şekilde akademik kariyerimi tamamlamış oldum.
Sözlerime son verirken tekrar bize, şahsıma, eşime, bakan arkadaşlarıma, -heyetimizde milletvekilleri var, büyük illerin belediye başkanları var, valilerimiz var, Türkiye'nin çok seçkin bürokratları, iş adamları, gazeteciler var- hepimize bütün Çin seyahati esnasında gösterilen konukseverliğe çok çok teşekkür ediyorum. Sizlere bütün Türk halkının sevgilerini, selamlarını, muhabbetlerini sunarak sözlerime son veriyor, hepinize iyi günler, parlak gelecekler diliyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı