Dünya Bankası-IMF Guvernörleri ve Eşlerine Verdikleri Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

05.10.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Guvernörler,
Kıymetli Misafirlerimiz,

Dünya Bankası - IMF Yıllık Toplantıları vesilesiyle ülkemizi teşriflerinizden ötürü memnuniyetimi ifade etmek istiyor ve hepinize hoşgeldiniz diyorum.

2009 Dünya Bankası - IMF Yıllık Toplantıları'nı küresel ekonominin yeniden yapılanma ihtiyacı içerisinde olduğu ve bu yönde yoğun çabaların sarfedildiği bir dönemde gerçekleştirmekteyiz.

Bizi bu noktaya getiren gelişmeleri ve krize karşı atılan adımları hatırlatmak istiyorum.

Gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında 2007 yılı ortalarında başlayan sorunlar son bir yılda tüm ülkeleri etkileyen küresel bir ekonomik krize dönüştü. Küresel ölçekte ticaret hacmi düştü, yatırımlar yavaşladı, tüketim daraldı. Birçok ülkede ekonomik aktivite geriledi ve işsizlik oranları hızla arttı. Kısaca, son bir yılda dünya ekonomisi İkinci Dünya Savaşından sonraki en derin ekonomik krizini yaşadı.

Buna bağlı olarak, tüm ülkelerde makro ekonomik politika tedbirleri gündemin temel maddesi haline gelmiştir. Krizin üretim ve istihdam üzerindeki etkilerini sınırlandırmak için genişleyici kamu maliyesi ve para politikaları uygulanmıştır. Bazı ülkeler, ilave olarak mali sisteme olan güveni yeniden tesis etmek amacıyla, finans sektörüne yönelik kapsamlı destek paketleri uygulamaya koymuşlardır.

Bugün itibariyle, dünya ekonomisinde göreli bir düzelmenin başladığını, finansal piyasaların istikrar kazandığını, geleceğe yönelik beklentilerin iyileşmeye başladığını ve ekonomik aktivitenin toparlanmakta olduğunu görüyoruz.

Ancak, küresel krizin tam olarak atlatıldığını söylemek için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde, özellikle Avrupa'da, finans sektöründeki sorunlar henüz tam olarak giderilememiştir. Emtia fiyatları yeniden yükselme eğilimindedir. Küresel kriz birçok ülkede derin ve uzun sürebilecek bir işsizlik sorunu ortaya çıkarmıştır. Bugüne kadar uygulanan mali destek paketleri ve genişleyici para politikaları finans sektörüne destek politikaları ile birlikte orta-uzun vadede, fiyat istikrarı ve mali sürdürülebilirlik üzerinde bir baskı oluşturacaktır. Ülkelerin kriz tedbirlerinden çıkış stratejilerini bu riskleri dikkate alarak belirlemeleri gerekmektedir.

Yeni küresel ekonomik düzeni, herkes için olumlu sonuçlar doğuracak şekilde yeniden şekillendirmeye çalışıyoruz. Bunun için, küresel ekonomiyi kriz öncesi dönemdeki kırılganlıklardan kurtarmamız gerektiği açıktır.

Önümüzdeki yıllarda küresel politika belirleyicilerin esas gündemi, ilk adımları bugünlerde atılmakta olan küresel ekonomik ve finansal sistem reformunu başarıyla tamamlamak olacaktır. Bunun, zorlu bir süreç olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak ulusal ve uluslararası düzeyde umut verici emareler görülmektedir.

Benzer krizlerin tekrar ortaya çıkmasını önleyecek orta ve uzun vadeli adımların işbirliği içerisinde atılması konusunda ülkeler arasında ortak bir anlayış ve irade birliği oluşmaya başladığını memnuniyetle müşahede ediyoruz.

Küresel ekonomik büyümenin tekrar sürdürülebilir kılınması ve dünya halklarının yaşam standartlarının yükseltilmesi hususlarında önemli kararlar alınmıştır.

Belli başlı yükselen piyasa ekonomilerinin Finansal İstikrar Kurulu'na üye olmaları ve diğer uluslararası kuruluşlardaki temsil güçlerinin artması memnuniyet verici gelişmelerdir. Sözkonusu ekonomiler, finansal sektörün düzenleme ve denetimine ilişkin çalışmalara aktif katkı sağlamalı ve bu alandaki yeni düzenlemeler tüm ülkelerin iç uygulamalarına vakit kaybetmeksizin yansıtılmalıdır.

Uluslararası camia ticaret, yatırım ve finansal konular da dahil olmak üzere her alanda korumacılığa karşı mücadele etmek üzere önemli taahhütlerde bulunmuştur. Ancak, bu taahhüdü fiilen uygulayan ülkelerin sayısının çok sınırlı kaldığını da belirtmek gerekir. Türkiye bu dönemde korumacılığa başvurmayan ender ülkelerden birisi olmuştur.

Uluslararası toplumun enerji ve gıda güvenliği ile iklim değişikliği konularında da birlikte hareket etme, ortak çözüm geliştirme ve gelecek nesiller için sürdürülebilir bir büyüme altyapısı oluşturma sorumluluğu bulunmaktadır. Bu konulardaki çalışmalar hız kazanmıştır. Bu çalışmaların sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütülmesi önemlidir.

Değerli Guvernörler, Kıymetli Misafirler,

Uluslararası camia, yakın geçmişte yapılmış olan hatalardan ders çıkarma konusunda vakit kaybetmemiştir. Ekonomik açıdan önemli ülkeler gerek ulusal, gerekse uluslararası finansal sistemdeki eksikliklerin giderilmesine ilişkin yöntemler üzerinde mutabakat sağlamış ve böylece reform sürecini hızlandırmışlardır.
Bütün bu gelişmeleri değerlendirdiğimizde bugün artık küresel ekonomide köklü bir değişimin başlangıç aşamasında olduğumuzu söyleyebiliriz.

Küresel büyümeyi sürdürülebilir ve dengeli kılmak için işbirliği içerisinde hareket edilmesi elzemdir. Önümüzdeki dönemde temel sorumluluğumuz, küresel sorunlara birlikte çözüm üretmek ve işbirliği içerisinde hareket etmek olacaktır. Zira kriz, uluslararası finansal sistemin bir motor gibi çalıştığını ve bu motorun tüm parçaları birbiriyle uyum halinde olmadığı zaman aşırı risk birikiminin gerçekleşebileceğini ve bunun sonucunda gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun bütün ülkeleri olumsuz etkileyebileceğini ortaya koymuştur.

Daha yapacak çok işimiz vardır. Rehavete kapılmamalı ve kısa vadeli önceliklerimizin orta ve uzun vadeli hedeflerimizi gölgelemesine izin vermemeliyiz.

2009 Yıllık Toplantıları'nda alınacak kararların yakalanan ivmenin korunmasına yardımcı olacağına inanıyorum. Reform gündemimizin kritik adımlarını hızlı ve sağlam bir şekilde tamamlamak zorundayız.

Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nın etkinliğini artıracak yönetim mekanizmalarını hep birlikte oluşturmalıyız. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan bu kuruluşların, 21. yüzyıl küresel ekonomisinin gerçeklerine uyum sağlayabilecek şekilde çağdaş bir yönetim yapısına kavuşturulmalarının zamanı gelmiştir.

IMF ve Dünya Bankası'nın etkinliğinin artırılması, üye ülkelerin dünya ekonomisi içerisindeki ağırlıkları ölçüsünde söz hakkına sahip oldukları ve sorumluluk üstlendikleri bir yönetişim yapısının oluşturulması ile mümkün olacaktır.

Doğru adımları en uygun zamanda ve işbirliği içerisinde attığımız takdirde, reform süreci geçmişe kıyasla daha fazla güvende hissetmemizi sağlayacaktır. Burada anahtar kavram daha iyi bir gelecek için her alanda uluslararası işbirliğinin sağlanması ve devam ettirilmesidir. Bu noktada, uluslararası toplumun şu ana kadar göstermiş olduğu kararlılık ve samimi işbirliği bizleri gelecek için umutlandırmaktadır.

Değerli Guvernörler, Kıymeli Misafirler,

Dünya Bankası ve IMF yıllık toplantıları vesilesiyle sizleri ülkemizde ağırlamaktan duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyor ve burada bulunduğunuz kısa süre içerisinde İstanbul'un güzellikleriyle dolu günler geçirmenizi diliyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı